Adresimiz
Havzan, Yeni Meram Cd. Arı Sitesi No:55/2 F Blok, 42140 Meram/Konya
İletişim Bilgilerimiz
Adresimiz
Havzan, Yeni Meram Cd. Arı Sitesi No:55/2 F Blok, 42140 Meram/Konya
İletişim Bilgilerimiz

Evliliğin iptali davası, usulüne uygun olarak gerçekleştirilmemiş bir evliliğin geçersizliğinin mahkeme kararı ile tespit edilerek sona erdirilmesini ifade eder. Evliliğin iptali sebepleri kanunda sınırlandırıcı biçimde sayılmış olup bunların dışındaki nedenlerle iptal davası açılması halinde mahkeme bu talebi reddedecektir. Bu yazıda evliliğin iptalinin ne olduğuna, evliliğin iptali sebeplerine, evliliğin iptali davasının kimler tarafından ve nasıl açılabileceğine ve evliliğin iptalinin sonuçlarına değinilecektir.
Türk Medeni Kanunu, evlilik kurumunun kamusal önemini dikkate alarak evlenmeyi birtakım şartlara tabi tutmuştur. Kişiler evlenmeyi kanunun öngördüğü kurallara uygun olarak gerçekleştirmelidir. Belirtmek gerekir ki öngörülmüş bu şartların her biri evliliğin geçerliliğine etki etmez. Türk Medeni Kanunu’nun 155. maddesi, yetkili evlendirme memuru önünde yapılmış evliliklerin kanundaki diğer şekil şartlarına uyulmamış olması sebebiyle butlanına karar verilemeyeceğini hüküm altına almaktadır.
Evlenmenin nasıl yapılacağı Türk Medeni Kanunu’nun 141. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre evlenme, tarafların yetkili evlendirme memuru önünde evlenme konusundaki karşılıklı olumlu iradelerini açıklamalarıyla olur. Bu usul evlenmenin kurucu unsurlarını ifade etmekte olup kurucu unsurların yokluğu, yani evlenme iradesinin açıklanmamış olması yahut yetkili evlendirme memurunun bu sırada hazır bulunmaması, her hukuki işlemde olduğu gibi yokluk sonucuna yol açar. Evlenmenin yok hükmünde olduğu hallerde başka bir işlem yapmaya esasen gerek olmamakla birlikte gerekli olduğu hallerde mahkemeden yokluğun tespitinin istenmesi mümkündür. Belirtmek gerekir ki mevcut hukukumuza göre evlenme bir kadın ile bir erkek arasında gerçekleşebileceğinden, aynı cinsten iki kişinin yetkili memur önünde evlenme iradesini açıklaması halinde de evlilik yok hükmündedir.
Kurucu unsurlar dışında kalan fakat kanunun evlenme için aradığı birtakım şartların eksikliği, tarafların evlenmeye yönelik irade beyanlarında sakatlık bulunması ve bazı evlenme engellerine riayet edilmemesi hallerinde ise evlenme batıl kabul edilir. Evliliğin iptali, geçersiz olarak kurulmuş olan bir evlenmenin mahkeme kararıyla sona erdirilmesidir.
Evlenmeyi batıl kılan sebepler mutlak butlan sebepleri ve nispi butlan sebepleri olmak üzere ikiye ayrılır. Hem mutlak hem de nispi butlan sebepleri kanunda sayıldığı kadarla sınırlı olup, her ne kadar öngörülen şartlara benzer bile olsa kanunda sayılmamış bir sebeple evliliğin iptali söz konusu olamaz.
Mutlak butlan davasının her zaman açılması mümkünken, nispi butlan davasının açılması hak düşürücü süreye bağlanmıştır. Bu doğrultuda, nispi butlan hallerinden birinin varlığı halinde, ilgili sürenin geçmesi artık evliliği geçerli hale getirecektir.
Mutlak ve nispi butlan sebepleri yazının devamında özel olarak incelenecektir.

Nispi ya da mutlak butlan sebepleriyle sakat bir evlilik birliğinin çözülmesi ancak mahkeme kararı ile olur. Bu durum Türk Medeni Kanunu’nun 154. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Mahkemenin vereceği evliliğin iptali kararına kadar batıl bir evlilik de geçerli bir evlenmeymiş gibi sonuç doğuracaktır. Bu sebeple batıl evliliklerin sona erdirilmesi için iptal davası açmak gerekir. Bu davayı açabilecek kişiler ve dava açma süreleri butlan sebebinin mutlak ya da nispi olmasına göre değişiklik göstermekte olup yazının devamında bu hususlar açıklanacaktır.
Evliliğin iptali, boşanma ile karıştırılabilmektedir. Her iki dava da bir evlilik birliğinin sona erdirilmesine ilişkinse de bunların hukuki nitelikleri birbirlerinden oldukça farklıdır. Evliliğin iptali davası, açıkladığımız üzere, geçersiz bir evliliğin hakim kararıyla iptal edilmesine yöneliktir. Boşanma davası ise usulüne uygun olarak yapılmış geçerli bir evlilik birliğinin sona erdirilmesinin eşler tarafından talep edildiği bir dava türüdür.
Belirtmek gerekir ki evliliğin iptali ile boşanma davasının birlikte, terditli olarak açılması da mümkündür. Bu durumda hâkim öncelikle evliliğin iptali için aranan butlan sebeplerinin var olup olmadığını inceleyecek, şartlarda bir eksiklik saptamaz ise evlenmenin iptaline karar verecek; fakat eğer evlenmenin iptaline yönelik sebeplerin tespiti yapılamazsa bu durumda boşanma talebi değerlendirmeye alınacak ve bu şekilde evlilik birliğinin çözülmesi sonucuna ulaşmak mümkün olabilecektir.
Evliliğin iptali davasının açılabilmesi için evlenmenin nispi veya mutlak butlan sebeplerinden en az biri ile batıl olması gerekir. Bu sebeplerden hangisine dayanılacağına bağlı olarak davanın açılabileceği süreler ve davayı açabilecek kişiler değişiklik göstermekte olup yazının devamında bu koşullar detaylı olarak açıklanacaktır.
Mutlak butlan sebepleri Türk Medeni Kanunu’nun 145. maddesinde sayılmış olup sınırlı sayıdadır. Mutlak Butlan sebepleri aşağıdaki gibidir:
Mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptalini eşlerden herhangi biri, eşlerin anne-babaları ve hatta Cumhuriyet Savcıları dahi açabilmektedir. Zira bu husus kamu düzeninden kaynaklıdır. Dolayısıyla ilgili herkes evliliğin mutlak butlanla batıl olması halinde iptalini isteyebilir.
Nispi butlan sebepleri Türk Medeni Kanunu madde 148 ila madde 151 arasında düzenlenmiş olup aşağıdaki gibidir:
Nispi butlanda ise sadece eşlerin kendileri veya istisnai durumlarda eşlerin yasal temsilcileri iptal isteyebilir. Zira buradaki husus, mutlak butlan kadar kamu düzenini ilgilendirmez, eşleri daha çok ilgilendirir.
Bir kimse evlenmeye yönelik iradesini korkutma (tehdit) sonucu açıklamışsa, ortada bir irade sakatlığı mevcut olup kanunda gösterilen şartların varlığı halinde bu kişinin evliliğin iptalini dava etmesi mümkündür. Türk Medeni Kanunu’nda bunun için aranan şartlar aşağıdaki gibidir:
Yanılma (hata) da iradeyi sakatlayan bir sebep olup belli şartlar altında nispi butlan sebebi olarak düzenlenmiştir. Bu halde aşağıdaki hususlardan birinde yanılarak evlenmeye razı olan kişi evlenmenin iptalini dava edebilir:
Akıl hastaları ancak hastalıklarının evlenmeye engel olmadığına dair bir sağlık raporu ile evlenebilirler. Böyle bir raporu bulunmayan, evlenmesine engel bir akıl hastalığı olan kişinin evliliği mutlak butlanla batıldır. Bu tür bir evliliğin iptali, ilgililer ve cumhuriyet savcısı tarafından dava edilebilir. Ancak akıl hastalığının sonradan iyileşmesi durumunda kanun, iptal davası açabilecek kişileri sınırlandırmış ve bu durumda dava hakkı ancak önceden akıl hastalığı bulunup sonradan iyileşen eşe tanınmıştır.
Eğer eşlerden biri diğerini aşağıdaki hususlardan birine aldatmış ve diğer eş de bu aldatma sonucunda evlenmeye razı olmuşsa evlenme nispi butlanla batıl olup aldatılan eş evliliğin iptalini dava edebilir.
Namus ve onura ilişkin aldatma, kural olarak aktif bir davranışla (örneğin yalan söyleyerek) yapılmalıdır, gizleme veya susma gibi davranışlar bu anlamda aldatma sayılmaz. Bununla birlikte, söylenmesi gereken bir durum varsa bu durumda susmak da aldatmaya girer. Namus ve onur hakkında aldatma eşler dışındaki bir üçüncü kişi tarafından gerçekleştirilmişse, bu evliliğin iptalinin istenebilmesi için diğer eşin de bu durumdan haberdar olması aranır. Tehlikeli bir hastalığın gizlenmesinde ise diğer eşin haberdar olması şartı aranmadığı gibi, her türlü susma da aldatma sayılır.
Kanun, belli kişiler arasında evliliği yasaklamıştır. Buna göre, aşağıda sayılan kimseler arasında yapılan evlilikler mutlak butlanla batıl olup Cumhuriyet savcısı ve ilgililer tarafından evliliğin iptali istenebilir:
Mutlak butlan sebeplerinin kamu düzenini ilgilendirdiği kabul edildiğinden, bu sebeplerin varlığı halinde Cumhuriyet savcısı dava açmakla yükümlüdür. Bunun yanında, ilgililerin de iptal davasını açması mümkündür. “İlgililer” denilmek suretiyle kastedilen, evliliğin iptalini istemekte maddi-manevi menfaati olan herkestir. Ancak mutlak butlan sebeplerinden birinin varlığı halinde, ilgili olmayanların da Cumhuriyet savcısına durumu bildirerek dolaylı yoldan dava açılmasını sağlama olanağı bulunmaktadır.
Nispi butlan sebeplerine dayanılarak iptal davası açılması hakkı ise yalnız ilgili eşe ve yasal temsilciye tanınmıştır.
Davalar, ilgili mahkemelere dilekçe verilmesi suretiyle açılır. Evlenmenin iptali davası da bu davayı açmaya hakkı bulunan bir kimse tarafından görevli ve yetkili mahkemeye başvurulması ile açılır.
Evliliğin iptali davası açma süresi iptal sebebine göre değişir. Bir başka deyişle evliliğin mutlak butlanla iptali ve nispi butlanla iptali halinde süreler değişmektedir. Mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptali halinde herhangi bir süre sınırlaması yoktur. İlgililer dilediği gibi dava açabilirler. Fakat Nispi butlan sebebiyle iptal için bir süre sınırlaması koyulmuştur. Nispi butlan haline sebep veren olay öğrenildiği tarihten itibaren 5 yıl içinde dava açılabilir. Korku ile evlenmede durum farklıdır. Zira burada korkuyla evlendirilen kişi için 5 yıllık süre, korkunun kalktığı tarihten itibaren başlayacaktır. Bu sürelerin ardından nispi butlan sebebiyle evliliğini iptali davası açılması mümkün değildir.
Ardından görevli mahkeme olan Aile Mahkemesine dilekçe verilir. Eğer davanın görüleceği yerde (eşlerin birlikte yaşadığı yer mahkemesi) aile mahkemesi yoksa Asliye Hukuk Mahkemesi, aile mahkemesi sıfatıyla davaya bakacaktır. Dilekçe içerisinde butlan sebepleri, neden iptal edilmesi gerektiğine dair hususlar delilleriyle birlikte anlatılmalıdır. Ardından gerekli harç ve masrafların ödenmesiyle birlikte iptal davası açılır.
Türk Medeni Kanunu’nun 160. maddesi uyarınca evlenmenin iptali davasında yetki ve yargılama usulü bakımından boşanmaya ilişkin usuller uygulanır. Bu doğrultuda evliliğin iptali davasında görevli mahkeme aile mahkemesi olup aile mahkemesinin bulunmadığı yerlerde asliye hukuk mahkemesi, aile mahkemesi sıfatıyla davaya bakar. Yetkili mahkeme ise eşlerin son altı aydır birlikte oturdukları yer ya da eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesidir. Ancak Cumhuriyet savcısı, yasal temsilci ya da ilgililerin açacağı mutlak butlan halindeki iptal davaları, genel yetkili mahkeme olan davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılacaktır.

Dava süreleri, mahkemelerin yoğunluğuna ve somut olayın özelliklerine göre değişiklik gösterdiğinden evliliğin iptali davasının sonuçlanması bakımından net bir süre vermek mümkün değildir. Bu türden davalar ortalama bir ila bir buçuk yıl sürebilmektedir.
Mutlak ya da nispi butlan sebeplerinden birinin varlığı sebebiyle geçersiz olan evlenmeler, hakimin kararıyla sona erinceye dek geçerli bir evlenmenin tüm sonuçlarını doğururlar. Yani evliliğin iptali kararı geçmişe değil, ileriye etkili sonuç doğurur. Dolayısıyla çocukların velayeti, nafaka hükümleri, soyadı gibi sonuçlarda boşanmaya dair hükümler uygulanacaktır.
Evliliğin iptali halinde eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesinde boşanmanın davasının sonuçlarına ilişkin hükümler uygulanır. Şayet eşler arasında mal paylaşımına dair bir anlaşma boşanmadan evvel yapıldıysa o şekilde paylaşım yapılacaktır. Yapılmadıysa 01.01.2002’den önceki evliliklerde mal ayrılığı rejimi, sonrası içinse edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanacaktır.
Evliliğin iptali kararı ileriye yönelik sonuç doğuracağı için, batıl olan evlenme içinde yahut butlan kararından itibaren 300 gün içinde doğan çocuklar evlilik içinde doğmuş sayılacaktır. Butlan kararından sonra çocukların ana babayla ilişkilerinin düzenlenmesi, velayet ve nafakayla ilgili hususlarda boşanmaya ilişkin hükümler uygulanır.
Evliliğin mutlak butlan sebeplerinden biriyle sakat olduğu hallerde iptal davası herhangi bir süreye tabi tutulmamıştır. Nispi butlan hallerinde ise iptal davası açma hakkı bakımından hak düşürücü süreler öngörülmüştür. Bu süre, nispi butlan sebebinin mevcudiyetinin öğrenildiği veya korkutma ile evlenme halleri için korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten itibaren 6 ay ve her halde evlenmenin gerçekleşmesinden itibaren 5 senedir. Bu sürelerin geçmesinden sonra nispi butlan sebebine dayanılarak evliliğin iptali davası açılması mümkün değildir.

Mutlak butlanla batıl evliliklerin iptal edilmesi için bir süre sınırlaması olmayıp nispi butlan sebeplerinden birinin varlığı halinde sebebin öğrenilmesinden itibaren 6 ay sonra ve her halde evliliğin gerçekleşmesinden 5 sene sonra dava hakkı düşer. Fakat iptal davasının süresi, mahkemenin yoğunluğu, tanık ve delillerin sayısı oranında değişkenlik gösterebilir. Ortalama 1-2 yıl arasında dava sonuçlanır.
Böyle bir kural hukukumuzda mevcut olmayıp evliliğin iptali davasının açılması için hak düşürücü süreler yukarıda belirtildiği gibidir.
Evliliğin mutlak veya nispi butlan sebeplerinden biriyle batıl olduğu hallerde gerekli koşullar sağlanıyorsa evliliğin iptali davası açılabilir. Bu şartlar yukarıda evliliğin iptali sebepleri kısmında detaylıca bahsedilmiştir.
Mutlak butlanla batıl evliliklerin iptal edilmesi için bir süre sınırlaması olmayıp nispi butlan sebeplerinden birinin varlığı halinde sebebin öğrenilmesinden itibaren 6 ay sonra ve her halde evliliğin gerçekleşmesinden 5 sene sonra dava hakkı düşer.
Evliliğin iptali davasında görevli mahkeme aile mahkemesidir. Aile Mahkemesinin bulunmadığı yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri görev alacaktır.
Evet, boşanmada olduğu gibi evliliğin iptalinde de kadın eşin yeniden evlenmesi için kararın kesinleşmesinden itibaren üç yüz günlük iddet süresini beklemesi gerekmektedir.
Evet, evlenmenin iptalinden maddi veya manevi olarak zarar gören eş mahkemeden tazminat talebinde bulunabilir. Diğer eş bu zarar yönünden kusurlu bulunursa tazminata hükmedilecektir.
Eğer bahse konu sahte belgeler evlenmenin geçerliliğini etkiliyor, yani nispi ya da mutlak butlan sebeplerinden birini oluşturuyorsa bu evliliğin iptali mümkündür.
Evlenme iradelerinin yetkili bir evlendirme memuru önünde açıklanması evlenmenin kurucu unsuru olduğundan aralarında resmi nikah olmaksızın yalnız dini nikah bulunan kişiler Türk medeni hukuku anlamında evli değillerdir.
Evliliğin iptali davası açılması bakımından kişinin Türk vatandaşı olup olmaması bir farklılık oluşturmaz, dolayısıyla yabancı uyruklu kişilerin de bu davayı açması mümkündür.
Eğer yabancı bir ülkede yapılan evlilik, Türk Medeni Kanunu’na göre geçersizse, Türk mahkemelerinde evliliğin iptali için dava açılabilir. Eğer evlilik başka bir ülkede iptal edilmişse, bu kararın Türkiye’de geçerli olması için tanınması ve tenfizi gerekir.
Evliliğin iptaline hükmedilmesi halinde mal paylaşımı, boşanma hükümlerine göre gerçekleştirilir.
Evliliğin kurucu unsurlarından birinin yokluğu halinde evlilik yoklukla maluldür.
Evliliğin iptali, gerçekleşen evliliğin başından beri geçersiz olduğu durumlarda karşımıza çıkar. Bu bakımdan medeni durumu tekrardan bekâr olmaktadır. Yurt dışında evliliğin iptali kararı verilmişse kişinin Türkiye’de tanıma ve tenfiz davası açarak evliliğinin iptal edildiğini Türk mahkemelerine tanıtmalıdır. Medeni hali tekrardan bekar olur.
Evet, evliliğin iptali kararı çocukların ana babaya karşı mirasçılığını etkilemez.
Taraflardan biri davaya katılmazsa, dava gıyabında (yokluğunda) görülmeye devam eder.