Adresimiz
Havzan, Yeni Meram Cd. Arı Sitesi No:55/2 F Blok, 42140 Meram/Konya
İletişim Bilgilerimiz
Adresimiz
Havzan, Yeni Meram Cd. Arı Sitesi No:55/2 F Blok, 42140 Meram/Konya
İletişim Bilgilerimiz

Boşanma, yasal olarak evlilik ilişkisinin sona erdirilmesidir. Açılacak olan dava eşler arasındaki evlilik durumunu sonlandırırken bu sonlandırma sonucunda evlilik mallarının akıbetini ve çocukların durumunu da belirler.
Kanunda öngörülen boşanma sebepleri; şiddetli geçimsizlik, terk, zina, cana kast, kötü muamele, akıl hastalığı şeklinde sayılmıştır. Boşanma nedenlerinin oluştuğu durumlarda taraflardan her biri boşanma kararı verilmesi için mahkemeye başvuruda bulunabilir. Boşanma davası anlaşmalı boşanma şeklinde sürdürülebileceği gibi çekişmeli olarak da gerçekleştirilebilir.
Boşanma davasında süreci etkileyen en önemli faktör tarafların tutum ve davranışlarıdır. Medeni bir şekilde boşanma kararının alındığı durumlarda sürecin pürüzsüz bir şekilde ilerlediği ve sonuçlandırıldığı görülecektir. Boşanma davasında eşlerin çocuğunun olup olmaması da süreci büyük ölçüde etkiler çünkü boşanma davasında hakimin gözetmesi gereken bir başka parametre olan ‘’çocuğun üstün yararı’’ bu durumda dikkate alınacaktır.
Evlilik birliği içerisinde elde edilmiş olan malların da nasıl paylaşılacağı hususu büyük bir sorun olabilmektedir.
Mahkemelerin iş yükü, yetersiz kaynaklarla açılmış davalar ya da hukuk sisteminde sık değişen mevzuat ve yargı görüşleri mahkemenin boşanma kararını vermesinde süreci etkileyici bir diğer unsurdur.
Anlaşmalı boşanma davaları genellikle tek celsede sonuçlanan davalardır. Hatta şu kadar ki uygulamada anlaşmalı boşanma davasına tek celsede boşanma davası adı da verildiği görülmektedir. Burada taraflar bir anlaşmalı boşanma protokolü hazırlar ve bu protokol, tarafların nafaka, mal rejimi, velayet gibi genellikle boşanma davalarında çekişme yaratacak hususlarda anlaştıklarını gösterir. Hal böyle olunca, hâkim protokolü inceler, gerektiği yerde düzenlemelerde bulunabilir. Fakat herhangi bir sorun yoksa protokol geçerli kabul edilir ve her iki taraf da boşanma hususunda mutabıksa boşanma kararı verilebilir. Ortalama 1-3 ay gibi kısa sürelerde sonuçlanan anlaşmalı boşanma davaları, elbette ki mahkemelerin iş yüküyle doğrudan ilgilidir.
Çekişmeli boşanma davası ise anlaşmalı boşanma davalarından farklı olarak tarafların birtakım hususlarda anlaşamaması sonucunda açılır. Eşler, boşanma davasında nafaka, velayet, ortak konut, mal paylaşımı gibi hususların hiçbirinde anlaşamamış yahut sadece birinde anlaşamamış olsalar bile dava çekişmeli hale gelir. Bu durumda çekişmeli hale gelen boşanma davası, tahkikat aşaması ve duruşma aşamalarının uzamasına yol açabilir. Doğal olarak mahkemelerin iş yüküyle de ilişkili olan çekişmeli boşanma davasının süresi ortalama olarak 2-4 yıl civarıdır. Fakat daha uzun süren davaların da var olduğu bilinmektedir.
Boşanma davalarının uzun sürmesindeki en büyük neden hukuk sisteminin aile birliğine verdiği önemdir. Ailenin dağılması durumunda tarafların ve varsa çocukların menfaati göz önünde bulundurulur. Boşanma davalarının Aile Mahkemesi gibi bu konuda ihtisaslaşmış bir mahkemede karara bağlanıyor olması da bunun en belirgin kanıtıdır.
Aynı zamanda mahkemelerin iş yükü, yetersiz personel ve kaynak, teknolojik gelişmelerin yakalanamaması, hukuki literatürün değişkenliği ve karmaşıklığı boşanma davalarının uzun sürmesinde önemli rol oynar.
Çocukların varlığı halinde velayet ve nafaka değerlendirmesinde çocuğun yaşı, ihtiyaçları, yaşadığı sosyokültürel çevre hâkim vereceği kararda etkileyici olacaktır. Zira burada çocuğun üstün yararı daima korunmak zorundadır.
Boşanma davalarının uzun sürmesinin nedenlerinden biri de tarafların uzlaşmaya hiçbir şekilde yanaşmaması, tanık ve delil sayısının fazla olması gibi sebepler dava süresini etkileyen unsurlardan bir başkasıdır.
Mahkemenin iş yükündeki yoğunluk boşanma davasının sonuçlandırılmasında süreyi oldukça etkileyen bir durumdur. İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerde tarafların boşanmak için dilekçe vermesinden sonraki süreç mahkemelerde halihazırda var olan davaların arkasında yer alacaktır. Bu durum bazı davaların yıllarca sürmesine neden olacaktır.
Daha küçük şehirlerde çoğu zaman Aile Mahkemesi olmamasından sebep Asliye Hukuk Mahkemesinde boşanma davası açılmaktadır. Buna rağmen mahkemenin iş yükünde fark edilebilir azalma davanın karara bağlanma süresini oldukça kısaltacaktır. Asliye Hukuk Mahkemeleri, Aile Mahkemesinin yokluğunda Aile Mahkemesi sıfatıyla davayı ele alır.
Anlaşmalı boşanma davasında taraflar iradelerine uygun olarak düzenleyip imzaladıkları bir protokolü mahkemeye sunarlar. Mahkemede bu duruma ilişkin tensip zaptı düzenlenir ve duruşma günü verilir. Duruşma gününde mahkeme salonunda hazır bulunan taraflar ve/veya vekilleri dinlenir. Bu davada kanun gereği tarafların bizzat bulunması zorunludur.
Türk Medeni Kanunu’nun 166. Maddesinin 3. Fıkrasına göre ‘’ (…) Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. (…)’’
Hakim gerekli gördüğü durumlarda tarafların üzerine anlaştığı metin üzerinde değişiklik yapabilir. Taraflar bu değişikliği kabul ederse boşanma kararı verilir.
Verilmiş olan gerekçeli karar taraflara tebliğ edildikten sonra taraflardan her biri 2 haftalık istinaf süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine başvuruda bulunabilir. Aksi halde verilen karar kesinleşecektir.
İstinaf ve temyiz kanun yolları olmakla birlikte her zaman başvuru yolu açık olmayabilir. Eğer başvuru yolu açık olan bir ilk derece mahkemesi kararı varsa bu karar için istinaf başvurusunda bulunulabilir. İstinafa başvuru süresi 2 haftadır ve kesin süredir. İstinafta verilmiş olan karar hem maddi vakıalar yönünden hem de hukuka uygunluk yönünden incelenir, gerekli görülmesi halinde ilk derece mahkemesinin yapmış olduğu işlemlerin tekrarlanmasını talep edebilir.
Temyiz incelemesinde asıl amaç hukuka uygunluk durumunun belirlenmesidir. İstinaf ve temyiz yollarına başvurulduğu da düşünüldüğünde dava açılış tarihinden itibaren 5 yıla varan süreler öngörülebilir.
Taraflardan her biri hakkında verilmiş olan geçici tedbir kararına uymak zorundadır aksi halde bu ihlalin bir yaptırımı olacaktır.
Geçici tedbirler davanın başından itibaren ya da talep edilmesinden itibaren uygulanabilmektedir. Bunlardan bazıları;
Bu kararların her birinde amaç tarafların arasında boşanma sırasında çıkabilecek olumsuzlukların engellenmesidir. Elbette verilecek bu geçici koruma tedbirlerinin verilmesi ve uygulanmasının denetlenmesi boşanma sürecini uzatacaktır.
Boşanma davasında yazılı yargılama usulü uygulanmaktadır. Yazılı yargılama usulünde davanın açılması dava dilekçesi ile başlar. Dava dilekçesi mahkemeye teslim edildikten sonra usulüne uygun bir şekilde bu dilekçe karşı tarafa tebliğ edilir. Dava dilekçesinin tebliğinden itibaren iki hafta içinde karşı taraf cevap dilekçesi verebilir ve kendi nedenlerini sunabilir. Daha sonrasında dava dilekçesini veren tarafa iki haftalık cevaba cevap dilekçesi verme hakkı tanınır. Cevaba cevap dilekçesinin tebliğinden itibaren iki haftalık süreç içerisinde 2. Cevap dilekçesi de verilir ve dilekçeler aşaması tamamlanır.
Dilekçeler taraflara 2 hafta ile 1 ay içinde tebliğ edilir ancak taraflardan biri yurt dışında ise bu süre 3 aya kadar çıkabilmektedir.
Mahkemede değerlendirme konusu olacak her unsur boşanma davasının sonuçlanması için gereken süreyi uzatacaktır. Tanık bir davanın en önemli delillerinden biridir. Dava uzayacak diye düşünerek tanık delilinden vazgeçmek uygun değildir ancak mahkemede beyanları dikkate alınabilecek nitelikte olan tanıkların dinletilmesi her iki taraf için de söz konusu davanın süresini azaltacaktır.
Boşanma davasından sonra mahkemenin gerekçeli kararının taraflara tebliğ edilebilmesi için bu tebliğ talep edilmelidir. Tebligat 2 hafta ile 1 ay içerisinde gerçekleştirilebilir. Yurt dışında yaşayan bir kişiye tebligat yapılacak ise bu süre 3 aya kadar uzamaktadır. Kanun yoluna başvuru süreleri de gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlayacaktır.
Boşanma kararı gerekçeli karar verildikten sonra taraflar kanun yoluna başvurmaz ya da istinaftan feragat dilekçesi verirlerse verilmiş olan karar 2 haftalık yasal süre içerisinde kesinleşir. Kanun yoluna başvurulması halinde tüm kanun yolları tüketilene ve kesin karar verilene kadar dava kesinleşmeyecektir.
Kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde kanun yoluna başvurulmaması halinde kesinleşen mahkeme kararı genellikle bir hafta içerisinde nüfusa bildirilir. Bu tarihten sonra nüfusta istediğiniz değişikliği gerçekleştirebilirsiniz. Zira boşanma davasının sonuçları kararın kesinleşmesinden itibaren vücut bulacaktır.
Eşlerin uzlaşması her zaman davayı hızlandıran bir etki barındırır. Çekişmeli boşanma davaları yıllarca sürerken anlaşmalı olarak boşanan eşler aylar içerisinde tüm aşamaları tamamlayarak evlilik bağını sona erdirebilirler. Eşlerin anlaşması hem maddi hem de manevi açıdan önemli bir faktördür. Hakimin de tarafların anlaşmasına büyük oranda uyacağı hatta çoğu zaman tamamen bunu esas alacağı dikkate alındığında eşlerin anlaşması söz konusu davayı hızlandıracaktır.
Velayet aşamasında göz önüne alınan husus reşit olmayan çocuğun üstün yararıdır. Bu nedenle mahkeme birçok unsuru detaylı olarak analiz eder ve buna uygun karar vermek için çabalar.
Mal paylaşımı davası boşanma kararı alındıktan sonra eşler arasında çekişmeye neden olan malların paylaşımı ile ilgilidir. Bu aşamada eşlerin mallar üzerinde anlaşması çok önemlidir. Eğer anlaşma sağlanamaz ise bu dava en az 1.5-2 sene sürecektir. Enflasyon ve değişen Türkiye ekonomisi göz önünde bulundurulduğunda bu durum oldukça büyük sorunlara neden olabilecektir.
Boşanma sürecini hızlandırmak için tarafların yapabilecekleri tek ve en önemli şey, anlaşmaktır. Anlaşmış olan taraflar mahkemeye ek iş yükü yüklemeden çok kolay bir şekilde boşanma işlemini gerçekleştirebilir.
Eğer taraflar anlaşamıyor ve dava çekişmeli olarak görülüyorsa; davanın hazırlığı eksiksiz yapılmalı, müzakerelerde bulunulmalı, tanık ve diğer delilleri önceden hazırlanmalı ve mahkemeye düzgün bir şekilde sunulmalı, tarafların anlaşmaya sıcak yaklaşması gibi hususlar davayı hızlandıracaktır.
Boşanma davası da diğer davalarda olduğu gibi birçok hukuki prosedürü içerisinde barındırır. Bu nedenle aile hukuku üzerine çalışmalarda bulunan bir avukatla çalışmak oldukça önemlidir. Anlaşmalı boşanma protokolünün bir avukat tarafından hazırlanması tarafların hak kaybı yaşamasını önleyecektir. Aynı zamanda eğer çekişmeli boşanma gerçekleştiriliyorsa bu durumda dilekçelerin ve delillerin sunulması, duruşmanın düzenli takibinin yapılması Boşanma avukatınız tarafından gerçekleştirilecektir.
Süreç içerisindeki aşamaların bir avukat tarafından gerçekleştirilmesi boşanma davasının sonuçlanma süresini oldukça kısaltacaktır. Özdipi Hukuk Bürosu olarak Türkiye’nin dört bir yanındaki müvekkillerimize danışmanlık hizmeti sağlamaktayız.
Davadan feragat edilebilmesi tek taraflı bir işlemdir. Bunun gerçekleştirilebilmesi için karşı tarafın onayı aranmaz ancak vazgeçme aşamasında karşı tarafın muvafakati aranır. Davadan vazgeçmeye onay veren taraf yine aynı dava ile karşı karşıya kalabilir.
Boşanma davasından feragat eden taraf elbette tekrar boşanma davası açabilecektir ancak bir önceki boşanma davasında öne sürmüş olduğu iddia ve savunmalara yeni davada dayanamaz. Feragat etme affetme olarak dikkate alınır. Bunu açıklayan bir yargıtay kararında
‘’ (…) Davalı-davacı kadın 20.09.2006 tarihli oturumda birleşen davasından feragat etmiş ve bu tarihe kadar kocadan kaynaklanan boşanmayı gerektirir kusurları affetmiştir. (…)’’
Feragat eden taraf yeni iddia ve savunmalarla boşanma davası açabilecektir.
Nafaka, bir kimsenin geçindirmekle ve bakıp- gözetmekle yükümlü olduğu kişilere karşı mahkeme kararı ile ödediği bedeldir.
Tedbir nafakası boşanma davası devam ederken talep edilebilmektedir. Maddi olarak güçsüz olan tarafa mahkeme tarafından karşı tarafın ödemesi için öngörülen bedeldir. Bu nafaka türünün verilmesinde kusur değerlendirilmesi yapılmaz. Bu nafaka dava açılıp karar verilmesinden itibaren boşanma kararı verilene kadar devam eder.
Boşanma davası açılmaksızın da nafaka kararı verilebilir ancak bazı şartların varlığı aranır. Bunlar: Eşlerin ayrı yaşaması, tarafların resmi nikahla evli olması, nafaka talebinde bulunan tarafın ayrı yaşamakta haklı nedeninin olması ve talep
Yoksulluk nafakası ise boşanma kararı kesinleştikten sonra yoksulluğa düşen tarafa ödenecek nafaka türüdür. Bu nafaka belirlenirken kusur değerlendirmesi yapılır. Talep olmaksızın mahkeme nafaka kararı veremez.
İştirak nafakası ise çocuğun varlığı halinde valeyi almamış olan tarafın çocuğun bakımı, eğitimi gibi masrafları için ödemesi gereken bir bedeldir. Çocuk 18 yaşını tamamlarsa, evlenirse veya mahkeme karar verirse bu nafaka son bulur.
Talep olmadıkça mahkeme nafakaya hükmedemez.

Boşanma davası iki şekilde açılabilir. Eğer anlaşmalı boşanma şeklinde açılırsa boşanma davası 1-3 ay içerisinde sonuçlanacaktır. Ancak taraflar çekişmeli boşanma davası açmak isterlerse bu durumda boşanma süresi en az 1 yıldan 5 yıla kadar devam edebilecektir.
Anlaşmalı boşanmada hiçbir aksilik olmaması, tarafların anlaşmasının hukuk alemine uygun bulunması gibi hallerde tek celsede boşanma kararı verilebilmektedir.
Çekişmeli boşanma davasında celse sayısı farklılık gösterecektir ancak burada da işlemlerin halledilmesi en az 5-6 celse sürebilmektedir. Bu nedenle çekişmeli boşanma davası oldukça uzun sürmektedir. Çekişmeli boşanma davası açıldığı durumlarda dava yoğunluğu da fazla ise mahkemelerde celseler arasına aylarca süre girmektedir.
En hızlı boşanma davası diye bir durum yoktur ancak tarafların anlaşması, mahkemenin iş yükünün azlığı gibi sebeplerle bazı boşanma davaları bir ay gibi kısa bir sürede sonlandırılmaktadır.
Anlaşmalı boşanma davasında taraflar üzerine anlaştıkları protokolü mahkemeye sunarlar ve bunun sonucunda bir mahkeme günü- saati alırlar. Belirlenen gün ve saatte mahkemede bulunan taraflar dinlenir ve aksine bir yaklaşım olmadığı sürece mahkeme tarafların anlaştığı metne uygun olarak kararını açıklar. Bu sürecin tamamı 1-3 ay arasında sürmektedir.
Boşanma davası açıldıktan sonra maddi olarak güçsüz duruma düşecek taraf eğer talep ederse mahkeme nafakaya hükmedebilecektir. Bu nafaka tedbir nafakasıdır ve boşanma kararı kesinleşene kadar devam eder.
Çekişmeli boşanma davası içinde birçok prosedürü barındıran kapsamlı bir davadır. Bu davada işinin ehli bir avukat ile çalışılması önem arz etmektedir. Bunun dışında genel işleyişte bu dava en az 1 yıllık bir sürede kesinleşmektedir. Bu süre minimum olarak belirlenmiştir ve çoğu zaman bu süre aşılmaktadır.
Anlaşmalı boşanma davasında hâkimin karar verebilmesi için tarafların mutlaka mahkeme salonunda hazır bulunmaları gerekmektedir ancak çekişmeli boşanmada taraflar mahkemede beyanlarını sunduktan sonra sonraki celselere katılmak zorunda değillerdir. Avukat ile temsil edilmeleri halinde duruşmalara avukatları girecektir.
Boşanma davasını açan taraf kendisi bu davaya katılmaz vekili aracılığı ile de temsil edilmezse dosya işlemden kaldırılır ve davaya devam edilmez.
Davalı taraf duruşmaya katılmasa bile dava görülmeye devam eder ancak davacının duruşmalara katılmaması ya da vekili aracılığı ile de temsil edilmemesi durumunda dosya işlemden kaldırılacaktır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunun 150. Maddesinde açıklanmıştır. Bu maddeye göre usulüne uygun bir biçimde duruşmaya davet edilen taraflar duruşmaya katılım göstermezler veyahut gelmelerine rağmen davayı takip etmeyeceklerini bildirirlerse dosya işlemden kaldırılır.
Eğer işlemden kaldırılan dosya için yenileme talebi 1 aylık süre geçmeden önce verilirse bu durumda yeniden harç ödenmesine gerek kalmaz.
Eşlerden biri boşanmak istemese bile mahkeme sunulan beyan ve delilleri inceler, karar verir. Bu durumda çoğu zaman karşı tarafı mağdur etmek için davalı eş boşanmak istemediğini ısrarla belirtebiliyor ancak bu bir kaçış yolu değildir. Mahkeme elindeki delilleri serbestçe değerlendirerek karar verir.
Evlilik süresi boşanma sürecini etkilemez ancak kanundan kaynaklanan anlaşmalı boşanma kararının alınabilmesi için en az bir yıl evliliğin sürmesi gerektiği hükmü unutulmamalıdır.
Taraflar bir yıldan az evli kalmaları halinde çekişmeli olarak boşanabilirler ancak anlaşmalı boşanma yoluna gidemezler.
Kesinleşen kararlar derhal uygulanır. Geçmesi gereken herhangi bir süre yoktur. Kişiler gerekçeli kesin kararın kendilerine tebliğinden itibaren boşanma sonunda yapmak istedikleri işlemleri gerçekleştirebilirler.
Boşanma sonucunda babanın soy adını almış olan çocuğun soy adı annesi ile değiştirilebilir. Bunda herhangi bir engel yoktur. Bu değişikliğin ayrıca dava açılarak karara bağlanması gerekmektedir. 2011 tarihli Anayasa Mahkemesi kararında da ‘’Boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği ve seçeceği soyadını alır.” Hükmü iptal konusu olmuştur. 2018 senesine kadar çocuğun anasının soy adını almasına olumlu yaklaşmayan Yargıtay bu tarihten sonra daha uygulanabilir bir yol tercih etmiştir. Bir çocuğun soyadının değiştirilmesinde üstün bir yarar bulunduğu durumda velayet hakkına sahip olan ananın çocuğun soyadını kendi soyadı ile değiştirebileceğine hükmetmiştir.
Yeniden evlenmek isteyen taraflardan erkek olan için herhangi bir süre kısıtlaması yoktur ancak kadın için iddet müddeti denilen bir süre öngörülmüştür. Bu süre 300 gündür ve amacı nesebin karışmasını engellemektir. Eğer eski eşinden başka birisi ile evlenmek isterse bir kadın bu 300 günlük süreyi beklemelidir ya da hamile olmadığını kanıtlayarak bu süreyi ortadan kaldırmalıdır. Gelişen tıp sisteminde artık bu sürenin çok da bir anlamı kalmamıştır. Kişi hamile olmadığını saatler içerisinde anlayabilmektedir.
Açılmış olan bir davanın geri çekilebilmesi için karşı tarafın muvafakati gerekmektedir. Feragat tek taraflı bir işlemdir ancak burada tek başına alınmış bir karar mahkemeyi ya da karşı tarafı bağlamaz. Davasını geri çeken taraf aynı iddia ve beyanlarla yeni bir dava açabilir bunda herhangi bir engel yoktur.
Kural, anlaşmalı boşanma protokolünün değiştirilmemesidir ancak hakim gerekli gördüğü hususların değiştirilmesi için müdahale edebilir. Aynı zamanda duruşma gününe kadar olan zaman diliminde değişen şartlara uygun olarak uyarlama talebini taraflardan her biri iletebilir.
Hakimin takdirine bağlı olarak gerekli görülmesi halinde gizlilik kararı alınabilmektedir ancak bu çok nadir gerçekleşir. Özel hayatın ihlalini yansıtan ya da çocuğun üstün yararının gözetilmesi gereken hallerde gizlilik kararı alınabilir. Ancak hakim her zaman bu talebi olumlu olarak karşılamaz çünkü kural Türk Hukukunda aleni yargılamadır.
Boşanma kararı kesinleştikten sonra mahkeme tarafından bir yardım nafakası veya iştirak nafakası hükmedilmiş ise bu nafakalar mahkeme kararının kesinleşmesinden itibaren başlar.
İştirak nafakası çocuklar reşit olana kadar, eğitimleri devam ediyorsa eğitimleri sonlanana kadar veya kız çocuğu ise evlenene kadar devam eder. Bu nafakalar boşanma davası kesinleştikten sonra başlar.
Tedbir nafakası, boşanma davası devam ederken karar kesinleşene kadar devam eder. Yoksulluk nafakası ise boşanma kararı kesinleştikten sonra başlar.