AİLE MAHKEMESİNİN GÖREVLERİ

Aile Mahkemeleri, aile hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıkları çözmek ve ailenin korunmasını sağlamak amacıyla kurulmuş özel mahkemelerdir. 2003 yılında yürürlüğe giren 4787 sayılı Kanun ile oluşturulan bu mahkemeler, boşanma, velayet, mal paylaşımı, nafaka, soy bağı ve evlat edinme gibi konularda uzmanlaşmıştır. Aile Mahkemeleri, psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı gibi uzmanların desteğiyle, aile içi sorunların hem hukuki hem de psikolojik boyutlarını dikkate alarak çözüm sunar.

Aile Mahkemeleri, Türk Medeni Kanunu’nun aile hukukuyla ilgili tüm davalara bakar. Özellikle nişanlılık, evlenme izni, boşanma, tazminat, mal rejimi ve velayet gibi konular bu mahkemelerin görev alanına girer. Aile mahkemesi bulunmayan yerlerde ise bu davalara Asliye Hukuk Mahkemeleri bakar. Mahkemeler, aile içi uyuşmazlıkları çözerken, ailenin sosyolojik ve psikolojik yapısını göz önünde bulundurarak daha insani ve adil kararlar vermeyi hedefler.

Aile Mahkemeleri, toplumun temel yapı taşı olan ailenin korunması ve sorunların etkili bir şekilde çözülmesi için önemli bir rol üstlenir. Bu mahkemeler, genel mahkemelerden farklı olarak, özel eğitimli hakimler ve uzmanlarla çalışarak, aile içi sorunların daha hızlı ve kalıcı çözümlerle sonuçlanmasını sağlar. Aile hukuku alanındaki karmaşık ve artan uyuşmazlıklar, bu mahkemelerin varlığını daha da önemli hale getirmektedir.

Yazının devamında aile mahkemelerinin görev alanı ve görev alanı içindeki davalar, aile mahkemelerinin yapısı ve işleyişi ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir.

AİLE MAHKEMESİ NEDİR?

Ailenin korunması, Anayasa’nın 41. maddesi yanında çeşitli yasal düzenlemelerle güvence altına alınmıştır. 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun aile hukuku hükümleri, Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddeleri ve Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi gibi uluslararası anlaşmalar bu kapsamdadır. Ayrıca, 4787 sayılı Kanun ile aile hukukundan doğan davalara bakmak üzere özel aile mahkemeleri kurulması hedeflenmiştir. Bu mahkemeler, aile içi uyuşmazlıkların etkin çözümü ve ailenin korunmasına yönelik önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir.

Aile mahkemeleri, 09.01.2003’te yürürlüğe giren 4787 sayılı Kanun ile kurulmuştur. Bu mahkemeler, Adalet Bakanlığı ve Hakimler Savcılar Kurulu’nun onayıyla illerde ve nüfusu 100.000’i aşan ilçelerde tek hakimle çalışacak şekilde oluşturulur. Aile mahkemelerinde, psikolog, pedagog gibi uzmanların bulunması zorunludur. Hakimlerin evli, çocuk sahibi, 30 yaş üstü ve aile hukuku alanında yüksek lisans yapmış olmaları tercih edilir.

Whatsapptan avukata soru sor
Whatsapptan avukata soru sor

AİLE MAHKEMELERİNİN KURULUŞ AMACI

Aile Mahkemeleri kuruluş amacı bakımından aile hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıkları çözmek amacıyla kurulan özel mahkemelerdir. Aile Mahkemeleri, toplumun temel yapı taşı olan ailenin korunması ve sorunların çözümü için önemli bir rol üstlenir.

Günümüzde, bilgiye erişimin önemi artarken, aile hukuku alanındaki anlaşmazlıklar da hem sayıca artmakta ve karmaşık bir hal almaktadır. Bu sebeple ; boşanma, mal paylaşımı, velayet, yapay döllenme gibi konular, uzmanlık gerektiren alanlar haline gelmiştir. Aile Mahkemeleri, bu tür davalara, ailenin sosyolojik ve psikolojik yapısını dikkate alarak, daha etkili ve hızlı çözümler sunmayı hedefler. Bu mahkemeler, genel mahkemelerden farklı olarak, özel eğitimli hakimler ve uzmanlarla çalışarak, aile içi sorunların daha insani ve adil bir şekilde çözülmesini sağlar.

AİLE MAHKEMELERİNİN GÖREV KAPSAMI

Aile mahkemeleri, Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “Aile Hukuku” başlıklı ikinci kitabında düzenlenen tüm konularda açılan davalara bakmakla görevlidir. Peki, aile mahkemesi kurulmamış yerlerde ne olur? Bu durumda, asliye hukuk mahkemeleri, aile mahkemelerinin görev alanına giren davalara bakar.

Aile mahkemelerinin görev alanı oldukça geniştir. İşte bu mahkemelerin ele aldığı başlıca konular:

  1. Nişanlılık: Nişanın bozulması veya nişanlılık sürecinde yaşanan hukuki sorunlar.
  2. Evlenmeye İzin: Özellikle küçüklerin evlenmesi için gerekli izinlerle ilgili davalar.
  3. Nişanın Bozulmasından Kaynaklanan Tazminat Davaları: Nişanın sona ermesi durumunda tarafların açtığı maddi ve manevi tazminat davaları.
  4. Hediyelerin Geri Verilmesi: Nişan veya evlilik sürecinde verilen hediyelerin iadesine ilişkin davalar.
  5. Evliliğin Butlanı: Evliliğin geçersiz sayılması için açılan davalar.
  6. Boşanma ve Ayrılık Davaları: Evliliğin sona ermesi veya geçici ayrılık kararları.
  7. Boşanma Sonrası Tazminat ve Nafaka: Boşanma durumunda tarafların nafaka ve tazminat talepleri.
  8. Mal Rejimi Uyuşmazlıkları: Evlilik birliği sırasında veya sonrasında mal paylaşımına ilişkin anlaşmazlıklar.
  9. Soy Bağı Uyuşmazlıkları: Nesep (soy bağı) ile ilgili davalar.
  10. Evlat Edinme ve Velayet: Çocukların velayeti veya evlat edinme süreçleriyle ilgili davalar.

Aile mahkemeleri, yalnızca hukuki sorunları çözmekle kalmaz, aynı zamanda aile içi uyuşmazlıkların psikolojik ve sosyal boyutlarını da dikkate alır. Bu nedenle, mahkemelerde psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı gibi uzmanların bulunması zorunludur.

AİLE MAHKEMESİNİN ÖZELLİKLERİ VE YARGILAMA USULÜ

Aile mahkemelerinde yargılama usulü, ilgili mevzuatta düzenlenmiştir. Mahkeme, taraflar arasındaki uyuşmazlıkları çözmeden önce, aile içi sevgi, saygı ve hoşgörüyü korumak amacıyla sulh yoluyla çözümü teşvik eder. Bu süreçte psikolog, pedagog gibi uzmanlardan destek alınabilir. Sulh sağlanamazsa, yargılama devam eder ve esas hakkında karar verilir. Aile Mahkemeleri Kanunu’na (AMK) göre, sulh teşebbüsü zorunlu olmakla birlikte bu adım atlanırsa “bozma sebebi” sayılır. Ancak, şiddet veya zina gibi durumlarda sulh ısrarı tarafları yıpratabilir.

Aile mahkemelerinde, öncelikle AMK, ardından Türk Medeni Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümleri uygulanır. Boşanma, ayrılık ve butlan davalarında hâkim, delilleri serbestçe değerlendirir ve tarafların ikrarlarıyla bağlı değildir. Ayrıca, duruşmaların gizli yapılmasına karar verilebilir.

Aile hukuku davalarında, medeni usul hukukundan farklı olarak, tasarruf ve taraflarca getirilme ilkeleri tam uygulanmaz. Hâkim, tarafları dinleyerek ve doğrudanlık ilkesi çerçevesinde karar verir. Bu usul, ailenin toplumsal önemi nedeniyle özel bir yaklaşım gerektirir.

AİLE MAHKEMELERİ HAKİMLERİ

Aile mahkemelerine atanacak hakimler, AMK m.3’e göre belirli kriterlere sahip olmalıdır. Öncelikle, adli yargıda görevli olmak ve atanacakları bölgeye veya bir alt bölgeye hak kazanmış olmak zorunlu şartlardır. Bunlar olmadan hiçbir hâkim aile mahkemesine atanamaz.

Diğer yandan, evli ve çocuk sahibi olmak, 30 yaşını doldurmak ve aile hukuku alanında lisansüstü eğitim yapmış olmak gibi nitelikler ise tercih sebebidir. Bu kriterler, ülke gerçekleri göz önünde tutularak esnetilmiştir. Zorunlu şartları taşıyan hakimlerden, tercih edilen niteliklere sahip olanlar öncelikli olarak atanır.

Aile mahkemesi kurulmamış yerlerde ise asliye hukuk mahkemeleri bu davalara bakar. Ancak, bu mahkemelerdeki hakimler için AMK’deki özel nitelikler aranmaz. Bu durum, uygulamada esneklik sağlarken, hâkimlerin atama koşullarını değiştirmeyi gerektirecek karmaşaları da önler. Aile mahkemeleri hem hukuki hem de insani boyutu olan davalara baktığı için, hakimlerin nitelikleri büyük önem taşır. Bu sebeple hem zorunlu hem de tercih edilen kriterler, adil ve etkili bir yargılama süreci için belirleyicidir.

NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİ NEDİR?

Nöbetçi aile mahkemeleri, özellikle adli tatil dönemlerinde görülmesi gereken acil dava ve işler için görevlendirilen özel mahkemelerdir. Bu mahkemeler, aile içi uyuşmazlıkların hızlı ve etkin bir şekilde çözüme kavuşturulması, aile bireylerinin haklarının korunması ve ailenin bütünlüğünün sağlanması amacıyla faaliyet gösterir. Özellikle boşanma, nafaka, velayet, aile içi şiddet gibi konularda acil kararlar alarak mağduriyetlerin önlenmesine engellemektedirler.

Nöbetçi aile mahkemeleri, adli sistemin kesintisiz işleyişini sağlarken, aynı zamanda toplumun temel yapı taşı olan ailenin korunmasına yönelik önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir. Bu mahkemeler, hukuki süreçlerin hızlandırılması ve adalete erişimin kolaylaştırılması açısından büyük önem taşır.

AİLE MAHKEMESİNİN GÖREVLERİ
AİLE MAHKEMESİNİN GÖREVLERİ

AİLE MAHKEMESİ DAVALARI NELERDİR?

Aile Mahkemelerinde görülen davalar, aile içindeki hukuki sorunların çözülmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu davalar özellikle şu şekilde sıralanabilir:

  1. Nişanlılığın Bozulmasına İlişkin Davalar: Nişanlılık ilişkisinin sona erdirilmesi.
  2. Evlenmeye İzin Davaları: Evlilik için gerekli izinlerin alınması.
  3. Batıl Evlenmeler: Geçersiz evliliklerin hukuken düzeltilmesi.
  4. Bekleme Süresinin Kaldırılması: Evlilik sonrasında bekleme süresinin kaldırılması.
  5. Soy bağına İlişkin Davalar: Soybağı ilişkilerinin tespiti.
  6. Evlilik Birliği Davaları: Evlilik birliği ile ilgili çıkarılacak kararlar.
  7. Eşyaların Tespiti ve İadesi: Evlilik birliğindeki eşyaların belirlenmesi ve iade edilmesi.
  8. Boşanma Davaları: Evliliğin sona erdirilmesi.
  9. İştirak Nafakası Davaları: Çocukların bakımı için nafaka talepleri.
  10. Nafaka Davaları: Eşlere yönelik nafaka talepleri.
  11. Çocuğun Mallarının Korunması: Çocukların sahip olduğu malların korunması.

AİLE MAHKEMESİNE DAVA NASIL AÇILIR?

Aile Mahkemesi’ne dava açmak için ilk adım, dava konusunun belirlenmesidir. Velayet , Boşanma, nafaka , mal paylaşımı yahut aile içi şiddet gibi meselelerde başvuru yapılabilir. Davacı, dava dilekçesini hazırlayarak, davalının yerleşim yeri ya da olayın gerçekleştiği yerdeki Aile Mahkemesi’ne başvurur. Dilekçede dava sebebi, talepler ve deliller net bir şekilde ifade edilmelidir. Mahkeme dilekçeyi değerlendirip davayı kabul ettiği takdirde taraflara duruşma tarihi bildirilir. Aile Mahkemesi, hızlı çözümler üreterek aile içindeki hukuki sorunları çözmeyi amaçlar.

BOŞANMA DAVALARINDA AİLE MAHKEMESİNİN YETKİSİ

Boşanma davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya son 6 aydır birlikte yaşadıkları yer Aile Mahkemesi’dir. Boşanma sonrası açılacak nafaka davalarında ise nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Türk Medeni Kanunu’nda boşanma nedenleri özel ve genel olarak ayrılmıştır. Boşanma davası, iki nedene dayalı olarak açılabilir. Davacı eş, boşanma davası sırasında çocukların velayeti, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat talebinde bulunabilir. Bu talepler, dava sürecinde mahkeme tarafından değerlendirilir ve karara bağlanır.

VELAYET DAVALARINDA AİLE MAHKEMESİNİN YETKİSİ

Velayetin değiştirilmesi davası, velayet hakkı kendisine verilmeyen ebeveynin, çocuğun üstün yararının zarar gördüğünü veya başka haklı sebeplerle velayetin kendisine verilmesini talep ettiği bir dava türüdür. Bu dava, çocuğun menfaati gerektirdiğinde her zaman açılabilir ve Aile Mahkemesi tarafından görülür. Yetkili mahkeme, davacının veya çocuğun yerleşim yeri mahkemesidir. Velayetin kaldırılması ise, ebeveynlerin çocuğun bakım ve eğitimini gerektiği gibi yerine getirememesi durumunda, çocuğun korunması amacıyla mahkeme tarafından alınan bir önlemdir. Kusur aranmaz; önemli olan, velayet görevlerinin yerine getirilmemesidir. Velayet hakkı, devredilemez veya feragat edilemez. Bu karar, yalnızca mahkeme tarafından verilir ve Medeni Kanun’da belirtilen sınırlı koşullara tabidir. Her iki dava türü de çocuğun üstün yararını korumayı amaçlar.

NAFAKA DAVALARINDA AİLE MAHKEMESİNİN ROLÜ

İştirak nafakası, boşanma veya ayrılık durumunda çocuğun velayetini almayan eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine mali gücü oranında katkıda bulunmasını öngören bir yükümlülüktür.

Bu davalar, Aile Mahkemesi’nin görev alanına girer ve yetkili mahkeme, nafaka alacaklısının (velayet sahibi) yerleşim yeridir. Velayet sahibi, çocuğun bakımından sorumluyken, diğer eş de maddi katkı sağlamakla yükümlüdür. Nafaka miktarı, tarafların gelirleri, çocuğun ihtiyaçları ve yaşam standartları dikkate alınarak hakim tarafından belirlenir. İştirak nafakası, çocuk reşit olana kadar devam eder, eğitim sürüyorsa uzatılabilir. Mali durum değişikliklerinde nafaka artırımı veya azaltımı talep edilebilir.

MAL REJİMİ VE MAL PAYLAŞIMI DAVALARI

Boşanma sürecinde eşler arasındaki mal paylaşımı, özellikle 2002 sonrası evliliklerde yeni Türk Medeni Kanunu’na göre düzenlenir. Mal rejimi, evlilik süresince edinilen malların paylaşımını kapsar. Kişisel mallar (evlilik öncesi edinilenler) paylaşıma dahil değilken, evlilik içinde edinilen mallar eşit olarak bölüştürülür. Buna edinilmiş mallara katılma rejimi adı verilir. Bu süreçte, eşlerin mali katkıları, borçlar ve değer artışları dikkate alınır. Özellikle ev, araba gibi taşınmazların alımına veya iyileştirilmesine katkıda bulunan eş, bu katkısını ispat ederek hak talep edebilir. Ziynet eşyaları ise kişisel mal sayılır ve boşanma öncesinde de iade davası açılabilir. 2002 öncesi evliliklerde ise mal ayrılığı rejimi geçerlidir; ancak katkı ispat edilirse paylaşım söz konusu olabilir.

AİLE İÇİ ŞİDDET VE KORUMA KARARLARI

Aile içi şiddet, fiziksel, psikolojik, cinsel veya ekonomik olarak ortaya çıkabilen ve mağdurun hayatını derinden etkileyen ciddi bir sorundur. Türk hukukunda, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında, şiddet mağdurları koruma altına alınır. Uzaklaştırma kararı, şiddet uygulayan kişinin mağdurdan belirli bir mesafede durmasını zorunlu kılan bir tedbirdir. Bu karar, eşler, eski eşler, nişanlılar, çocuklar veya aynı evi paylaşanlar gibi şiddete maruz kalan veya risk altındaki kişiler tarafından talep edilebilir. Uzaklaştırma kararı hakkında detaylı bilgi edinmek önem arz eder.

Başvuru, Aile Mahkemesi, Cumhuriyet Savcılığı, polis veya jandarma gibi kurumlara sözlü veya yazılı olarak yapılabilir. Mahkeme, delil aramaksızın 24 saat içinde karar verebilir. Uzaklaştırma kararıyla, şiddet uygulayan kişinin mağdura yaklaşması, iletişime geçmesi yasaklanabilir veya silah teslimi gibi ek tedbirler alınabilir. Karar, ilk etapta 6 aylıktır ve ihlal durumunda zorlama hapsi uygulanır. Şiddet mağdurlarının vakit kaybetmeden başvurması hayati önem taşır.

EVLİLİK BİRLİĞİNİN KORUNMASI VE TEDBİR KARARLARI

Evlilik birliğinin korunmasına yönelik davalar, Aile Mahkemeleri’nde görülür. Eşler, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya önemli bir konuda anlaşmazlık yaşanması durumunda, hakimin müdahalesini talep edebilir. Hakim, eşleri uzlaştırmaya çalışır, gerekirse uzman desteği alır ve önlemler uygular.

Bu tür davalarda yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesidir. Eşlerin her ikisi de önlem alınmasını istiyorsa, ilk başvuranın yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Bu süreç, evlilik birliğinin korunmasını ve sorunların çözümünü amaçlar.

KAYYIM VE VASİ ATANMASI DAVALARI

Vesayet, küçüklerin veya kısıtlı yetişkinlerin hukuki ve kişisel menfaatlerini korumak için oluşturulan bir hukuki kurumdur. Vesayet altına alınan kişilere, mahkeme tarafından bir vasi atanır. Vasi, bu kişilerin mal varlığını yönetir, hukuki işlemlerini temsil eder ve onların haklarını korur. Vesayet, küçükler için velayet eksikliğinde, akıl hastalığı, savurganlık, alkol veya uyuşturucu bağımlılığı gibi durumlarda gerekli olabilir.

Vasi, genellikle aile üyeleri arasından seçilir ve görevini yerine getirirken kusurlu davranışlarından sorumludur. Vesayet, küçüğün ergin olması veya kısıtlama sebebinin ortadan kalkmasıyla sona erer. Bu süreç, Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından denetlenir ve vasi, görevini iki yıl süreyle yürütür. Vesayet, kişilerin korunması ve haklarının güvence altına alınması açısından önemli bir hukuki mekanizmadır.

EVLİLİK SÖZLEŞMESİ VE MAL REJİMİ SÖZLEŞMELERİ

Evlilikte mal rejimi, eşlerin evlilik süresince edindikleri malların yönetimini ve boşanma, ölüm gibi durumlarda nasıl paylaşılacağını düzenleyen hukuki bir statüdür. Türk Medeni Kanunu’na göre, eşler evlenmeden önce veya sonra mal rejimi sözleşmesi yaparak dört farklı rejimden birini seçebilir: edinilmiş mallara katılma, mal ayrılığı, paylaşmalı mal ayrılığı veya mal ortaklığı. Eğer eşler sözleşme yapmazsa, yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanır.

Bu rejimde, evlilik süresince edinilen mallar eşler arasında eşit paylaşılırken, kişisel mallar (miras, bağış gibi) paylaşıma dahil değildir. Mal rejimi sözleşmesi, noterde resmi şekilde düzenlenmeli ve eşlerin karşılıklı rızasıyla yapılmalıdır. Sözleşme, eşlerin ölümü, yeni bir rejime geçiş veya mahkeme kararıyla sona erebilir. Bu süreç, eşlerin mal varlığını koruma ve adil paylaşımını sağlamayı amaçlar.

BABALIK DAVALARINDA AİLE MAHKEMESİNİN YETKİSİ

Babalık davası, evlilik dışı doğan çocuk ile baba arasında soybağının mahkeme kararıyla kurulmasını sağlayan hukuki bir süreçtir. Bu dava, anne veya çocuk tarafından açılabilir ve babanın rızası aranmaz. Babalık davaları, Aile Mahkemeleri’nin görev alanına girer. Aile Mahkemesi bulunmayan yerlerde, Asliye Hukuk Mahkemesi bu davalara Aile Mahkemesi sıfatıyla bakar. Yetkili mahkeme, taraflardan birinin dava veya doğum sırasındaki yerleşim yeri mahkemesidir. Tarafların Türkiye’de yerleşim yeri yoksa, MÖHUK hükümlerine göre yetkili mahkeme belirlenir. Yabancı mahkeme kararlarının tanınması veya tenfizi de Aile Mahkemeleri’nce incelenir.

Dava, baba hayatta değilse mirasçılarına karşı açılır. Babalık davası, inşai nitelikte olup, kabul edilmesi halinde çocuk ile baba arasında soybağı kurulur ve bu karar geçmişe etkilidir. Ancak çocuk, geçmişe yönelik nafaka talep edemez. Davanın açılabilmesi için çocuğun annesinin belli olması ve başka bir erkekle soybağı bulunmaması gerekir. Ayrıca, dava Cumhuriyet savcısına, Hazineye ve ilgili taraflara ihbar edilmelidir. Bu süreç, çocuğun miras ve nafaka haklarını güvence altına almayı amaçlar.

EVLAT EDİNME DAVALARINDA AİLE MAHKEMESİNİN YETKİSİ

Evlat edinme, Türk Medeni Kanunu’na göre belirli koşullar ve usuller çerçevesinde gerçekleştirilen, evlat edinen ile evlatlık arasında hukuki bir soy bağı kuran bir kurumdur. Küçüklerin evlat edinilmesi için, evlat edinen tarafından en az bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olması şartı aranır. Ayrıca, evlat edinmenin çocuğun yararına olması ve evlat edinenin diğer çocuklarının haklarının hakkaniyete aykırı şekilde zedelenmemesi gereklidir. Eşler, birlikte evlat edinebilirken, evli olmayan kişiler tek başına evlat edinebilir.

Evlat edinen kişinin en az 30 yaşını doldurmuş olması ve evlat edinilen çocuktan en az 18 yaş büyük olması şarttır. Ayırt etme gücüne sahip çocuğun rızası alınmalıdır. Ayrıca, çocuğun ana ve babasının rızası da gereklidir. Bu rıza, çocuğun doğumundan en az 6 hafta sonra verilebilir ve 6 hafta içinde geri alınabilir. Evlat edinme kararı, evlat edinenin yerleşim yeri mahkemesi tarafından verilir. Evlat edinme, çocuğun yararını gözeterek, hukuki bir süreçle gerçekleştirilir.

SOYBAĞININ REDDİ DAVALARINDA AİLE MAHKEMESİ KARARLARI

Soy bağının reddi davasında görevli mahkeme Aile Mahkemeleri’dir. Taraflardan birinin dava veya doğum anındaki yerleşim yeri mahkemesidir.

Baba ile çocuk arasındaki soy bağı, yalnızca soy bağının reddi davası ile ortadan kaldırılabilir. Bu dava, kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olup, hak sahibi tarafından bizzat kullanılmalıdır. Koca, doğan çocuğun kendisinden olmadığını iddia ederek, kanundaki babalık karinesini bu dava ile çürütebilir. Medeni Kanun’un 286. maddesine göre, dava koca tarafından ana ve çocuğa, çocuk tarafından ise ana ve kocaya karşı açılır. Koca ölür, gaipliğine karar verilir veya ayırt etme gücünü kaybederse, altsoyu, ana veya babası, bu durumu öğrendikten itibaren bir yıl içinde dava açabilir. Bu süreç, soy bağının hukuki olarak reddedilmesini sağlar.

NİŞAN BOZMA DAVALARINDA AİLE MAHKEMESİ

Nişanın bozulması, maddi ve manevi tazminat davalarına yol açabilir. Yetkili mahkeme, genellikle davalının yerleşim yeridir. Ancak, haksız fiil niteliğindeki kusurlu nişan bozma durumunda, davacının yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.

Maddi Tazminat: Haklı bir sebep olmadan nişanı bozan veya bozulmasına neden olan taraf, diğer tarafın evlenme amacıyla yaptığı harcamaları ve maddi fedakarlıkları tazmin etmekle yükümlüdür. Bu, dürüstlük kuralları çerçevesinde ve uygun bir miktarda belirlenir. Aynı kural, nişan giderleri için de geçerlidir.

Manevi Tazminat: Nişanın bozulması sonucu kişilik hakları zarar gören taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat talep edebilir. Bu, manevi zararın karşılığı olarak uygun bir para ödemesi şeklinde gerçekleşir.

Hediyelerin Geri Verilmesi: Nişanlılık evlenme dışı bir sebeple sona ererse, alışılmışın dışındaki hediyeler geri istenebilir. Bu davada da genel yetki kuralı uygulanır ve davalının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.

Nişanın bozulması hem maddi hem de manevi sonuçlar doğurabilen hukuki bir süreçtir. Taraflar, haklarını korumak için bu davaları açabilir ve yasal süreçlerle adil bir çözüm talep edebilir.

AİLE MAHKEMESİNİN VERDİĞİ KARARA İTİRAZ

Aile Mahkemeleri, aile hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıkları çözmekle görevli özel mahkemelerdir. Bu mahkemelerde verilen nihai kararlara karşı temyiz süresi 15 gündür ve bu süre, kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten itibaren başlar. Temyiz, şahıs varlığına ilişkin davalarda her zaman mümkünken, menkul mal veya alacak davalarında belirli bir değer sınırını aşması koşuluyla yapılabilir. Temyiz edilen taraf, temyiz dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren 10 gün içinde cevap verebilir. Aile hukukuna ilişkin davalarda temyiz, hükmün icrasını otomatik olarak durdurur; teminat veya Yargıtay’dan özel bir karar gerekmez. Yargıtay, genellikle dosya üzerinden inceleme yapar, ancak tarafların talebi üzerine duruşma da yapılabilir.

Temyiz sonucunda verilen onama veya bozma kararlarına karşı, 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabilir. Tedbir niteliğindeki kararlar ise temyiz edilemez, ancak doğrudan mahkemeye itiraz edilebilir. Bu tür kararlar, geçici nitelikte olup, nihai bir hüküm değildir.

konya avukat iletişim
konya avukat iletişim

SIKÇA SORULAN SORULAR

Aile Hukuku Kapsamına Giren Davalar Nelerdir?

Aile Mahkemeleri, Aile Hukuku kapsamında hukuki sorunların çözümünde kilit rol üstlenmektedir. Bu mahkemelerde görülen davalar, nişanlılığın bozulması, evlenmeye izin, geçersiz evliliklerin düzeltilmesi, bekleme süresinin kaldırılması, soybağı tespiti, evlilik birliğiyle ilgili kararlar, eşyaların iadesi, boşanma, iştirak ve eş nafakası, çocukların mallarının korunması olarak örnek verilebilir. Boşanma ve nafaka davaları, aile hukukunun en sık karşılaşılan alanlarıdır. Aile Mahkemeleri, tarafların haklarını korurken, aynı zamanda aile birliğinin ve çocukların menfaatlerini gözetir.

Aile Mahkemeleri Hangi Konulara Bakar?

Aile mahkemeleri, aile hukukundan kaynaklanan davalara (boşanma, nafaka, velayet, mal paylaşımı gibi) özel olarak bakmak amacıyla oluşturulmuştur. Aile içi uyuşmazlıklar giderek karmaşıklaştığı için, bu davaların çözümü uzmanlık gerektirir. Mesela, tüp bebek, yeni mal rejiminden doğan sorunlar gibi konular, özel bilgi ve deneyim istemektedir. Öte yandan, aile mahkemeleri, ailenin psikolojik ve sosyolojik yapısını dikkate alarak, daha insani ve etkili bir yargılama süreci sunmaktadır.

Aile Mahkemesi Nedir ve Hangi Davalara Bakar?

Aile mahkemeleri, 2003 yılında aile hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıkları çözmek amacıyla kurulmuştur. Bu mahkemelerde, hâkimlere ek olarak psikolog ve pedagog gibi uzmanlar da görev alarak, özellikle boşanma, nafaka ve velayet gibi hassas konularda destek sağlar. Daha tüm ilçelerde yaygınlaşmamış ve çoğu eksiklikliği bulunsa da aile mahkemeleri Türk hukuk sisteminin modern dünya standartlarına ulaşmasında önemli bir rol oynamaktadır. Aile içi sorunların adil ve insani bir şekilde çözülmesine katkıda bulunmaktadır.

Aile Mahkemesinde Boşanma Davası Ne Kadar Sürer?

Anlaşmalı boşanma, tarafların uzlaştığı durumlarda tek celsede sonuçlanır ve daha hızlıdır. Çekişmeli boşanma ise, taraflar anlaşamadığında açılır; nafaka, velayet veya tazminat gibi konularda uyuşmazlık varsa süreç uzayabilir.

Bu davalar, Türk Medeni Kanunu’nda belirtilen boşanma sebeplerine dayanır ve delillerle desteklenmelidir. Çekişmeli boşanma, genellikle 1-2 yıl sürebilir ve mahkeme yoğunluğu, tanık eksikliği gibi nedenlerle uzayabilir. Her iki durumda da hukuki süreç titizlikle takip edilmelidir.

Aile Mahkemesinde Velayet Davası Nasıl Açılır?

Velayet davalarında, çocuğun üstün yararı esas alınır. Genellikle küçük çocukların velayeti anneye verilse de, baba daha uygun ise velayet babaya da bırakılabilir. Velayet talep eden taraf, diğer ebeveynin çocuğa bakamayacağını veya yetersiz kalacağını delillerle ispatlamalıdır. Mahkeme, çocuğun fiziksel, duygusal ve maddi ihtiyaçlarını değerlendirerek karar verir. Velayet verilmeyen ebeveynin, çocuğu belirli zamanlarda görme hakkı bulunur. Velayet değişikliği davası, çocuğun menfaati gerektirdiğinde açılabilir. Ayrıca, ebeveynlerin çocuğa yeterli bakım sağlamadığı durumlarda, mahkeme velayetin kaldırılmasına karar verebilir. Bu davalar, Aile Mahkemesi tarafından görülür.

Aile Mahkemesinde Çocuk Teslimi Nasıl Yapılır?

Çocukla kişisel ilişki düzenlemesi ve teslimi, boşanma veya ayrılık sürecinde önemli bir konudur. Bu ilişkinin kurulması, kaldırılması veya değiştirilmesi talepleri, Aile Mahkemeleri tarafından çocuğun yaşadığı yerde görülmektedir. Bu hak, boşanma davası sırasında talep edilebileceği gibi, ayrı bir dava konusu da olabilir. Mahkeme, çocuğun üstün yararını gözeterek, görüşme günleri, süreleri ve koşullarını belirler.

Delil sunma zorunluluğu olmamakla birlikte, hâkim çocuğun eğitim, sağlık ve sosyal hayatını dikkate alarak karar verir. Çocuğun yaşı ve olgunluk düzeyi uygunsa, mahkeme çocuğun görüşünü de alabilir. Her durumda, çocuğun menfaati ön planda tutulur ve bu esaslara aykırı hiçbir düzenleme yapılamaz.

Uzaklaştırma Kararı Almak İçin Aile Mahkemesine Nasıl Başvurulur?

Uzaklaştırma kararı almak için nöbetçi aile mahkemesine dilekçeyle başvurabilir. Bu başvurular, acil işler kapsamında değerlendirilir ve genellikle duruşmasız karara bağlanır. Mağdurlar, doğrudan mahkemeye gitmek yerine Cumhuriyet savcılığı, kolluk kuvvetleri veya ŞÖNİM’e (Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi) de başvurabilir. Delil sunma zorunluluğu olmamakla birlikte, şiddeti gösteren belgeler süreci hızlandırabilir. Acil durumlarda, kolluk amiri de geçici uzaklaştırma kararı verebilir, ancak bu karar en geç bir iş günü içinde hâkim onayına sunulur. Bu süreç, 6284 sayılı kanunla düzenlenmiştir.

Aile Mahkemesinde Görülen Davalara Avukatla Mı Girilmelidir?

Türkiye’de Aile Mahkemeleri’nde avukatla dava açmak zorunlu değildir, taraflar kendi başlarına da süreci yürütebilir.

Ancak aile hukuku davaları genellikle karmaşıktır, bu yüzden avukat tutmak faydalıdır. Avukat, haklarınızı savunur, delilleri düzgün sunar ve davayı daha etkili yönetir. Özellikle çekişmeli boşanmalarda veya ciddi anlaşmazlıklarda avukat desteği almak daha güvenli olacaktır. Basit davalarda ise avukatsız da ilerlemek mümkündür.

Aile Mahkemesi Kararlarına Nasıl İtiraz Edilir?

Aile Mahkemeleri, aile hukuku davaları görülmektedir. Aile mahkemelerindeki kararlara ilişkin, temyiz süresi 15 gündür ve şahıs davalarında her zaman; menkul mal veya alacak davalarında ise belirli bir değeri aşarsa yapılabilmektedir. Temyiz ile hükmün icrasını durur. Onama yahut bozma kararlarına karşı 15 gün içinde karar düzeltme yapılabilir. Tedbir kararları temyiz edilememektedir, fakat itiraz edilebilir.

Aile Mahkemesi Hangi Durumlarda Tedbir Kararı Alabilir?

6284 sayılı Kanun, şiddete maruz kalan veya şiddet riski altındaki kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağdurlarının korunmasını amaçlar. Bu kanun, şiddeti önlemek ve mağdurlara güvenli bir ortam sağlamak için alınacak tedbir kararlarını düzenler. Tedbir kararları, şiddet uygulayan kişinin evden uzaklaştırılması, iletişim araçlarıyla rahatsız etmesinin yasaklanması veya mağdurun koruma altına alınması gibi önlemleri içerir. Bu kararlar, Aile Mahkemesi veya kolluk kuvvetleri tarafından hızlıca alınabilir. Tedbir kararı uygulamada her şehir ve ilçedeki mahkemeden istenebileceği gibi aktif süren bir boşanma davası varsa boşanma davasına bakan Aile Mahkemesi’nden tedbir istenecektir.

Aile Mahkemesinde Anlaşmalı Boşanma Davası Nasıl Açılır?

Anlaşmalı boşanma davası için genellikle eşlerden birinin yerleşim yeri yahut son 6 aydır birlikte yaşadıkları yerin Aile Mahkemesi yetkilidir. Ancak, taraflar anlaşarak Türkiye’deki herhangi bir aile mahkemesine de başvurabilir. Boşanma talebini içeren bir dilekçe hazırlanmalı ve iki nüsha olarak sunulmalıdır. Eğer avukat kullanılacaksa, noterden alınan vekaletname dosyaya eklenmelidir. Ayrıca, tarafların anlaşma protokolü hazırlaması ve bu protokolde nafaka, mal paylaşımı, çocukların velayeti gibi konuların detaylıca belirtilmesi gerekir. Protokol, ıslak imzalı olmalı ve gerekli belgeler (kimlik fotokopileri, çocukların nüfus kayıtları, taşınmaz belgeleri vb.) dosyaya eklenmelidir. Dava harcı ödendikten sonra süreç başlar. Bu tür davalar, tarafların uzlaştığı durumlarda hızlı ve sorunsuz bir şekilde sonuçlanır.

Aile Mahkemesinde Açılan Dava Geri Çekilebilir Mi?

Aile Mahkemesi’nde açılan davalarda, davacı, hüküm kesinleşene kadar davasını ancak davalının açık rızası ile geri alabilir. Bu durumda, davanın hiç açılmamış sayılmasına karar verilir. Bu düzenleme, davacının davayı ne zamana kadar geri çekebileceği konusundaki belirsizlikleri ortadan kaldırmayı amaçlar. Ayrıca, hâkimin davalıya, davacının ileride davayı yeniden açma hakkını saklı tutup tutmadığını açıkça sorması gerektiği de belirtilir. Bu şekilde, tarafların rızası ve hukuki süreçler daha net bir şekilde korunmuş olur. Bu kural ile özellikle boşanma, nafaka veya velayet davalarında tarafların uzlaşması durumunda önemli bir esneklik sağlamaktadır.

Aile Mahkemesi Kararlarına İtiraz İçin Hangi Mahkemeye Başvurulur?

Aile mahkemesi tarafından verilen uzaklaştırma, tedbir, aile koruma, elektronik kelepçe gibi kararlara karşı dilekçeyle itiraz yoluna gidilebilir. Bu kararlara ilişkin itiraz dilekçesi Aile Mahkemesi Hakimliği’ne sunulur. Aile mahkemesi kararlarına karşı itirazda bulunacak kişilerin bu hususa dikkat etmesi gereklidir.

Aile Mahkemesinde Açılan Bir Dava Ne Kadar Sürer?

Aile Mahkemesi’nde açılan davaların süresi, davanın niteliğine göre farklılık göstebilmektedir. Anlaşmalı boşanma gibi uzlaşmaya dayalı davalar çoğunlukla kısa sürede, çekişmeli boşanma, nafaka veya velayet davaları 6 ay ile 1 yıl arasında sürebilmektedir. Mahkemenin iş yoğunluğu, tarafların iş birliği düzeyi ve sunulan deliller de süreci etkileyebilir. Dava süreci bu sebeple değişkenlik gösterebilir.

Aile Mahkemesinde Babalık Davası Nasıl Açılır?

Babalık davası, evlilik dışı doğan çocuk ile baba arasındaki soybağını mahkeme kararıyla kurar. Bu dava, anne veya çocuk tarafından açılabilir ve babanın rızası gerekmez. Aile Mahkemeleri bu davalara bakar, ancak Aile Mahkemesi olmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Yabancı mahkeme kararları da Aile Mahkemeleri tarafından incelenir.

Aile Mahkemesi Aracılığıyla Çocukla Kişisel İlişki Kurulabilir Mi?

Aile Mahkemesi aracılığıyla, çocukla kişisel ilişki kurulması için ayrı bir dava açılabilir veya mevcut kararlar üzerinde değişiklik yapılabilir. Bu talep, boşanma veya ayrılık davası sürecinde de gündeme gelebilmektedir.

Hâkim, çocuğun üstün yararını gözeterek, kişisel ilişki kurulmasına yönelik karar verir ve takdir yetkisini bu çerçevede kullanır.

Aile Mahkemesinde Görülen Davalarda Gizlilik Var Mıdır?

Aile mahkemelerinde görülen davalarda, özellikle çocukların korunması ve aile mahremiyeti nedeniyle gizlilik önemli bir ilkedir. Çocuk Hakları Sözleşmesi, Anayasa ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu, çocukların yararını gözeterek yargılamaların gizli yapılmasını öngörür. Ayrıca, aile içi uyuşmazlıklar, boşanma, velayet ve soybağı gibi konular, kişisel mahremiyet gerektirdiğinden, bu davalarda da gizlilik esastır. Türk Medeni Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu, tarafların talebiyle duruşmaların gizli yapılabileceğini düzenler. Ancak, uygulamada aile mahkemeleri genellikle gizlilik kararı almadan duruşmaları kapalı yürütmekte, bu da aleniyet ilkesine aykırılık oluşturabilmektedir. Bu nedenle, aile hukukuna ilişkin tüm davalarda yargılamanın mutlak gizli olmasını öngören yasal düzenlemeler yapılması önerilmektedir. Bu hem çocukların hem de aile mahremiyetinin korunmasını sağlar.

Aile Mahkemesi Kararlarına Yapılan İtiraz Süresi Ne Kadardır?

Aile Mahkemesi kararlarına itiraz süresi, kararın taraflara tebliğinden itibaren 14 gündür. Bu süre içinde itiraz yapılmazsa, karar kesinleşir.

İtiraz, kararı veren mahkemeye ya da yetkili başka bir mahkemeye yapılabilir. İtiraz başvurusu sonrası, mahkeme genellikle 1 hafta içinde karar verir ve bu karar bağlayıcıdır. Süreler, davanın türüne ve mahkemenin yoğunluğuna göre değişebilir.

Aile Mahkemesinde Alınan Bir Uzaklaştırma Kararı Nasıl Kaldırılır?

Uzaklaştırma kararının iptali için, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Aile Mahkemesi‘ne itiraz başvurusu yapılır. Birden fazla Aile Mahkemesi varsa, kararı veren mahkemeyi takip eden mahkeme inceleme yapar. Tek mahkeme varsa, Asliye Hukuk Mahkemesi devreye girer. Hakimler aynı kişiyse, itiraz en yakın Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilir. İtiraz, 1 hafta içinde sonuçlandırılır ve bu karar kesindir.

Aile Mahkemesinde Miras Davalarına Bakılır Mı?

Miras davalarında, davanın türüne bağlı olarak görevli mahkeme değişiklik gösterir. Bu davalara genellikle Sulh Hukuk Mahkemesi yahut Asliye Hukuk Mahkemesi bakar. Aile Mahkemeleri, miras davalarına bakmakla görevli değildir. Miras Hukuku kapsamında dava açacak kişilerin bu yönden dava açacakları görevli mahkemeyi bilmeleri önem arz etmektedir.

Aile Mahkemesinde Görülen Davalar İçin Harç ve Masraflar Ne Kadardır?

Aile mahkemesinde görülen davalar bakımından harç ve masraf kalemleri dava konusuna göre farklılık gösterebilir. Aile mahkemelerinde en çok karşılaşılan dava türü olan boşanma davası üzerinden hesaplama yapmak gerekirse 2025’te boşanma davası için ödenecek masraflar şunlardır: Başvuru harcı 427,60 TL, dava masrafları 3.012 TL, tebligat ücreti 200-500 TL, bilirkişi ücreti 2.000-5.000 TL, avukat ücreti (anlaşmalı) 30.000 TL, (çekişmeli) 50.000-100.000 TL, keşif ve tanık ücretleri 1.000-5.000 TL. Ek masraflar, tanık, nafaka ve mal paylaşımı ile artabilir.

EROL EFE BAYEZİT

PAYLAŞ
Zehra Özdipi
Zehra Özdipi
Makale: 175
WHATSAPP RANDEVU AL ARA