Adresimiz
Havzan, Yeni Meram Cd. Arı Sitesi No:55/2 F Blok, 42140 Meram/Konya
İletişim Bilgilerimiz
Adresimiz
Havzan, Yeni Meram Cd. Arı Sitesi No:55/2 F Blok, 42140 Meram/Konya
İletişim Bilgilerimiz

İşçiye zorla mesai yaptırılması çalışma hayatında oldukça karşılaşılan ve hukuki uyuşmazlıklara neden olan bir problemdir. İşçiler, işverene karşı zorla mesai yaptırılmasına karşı tasarrufta bulanabileceği haklarını İş Kanunu’ndan alırlar. Fazla ve zorla mesai uygulamaları; iş güvencesi, ücret hakkı, dinlenme hakkı vb. gibi temel iş hukuku kavramlarıyla doğrudan ilintilidir.
Bu yazıda da bu temel hakkın ne olduğu, ihlali durumunda nelerle karşılaşılabileceği, konuya ilişkin bazı temel kavramların anlatımı vb. pek çok noktaya değinilecektir.
İlgili İş Kanunu uyarınca işçinin fazla mesaiye dahil edilebilmesi için açık rızası alınmalıdır. Bu özgür iradeye dayanmalıdır. Ancak uygulamada işverenlerin bu konuda baskı kurmak suretiyle işçilerin bu temel hakkını ihlal ettiğini görmekteyiz.
İş hukukunda taraflar, genelde işçi ve işveren arasında denge kurmak esastır. Ancak güç dengesizliği nedeniyle işçilerin çoğu zaman sessiz kalmak zorunda bırakıldığı bu durum, hukuki zeminde değerlendirildiğinde işveren açısından önemli yaptırımlara gebedir. Bu nedenle, işçiye zorla fazla mesai yaptırılması konusu hem bireysel hem de toplumsal boyutta hukuki ve etik boyutları olan bir meseledir.

Fazla mesai, işçinin kanunca belirlenmiş haftalık çalışma süresi olan 45 saatin üzerinde çalıştırılmasını ifade eder. Bu sınır 4857 sayılı İş Kanunu’nun 41. maddesi ile ihdas edilmiştir. Bu 45 saati aşan her saat dilimi fazla mesai olarak değerlendirilir ve bu çalışma karşılığında işçi, yasal ya da sözleşmesel saatlik ücretinin %50 fazlası oranında bir ödemeye hak kazanır. Fazla mesai kurumu hususunda düzenlenmiş bir diğer sınır ise yıllık sınırdır, ki bu en fazla 270 saat olarak saptanmıştır.
Her ne kadar kanuni bir düzenleme olsa da iş sağlığı ve güvenliği bakımından bu uygulamaya istisnai hallerde başvurulmalıdır. Süreklilik arz etmesi durumunda işçinin dinlenme hakkının ihlali bahis olabilmektedir. Dolayısıyla işverenler tarafından bu uygulamaya zorunlu nedenlerle başvurulması gerekmektedir.
Fazla mesai için zorunlu durumunun gerekli olmasının yanı sıra bazı şartlarında karşılanması gerekmektedir:
Fazla mesai için gereken şartlar kısmında da belirtildiği üzere fazla mesai muvafakatnamesi, işçinin fazla çalışmayı kabul beyanına ilişkin yazılı belgedir. Muvafakatname olmadan yapılan her fazla mesai, işçinin iradesi dışında kabul edilir ve hukuki sonuç doğurur. Bu muvafakatname yazılı olmak zorundadır, sözlü beyan hukuki anlamda geçerlilik arz etmez. Aynı zamanda bu muvafakatname, genel ve süresiz bir rızayı ifade etmez. Yıllık olarak yenilenmelidir.
Muvakatnamenin içeriğinde, işçinin fazla mesaiyi hangi koşullar dahilinde kabul ettiği ve fazla mesaiye ilişkin hangi sınırların esas alınacağı düzenlenir. Haftalık veya aylık sınırlar, fazla mesai durumunda ücret oranı vb. hususlar bu düzenlemelere örnek teşkil edebilir.
Fazla mesai muvafakatnamesinden cayma hakkı işçinin işverene karşı sahip olduğu haklardandır. Cayma hakkını kullanımı için herhangi bir gerekçe sunulması gerekmez. Bu hak tek taraflı ve sınırsızdır. İşçi söz konusu muvakatnameyi imzaladıktan sonra yazılı olarak fazla mesai yapmak istemediğini beyan ederse, söz konusu muvafakatname hükümsüz hale gelir.
Sonuç olarak, işçi fazla mesai yapmaya ilişkin verdiği rızayı geri alma konusunda tam bir serbestiye sahiptir. Bu hak, işçinin çalışma hayatındaki temel özgürlüklerinden biri olarak korunmakta ve işverenin baskı ya da tehdit ile bu kararı engellemesi açıkça hukuka aykırı kabul edilir.
İlgili İş Kanunu ve yönetmelikler uyarınca bazı işçi gruplarına fazla mesai yaptırılması yasaklanmıştır. Bu düzenlemeler işçilerin; sağlık, güvenlik ve özel durumlarını korumak amacıyla getirilmiş olup, ihlali halinde işveren ciddi hukuki yaptırımlarla karşılaşabilir. Bunlardan bazıları:
Bu kişilere fazla mesai yaptırılması durumunda işveren hem idari para cezaları ile hem de işçinin maddi-manevi zararlarına katlanmakla yükümlü olabilir.
Zorla mesai yaptırmak hem Anayasa’da güvence altına alınmış çalışma hakkına hem de İş Kanunu’na aykırılık teşkil eden bir durumdur. Bu tür bir uygulamaya maruz bırakılan işçi çeşitli haklara sahiptir. Söz konusu haklar hem ücret alacağı hem de iş sözleşmesinin feshi gibi işçi açısından pek çok talebi doğurmaktadır.
İşçinin hakkı olarak ifade ettiğimiz haklı fesih, İş Kanunu’na dayanmaktadır. İlgili Kanun uyarınca işçi, yükümlülüklere aykırı davranılması durumunda iş sözleşmesini derhal feshedebilir.
Haklı nedenle fesih yapan işçi, noter aracılığıyla veya yazılı beyanla durumu belgeleyerek süreci başlatmalı, ardından 30 gün içinde arabuluculuk başvurusu yaparak yasal haklarını koruma altına almalıdır. Bu süreçte yazılı deliller, tanık beyanları ve varsa işyeri kayıtları büyük önem taşır. Yargıtay kararları da işçiye rızası dışında sürekli olarak fazla mesai yaptırılmasının, iş sözleşmesinin işçi tarafından haklı nedenle feshedilmesini meşru kıldığını açıkça ortaya koymaktadır.
İşçinin yaptığı fazla mesainin karşılığında ücret almaması, hem İş Kanunu’nun 41. maddesinin ihlalini hem de hakkaniyet ilkelerinin çiğnenmesi sonucunu doğurur. İşveren, işçiye yaptığı fazla mesai için yasal ücreti ödemezse, bu durum işçi açısından çeşitli hak taleplerine konu olabilir.
Nihayetinde fazla mesai ücreti ödenmemesi gerek işçi gerek işveren açısından başvurulması hiçbir açıdan tavsiye edilebilir bir yol değildir. Hem işçi açısından maddi kayıplara yol açar hem de işveren açısından ciddi müeyyideler doğurur. Bu nedenle işverenlerin bu konuda dikkatli davranması, işçilerin ise haklarını bilinçli bir şekilde araması büyük önem arz eder.
İşçi fazla mesai yapmama hakkına mutlak şekilde sahiptir, buna hiçbir koşulda zorlanamaz. Bu uygulama işçinin rızasına bağlı doğabilen istisnai bir durum teşkil eder. İşverenin tek taraflı olarak yürütebileceği bir hususu ifade etmez. Dolayısıyla işçi, önceden bir muvafakatname vermemişse yahut verdiği muvafakatnameden caymış ise fazla mesai yapmaya zorlanamaz.
Fazla mesai yapmayı reddeden işçinin bu kararı, işveren tarafından terfisine veya primlerine olumsuz olarak yansıtılmamalıdır. Bu durumun söz konusu olması durumunda işverenin ayrımcılık yasağını ihlal ettiği kabul edilmelidir. Fazla mesai, çalışma hakkına ilişkin temel bir element olup işçinin irade serbestisine bırakılmıştır. Aksi bir durum idari yahut hukuki yaptırım ve sorumluluklar silsilesini doğurur.
Fazla mesai yapmayı reddeden bir işçinin sırf bu gerekçeyle işten çıkarılması, işçinin temel haklarının ihlalini teşkil ettiği için işçiye pek çok yasal hak tanır. Fazla mesai esasında işçinin rıza vermesine bağlıdır ve işçi bu rızayı vermemişse, işverenin baskı kurmak suretiyle bunu dayatması mümkün değildir. Yalnızca fazla mesai yapmayı kabul etmediği için işten çıkarılan işçi, işe iade davası açma hakkına sahiptir.
İşveren fesihte geçerli bir sebep göstermek zorundadır. Fazla mesaiyi reddetmek işveren bakımından geçerli bir fesih nedeni oluşturmaz, olması durumunda keyfi fesih olarak değerlendirilir. İşçi bu durumda, işe iade davası açarak işine geri dönmeyi talep edebilir veya işe dönmemeyi tercih ederek tazminatlarını alabilir.
İşçi fazla mesai yapmayı reddettiği için işten çıkarıldıysa ve bu durum ayrımcılığı da içeriyorsa (örneğin sadece belli grup çalışanlara uygulanan bir tutumsa), işçi ayrımcılık tazminatı da talep edebilir.
Fazla mesai yapmayı reddettiği için işten çıkarılan işçi, işe iade davası açmak suretiyle haklarını arayabilir. İş Kanunu’nun 18-21. Maddeleri arasında bu süreç düzenlenmiştir. Adım adım gitmek gerekirse:
Haklı nedenle fesih durumunda işçi aşağıdaki alacaklarını talep edebilir:
Dava açılmadan önce işçi, işe iade davasında olduğu gibi, arabuluculuk başvurusunda bulunmalıdır. Anlaşma sağlanmazsa arabuluculuk tutanağı ile dava yoluna gidilir. Kıdem ve ihbar tazminatları için belirlenmiş 5 yıllık zamanaşımı süresine dikkat edilerek talepler ifade edilmelidir. Yetkili mahkeme İş Mahkemeleridir. İşçinin çalıştığı yer mahkemesi görevli ve yetkilidir.

İşçi, fazla mesaiyi yapmayı reddedebilir, ancak işverenin bu konuda baskı yapmaması gerektiğini unutmamalıdır. Eğer reddedilirse, yasal haklar korunabilir.
Zorla fazla mesai yapılması durumunda işçi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına ya da İş Mahkemesine başvurabilir.
Hamileler, engelliler, 16 yaş altı çocuklar ve 18 yaşından küçükler gibi özel gruptaki çalışanlara fazla mesai yaptırılamaz.
İşverenin bu çalışmayı yasal çerçevede sunması imkansız hale gelir ve işçi bu durumda yasal yollara başvurarak kanuni haklarını talep edebilir.
Özel sektörde fazla mesaide de işçinin rızası esastır. İşverenin işçiye zorla mesai yaptırması yasaktır.
İş Kanunu’na göre, işçiye ayda 45 saati geçmeyecek şekilde fazla mesai yaptırılabilir.
Hayır, işveren işçiye zorla fazla mesai yaptırmak hakkına sahip değildir, yalnızca işçinin rızasına bağlıdır.
Evet, işçi fazla mesai yapmayı reddedebilir, çünkü fazla mesai işçinin rızasına bağlıdır.
Evet, işçiden yazılı bir onay alınması gereklidir, buna muvafakatname denir. Aksi takdirde işçiden fazla mesai talep edilemez.
Hayır, işçi fazla mesai yapmayı reddettiğinde işten çıkarılamaz, çünkü bu durum haklı fesih nedeni oluşturmaz.
İş Kanunu’na göre, bir işçinin günlük çalışma süresi 11 saati geçemez ve yıllık fazla mesai süresi 270 saati aşamaz.
Hayır, işveren fazla mesai ücretini bordroya yansıtmadan ödeme yapamaz, her ödeme resmi olarak kayıt altına alınmak suretiyle belgelenmelidir.
İşçi, yazılı olarak işverene itirazını bildirerek fazla mesai yapmayı reddedebilir. Buna zorlanamaz.
Evet, fazla mesai zorlaması nedeniyle işçi istifa ederse, haklı fesih nedeniyle tazminat hakkı vardır.
Evet, işveren fazla mesai ücreti yerine işçiye izin hakkı verebilir, ancak bu işçinin rızasıyla ilgilidir.
Hayır, mesaiye kalmayan işçiye tutanak tutulması, hukuka aykırı bir işlem olur.