Adresimiz
Havzan, Yeni Meram Cd. Arı Sitesi No:55/2 F Blok, 42140 Meram/Konya
İletişim Bilgilerimiz
Adresimiz
Havzan, Yeni Meram Cd. Arı Sitesi No:55/2 F Blok, 42140 Meram/Konya
İletişim Bilgilerimiz

Evlilik sözleşmesi, halk arasında yaygın olarak kullanılan bir terim olup, hukuki açıdan “mal rejimi sözleşmesi” olarak adlandırılmaktadır. Bu sözleşme, evlenmeyi planlayan veya hali hazırda evli olan çiftler tarafından, sahip oldukları ve gelecekte edinecekleri malvarlıklarının nasıl yönetileceğini ve mal rejiminin sona ermesi durumunda nasıl paylaşılacağını belirlemek amacıyla yapılır. T
arafların karşılıklı iradesine dayanan bu sözleşme, yasalar çerçevesinde belirlenen sınırlar dâhilinde düzenlenir ve uygulanabilirliği açısından yazılı şekilde yapılması zorunludur. Evlilik sözleşmesi, eşlerin mali hak ve yükümlülüklerini netleştirerek, ilerleyen süreçte doğabilecek olası anlaşmazlıkları önlemeye yardımcı olur. Kanunen belirlenmiş çerçevede hazırlanması gereken bu sözleşme, yalnızca tarafların taleplerine göre değil, hukuki düzenlemelere uygun şekilde şekillendirilmelidir.
Evlilik sözleşmesi, evlenmeyi planlayan veya evlilik sürecinde bulunan çiftlerin, malvarlıklarının yönetimi, kullanımı ve paylaşımına ilişkin hükümleri belirlemek amacıyla imzaladıkları hukuki bir anlaşmadır. Bu sözleşme, halk arasında yaygın olarak “evlilik sözleşmesi” olarak adlandırılsa da, hukuki açıdan “mal rejimi sözleşmesi” olarak ifade edilir.
Genellikle boşanma durumunda mal paylaşımının nasıl yapılacağını düzenleyen bu sözleşme, evlilik birliğinin ölüm nedeniyle sona ermesi halinde de geçerliliğini korur. Eşler, mevcut malvarlıklarının yanı sıra evlilik süresince edinecekleri malların yönetimini ve paylaşımını önceden belirleyerek, ileride doğabilecek olası hukuki anlaşmazlıkları en aza indirmeyi amaçlarlar. Evlilik sürecinde edinilen malların nasıl bölüşüleceği, hangi malın kime ait olduğu ve tarafların mali sorumlulukları gibi konular, sözleşme ile netleştirilebilir.
Evlilik sözleşmesi, yalnızca boşanma veya ölüm gibi durumlar için değil, evlilik süresince de tarafların mal rejimini nasıl yürüteceklerini düzenleyebilir. Örneğin, eşler ortak bir mülkiyet oluşturmayı tercih edebileceği gibi, her bireyin malvarlığının ayrı tutulmasını da kararlaştırabilirler. Bu sayede, taraflar ekonomik özgürlüklerini koruyarak, mali ilişkilerini daha şeffaf ve düzenli bir hale getirebilirler.
Hukuki çerçevede hazırlanan evlilik sözleşmesi, belirli kurallar ve sınırlamalar dâhilinde yapılmalıdır. Tarafların özgür iradesiyle imzalanması gereken bu sözleşme, yazılı olarak düzenlenmeli ve noter huzurunda onaylanmalıdır. Bu sayede sözleşmenin hukuki geçerliliği sağlanarak, ilerleyen süreçte doğabilecek uyuşmazlıkların önüne geçilmiş olur.
Kısaca, evlilik sözleşmesi, eşlerin mali hak ve yükümlülüklerini netleştiren, yasal çerçevede hazırlanan ve taraflara ekonomik güvence sağlayan önemli bir hukuki belgedir. Evlilik süresince ve sonrasında malvarlığına ilişkin doğabilecek olası sorunları önceden belirleyerek, tarafların haklarını güvence altına alır ve olası hukuki süreçleri daha düzenli hale getirir.

Türk hukukunda, evlilik sözleşmesi yapılmadığı takdirde, eşlerin “edinilmiş mallara katılma rejimini” benimsedikleri kabul edilmektedir. Bu rejime göre, evlilik birliği içerisinde edinilen tüm mallar, eşlerin ortak malvarlığı olarak kabul edilir ve mal paylaşımı buna göre gerçekleştirilir. Ancak, bazı durumlarda eşler, yasal mal rejimi dışında farklı bir mal rejimi belirleyerek, kendi mali durumlarını daha özel ve bireysel şekilde yönetmek isteyebilirler.
Evlilik sözleşmesi, çiftlere yasal mal rejimi dışında farklı bir mal rejimi seçme özgürlüğü tanır. Bu sözleşme sayesinde, eşler sahip oldukları malvarlığı üzerinde daha geniş veya daha sınırlı tasarruf hakları belirleyebilirler. Kendi malvarlığının korunmasını isteyen veya ortak mülkiyet yerine bireysel mülkiyet esasını benimsemeyi tercih eden çiftler için evlilik sözleşmesi büyük bir avantaj sağlamaktadır.
Ayrıca, evlilik sözleşmesi ekonomik anlamda bağımsızlık sağlamak isteyen bireyler için de önemli bir araçtır. Örneğin, taraflardan birinin iş hayatında daha aktif olması, önemli bir miras beklentisinin bulunması veya işletme sahibi olması gibi durumlarda, evlilik sözleşmesi ile malvarlığı korunabilir ve ileride doğabilecek olası anlaşmazlıklar önceden önlenebilir.
Bunun yanı sıra, evlilik sözleşmesi boşanma veya evliliğin ölüm nedeniyle sona ermesi durumlarında da mal paylaşımının adil ve önceden belirlenen kurallar çerçevesinde yapılmasını sağlar. Bu sayede, eşler arasında yaşanabilecek olası hukuki ihtilafların ve uzun sürebilecek dava süreçlerinin önüne geçilmiş olur.
Evlilik sözleşmesi, adından da anlaşılacağı üzere, evlilik birliğini ilgilendiren ve bu birliğin tarafları arasında düzenlenen hukuki bir anlaşmadır. Dolayısıyla, bu sözleşmenin taraflarını evlenmeyi planlayan nişanlı çiftler ya da halihazırda evli olan eşler oluşturur.
Türk hukukuna göre, yalnızca evlilik birliği içinde yapılmış mal rejimi sözleşmeleri geçerli kabul edilmektedir. Bu nedenle, evlilik bağı bulunmayan ve birlikte yaşayan çiftler arasında düzenlenecek bir mal paylaşımı anlaşması, evlilik sözleşmesi olarak değerlendirilemez ve hukuki olarak geçerlilik taşımaz. Aynı şekilde, Türk hukukuna göre evlenmeleri mümkün olmayan kişilerin yapacakları mal paylaşımına yönelik sözleşmeler de evlilik sözleşmesi kapsamında kabul edilmez.
Evlilik sözleşmesi, tarafların hukuki statülerine ve evlilik bağına dayandığı için, bu sözleşmeden doğan hak ve yükümlülükler yalnızca resmi nikâhla evlenmiş bireyler arasında geçerlidir. Taraflar, evlenmeden önce noterde onaylattıkları mal rejimi sözleşmesi ile mal paylaşım esaslarını belirleyebileceği gibi, evlilik süreci içinde de karşılıklı anlaşarak bu sözleşmeyi düzenleyebilirler. Ancak, tarafların sözleşmeyi serbest iradeleriyle yapmaları ve yasal sınırlamalara uygun hareket etmeleri esastır.
Evlilik sözleşmesi yalnızca evlenmeyi planlayan ya da resmi olarak evli olan çiftler arasında geçerli olan bir sözleşme olup, evlilik dışı ilişkilerde veya evlenmeleri hukuken mümkün olmayan kişilerin arasında yapılan anlaşmalar, evlilik sözleşmesi niteliğinde değerlendirilemez.
Evlilik sözleşmesi, taraflar arasında evlilik öncesinde ya da evlilik gerçekleştikten sonra yapılabilen bir hukuki anlaşmadır. Türk Medeni Kanunu’nun 203. maddesi uyarınca, eşler evlenmeden önce ya da evlilik süreci devam ederken mal rejimlerini belirleyebilir, değiştirebilir veya mevcut rejimi tamamen kaldırabilirler.
Bu düzenleme sayesinde, evlilik sözleşmesi yapmak için belirli bir zaman kısıtlaması bulunmamaktadır. Eşler, evlenmeden önce malvarlıklarını nasıl yöneteceklerini ve paylaşacaklarını belirleyebilecekleri gibi, evlilik devam ederken de mevcut mal rejimlerini yeniden düzenleyebilirler. Sözleşme, tarafların üzerinde anlaştıkları süre boyunca geçerliliğini korur ve yalnızca eşlerden birinin ölümü, tarafların ortak iradesi ile değiştirilmesi veya hukuki bir sebebe dayanarak mahkeme tarafından iptal edilmesi durumunda sona erer.
Eşler, ilerleyen süreçte mevcut sözleşmelerini değiştirme hakkına da sahiptir. Tarafların karşılıklı rızası ile yeni bir evlilik sözleşmesi hazırlanabileceği gibi, eşlerden birinin talebi üzerine, mahkeme tarafından haklı bir gerekçe görülmesi durumunda sözleşme üzerinde değişiklik yapılması da mümkündür. Bu noktada, tarafların hak kaybı yaşamaması ve sözleşmenin hukuki açıdan geçerli olabilmesi için uzman bir avukattan destek alınması büyük önem taşır.
Evlilik sözleşmesinin içeriği, sözleşme serbestisi ilkesi gereği tarafların ortak iradesine ve beklentilerine göre şekillendirilebilir. Ancak, sözleşme tamamen özgür bir biçimde oluşturulamaz; hukuki çerçevede belirlenen sınırlar dâhilinde düzenlenmelidir. Evlilik sözleşmesinde ele alınabilecek konular genel hatlarıyla şu şekilde sıralanabilir:
Bu maddeler evlilik sözleşmesinde yer alabilecek konulara genel bir çerçeve çizse de, sözleşmenin içeriği tarafların ihtiyaçları doğrultusunda genişletilebilir ve değiştirilebilir. Ancak, olası hak kayıplarının önüne geçebilmek adına, sözleşmenin bir hukuk uzmanı eşliğinde hazırlanması önemlidir.
Evlilik sözleşmesi hazırlanırken uyulması gereken kurallar, Türk Medeni Kanunu’nun 205. maddesi ile belirlenmiştir. Buna göre, taraflar arasında yapılan sözleşme, belirlenen resmi şekil şartlarına uygun olmazsa, taraflar her ne kadar sözleşmenin hükümleri konusunda uzlaşmış olsalar da hukuki geçerliliğe sahip olmayacaktır.
Evlilik sözleşmesi şu yöntemlerden biri ile hazırlanabilir:
Evlilik sözleşmesi, eşlerin karşılıklı rızasına dayanmalıdır ve sözleşme maddeleri hiçbir tarafın temel haklarını ihlal etmemelidir. Özellikle mal rejimiyle ilgili kararlar verilirken, ilerleyen yıllarda doğabilecek ihtilafların önüne geçmek adına detaylı bir düzenleme yapmak büyük önem taşır.

Evlilik sözleşmesi yapmak isteyen çiftlerin, sözleşmeyi nerede düzenleyeceklerine bağlı olarak farklı belgeler sunmaları gerekebilir. Genel olarak, noter huzurunda evlilik sözleşmesi yapmayı düşünen eşlerin şu belgeleri hazırlamaları gerekmektedir:
Nikâh başvurusu sırasında mal rejimi seçimi yapmak isteyen çiftlerin ise, evlendirme dairesine başvurduklarında yanlarında nikâh işlemleri için gerekli evrakları ve kimlik belgelerini bulundurmaları gerekmektedir.
Evlilik sözleşmesinin hukuki geçerliliğe sahip olabilmesi için resmi bir makam tarafından onaylanması gerekmektedir. Eşler, evlilik sözleşmesini şu yerlerde yapabilirler:
Evlilik sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, noter veya resmi bir evlendirme memuru huzurunda düzenlenmesi gereklidir. Aksi halde, taraflar arasında yapılan yazılı veya sözlü anlaşmalar hukuki bağlayıcılık taşımayacaktır.
Evlilik sözleşmesi, hukuki açıdan bağlayıcılığa sahip olabilmesi için belirli şartlara uygun şekilde düzenlenmelidir. Türk Medeni Kanunu’nda bu şartlar net bir şekilde belirlenmiş olup, sözleşmenin geçerliliği için sıkı kurallar öngörülmüştür. Geçerlilik şartlarına uyulmaması durumunda, evlilik sözleşmesi hukuki anlamda geçersiz sayılabilir. İşte, evlilik sözleşmesinin geçerli olabilmesi için sağlanması gereken temel koşullar:
Noter Huzurunda Düzenlenmesi veya Onaylanması
Evlilik sözleşmesinin resmiyet kazanabilmesi için noter huzurunda yapılması gerekmektedir. Noter, sözleşmenin tarafların özgür iradesiyle yapıldığını tespit eder ve onaylar. Eşler, iki farklı yöntemle noter onayını alabilir:
Ayrıca, evlilik başvurusu esnasında tarafların hangi mal rejimini seçtiklerini yazılı olarak bildirmeleri de mümkündür. Ancak, noter onayı sözleşmenin hukuki geçerliliğini güçlendirdiğinden, bu yöntemin tercih edilmesi önerilir.
Kanunda Belirtilen Mal Rejimlerinden Birinin Seçilmesi
Evlilik sözleşmesi, Türk Medeni Kanunu’nda öngörülen mal rejimlerinden birini içermelidir. Taraflar, şu dört mal rejiminden birini seçmek zorundadır:
Seçilen mal rejiminin sözleşmede açıkça belirtilmesi gerekmektedir. Kanunda öngörülmeyen bir mal rejimi oluşturulamaz.
Sözleşmenin Tarafları
Evlilik sözleşmesi, yalnızca evlenmeyi planlayan çiftler veya halihazırda evli olan eşler arasında yapılabilir. Evlilik birliği dışında yaşayan bireyler veya hukuken evlenmeleri mümkün olmayan kişilerin yaptığı sözleşmeler geçersiz sayılır.
Tarafların Karşılıklı Rızası ve İrade Birliği
Evlilik sözleşmesinin geçerli olabilmesi için tarafların rızası ve irade uyuşması şarttır. Her iki taraf da sözleşmenin içeriğini özgür iradeleriyle kabul etmiş olmalıdır. Zorla, baskı altında veya yanılma sonucunda yapılan evlilik sözleşmeleri geçersiz sayılabilir.
Tarafların ve Gerekirse Yasal Temsilcilerin İmzaları
Evlilik sözleşmesinin resmiyet kazanabilmesi için tarafların imzasını taşıması zorunludur. Ayrıca, bazı durumlarda tarafların yasal temsilcilerinin de imzası aranabilir. Bu husus, özellikle evlilik sözleşmesini yapacak taraflardan birinin küçük olması veya kısıtlı birey statüsünde bulunması halinde önem arz eder.
Ayırt Etme Gücüne Sahip Olma Şartı
Evlilik sözleşmesi yapabilmek için tarafların ayırt etme gücüne sahip olması gerekmektedir. Akıl sağlığı yerinde olmayan, hukuki ehliyeti bulunmayan bireylerin yapmış olduğu sözleşmeler geçersiz sayılır. Küçükler ve kısıtlı bireyler ise ancak yasal temsilcilerinin izniyle evlilik sözleşmesi yapabilirler. Türk Medeni Kanunu’nun 204. maddesine göre, ayırt etme gücüne sahip olmayan bireylerin yaptığı sözleşmeler kesin hükümsüzdür.
Evlilik sözleşmesi, eşlerin evlilikleri süresince mal varlıklarını nasıl paylaşacaklarını belirleyen önemli bir belgedir. Çiftler, kanunlar çerçevesinde belirlenen mal rejimi türlerinden istediklerini seçebilir ve bu türler, evlilik öncesi ya da sonrasında edinilen malların paylaşımı ile ilgili düzenlemeleri içerir. Eşlerin, mal rejimini seçerken ve sözleşmenin içeriğini belirlerken ortak bir karar alması büyük bir öneme sahiptir. Çünkü eşlerin iradelerinin uyuşmaması, sözleşmenin geçersiz olmasına neden olabilir.
Bu dört mal rejimi türü, evlilikte eşlerin mal varlıkları üzerindeki hak ve yükümlülükleri düzenlerken, çiftlerin ortak kararlarına dayalı olarak oluşturulmalıdır. Eşlerin uyumsuzluğu durumunda, sözleşme geçersiz sayılabilir, bu da sürecin önemini vurgular.
Evlilik sözleşmesi, eşlerin evlilikleri süresince mal varlıklarını nasıl paylaşacaklarını belirleyen ve Türk Medeni Kanunu’na uygun olarak yapılan bir anlaşmadır. Ancak, bu sözleşme ancak kanunda belirtilen mal rejimi türlerinden birinin seçilmesi ile geçerlilik kazanır. Eşler, evlilik öncesi veya evlilik sırasında, mal rejimini belirlemek üzere evlilik sözleşmesi yaparak, mal varlıklarının nasıl paylaşılacağına dair hükümleri düzenler. Bu sözleşmenin geçerli olabilmesi için tarafların, kanunun öngördüğü mal rejimlerinden birini seçmesi gerekmektedir.
Evlilik sözleşmesinin yapılması, eşlerin mal varlıkları üzerindeki haklarını belirleyen önemli bir adımdır. Ancak bazı durumlarda, eşlerden biri, evlilik sözleşmesinin geçersiz sayılmasını veya iptal edilmesini isteyebilir. Evlilik sözleşmesinin iptaline yönelik başvurular, belirli şartlar altında yapılabilir. İptal talebinde bulunacak eş, bu talebini gerekçelendirerek ortaya koymak zorundadır. Geçerli sebepler, sözleşmenin yapıldığı dönemde bir tarafın iradesinin zayıf olması, yanıltıcı bilgilere dayanarak sözleşme yapılması veya sözleşmenin kanuni hükümlere aykırı olması gibi durumlar olabilir.
Evlilik sözleşmesinin iptali için, iptal talebinde bulunan eşin ikamet ettiği ilin aile mahkemesine başvurması gerekmektedir. Aile mahkemesi, başvurulan evlilik sözleşmesinin geçerliliği ile ilgili durumu değerlendirir ve iptal talebini inceler. İptal başvurusunda bulunurken, başvuran eşin, iptal gerekçelerini somut ve hukuki bir temele dayandırması önemlidir. Mahkeme, başvuruyu değerlendirirken söz konusu evlilik sözleşmesinin taraflar arasındaki ilişkiyi nasıl etkilediğini, olası mağduriyetleri ve hukuki denetimleri göz önünde bulundurarak bir karar verir.
Sözleşmenin iptali süreci, bazen eşlerin arasında ciddi anlaşmazlıkların yaşanmasına neden olabilir. Bu sebeple, evlilik sözleşmesi yapılmadan önce tarafların hukuki danışmanlık alması, ileride yaşanabilecek olası sorunların önüne geçilmesine yardımcı olabilir. Eğer sözleşme iptal edilirse, mal rejimi düzenlemeleri yeniden yapılabilir ve her eşin mal varlığı durumu, kanuni çerçeveye göre yeniden belirlenebilir.
Evlilik sözleşmesi, eşler arasında mal rejimi düzenlemelerini belirleyen bir anlaşmadır. Eşler, evlenmeden önce bu sözleşmeyi yapabilecekleri gibi, evliliklerinden sonra da noter huzurunda bir değişiklik yaparak farklı bir mal rejimi benimseyebilirler. Türk Medeni Kanunu’na göre, evlilik sözleşmesinin değiştirilmesiyle ilgili olarak belirli bir zaman sınırı yoktur. Yani eşler, evlilik sözleşmesini istedikleri bir dönemde değiştirebilirler.
Evlilik sözleşmesinin değiştirilmesi için öncelikli olarak her iki eşin de bu değişikliği kabul etmesi gerekir. Tarafların iradesinin tam anlamıyla uyuşması, yeni mal rejimi seçimi konusunda birbirleriyle hemfikir olmaları önemlidir. Ayrıca, sözleşme değişikliği sırasında her iki tarafın da ayırt etme gücüne sahip olması gereklidir. Ayırt etme gücü, bir kişinin yaptığı hukuki işlemlerin anlamını ve sonuçlarını anlayabilme yeteneğidir. Bu, sözleşmenin geçersizliğe uğramaması için kritik bir şarttır.
Evlilik sözleşmesinin değiştirilmesi, tarafların karşılıklı rızası ve hukuki şartların yerine getirilmesi ile mümkündür. Sözleşmenin geçerli olabilmesi için, tarafların tüm yasal gerekliliklere uygun şekilde hareket etmeleri gerekmektedir.
Evlilik sözleşmesi, eşler arasında mal rejimi belirlemek için kullanılan bir araçtır, ancak eşlerin evlilik sözleşmesi yapma zorunluluğu yoktur. Eşler, evlenmeden önce ya da sonra bir mal rejimi seçebilirler, ancak sözleşme yapmadan da evlenebilirler. Bu durumda, kanuni olarak geçerli olan mal rejimi otomatik olarak “Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi” olacaktır.
Edinilmiş mallara katılma rejiminde, eşlerin evlilik süresince edindikleri mallar, edinilmiş mal olarak kabul edilir ve her iki eşin de ortak hakkına sahiptir. Bu rejim, evlilik birliği içinde edinilen malların paylaşımını düzenler. Bununla birlikte, kişisel mallar, yani evlilik öncesinde edinilen veya miras yoluyla kazanılan mallar, diğer eşin haklarına tabi değildir ve sadece sahibi olan eşin malı olarak kalır. Evlilik sözleşmesi yapılmadığı durumda, eşlerin malları üzerinde bu yasal düzenleme geçerli olacaktır.
Özetle, eşlerin evlilik sözleşmesi yapmadan evlenmeleri durumunda, kanuni mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanır ve bu rejim, malların paylaşımını belirleyen temel çerçeveyi oluşturur.
Evlilik sözleşmesi yapmak için avukat tutmak yasal bir zorunluluk değildir. Eşler, evlilik öncesinde ya da evlilikleri sırasında mal rejimlerini belirlemek amacıyla noter huzurunda evlilik sözleşmesi düzenleyebilirler. Bu süreç, eşlerin kendi iradeleri doğrultusunda gerçekleştirilir ve hukuki olarak geçerli olabilmesi için yalnızca belirli yasal şartların yerine getirilmesi gerekir.
Ancak, evlilik sözleşmesinin doğru ve geçerli olabilmesi için, özellikle karmaşık durumlarda, bir avukattan yardım almak oldukça faydalı olabilir. Bir avukat, sözleşmenin her iki tarafın haklarını koruyacak şekilde hazırlanmasını sağlar ve sözleşmenin tüm yasal gerekliliklere uygun olduğunu denetler. Avukat, tarafların lehine olabilecek çeşitli düzenlemeleri ekleyerek, sözleşmede herhangi bir eksiklik ya da geçersizlik durumunun oluşmasını engelleyebilir.
Evlilik sözleşmesinin hazırlanmasında, özellikle mal rejimi seçiminde dikkat edilmesi gereken birçok hukuki detay bulunmaktadır. Bu detayların atlanması, sonradan hak kayıplarına ya da hukuki uyuşmazlıklara neden olabilir. Ayrıca, evlilik sözleşmesinin geçerliliği için belirli formalitelerin yerine getirilmesi de önemlidir; örneğin, noter huzurunda düzenlenmesi ve her iki eşin de iradelerinin açıkça belirtilmesi gereklidir. Bu tür teknik detaylar, bir avukatın rehberliğinde daha sağlıklı bir şekilde tamamlanabilir.
Evlilik sözleşmesi, eşler arasında mal rejimini belirlemek amacıyla yapılan hukuki bir düzenlemedir. Çiftler, evlilik sözleşmesini noter huzurunda düzenlemek zorundadır ve noter masraflarını da kendileri üstlenir. Noter ücretleri, her yıl Noterler Birliği tarafından yayımlanan asgari ücret tarifesine göre belirlenir ve söz konusu ücret, yapılacak sözleşmenin içeriğine, kapsamına ve uzunluğuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Yani, sözleşmenin ne kadar karmaşık olduğu ve ne kadar detay içerdiği, noter ücretinin yüksekliğini doğrudan etkileyebilir.
Evlilik sözleşmesinin hazırlanması sırasında, özellikle mal rejimi seçimi ve buna bağlı düzenlemeler gibi teknik detaylar, sözleşmenin karmaşıklığını arttıran unsurlar arasında yer alır. Bu nedenle, sözleşmenin doğru ve geçerli olabilmesi için, yalnızca noter onayı almak yeterli olmayabilir. Sözleşmenin içeriğinin hukuken sağlam ve her iki tarafın haklarını koruyacak şekilde hazırlanması, taraflar arasında olası anlaşmazlıkların önüne geçilmesi açısından son derece önemlidir. Bu bağlamda, bir avukat yardımı almak, evlilik sözleşmesinin daha güvenli ve etkili bir şekilde düzenlenmesini sağlar.
Avukat desteğiyle yapılan bir evlilik sözleşmesi, tarafların her türlü hukuki hak kaybından korunmasını ve sözleşmenin ilerleyen zamanlarda geçersizlik gibi olumsuz sonuçlara yol açmamasını temin eder. Ayrıca, avukatlar, tarafların mal rejimi konusunda en uygun seçimi yapmalarına yardımcı olabilir ve sözleşmenin tüm hukuki gerekliliklere uygun olmasını sağlar.
Evlilik sözleşmesi, yazılı şekilde yapılması gereken bir sözleşme türüdür. Bu nedenle, sözleşmenin geçerli olabilmesi için belirli usullere uyulması gerekir. Evlilik sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, tarafların, mal rejimi seçimlerini yazılı olarak belirtmeleri ve noterde düzenleme ya da onaylama şeklinde bir işlem yapmaları gereklidir. Ayrıca, eşler evlenme başvurusu sırasında, seçtikleri mal rejimi türünü yazılı olarak bildirdiklerinde de sözleşme geçerli sayılacaktır.
Bunun dışında, eşlerin kendi aralarında, sözlü veya yazılı olarak yaptıkları anlaşmalar geçerli olmayacaktır. Evlilik sözleşmesinin yazılı ve noterde onaylanmış olması, sözleşmenin hukuki geçerliliği için zorunludur. Dolayısıyla, noter huzurunda yapılmayan, yalnızca eşler arasındaki sözlü anlaşmalar, kanunen geçerli bir evlilik sözleşmesi oluşturmaz.
Ayrıca, evlilik sözleşmesinde, tarafların kanunda belirlenen mal rejimi türlerinden birini seçmeleri gerekmektedir. Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen mal rejimi türleri dışında herhangi bir mal rejimi belirlenmesi, sözleşmenin geçersizliğine yol açacaktır. Örneğin, eşler kendi aralarında anlaşarak farklı bir rejim belirleyemezler. Böyle bir durumda, yapılan sözleşme hukuken geçerli kabul edilmez ve taraflar, kanuni mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi çerçevesinde değerlendirilecektir.
Evlilik sözleşmesi, aile hukuku kapsamında önemli bir düzenlemedir ve bu sözleşme belirli yasal sınırlamalara tabidir. Kanun, eşlere sözleşme yapma özgürlüğü tanımakla birlikte, evlilik sözleşmesinin içeriği, belirli yasal çerçevelere uymak zorundadır. Evlilik sözleşmesinin hazırlanmasında dikkat edilmesi gereken en önemli husus, seçilen mal rejimi türüne uygun şekilde düzenlenmesidir. Evlilik sözleşmesinin içeriği, seçilen mal rejimine tam olarak uyumlu olmalı, tarafların haklarını koruyacak şekilde hazırlanmalıdır.
Mal rejimi seçimi, çiftlerin gelecekteki hak ve yükümlülüklerini doğrudan etkileyen bir konudur. Bu nedenle, sözleşmede yapılacak herhangi bir hata veya eksiklik, ilerleyen zamanlarda hukuki sorunlara yol açabilir. Sözleşmenin geçerliliği için, yalnızca noter huzurunda yapılması yetmez; aynı zamanda sözleşmenin içeriği de Türk Medeni Kanunu’na ve ilgili yasal düzenlemelere uygun olmalıdır. Aksi takdirde, evlilik sözleşmesi geçersiz sayılabilir veya istenmeyen hukuki sonuçlar doğurabilir.
Evlilik sözleşmesi hazırlarken, her iki tarafın da hak kaybına uğramaması için, profesyonel bir hukuki danışmanlık almak oldukça önemlidir. Bir avukat, taraflara mal rejimi seçimi konusunda rehberlik edebilir, sözleşmenin her iki tarafın da çıkarlarını koruyacak şekilde düzenlenmesini sağlayabilir ve olası hukuki sorunların önüne geçilmesine yardımcı olabilir. Ayrıca, avukat yardımıyla hazırlanan sözleşme, tüm yasal gereklilikleri karşılayarak, ileride geçersizlik gibi olumsuz sonuçlarla karşılaşılmasını engeller.
Kısaca, evlilik sözleşmesi, sadece noterde düzenlenmekle kalmamalı, aynı zamanda kanuni gerekliliklere uygun şekilde hazırlanmalıdır. Sözleşme hazırlama sürecinde hukuki bir uzmandan yardım almak, tarafların haklarını güvence altına almak ve ileride hukuki sorunlarla karşılaşmamak için oldukça önemli bir adımdır. Bu nedenle, evlilik sözleşmesi yapmadan önce mutlaka bir avukattan danışmanlık almak önerilmektedir.
Evlilik, çiftlerin bir arada yaşamayı ve ortak bir hayat kurmayı seçtikleri önemli bir karardır. Ancak, günümüzde boşanma oranlarındaki artış göz önünde bulundurulduğunda, eşler evliliklerinin süresince yalnızca mutlu günleri değil, olası ayrılık süreçlerini de dikkate almak durumundadırlar. Boşanma süreci, sadece duygusal anlamda değil, aynı zamanda hukuki ve finansal açıdan da birçok karmaşık durumu beraberinde getirir. Evlilik sözleşmesi, boşanma halinde yaşanabilecek mal paylaşımına dair anlaşmazlıkların önlenmesi ve tarafların haklarının korunması açısından önemli bir araçtır.
Evlilik sözleşmesinin en büyük avantajlarından biri, boşanma durumunda mal paylaşımı konusunda tarafların önceden anlaşma sağlamalarını ve bu sürecin daha düzenli bir şekilde ilerlemesini sağlamasıdır. Yasal mal rejimi, eşlerin evlilik süresince kazandıkları tüm malların ortak kabul edilmesini öngörür. Bu durum, boşanma sırasında eşler arasında malların nasıl paylaşılacağına dair ciddi anlaşmazlıklara yol açabilir. Evlilik sözleşmesi ise, çiftlerin mal paylaşımını önceden belirleyerek, bu tür anlaşmazlıkları ortadan kaldırır ve sürecin daha hızlı ve adil bir şekilde tamamlanmasına yardımcı olur.
Evlilik sözleşmesi olmadan, boşanma sırasında mal paylaşımı yapılırken tarafların tasarruf yetkileri ciddi şekilde kısıtlanabilir. Özellikle, mal rejimi davası açıldığı ve ihtiyati tedbir alındığı takdirde, eşlerin malları üzerinde tasarruf etme hakları tamamen ortadan kalkabilir. Bu durum, eşlerin birbirlerinin malvarlıkları üzerinde kontrol kurmalarını engeller ve sürecin daha karmaşık hale gelmesine yol açar. Evlilik sözleşmesi, tarafların mal rejimi şartlarını belirleyerek bu tür engellerin önüne geçer ve her iki eşin de haklarını güvence altına alır.
Ayrıca, mal rejimi sözleşmesi sayesinde, mal paylaşımı konusunda çıkan anlaşmazlıklar daha kısa süre içinde çözülebilir ve zamanaşımı gibi uzun vadeli hukuki sorunların önüne geçilir. Yasal mal rejimi altında, alacaklar on yıllık zamanaşımı sürecine tabi olduğu için boşanma sonrası yıllarca sürecek mal rejimi tasfiyesi süreçleri yaşanabilir. Evlilik sözleşmesi ise, bu tür sorunları ortadan kaldırarak tarafların birbiriyle anlaşmazlık yaşamasını engeller.
Mal rejimi sözleşmesinin dezavantajları, genellikle sözleşmenin imzalanmasındaki yanlışlıklar ve hukuki sorunlarla ilgilidir. Evlilik sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, tarafların özgür iradeleriyle ve herhangi bir baskı altında kalmadan bu sözleşmeyi imzalaması gerekmektedir. Ancak, eşlerden birinin kandırılması, tehdit edilmesi veya yanlış bilgilendirilmesi durumunda, sözleşmenin geçerliliği sorgulanabilir. Bu tür durumlarda, mağdur taraf sözleşmenin iptalini talep edebilir. Eşlerin herhangi birinin evlilik sözleşmesinde iradesi sakatlanmışsa, sözleşme hukuken geçersiz sayılabilir ve bu durum, boşanma sürecini daha karmaşık hale getirebilir.
Bir diğer potansiyel dezavantaj, evlilik sözleşmesinin taraflar arasında zaman içinde değişen şartlara uyum sağlayamaması olabilir. Eğer çiftler evliliklerinin ilerleyen dönemlerinde mal rejimlerini değiştirmek isterse, sözleşmeyi yeniden düzenlemeleri gerekecektir. Ancak, sözleşme değiştirilirken her iki tarafın da rızasının alınması ve bu değişikliklerin yasal olarak geçerli olması önemlidir. Evlilik sözleşmesinin değiştirilmesi sürecinde tarafların arasında çıkan anlaşmazlıklar, çiftlerin arasındaki ilişkilerde gerginlik yaratabilir.
Bunların yanı sıra, mal rejimi sözleşmesi yapılan çiftlerin, her durumda sözleşmenin şartlarını değiştirmeleri veya iptal etmeleri mümkün olsa da, sözleşmeye ilişkin herhangi bir anlaşmazlık durumunda hukuki bir sürecin başlatılması gerekebilir. Bu süreç, zaman alıcı ve masraflı olabilir ve her iki taraf için de ek bir yük oluşturabilir.

Anlaşmalı evlilik, eşlerin evlenmeden önce mal rejimini belirlemeleri veya evlendikten sonra bir evlilik sözleşmesi yaparak mal paylaşımını düzenlemeleridir. Bu, özellikle boşanma durumunda mal paylaşımında anlaşmazlıkların önüne geçmek amacıyla tercih edilir.
Evlilik sözleşmesi, mal rejimini belirleyen bir hukuki düzenlemedir. Türkiye’de dört çeşit mal rejimi vardır: edinilmiş mallara katılma, mal ayrılığı, paylaşmalı mal ayrılığı ve mal ortaklığı. Eşler, bu rejimlerden birini seçerek evlilik sözleşmesi yapabilir.
Hayır, evlilik sözleşmesi yapmak zorunlu değildir. Eğer yapılmazsa, Türk Medeni Kanunu’na göre yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanır. Ancak taraflar dilerse farklı bir mal rejimi belirleyebilir.
Evet, yurt dışında evlilik sözleşmesi yapılabilir. Ancak sözleşmenin geçerli olması için ilgili ülkenin hukuki prosedürlerine uyulması gerekir. Türkiye’de geçerli olması için noter onayı veya konsolosluk işlemleri gerekebilir.
Evet, evlilik sözleşmesinin geçerli olabilmesi için noter onaylı olması gerekir. Taraflar sözleşmeyi evlenmeden önce veya evlendikten sonra noterde düzenleyebilir. Noter onayı olmadan yapılan sözleşmeler geçersizdir.
Evlilik sözleşmesi, tarafların serbest iradeleriyle yapılmalı ve yasal mal rejimi kurallarına uygun olmalıdır. Sözleşmede, malların yönetimi, paylaşımı ve boşanma sonrası durumlar açıkça belirtilmelidir. Ahlaka, kamu düzenine ve kanuna aykırı hükümler içeremez
Evet, noterde yapılan evlilik sözleşmesi geçerlidir. Sözleşmenin resmiyet kazanması için noter tarafından düzenlenmesi veya onaylanması gerekir. Aksi takdirde hukuken bağlayıcılığı olmaz.
Evlilik sözleşmesi, eşlerden birinin kandırılması, tehdit edilmesi ya da yanlış bilgilendirilmesi durumunda geçersiz sayılabilir. Ayrıca, sözleşme belirlenen mal rejimi türlerine uygun olmazsa da geçersiz kabul edilebilir.
Evlilik sözleşmesi yapmak, boşanma veya mal paylaşımı durumunda anlaşmazlıkların önüne geçmek adına mantıklı bir seçim olabilir. Bu, tarafların haklarını güvence altına alır.
Evlilik sözleşmesinde öngörülen düzenlemelere göre, ölüm durumunda mal paylaşımı, sözleşme şartlarına uygun olarak yapılır. Ancak, yasal miras hükümleri de geçerlidir.
Noter masrafları, sözleşmenin içeriğine ve noter tarifesine göre değişir. 2025 yılı için yaklaşık 2.000-5.000 TL arasında olabilir.
Evlilik sözleşmesi yapmak, nafaka alma hakkını etkilemez. Ancak, nafaka konusu, boşanma davası ve mahkeme kararına bağlıdır.
Evlilik sözleşmesi, taraflar arasında karşılıklı anlaşma ile sonlandırılabilir. Ayrıca, boşanma veya evliliğin sona ermesi durumunda mal rejimi sona erer.
Evlilik sözleşmesi, boşanma sırasında mal paylaşımını düzenleyerek anlaşmazlıkların önüne geçer ve tarafların haklarını güvence altına alır. Ayrıca, hukuki sürecin daha hızlı ve düzenli ilerlemesini sağlar.
Evet, yurtdışında da evlilik sözleşmesi yapılabilir. Ancak, sözleşmenin geçerliliği, yerel hukuk ve Türkiye’deki ilgili yasal düzenlemelere bağlıdır.
Hayır, evlilik sözleşmesi sadece mal ayrılığı içermek zorunda değildir. Eşler, farklı mal rejimlerini de seçebilirler.
Evet, evlilik sözleşmesi, boşanma sırasında mal paylaşımını önceden belirleyerek taraflara büyük avantaj sağlar ve anlaşmazlıkları ortadan kaldırır.
Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi, Mal Ortaklığı Rejimi, Mal Ayrılığı Rejimi ve Paylaşmalı Mal Ayrılığı Rejimi olmak üzere dört ana mal rejimi türü vardır.
Evlilik sözleşmesi, noter huzurunda yapılır. Taraflar, seçtikleri mal rejimi türüne göre noter tarafından sözleşmeyi düzenleyebilirler.