BOŞANMA SÜRECİ NASIL İŞLER?

Boşanma süreci, eşlerin evlilik birliğini hukuken sona erdirmesi için belirli aşamalardan oluşur. Türkiye’de boşanma davaları anlaşmalı ve çekişmeli olmak üzere ikiye ayrılır. Anlaşmalı boşanma, eşlerin boşanma ve sonuçları konusunda uzlaşmasıyla gerçekleşir. Bu durumda evlilik en az bir yıl sürmüş olmalı, taraflar bir boşanma protokolü hazırlayarak mahkemeye sunmalı ve duruşmada hâkim huzurunda boşanma kararlarını onaylamalıdır. Mahkemenin protokolü uygun bulması halinde karar verilir ve süreç genellikle birkaç ay içinde tamamlanır.

Çekişmeli boşanma ise eşlerin boşanma veya nafaka, velayet, mal paylaşımı gibi konularda anlaşamaması durumunda ortaya çıkar. Bu süreçte dava dilekçesi mahkemeye sunulur, karşı tarafa tebliğ edilir ve taraflar mahkemeye delillerini sunarak iddialarını ispat etmeye çalışır. Tanıklar dinlenir, bilirkişi raporları incelenir ve mahkeme tüm delilleri değerlendirerek karar verir. Tarafların itiraz hakkı olduğu için süreç bölge adliye mahkemesi ve Yargıtay’a taşınabilir, bu da davanın birkaç yıl sürmesine neden olabilir.

Boşanma sonucunda maddi ve manevi tazminat, nafaka, çocukların velayeti ve mal paylaşımı gibi konular mahkeme tarafından karara bağlanır.

BOŞANMA SÜRECİNE GENEL BAKIŞ

Boşanma süreci, evlilik birliğinin hukuki yollarla sona erdirilmesini sağlayan bir dizi aşamadan oluşur. Türkiye’de boşanma davaları anlaşmalı ve çekişmeli olmak üzere ikiye ayrılır. Anlaşmalı boşanma, tarafların boşanma ve sonuçları konusunda uzlaşmaya varmasıyla daha kısa sürede tamamlanırken, çekişmeli boşanma genellikle uzun ve detaylı bir yargılama süreci gerektirir.

Anlaşmalı boşanma, eşlerin en az bir yıl evli olmaları ve boşanmanın tüm şartlarında mutabık kalmaları durumunda mümkündür. Mahkemeye sunulan protokolde, mal paylaşımı, nafaka, velayet gibi hususlar belirlenir ve hâkim, tarafları dinleyerek kararını verir. Bu süreç, genellikle birkaç ay içinde sonuçlanır.

Çekişmeli boşanma ise taraflar arasında anlaşmazlık olması durumunda devreye girer. Eşlerden biri boşanmayı kabul etmediğinde ya da nafaka, velayet, mal paylaşımı gibi konularda uzlaşma sağlanamadığında, dava süreci daha karmaşık hale gelir. Mahkeme, tarafların sunduğu delilleri ve tanık beyanlarını değerlendirerek karar verir. Çekişmeli boşanma davaları, davanın içeriğine bağlı olarak birkaç yıl sürebilir.

Boşanma süreci, sadece evliliğin sona ermesiyle sınırlı kalmaz; aynı zamanda maddi ve manevi tazminat, nafaka, çocukların velayeti ve mal paylaşımı gibi birçok hukuki sonucu beraberinde getirir. Tarafların hak kaybı yaşamaması adına, özellikle çekişmeli boşanmalarda hukuki destek almak oldukça önem arz eder.

Whatsapptan avukata soru sor
Whatsapptan avukata soru sor

ANLAŞMALI BOŞANMA SÜRECİ

Anlaşmalı boşanma süreci, eşlerin evliliklerini karşılıklı mutabakatla sona erdirmeleri için izlenen hukuki bir yoldur. Bu süreç, çekişmeli boşanmaya göre daha hızlı ve kolay tamamlanır. Ancak anlaşmalı boşanmanın gerçekleşebilmesi için belirli şartların yerine getirilmesi gerekir.

Öncelikle, evliliğin en az bir yıl sürmüş olması gerekmektedir. Bir yıldan kısa süren evliliklerde anlaşmalı boşanma mümkün olmaz. Tarafların boşanma ve boşanmanın tüm hukuki sonuçları (nafaka, mal paylaşımı, velayet vb.) konusunda uzlaşması gerekir. Bu uzlaşma, anlaşmalı boşanma protokolü adı verilen bir belgeyle resmileştirilir. Protokolde, mal paylaşımı, varsa çocukların velayeti, nafaka ve tazminat gibi hususlar açıkça belirtilmelidir.

Boşanma davası, taraflardan birinin veya her ikisinin aile mahkemesine dilekçe ile başvurması ile açılır. Mahkeme, eşleri duruşmaya davet eder ve hâkim, tarafların protokolü kendi özgür iradeleriyle kabul edip etmediğini tespit eder. Hâkim, protokolde hukuka aykırı bir durum görmezse ve tarafların boşanma konusunda anlaştığını teyit ederse boşanmaya karar verir.

Mahkemenin verdiği karar, taraflara tebliğ edildikten sonra istinaf süresi beklenir. Eğer taraflar bu süre içinde karara itiraz etmezse, karar kesinleşir ve boşanma nüfus kayıtlarına işlenir. Anlaşmalı boşanma süreci genellikle birkaç hafta ile birkaç ay arasında tamamlanabilir. Ancak sürecin sorunsuz ilerlemesi için anlaşmalı boşanma protokolünün eksiksiz ve doğru hazırlanması önemlidir. Tarafların hukuki haklarını koruyabilmesi adına bir avukattan destek alması faydalı olabilir.

ÇEKİŞMELİ BOŞANMA SÜRECİ

Çekişmeli boşanma, eşlerden birinin boşanmayı istememesi veya boşanmanın hukuki sonuçları üzerinde anlaşmazlık yaşanması durumunda gerçekleşen hukuki bir süreçtir. Anlaşmalı boşanmaya göre daha uzun süren ve detaylı bir yargılama gerektiren bu süreçte, taraflar mahkemeye deliller sunarak iddialarını ispat etmek zorundadır.

Çekişmeli boşanma davası, eşlerden birinin boşanma dilekçesiyle aile mahkemesine başvurması ile başlar. Dilekçede, boşanma sebepleri açıkça belirtilmeli ve varsa talepler (nafaka, velayet, tazminat vb.) sunulmalıdır. Mahkeme, dilekçeyi karşı tarafa tebliğ eder ve cevap vermesi için süre tanır. Ardından, deliller toplanır, tanıklar dinlenir ve gerekli görüldüğünde bilirkişi raporları alınır. Yargılama sürecinin uzunluğu, tarafların sunduğu delillere, tanık sayısına ve mahkemenin iş yoğunluğuna bağlı olarak değişir. Çekişmeli boşanma davaları genellikle birkaç yıl sürebilir.

Mahkeme, tüm delilleri inceledikten sonra boşanma hakkında karar verir. Taraflardan biri mahkeme kararına itiraz ederse, dava istinaf ve temyiz aşamalarına taşınabilir. Bu da sürecin uzamasına neden olabilir.

BOŞANMA DAVASI NEDENLERİ NELERDİR?

Türk Medeni Kanunu’na göre boşanma sebepleri genel ve özel boşanma sebepleri olarak ikiye ayrılır.

Özel boşanma sebepleri belirli olaylara dayanarak boşanmayı mümkün kılan durumlardır:

  • Zina (Aldatma): Eşlerden biri, evlilik birliği içinde sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğinde, diğer eş zina sebebiyle boşanma davası açabilir. (TMK 161)
  • Hayata Kast, Pek Kötü Muamele ve Onur Kırıcı Davranış: Eşlerden birinin diğerini öldürmeye teşebbüs etmesi, fiziksel şiddet uygulaması veya ağır hakaretlerde bulunması boşanma sebebidir. (TMK 162)
  • Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme: Eşlerden biri yüz kızartıcı bir suç işlerse veya toplumda saygınlık kaybettiren bir hayat sürerse, diğer eş boşanma davası açabilir. (TMK 163)
  • Terk: Eşlerden biri, diğerini ortak konutu terk eder ve en az 6 ay boyunca geri dönmezse, boşanma sebebi oluşur. (TMK 164)
  • Akıl Hastalığı: Eşlerden biri, tedavisi mümkün olmayan bir akıl hastalığına yakalanırsa ve bu hastalık evlilik birliğini sürdürmeyi imkânsız hale getirirse boşanma davası açılabilir. (TMK 165)

Genel boşanma sebepleri ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların artık bir arada yaşayamayacak duruma gelmesini ifade eder.

  • Şiddetli Geçimsizlik: Tarafların sürekli tartışması, evlilikte huzurun bozulması ve ortak hayatın çekilmez hale gelmesi boşanma sebebi olarak kabul edilir. (TMK 166)
  • Evlilik Birliğinin Temelden Sarsılması: Eşler arasındaki sevgi, saygı ve güven bağlarının tamamen yok olması durumunda boşanma davası açılabilir.

Her boşanma davası, farklı sebepler ve deliller gerektirdiği için hukuki sürecin titizlikle yürütülmesi gerekir.

ÇEKİŞMELİ VE ANLAŞMALI BOŞANMA ARASINDAKİ FARKLAR

Boşanma davaları, tarafların anlaşmasına veya anlaşmazlık yaşamasına bağlı olarak anlaşmalı ve çekişmeli olarak ikiye ayrılır. Her iki dava türü de evliliğin sona ermesini sağlasa da süreçleri, hukuki gereklilikleri ve sonuçları açısından önemli farklılıklar içerir.

Anlaşmalı boşanma, tarafların her konuda uzlaşması halinde genellikle birkaç ay içinde tamamlanır.

Çekişmeli boşanma ise delillerin toplanması, tanıkların dinlenmesi ve yargılama sürecinin uzunluğu nedeniyle birkaç yıl sürebilir.

Anlaşmalı boşanma için evliliğin en az bir yıl sürmüş olması gerekir. Ayrıca tarafların boşanmanın tüm hukuki sonuçları (nafaka, velayet, mal paylaşımı vb.) konusunda anlaşarak protokol hazırlaması şarttır.

Çekişmeli boşanmada ise böyle bir süre şartı yoktur. Taraflardan biri boşanmak istemese bile, diğer taraf boşanma davası açabilir. Ancak boşanma nedenlerinin mahkemede delillerle ispatlanması gerekir.

Anlaşmalı boşanmalarda taraflar tek celsede hâkim karşısına çıkar ve boşanma protokolünü onayladıklarını belirtirler.

Çekişmeli boşanmalarda ise dilekçelerin sunulması, cevapların alınması, delil ve tanık beyanlarının değerlendirilmesi gibi aşamalar bulunur. Mahkeme, tarafları farklı duruşmalara çağırabilir ve süreç uzun sürebilir.

Anlaşmalı boşanmada delil veya tanık sunmaya gerek yoktur çünkü taraflar zaten boşanma ve sonuçları konusunda anlaşmıştır.

Çekişmeli boşanmada ise mahkemeye sunulacak deliller (mesaj kayıtları, tanık beyanları, fotoğraflar, raporlar vb.) ve tanıklar büyük önem taşır.

Anlaşmalı boşanmada taraflar nafaka, tazminat, mal paylaşımı gibi konuları kendi aralarında belirleyerek mahkemeye sunar. Mahkeme, bu protokolü uygun bulursa boşanmayı onaylar.

Çekişmeli boşanmada ise nafaka, velayet ve tazminat talepleri hakkında mahkeme karar verir. Taraflardan biri diğerine tazminat veya nafaka ödemek zorunda kalabilir.

BOŞANMA DAVASI NASIL AÇILIR?

Boşanma davasının açılması, anlaşmalı ve çekişmeli boşanma türlerine göre farklı adımlar izler. Çekişmeli boşanma, eşler arasında anlaşmazlık ve ihtilafın bulunduğu bir süreçken, anlaşmalı boşanma, tarafların anlaşarak süreci birlikte ilerletmesidir.

Her iki boşanma türünde de dava, yetkili aile mahkemesine yazılı bir dilekçe ile başvurularak açılır. Dilekçe, taraflarca doğrudan yazılabileceği gibi, bir avukat aracılığıyla da hazırlanabilir. Çekişmeli boşanma davası için dilekçeye, davayı destekleyen deliller eklenirken, anlaşmalı boşanma davası içinse tarafların boşanma protokolü eklenir.

Adliyede başvuru yapılan tevzi bürosu aracılığıyla, gerekli harçlar ödenip, ilgili dava dosyasına mahkeme ve dosya numarası atanır. Bu aşama ile dava açılmış olur.

Dava açıldığında, mahkeme bir tensip zaptı hazırlar ve taraflara gönderir. Bu zaptın içinde, dilekçelere cevap verme süresi, delillerin sunulma tarihi, ve delil/gider avanslarının yatırılması gerektiği belirtilir. Ayrıca, ön inceleme duruşması tarihi de taraflara bildirilir.

Mahkeme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 114 ve HMK m. 116’ya göre dava şartlarını inceler ve ilk itirazlar hakkında değerlendirme yapar. Şayet herhangi bir eksiklik yoksa, ön inceleme duruşması yapılır. Bu duruşmada ilk itirazlar karara bağlanır ve ardından, savunma ve davanın genişletilmesi yasağı başlar; yani dava ve cevap dilekçesinde yer almayan yeni hususlar artık gündeme getirilemez.

Ön incelemenin ardından, dava tahkikat aşamasına geçer. Bu aşamada, olaylar, deliller ve şahit ifadeleri toplanarak mahkemeye sunulur. Son aşamada ise hüküm duruşması yapılır ve hâkim, kısa kararını açıklar. Kararın gerekçeleriyle birlikte taraflara bildirilmesinin ardından, istinaf ve temyiz başvuruları yapılabilir. Bu başvurular sonrası karar kesinleşirse, dava dosyası kapanır.

BOŞANMA DİLEKÇESİ NASIL HAZIRLANIR?

Boşanma davası açarken izlenecek süreç, anlaşmalı ve çekişmeli boşanma türlerine göre farklılıklar gösterebilir. Her iki türde de temel adımlar benzerdir, ancak çekişmeli boşanmalarda süreç daha uzun ve karmaşık olabilir. Öncelikle, boşanma davası açılacak olan aile mahkemesine başvurulmalıdır. Dilekçe, davacı taraf ya da bir avukat aracılığıyla hazırlanabilir. Boşanma dilekçesinde tarafların kimlik bilgileri, evlilik bilgileri ve boşanma sebepleri açıkça belirtilmelidir. Eğer anlaşmalı boşanma söz konusuysa, taraflar arası anlaşmazlıkların olmadığı ve karşılıklı anlaşmaya varıldığının gösterildiği bir boşanma protokolü dilekçeye eklenir. Çekişmeli boşanmalarda ise, boşanmanın sebepleri, tarafların talepleri ve bu talepleri destekleyen deliller (mesajlar, şiddet raporları, tanık beyanları gibi) dilekçeye eklenir.

Boşanma dilekçesinin yazılmasından sonra, dilekçe tevzi bürosuna teslim edilir ve ilgili harçlar ödenir. Harçların ödendiğine dair makbuz ile birlikte, dava dosyasına mahkeme numarası ve dosya numarası atanır. Bu işlemle birlikte dava süreci başlar ve mahkeme dosyası oluşturulur. Mahkeme tarafından hazırlanan tensip zaptı taraflara tebliğ edilir. Tensip zaptı, dava sürecinde yapılması gerekenler hakkında bilgilendirici bir belgedir ve bu belgede taraflara verilen cevap süreleri, delil sunum tarihlerinin belirlenmesi ve gider avanslarının yatırılması gerektiği gibi bilgiler yer alır.

Dava dilekçesinin içeriği

HMK MADDE 119- (1) Dava dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur:

  1. a) Mahkemenin adı.
  2. b) Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri.
  3. c) Davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası.

ç) Varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adresleri.

  1. d) Davanın konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değeri.
  2. e) Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri.
  3. f) İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği.
  4. g) Dayanılan hukuki sebepler.

ğ) Açık bir şekilde talep sonucu.

  1. h) Davacının, varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin imzası.

(2) Birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır.

Şeklinde düzenlenmiştir.

AVUKATA SOR
AVUKATA SOR

BOŞANMA DAVASINDA HANGİ BELGELER GEREKLİDİR?

Boşanma davası açarken, mahkemeye sunulması gereken belgeler, davanın türüne bağlı olarak değişkenlik gösterse de, genel olarak talep edilen bazı belgeler bulunmaktadır. İlk olarak, tarafların kimlik bilgilerini kanıtlayan nüfus cüzdanı fotokopisi gereklidir. Ayrıca, evliliği kanıtlayan evlenme cüzdanı fotokopisi de dosyaya eklenmelidir. Eğer boşanma davası çocukların velayetiyle ilgiliyse, çocukların doğum belgesi veya nüfus kayıt örnekleri sunulmalıdır. Anlaşmalı boşanma davasında, taraflar arasında anlaşmaya varılan ve boşanmanın tüm hukuki sonuçlarını düzenleyen boşanma protokolü mutlaka dilekçeye eklenmelidir. Çekişmeli boşanmalarda ise, boşanmayı haklı kılacak deliller sunulmalıdır. Bu deliller, aldatmaya dair mesajlar, şiddet raporları, tanık beyanları, mahkeme kararları veya diğer yazılı belgeler olabilir. Ayrıca, boşanma davasının başlatılması için gerekli olan dava harcı da ödenmeli ve ödenen harca dair makbuz dosyaya eklenmelidir. Eğer dava avukat aracılığıyla açılacaksa, vekaletname de mahkemeye sunulmalıdır.

BOŞANMA DAVASINDA İLK DURUŞMA NASIL OLUR?

Boşanma davasının ilk duruşması, ön inceleme duruşması olarak adlandırılır. Bu duruşma, dava sürecinin başlangıcında yapılan ilk resmi görüşmedir ve burada mahkeme, davanın genel işleyişini belirler. Ön inceleme duruşmasında, mahkeme tarafları dinler ve dava ile ilgili gerekli ilk adımları atar. Mahkeme, dilekçelere verilen cevap sürelerini gözden geçirir, taraflardan delil sunum tarihlerini belirler ve gider avanslarının ödenmesi için bir süre tanır. Bu duruşma, davanın esasına girilmeden önce yapılan ilk hazırlık aşamasıdır. Mahkeme, dava şartlarını ve davanın başvurulan türünü kontrol eder. Çekişmeli boşanmalarda, taraflar boşanma sebepleri ve deliller üzerine detaylı açıklamalar yaparlar. Anlaşmalı boşanmalarda ise, tarafların protokol üzerinde anlaşmalarını sağlamak için görüşmeler yapılır. Ön inceleme duruşmasında, aynı zamanda tarafların ilk itirazları da değerlendirilir. Hâkim, davanın ilerleyişini etkileyebilecek herhangi bir eksiklik olup olmadığını kontrol eder. Eğer her şey düzenliyse, davanın savunma ve genişletilmesi yasağı başlar; yani dava sürecinde, önceden dilekçede yer almayan yeni talepler veya iddialar sunulamaz.

Ön inceleme sonrasında, dava süreci tahkikat aşamasına geçer. Bu aşamada, davada toplanması gereken deliller ve tanıklar dinlenir, olaylarla ilgili daha ayrıntılı bilgi edinilir. Son olarak, hüküm duruşması yapılır ve mahkeme kararını verir. Karar verildikten sonra, taraflar kararın gerekçesini öğrenir ve istinaf veya temyiz başvurusu yapabilirler. Eğer tüm başvuru yolları tükenir ve karar kesinleşirse, dava süreci sonlanır.

BOŞANMA DAVASINDA KUSURA ETKİ EDEN DELİLLER VE İSPAT

Boşanma davası sırasında taraflardan birinin kusurunun kanıtlanması, dava sonucunu doğrudan etkileyebilir. Kusurun tespiti, boşanma kararının verilmesinde ve dolayısıyla nafaka, tazminat gibi taleplerin belirlenmesinde önemli bir rol oynar. Kusurun ispatı için kullanılacak deliller ise davanın türüne, tarafların ileri sürdüğü iddialara ve somut olaylara göre çeşitlenebilir.

Boşanma davasında kusurun ispatı için sunulabilecek deliller, şunlar olabilir:

  • Tanık İfadeleri
  • Telefon Kayıtları ve Mesajlar
  • Hastane ve Sağlık Raporları
  • Polis Kayıtları
  • Mali Belgeler:
  • Evlilik Sözleşmesi veya Protokolü

Kusur, boşanma davasında, bir eşin evliliği sona erdirme sorumluluğuna ne ölçüde katkıda bulunduğunu belirler. Kusur ispatı, boşanmanın sebepleri ve arka planı hakkında mahkemeye bilgi verir. Bu nedenle kusur hem boşanma kararının verilmesinde hem de mal paylaşımı, nafaka ve tazminat gibi taleplerin belirlenmesinde önemli bir rol oynar.

Örneğin, aldatma iddiaları doğrulanırsa, aldatmayı yapan eşin, boşanma nedeniyle karşılaşacağı tazminat talepleri artabilir. Ayrıca, eşin mal paylaşımında daha az hakka sahip olması da söz konusu olabilir. Aile içi şiddet durumunda ise, mağdur olan eşin lehine kararlar alınabilir ve şiddet uygulayan tarafa daha ağır yükümlülükler getirilebilir.

Delillerin sunulması ve ispatı, boşanma davasının sonucunu belirleyebileceği için, tarafların her türlü delili doğru şekilde sunması ve haklarını savunması büyük önem taşır. Kusur ispatı, boşanmanın sadece hukuki değil, aynı zamanda duygusal boyutunu da etkileyen bir durumdur. Bu nedenle, delillerin dikkatle toplanması ve doğru bir şekilde sunulması gerekmektedir.

BOŞANMA DAVASINDA TANIKLARIN ÖNEMİ

Boşanma davalarında, özellikle çekişmeli boşanmalarda, tanıkların rolü oldukça büyüktür. Tanıklar, davanın seyrini değiştirebilecek kritik bilgiler sağlayabilir ve tarafların iddialarını doğrulayarak mahkemeye önemli bir perspektif sunabilirler. Tanıkların sunacağı ifadeler, boşanma sebeplerini, eşler arasındaki anlaşmazlıkları, şiddet iddialarını veya sadakat ihlallerini kanıtlamak adına büyük bir değer taşır. Her durumda, tanık beyanları, hukuki sürecin doğru bir şekilde yürütülmesinde önemli bir araçtır.

  1. Kusurun İspatı: Çekişmeli boşanmalarda, taraflardan biri diğerinin boşanma sebeplerine ilişkin iddialarını kanıtlamak için tanıklara başvurabilir. Örneğin, bir eşin sadakatsizliğini kanıtlamak için, olaya şahit olmuş bir tanık, mahkemeye tanıklık edebilir. Ya da aile içindeki şiddet, tehdit gibi durumların varlığı, tanıkların beyanlarıyla ispatlanabilir. Tanıklar, olayın ne zaman ve nasıl gerçekleştiğine dair ayrıntılı bilgi sunabilirler.
  2. Boşanma Sebeplerinin Kanıtlanması: Taraflar, boşanmayı haklı kılacak sebeplerini sunarken, tanıkların beyanları önemli bir kanıt kaynağıdır. Tanıklar, tarafların evlilik içindeki davranışlarını, aralarındaki iletişimsizlik veya psikolojik baskıyı gözlemleyerek mahkemeye yardımcı olabilirler. Ayrıca, boşanma sebepleri arasında yer alan aile içi şiddet, ekonomik şiddet veya ihmal gibi durumların kanıtlanmasında tanıklar kritik rol oynar.
  3. Aile İçi İletişimin ve Davranışların Ortaya Konması: Boşanma sürecinde, eşlerin birbiriyle olan ilişkileri ve iletişim biçimleri de önemlidir. Tanıklar, çiftin evliliğindeki anlaşmazlıkları ve ilişkilerindeki zorlukları gözlemleyerek mahkemeye bilgi verebilirler. Örneğin, komşular, aile üyeleri veya arkadaşlar, eşlerin arasındaki şiddetli tartışmalar, güven kaybı ya da anlaşmazlıklar hakkında mahkemeye bilgi verebilirler.
  4. Çocukların Velayeti ile İlgili Durumlar: Evliliklerinde çocukları olan taraflar, boşanma sürecinde çocukların velayeti konusunda anlaşmazlık yaşayabilirler. Tanıklar, çocukların ebeveynleriyle olan ilişkilerini, ebeveynlik stillerini ve çocukların gelişim süreçlerini gözlemleyerek velayet kararlarının verilmesinde yardımcı olabilirler. Çocukların psikolojik ve duygusal durumu, tanıkların ifadeleriyle daha net bir şekilde ortaya konabilir.
  5. Doğru Delil Sunulması ve İddiaların Desteklenmesi: Tanıkların doğru ve güvenilir şekilde ifade vermesi, dava sürecinde tarafların iddialarını desteklemek açısından kritik öneme sahiptir. Tanık beyanları, sadece boşanma kararının değil, aynı zamanda nafaka, tazminat ve mal paylaşımı gibi kararların da şekillenmesine yardımcı olabilir.

Bir tanığın ifadesi, yalnızca kişisel gözlemleriyle sınırlıdır ve objektif olmalıdır. Mahkeme, tanıkların söylediklerini değerlendirirken, bu ifadelerin gerçekçi, inandırıcı ve bağımsız olup olmadığını dikkate alır. Örneğin, taraflardan birinin aile üyesi olan bir tanık, belirli bir tarafın lehine bir beyan verebilir, bu yüzden tanığın güvenilirliği önemli bir faktördür. Ayrıca, tanık beyanlarının tutarsız olması veya somut delillerle desteklenmemesi, mahkemenin tanığın ifadesine daha az değer vermesine neden olabilir.

BOŞANMA DAVASINDA ÇOCUKLARIN VELAYETİ

Boşanma davalarında çocukların velayeti, en hassas ve önemli konulardan biridir. Mahkeme, çocuğun en iyi çıkarlarını gözeterek karar verir ve bu süreçte, ebeveynlerin birbirleriyle olan ilişkisi, çocuğun psikolojik durumu ve her iki ebeveynin çocuğun bakımını üstlenme yetenekleri dikkate alınır. Velayet, ortak veya tek olabilir. Ortak velayet, çocuğun bakımından ve eğitimi ile ilgili önemli kararlarda her iki ebeveynin söz sahibi olduğu bir durumdur ve ebeveynlerin iş birliği yapması gereklidir. Ancak, ciddi bir çatışma veya iletişim eksikliği durumunda tek velayet kararı alınabilir. Tek velayet durumunda, çocuğun bakımını üstlenen ebeveyn tüm önemli kararlara tek başına karar verirken, diğer ebeveyn sadece çocukla görüşme hakkına sahip olabilir. Mahkeme, çocuğun yaşı, duygusal durumu, ebeveynlerin psikolojik ve fiziksel sağlık durumu, maddi imkanları ve çocuğun duygusal ihtiyaçları gibi birçok faktörü değerlendirir. Ayrıca, 12 yaş ve üzerindeki çocukların görüşleri de dikkate alınır, ancak bu görüşler çocuğun yaşına ve olgunluğuna göre mahkeme tarafından değerlendirilir. Ebeveynler arasındaki çatışma durumu, çocuğun duygusal ve psikolojik sağlığını etkileyebileceği için, iletişim eksikliği ve sürekli anlaşmazlık durumunda tek velayet kararı daha uygun olabilir. Çocukların velayeti belirlendikten sonra, diğer ebeveynin görüşme hakkı vardır ve bu görüşmeler, çocuğun duygusal gelişimi için önemli bir rol oynar. Çocuklarla yapılan görüşmeler belirli saatler ve günlerle sınırlandırılabilir. Ayrıca, çocuğun bakımına dair somut deliller ve ebeveynlerin sağlıklı bir iletişim kurabilme kapasitesi de mahkemeye sunulabilir. Velayet, sadece hukuki bir karar değil, aynı zamanda çocuğun gelişimi ve mutluluğu için oldukça önem arz eder.

BOŞANMA DAVASINDA MAL PAYLAŞIMI NASIL YAPILIR?

Boşanma davalarında, mal paylaşımı konusu, taraflar arasındaki anlaşmazlıkları en fazla tetikleyen konulardan biridir. Evlilik süresince edinilen malvarlıklarının nasıl paylaşılacağı, boşanmanın ardından tarafların ekonomik haklarını etkileyen önemli bir karardır. Türk Medeni Kanunu’na göre, mal paylaşımı, edinilmiş mallara katılma rejimi esasına dayanır. Ancak, bu paylaşım, tarafların evlilik süresince sahip oldukları malların türüne, evlilik öncesi ve sonrası edinimlere, mal rejimine göre farklılık gösterebilir.

Türk Medeni Kanunu’na göre, mal rejimi olarak varsayılan düzen, edinilmiş mallara katılma rejimidir. Bu rejime göre, evlilik süresince elde edilen mallar, eşit olarak paylaştırılır. Edinilmiş mallar, yalnızca eşler tarafından birlikte kazanılan, emek harcanarak elde edilen mallar olarak kabul edilir. Bu tür mallar arasında gelirler, maaşlar, işletme gelirleri, taşınmazlar, araçlar ve diğer değerli eşyalar yer alır.

Ancak, evlilik öncesinde ya da evlilik süresinde kişisel mallar edinilmişse, bu mallar edinilmiş mallara katılma rejimi kapsamında paylaşılmaya tabi değildir. Kişisel mallar, eşlerden birine ait olup, yalnızca o eşin malıdır. Kişisel mallara örnek olarak, eşlerden birinin evlilikten önce sahip olduğu taşınmazlar, miras yoluyla edinilen mallar, bağışlarla edinilen mallar ve kişisel kullanım eşyaları sayılabilir.

Mal paylaşımında sadece edinilmiş malların durumu değil, aynı zamanda tarafların yaşam standartları, ekonomik durumları ve ihtiyaçları da göz önünde bulundurulur. Özellikle nafaka talepleri, çocuğun velayeti, evlilik sürecindeki katkılar gibi faktörler mal paylaşımını etkileyebilir. Örneğin, bir eş, evlilik süresince evin geçimini sağlayan kişi olmuşsa, bu kişinin katkıları da dikkate alınarak daha fazla mal alması sağlanabilir. Aynı şekilde, boşanma sonrası ekonomik olarak zor durumda kalacak eşin hakları daha fazla korunabilir.

Taraflar arasında anlaşmalı boşanma söz konusu olduğunda, mal paylaşımı konusunda da anlaşmaya varılabilir. Bu durumda, her iki taraf da mal paylaşımına dair bir protokol oluşturur ve mahkemeye sunar. Mahkeme, bu protokolü onayladıktan sonra mal paylaşımının gerçekleşmesi sağlanır. Anlaşmalı boşanmalarda, taraflar kendi aralarında mal paylaşımını yaparak hukuki süreci hızlandırabilirler.

Çekişmeli boşanmalarda ise mal paylaşımı, mahkeme tarafından belirlenir. Her iki tarafın da mal varlıklarını beyan etmesi gerekir. Mahkeme, tarafların mal varlıkları, gelir durumları ve diğer koşulları göz önünde bulundurarak bir karar verir. Çekişmeli durumlarda, mal paylaşımı konusunda çıkan anlaşmazlıklar, uzun sürebilir ve tarafların ekonomik durumları üzerinde daha büyük bir etki yaratabilir.

Boşanma davasında mal paylaşımının yapılabilmesi için, her iki eşin de malvarlıklarını doğru şekilde beyan etmesi önemlidir. Mahkeme, bu beyanları dikkate alarak paylaşım kararını verir. Evlilik sırasında elde edilen malların paylaştırılması için öncelikle bir değer tespiti yapılır. Ardından, edinilen malların yarısı eşit şekilde paylaştırılır. Ancak, her iki eşin mal paylaşımı sırasında yaptığı katkılar da göz önünde bulundurulur ve bu katkılar doğrultusunda ek düzenlemeler yapılabilir.

NAFAKA TALEBİ BOŞANMA SÜRECİNDE NASIL BELİRLENİR?

Boşanma sürecinde nafaka, taraflardan birinin maddi olarak zor durumda kalmasını engellemeyi amaçlayan önemli bir düzenlemedir. Nafaka, boşanma sonrası bir eşin diğerine ödeyeceği maddi desteği ifade eder ve Türk Medeni Kanunu’na göre, nafaka talebi çeşitli koşullar göz önünde bulundurularak belirlenir. Bu talep, genellikle üç ana kategoriye ayrılır: yoksulluk nafakası, tedbir nafakası ve iştirak nafakası.

Yoksulluk Nafakası: Eşlerden birinin boşanma sonrasında maddi anlamda zor durumda kalması ve yaşamını sürdürebilmesi için diğer eşin desteğine ihtiyaç duyması durumunda yoksulluk nafakası talep edilebilir. Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için, talep eden eşin yaşam standardının ciddi şekilde düşmesi, yani yoksulluk sınırının altına inmesi gerekir. Bu tür nafaka, boşanma davası sonrasında belirlenir ve mahkeme, tarafların mali durumlarını, gelir seviyelerini ve diğer ekonomik faktörleri göz önünde bulundurarak nafaka miktarını belirler. Ayrıca, nafaka talep eden eşin çalışabilir durumda olması da nafaka miktarını etkileyebilir. Eğer talep eden eş çalışabilirken çalışmıyorsa, nafaka talebi reddedilebilir veya miktarı düşürülebilir.

Tedbir Nafakası: Boşanma davası devam ederken, davanın sonunda talep edilecek yoksulluk nafakasının belirlenmesi için bir geçiş süreci olabilir. Bu dönemde, mahkeme tarafından geçici bir nafaka kararı verilebilir. Bu, davanın sonlanmasını bekleyen tarafın geçici ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla ödenir. Tedbir nafakası, dava sona erene kadar geçerli olup, genellikle geçici yaşam masraflarını karşılamak için belirlenir ve davanın sonuçlanmasından sonra, kalıcı nafaka miktarı belirlenir.

İştirak Nafakası: Boşanma davası sonucunda, çocuğun bakım ve eğitimi için de nafaka talep edilebilir. İştirak nafakası, boşanmış eşin çocuğun bakımına yönelik düzenli ödemeleri kapsar. Çocuğun eğitimi, sağlık harcamaları ve diğer yaşam masrafları için ödenecek olan bu nafaka, çocuğun ihtiyaçları göz önünde bulundurularak belirlenir. İştirak nafakası, çocuğun velayetinin bir eşte olduğu durumlarda, diğer eş tarafından ödenir. Ebeveynlerin gelirleri, çocuğun ihtiyaçları ve yaşam standartları dikkate alınarak belirlenir.

Nafakanın miktarı, her durumda, tarafların gelir durumu, yaşam standartları, nafaka talep eden kişinin ihtiyaçları ve diğer faktörler göz önünde bulundurularak mahkeme tarafından belirlenir. Mahkeme, adil bir karar vermek adına her iki tarafın ekonomik durumunu ve mal varlıklarını inceleyerek nafakanın miktarını belirler. Nafakanın süresi ve ödeme şekli de mahkeme tarafından düzenlenir. Yoksulluk nafakası süresiz olarak verilebileceği gibi, iştirak nafakası çocuğun bakımı sona erdiğinde son bulabilir.

BOŞANMA DAVASINDA HANGİ KARARLAR ÇIKABİLİR?

Boşanma davasında, mahkeme tarafından çıkabilecek kararlar, davanın türüne, tarafların durumuna ve taleplerine göre değişebilir. Boşanma davasının sonunda alınabilecek kararlar genel olarak şu şekilde sıralanabilir:

  1. Boşanma Kararı: Eğer mahkeme, boşanma için geçerli sebeplerin olduğuna karar verirse, boşanma kararı verir. Boşanma kararı, çiftlerin hukuki olarak evliliklerini sonlandıran en önemli karardır.
  2. Mal Paylaşımı Kararı: Boşanma davası sırasında, mal paylaşımı konusu da ele alınır. Mahkeme, tarafların evlilik süresince edinilen malların paylaşımına karar verir. Bu paylaşım, edinilmiş mallara katılma rejimi veya diğer mal rejimlerine göre yapılır.
  3. Nafaka Kararı: Boşanma davası sonucunda, nafaka talebine karar verilebilir. Mahkeme, bir eşin diğerine ödeme yapacağı nafakanın miktarını ve süresini belirler.
  4. Çocukların Velayeti Kararı: Boşanma davalarında, çocukların kimle yaşayacağı konusu da önemli bir karardır. Mahkeme, çocuğun en iyi çıkarlarını gözeterek, çocuğun velayetini bir eşe verebilir veya ortak velayet kararı alabilir. Ayrıca, çocukların bakımı ve eğitimine ilişkin kararlar da verilebilir.
  5. Görüşme Hakkı Kararı: Çocukların velayeti tek bir ebeveyne verildiğinde, diğer ebeveynin çocukla görüşme hakkı da belirlenir. Mahkeme, düzenli ve uygun görüşme şartlarını oluşturur.
  6. Tedbir Kararları: Evlilik süreci sırasında veya boşanma davası süresince, tarafların haklarını korumak amacıyla tedbir kararları alınabilir. Bu kararlar, geçici nafaka, mal paylaşımı, çocukların bakımı ve diğer hususlar hakkında olabilir.

BOŞANMA DAVASI NE KADAR SÜRER?

Boşanma davasının süresi, davanın türüne (anlaşmalı veya çekişmeli) ve mahkeme yoğunluğuna bağlı olarak değişir. Anlaşmalı Boşanma Davası, Anlaşmalı boşanma davalarında, taraflar önceden tüm şartlar üzerinde anlaşarak mahkemeye başvurur. Taraflar, mal paylaşımı, nafaka ve çocukların bakımı gibi konularda anlaşmışlarsa, dava süreci genellikle daha hızlı işler. Anlaşmalı boşanma davaları, çoğu zaman birkaç hafta içinde sonuçlanabilir. Mahkeme, tarafların anlaşmalarını onaylayarak boşanma kararını verebilir. Çekişmeli Boşanma Davası, Çekişmeli boşanma davalarında, taraflar arasında anlaşmazlıklar olduğu için dava süreci daha uzun olabilir. Mahkeme, delillerin toplanması, tanıkların dinlenmesi ve tarafların savunmalarının alınması gibi işlemleri yürütür. Bu tür davalar, genellikle birkaç ay sürebilir. Ancak, dava sürecindeki karmaşıklığa göre, bu süre daha da uzayabilir. Mahkeme, gerekli incelemeleri yaparak kararını verir.

BOŞANMA DAVASINDA TEMYİZ VE İSTİNAF SÜRECİ NASIL İLERLER?

Boşanma davası sonunda mahkeme kararına itiraz etmek isteyen taraflar, temyiz ve istinaf süreçlerini kullanabilirler. Bu iki süreç, verilen kararlara karşı itiraz haklarının kullanılması için önemli hukuki yollar sunar. Ancak temyiz ve istinaf, birbirinden farklı başvuru ve inceleme yöntemlerine sahiptir.

İstinaf, mahkemelerin verdiği kararların, bölge adliye mahkemeleri tarafından bir üst inceleme yapılması anlamına gelir. 2016 yılında yürürlüğe giren HMK (Hukuk Muhakemeleri Kanunu) ile, ilk derece mahkemelerinin verdiği kararlar bölge adliye mahkemelerine taşınabilmektedir. Boşanma davasının ilk derecesinde aile mahkemesinin verdiği karar, bölge adliye mahkemesine (istinaf mahkemesi) başvurularak incelenebilir.

İstinaf başvurusu, mahkemenin kararının hukuka aykırı olduğuna inanılan durumları düzeltmek amacıyla yapılır. Taraflardan biri, ilk derece mahkemesinin verdiği karara itiraz etmek istediğinde, bölge adliye mahkemesine başvuruda bulunabilir. İstinaf başvurusu için, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde başvurulması gerekmektedir.

Bölge adliye mahkemesi, başvuruyu inceledikten sonra, iki farklı karar verebilir:

  1. Kararın Onanması: Bölge adliye mahkemesi, ilk derece mahkemesinin kararının doğru olduğuna karar vererek, kararı onaylayabilir.
  2. Kararın Değiştirilmesi veya Bozulması: Bölge adliye mahkemesi, ilk derece mahkemesinin kararını hukuka aykırı bulursa, kararı değiştirebilir veya bozabilir. Bu durumda, dosya tekrar ilk derece mahkemesine gönderilir ve yeni bir karar verilmesi sağlanır.

İstinaf süreci, temyizden önce bir inceleme yoludur ve kararın hukuki hatalarını düzeltmeye yönelik bir fırsattır. Ancak, istinaf mahkemesinin verdiği karara karşı da temyiz yolu açıktır.

Temyiz, daha üst bir yargı organı olan Yargıtay’a başvurulması sürecidir. Boşanma davasında istinaf kararına rağmen hâlâ hukuki hata yapıldığını düşünen taraflar, temyiz başvurusu yapabilirler. Temyiz başvurusu, yalnızca hukuki denetim amacına hizmet eder; mahkemenin kararının doğru olup olmadığının yeniden incelenmesi amacıyla yapılır. Temyiz başvurusu, bölge adliye mahkemesinin kararından itibaren 2 hafta içinde yapılmalıdır.

Temyiz başvurusu, Yargıtay’a yapılır ve Yargıtay’ın vereceği kararlar üç şekilde olabilir:

  1. Kararın Onanması: Yargıtay, bölge adliye mahkemesinin kararını doğru bularak, kararı onaylar.
  2. Kararın Bozulması: Yargıtay, bölge adliye mahkemesinin kararını hukuka aykırı bulursa, kararı bozar ve dosyayı tekrar bölge adliye mahkemesine gönderir. Yargıtay, bozulma kararında genellikle hukuka aykırılıkları belirterek kararın düzeltilmesini talep eder.
  3. Kararın Düzeltmesi: Yargıtay, belirli hukuki hata ya da eksiklikleri tespit ederek kararı düzeltebilir ve dosyanın yeniden incelenmesini sağlayabilir.

Temyiz süreci, istinaf kararına karşı en son başvurulabilecek yargı yolu olduğundan, temyiz başvurusu yapıldığında, mahkemenin verdiği karar nihai hale gelene kadar geçici olarak durabilir. Temyiz süreci, genellikle daha uzun sürebilir çünkü Yargıtay’ın dava dosyasını incelemesi zaman alabilir.

ANLAŞMALI BOŞANMA SÜRECİNDE HANGİ ŞARTLAR ARANIR?

Anlaşmalı boşanma sürecinde belirli şartların sağlanması gerekmektedir. Öncelikle, evliliğin en az bir yıl sürmüş olması şarttır. Bir yıldan kısa süren evliliklerde anlaşmalı boşanma mümkün değildir, ancak çekişmeli boşanma yoluna gidilebilir.

Tarafların mahkemeye birlikte başvurması veya birinin açtığı davayı diğerinin kabul etmesi gerekir. Anlaşmalı boşanma davasında tarafların her ikisinin de boşanma konusunda mutabık olması önemlidir.

Mahkeme sürecinde tarafların bizzat hakimin huzurunda beyanda bulunmaları gerekmektedir. Vekil (avukat) aracılığıyla beyan yeterli değildir, tarafların duruşmada fiziken bulunması zorunludur.

Boşanmanın mali ve çocuklarla ilgili sonuçlarında tarafların anlaşmış olmaları gerekir. Nafaka, mal paylaşımı, çocukların velayeti, iştirak nafakası ve kişisel ilişki düzeni gibi konuların açıkça belirtilmesi şarttır. Bu hususları içeren bir anlaşmalı boşanma protokolü hazırlanmalı ve mahkemeye sunulmalıdır. Hakim, tarafların vardığı anlaşmayı uygun bulursa boşanmaya karar verir. Ancak, özellikle çocukların velayeti ile ilgili durumlarda çocuğun üstün yararını göz önünde bulundurarak protokolde değişiklik yapılmasını talep edebilir.

Son olarak, hakimin anlaşmayı uygun bulması gerekmektedir. Mahkeme, tarafların yaptığı anlaşmayı hukuk çerçevesinde inceleyerek adil olup olmadığını değerlendirir. Eğer anlaşma hukuka ve tarafların menfaatlerine uygun değilse, hakim değişiklik yapılmasını talep edebilir. Şartların sağlanması halinde mahkeme kısa sürede anlaşmalı boşanma kararı verir ve taraflar evliliklerini resmi olarak sona erdirebilir

ÇEKİŞMELİ BOŞANMA SÜRECİNDE HUKUKİ DESTEK NEDEN ÖNEMLİDİR?

Çekişmeli boşanma süreci, tarafların anlaşmaya varamaması nedeniyle uzun ve zorlu bir hukuki süreci beraberinde getirir. Bu süreçte profesyonel hukuki destek almak, hak kayıplarının önüne geçilmesi ve sürecin en iyi şekilde yönetilmesi açısından büyük önem taşır.

Çekişmeli boşanma davalarında eşler arasında mal paylaşımı, nafaka, velayet ve tazminat gibi konularda anlaşmazlıklar yaşanır. Bu durum, sürecin uzamasına ve taraflar için hem maddi hem de manevi olarak yıpratıcı olmasına yol açabilir. Alanında uzman bir avukatın desteğiyle dava sürecinin doğru şekilde yönetilmesi sağlanır ve tarafın lehine güçlü bir hukuki strateji oluşturulur.

Özellikle delil toplama ve sunma aşaması, çekişmeli boşanma davalarında belirleyici bir unsurdur. Hukuki bilgi ve tecrübe gerektiren bu aşamada, avukat yardımıyla evrakların doğru şekilde hazırlanması, tanık beyanlarının alınması ve gerekli kanıtların mahkemeye sunulması sağlanır. Aksi takdirde eksik veya hatalı bir delil sunumu, davanın seyrini olumsuz etkileyebilir

BOŞANMA SÜRECİNDE ÇOCUKLAR NASIL ETKİLENİR?

Boşanma süreci, çocuklar üzerinde psikolojik, duygusal ve sosyal açıdan önemli etkiler yaratabilir. Ebeveynler arasındaki ayrılık, çocukların güven duygusunu sarsabilir ve onların gelecekteki ilişkilerine dair algılarını şekillendirebilir.

Özellikle küçük yaşlardaki çocuklar, boşanmayı anlamakta zorlanabilir ve kendilerini suçlu hissedebilirler. Anne ve babalarının ayrılmasının kendi hatalarından kaynaklandığını düşünebilir, bu da kaygı ve özgüven sorunlarına yol açabilir. Daha büyük yaştaki çocuklar ise anne veya babalarından birini kaybedecekleri korkusuna kapılabilir ve duygusal dalgalanmalar yaşayabilirler.

Boşanma sonrası çocuğun hangi ebeveynle yaşayacağı, diğer ebeveyniyle ne sıklıkla görüşeceği gibi konular da çocuk üzerinde belirleyici bir etkiye sahiptir. Velayetin düzenlenmesi sırasında çocuğun üstün yararı gözetilmeli ve ebeveynler arasında sağlıklı bir iletişim sürdürülmelidir. Ebeveynler arasındaki çatışmalar, çocukların duygusal dengesini bozabilir ve akademik performanslarını olumsuz etkileyebilir.

Ayrılık sürecinde çocukların duygusal olarak desteklenmesi büyük önem taşır. Ebeveynlerin çocuklarına karşı açık ve dürüst bir iletişim kurmaları, onları dinlemeleri ve duygularını ifade etmelerine olanak tanımaları gerekir. Çocuklar, taraf tutmak zorunda bırakılmamalı ve anne-baba arasındaki sorunların içine çekilmemelidir.

BOŞANMA SÜRECİNDE PSİKOLOJİK DESTEK GEREKLİ MİDİR?

Boşanma süreci, bireyler için hem duygusal hem de hukuki açıdan karmaşık ve zorlu bir dönem olabilir. Bu süreçte psikolojik destek almak, kişinin yaşadığı stres, kaygı ve belirsizlikle başa çıkmasına yardımcı olabilir. Bir uzman desteği sayesinde duygusal denge sağlanabilir, özgüven korunabilir ve gelecekte sağlıklı ilişkiler kurma becerisi geliştirilebilir. Ayrıca, çocuk sahibi bireyler için psikolojik destek almak, ebeveynlerin çocuklarına daha bilinçli ve sağlıklı bir şekilde yaklaşmalarını sağlayarak sürecin çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirebilir.

BOŞANMA DAVASI HARÇ VE MASRAFLARI 2025

Boşanma davası açmayı düşünen bireylerin, süreç boyunca karşılaşacakları hukuki masrafları göz önünde bulundurmaları önemlidir. Bu masraflar, davanın niteliğine (anlaşmalı veya çekişmeli), mahkemenin taleplerine ve sürecin ilerleyişine bağlı olarak değişiklik gösterebilir.

1Başvurma Harcı1₺615,40Harç
2Vekalet Harcı1₺87,50Harç
3Peşin Harç1₺615,40Harç
4Gider Avansı2₺2.500,00Masraf
5Vekalet Pulu1₺138,00Diğer

Başvuru harcı, dava açılırken mahkemeye yatırılması gereken temel bir ücrettir. Gider avansı, sürecin ilerleyişine bağlı olarak tanık dinleme, bilirkişi raporları ve tebligat işlemleri için kullanılmaktadır. Bu tür harcamalar özellikle çekişmeli boşanma davalarında artış gösterebilir.

BOŞANMA SÜRECİNDE GÜNCEL AVUKATLIK ÜCRETLERİ

Boşanma davalarında avukat tutmak yasal bir zorunluluk olmasa da, sürecin profesyonel bir şekilde yönetilmesi ve hak kayıplarının önlenmesi açısından büyük önem taşır. 2025 yılı için avukatlık ücretleri, davanın niteliğine ve avukatın deneyimine göre değişiklik gösterebilir.

Anlaşmalı boşanma davalarında taraflar arasında uzlaşma sağlandığı için süreç daha hızlı tamamlanmakta ve maliyetler daha düşük olmaktadır. Çekişmeli davalarda ise mal paylaşımı, velayet ve nafaka gibi konularda anlaşmazlıklar yaşandığı için avukatlık ücretleri daha yüksek olabilmektedir.

Boşanma sürecinin maliyetleri ve hukuki yükümlülükleri kişiye özel olarak değişebileceğinden, en doğru bilgiyi almak için uzman bir avukata danışılması tavsiye edilir.

BOŞANMA SÜRECİ NASIL İŞLER
KONYA AVUKAT

SIKÇA SORULAN SORULAR

Boşanma İçin İlk Ne Yapılır?

Boşanma sürecini başlatmak için öncelikle bir dilekçe hazırlanarak yetkili aile mahkemesine başvurulmalıdır. Anlaşmalı boşanmalarda protokol hazırlanması gerekirken, çekişmeli boşanmalarda deliller sunulmalıdır. Hukuki haklarınızı korumak için bir avukattan destek almak faydalı olabilir. Gerekli evrakların eksiksiz tamamlanması sürecin daha hızlı ilerlemesini sağlar.

Aynı gün içinde boşanma olur mu?

Türkiye’de boşanma davaları, aynı gün içinde sonuçlanmaz. Anlaşmalı boşanmalarda bile duruşma günü belirlenmeli ve tarafların mahkemede hazır bulunması gereklidir. Hakimin onayıyla boşanma kararı verildikten sonra kararın kesinleşmesi için belirli bir süre geçmesi gerekir. Çekişmeli boşanmalarda ise süreç çok daha uzun sürebilir.

En hızlı boşanma ne kadar sürer?

En hızlı boşanma, anlaşmalı boşanma davasıdır ve ortalama 1 ila 3 ay içinde sonuçlanabilir. Dava yoğunluğuna bağlı olarak duruşma günü 2-3 hafta içinde verilebilir. Kararın kesinleşmesi için temyiz süresinin dolması veya tarafların feragat dilekçesi sunması gerekir. Çekişmeli boşanmalarda ise süreç yıllarca sürebilir.

 Boşanma Davası Açmak İçin Kaç TL Gerekir?

2025 yılı itibarıyla boşanma davası açma harç ve masrafları ortalama 3.500 – 4.000 TL arasında değişmektedir. Bu ücret, başvuru harcı, gider avansı ve diğer mahkeme masraflarını içermektedir. Eğer avukat tutulursa, ek olarak avukatlık ücreti de ödenmelidir. Masraflar, davanın türüne ve sürecin uzunluğuna göre değişiklik gösterebilir.

Boşanma Davasında İlk Duruşma Ne Kadar Sürer?

İlk duruşma genellikle 10 ila 30 dakika arasında sürer. Anlaşmalı boşanmalarda tarafların beyanları alındıktan sonra karar verilebilir. Çekişmeli boşanmalarda ise delil sunumu, tanık dinleme ve taleplerin değerlendirilmesi nedeniyle süreç daha uzun sürebilir. Hakimin iş yüküne bağlı olarak duruşmalar ertelenebilir.

Boşanırken Evde Kim Kalır?

Mahkeme, eşlerden birine konutun kullanım hakkını verebilir. Genellikle, çocukların velayeti kendisine verilen eşin evde kalmasına öncelik tanınır. Taraflar aralarında anlaşarak da evin kullanımını belirleyebilir. Ev sahibi olan eş, diğer eşe belirli bir süre içinde evi boşaltmasını talep edebilir.

Boşanırken Ev Eşyaları Kimin?

Ev eşyaları, evlilik birliği içinde edinildiyse genellikle paylaşıma tabidir. Taraflar aralarında anlaşamazsa mahkeme, mal paylaşımı davası kapsamında adil bir dağılım yapar. Kişisel kullanım eşyaları (giysi, takı vb.) ise sahibinde kalır. Eşyaların değerleri hesaplanarak maddi denge sağlanabilir.

Boşanan Çiftler Aynı Evde Yaşayabilir Mi?

Hukuken boşanan çiftlerin aynı evde yaşamasına engel yoktur. Ancak fiili ayrılık, boşanmanın gerçekleştiğini göstermek açısından önemlidir. Taraflar farklı evlerde yaşamaya başladıktan sonra sosyal ve hukuki olarak ayrı bireyler sayılır. Velayet ve nafaka gibi konular için ayrı yaşamak daha sağlıklı bir tercih olabilir.

Boşanırken Kadın Neler Talep Edebilir?

Kadın, nafaka, tazminat, velayet ve mal paylaşımı gibi taleplerde bulunabilir. Eğer eşinin ekonomik durumu yeterliyse, yoksulluk nafakası isteyebilir. Çocukların velayetini alarak iştirak nafakası talep edebilir. Maddi ve manevi tazminat ise kusur oranına göre değerlendirilir.

Evliyken Çekilen Kredi Boşanınca Ne Olur?

Kredi borçları, kimin adına çekildiğine ve nerede harcandığına bağlı olarak farklı şekilde değerlendirilir. Eğer ortak kullanım için alınmışsa, borç taraflar arasında paylaşılabilir. Ancak kişisel ihtiyaçlar için çekilen krediler, borçlu eşin sorumluluğundadır. Mahkeme, ekonomik duruma göre eşler arasında adil bir yük dağılımı yapabilir.

Erkek Hangi Durumlarda Nafaka Ödemez?

Nafaka, genellikle ekonomik durumu daha zayıf olan eşe bağlanır. Eğer kadın ekonomik olarak güçlü ve bağımsızsa veya yeniden evlenirse, nafaka hakkı düşebilir. Kadının ağır kusurlu olduğu durumlarda da nafaka ödenmeyebilir. Mahkeme, tarafların mali durumunu ve ihtiyaçlarını dikkate alarak karar verir.

Hakim Hangi Durumlarda Boşamaz?

Hakim, boşanma için yeterli gerekçe olmadığına karar verirse boşanmayı reddedebilir. Taraflardan biri boşanmak istemiyorsa, ciddi bir evlilik birliği sarsılması kanıtlanmalıdır. Delil yetersizliği veya evliliğin sürdürülebilir olduğu kanaati oluşursa dava reddedilebilir. Anlaşmalı boşanmalarda ise taraflardan biri mahkemede boşanmaktan vazgeçerse dava düşebilir.

Adliyeye Gitmeden Boşanma Dilekçesi Nasıl Verilir?

Adliyeye gitmeden boşanma dilekçesi e-Devlet üzerinden UYAP Vatandaş Portalı aracılığıyla sunulabilir. Ancak, dilekçenin eksiksiz ve hukuka uygun şekilde hazırlanması gerekir. Avukat aracılığıyla başvuru yapılırsa, tüm işlemler online olarak yürütülebilir. Mahkeme, başvuruyu inceledikten sonra tarafları duruşmaya çağıracaktır.

Ücretsiz Boşanma Davası Nasıl Açabilirim?

Maddi durumu yetersiz olan bireyler, Adli Yardım Bürosu veya baroların hukuki yardım hizmetleri aracılığıyla ücretsiz dava açabilir. Gelir durumu belgelenerek mahkemeye sunulmalıdır. Mahkeme uygun görürse dava masrafları devlet tarafından karşılanabilir. Ücretsiz avukat atanması için de baroya başvuru yapılabilir.

Tek Celsede Boşanmak İçin Ne Yapmalı?

Tek celsede boşanabilmek için anlaşmalı boşanma davası açılmalıdır. Tarafların boşanma, mal paylaşımı, nafaka ve velayet konularında anlaşması gerekir. Mahkemeye sunulan anlaşmalı boşanma protokolü kabul edilirse, genellikle tek duruşmada boşanma kararı verilir. Kararın kesinleşmesi için 2 hafta bekleme süresi bulunmaktadır.

Boşanma Davası Ücretini Kim Öder?

Boşanma davasını açan taraf, mahkeme harç ve giderlerini karşılamak zorundadır. Ancak dava sonunda mahkeme, masrafları kusurlu tarafa yükleyebilir. Avukat ücretleri ise tarafların anlaşmasına bağlıdır. Adli yardım hakkı olanlar için dava masrafları devlet tarafından karşılanabilir.

Boşanma Davasında Ne Kadar Masraf Olur?

Boşanma davasının masrafları, davanın niteliğine bağlı olarak değişir. 2025 yılı itibarıyla mahkeme harçları ve diğer masraflar 3.500 – 4.000 TL civarındadır. Avukat tutulursa, ek olarak 75.000 – 110.000 TL arasında avukatlık ücreti ödenmesi gerekebilir. Çekişmeli davalarda ek bilirkişi ve tanık masrafları da oluşabilir.

Boşanma Davası İçin Gerekli Belgeler Nelerdir?

 Boşanma davası açmak için gerekli belgeler şunlardır:

  • Boşanma dilekçesi
  • Kimlik fotokopisi
  • Evlilik cüzdanı
  • Adres beyanı
  • Varsa çocuklara dair belgeler (doğum belgesi gibi)
  • Mal paylaşımı için belge (tapular, banka hesap dökümleri vb.)

Boşanma Davasında Çocuklar Mahkemeye Çıkarılır Mı?

Çocuklar, boşanma davalarında yalnızca mahkeme, çocuğun yaşına ve gelişim düzeyine göre karar verirse dinlenebilir. Genellikle, çocukların psikolojik durumu göz önünde bulundurularak mahkeme çocukların görüşünü almak için uzmanlardan (psikolog veya pedagog) yardım alabilir.

Boşanma Davasında Aldatma Nasıl Kanıtlanır?

Aldatma iddiaları, delillerle kanıtlanmalıdır. Bu deliller arasında, mesajlaşmalar, tanık ifadeleri, fotoğraflar, video kayıtları ve telefon kayıtları yer alabilir. Aldatma olayının kanıtlanması, dava sürecinde tarafların lehine olabilir, ancak delillerin hukuki geçerliliği önemlidir.

Boşanma Davası Açmak İçin Avukat Gerekli Mi?

Boşanma davası açmak için avukat tutmak zorunlu değildir, ancak avukat desteği almak sürecin daha sağlıklı ve hızlı ilerlemesini sağlar. Anlaşmalı boşanmalarda taraflar avukatsız işlem yapabilirken, çekişmeli boşanmalarda bir avukatın rehberliği genellikle gereklidir.

Boşanma Davasında Karar Ne Zaman Kesinleşir?

Boşanma davasında karar verildikten sonra, kararın kesinleşmesi için temyiz süresi geçmesi gerekir. Taraflar temyiz başvurusu yapmazsa, kararın kesinleşmesi yaklaşık 2 hafta içinde olur. Eğer temyiz başvurusu yapılırsa, Yargıtay’ın onaylaması gerekebilir.

Boşanma Davasında Temyiz Süresi Ne Kadardır?

Boşanma davasında verilen kararın temyiz edilmesi için süre, kararın tebliğinden itibaren 2 haftadır. Taraflar bu süre zarfında Yargıtay’a başvuru yapabilir. Temyiz süresi, kararın kesinleşmesini engeller. Kararın temyiz edilebilmesi için öncelikle kararın istinafa gitmesi gerektiği unutulmamalıdır.

Boşanma Davası Açarken Harç Ve Masraflar Ne Kadar Tutar?

2025 yılında boşanma davası açarken harç ve masraflar toplamda 3.500 TL ile 4.000 TL arasında değişmektedir. Bu masraflar, başvuru harcı, gider avansı ve diğer mahkeme masraflarını içermektedir. Eğer avukat tutarsa, ek olarak avukatlık ücreti ödenmesi gerekir.

Boşanma Davasında Ortak Velayet Talep Edilebilir Mi?

Evet, boşanma davasında ortak velayet talep edilebilir. Ancak, mahkeme çocuğun en yüksek menfaatini göz önünde bulundurur ve bu kararı çocuğun yaşına, gelişim düzeyine ve ebeveynlerin durumuna göre verir. Taraflar, anlaşmalı boşanmalarda ortak velayet için anlaşabilirler.

Boşanma Sürecinde Çocuğun Görüşü Alınır Mı?

Boşanma sürecinde çocuğun görüşü, çocuğun yaşına ve psikolojik durumuna göre alınabilir. 12 yaş üstü çocukların görüşleri genellikle dikkate alınır, ancak uzman görüşüyle karar verilir. Bu, çocuğun sağlıklı gelişimi için önemlidir.

Anlaşmalı Boşanma Davası Reddedilirse Ne Olur?

Eğer anlaşmalı boşanma davası reddedilirse, tarafların çekişmeli boşanma davası açması gerekebilir. Bu durumda, tarafların anlaşmazlıkları mahkeme tarafından çözülecek ve daha uzun bir dava süreci başlayacaktır.

Boşanma Davasında Kimler Tanık Olabilir?

Boşanma davasında tanık olabilecek kişiler, genellikle tarafların yakın çevresinde olan, olayları gözlemleyen kişilerdir. Aile üyeleri, arkadaşlar ve iş arkadaşları tanıklık edebilir. Ancak, tanıkların anlatacakları, davanın konusuna ve delil durumuna göre belirleyici olabilir.

Boşanma Davası Sürerken Yeniden Evlenmek Mümkün Mü?

Boşanma davası sürerken, mahkeme kararı kesinleşmeden yeniden evlenmek hukuken mümkün değildir. Boşanma kararının kesinleşmesi ve resmi olarak evlilik sona ermeden, taraflar yeniden evlenemezler.

GÖNÜL ŞAHİKA SAYGI

PAYLAŞ
Zehra Özdipi
Zehra Özdipi
Makale: 175
WHATSAPP RANDEVU AL ARA