Adresimiz
Havzan, Yeni Meram Cd. Arı Sitesi No:55/2 F Blok, 42140 Meram/Konya
İletişim Bilgilerimiz
Adresimiz
Havzan, Yeni Meram Cd. Arı Sitesi No:55/2 F Blok, 42140 Meram/Konya
İletişim Bilgilerimiz

Boşanma davaları, evlilik birliğinin sonlandırılması sürecinde ortaya çıkan hukuki süreçlerdir. Bu davalarda, tarafların evliliklerini sonlandırmak için mahkemeye başvurdukları ve bu süreçte çeşitli deliller sunarak iddialarını kanıtlamak zorunda oldukları bir gerçektir. İspat yükü kural olarak davacıya aittir. Ancak bazı durumlarda davalı da kendi iddialarını ispat etmekle yükümlü olabilir. İddialarını ispatlayacak olan taraf öne sürdüğü delilleri hukuka uygun yollardan elde etmiş olmalıdır. Hukuka aykırı yollardan edilen deliller mahkemece kabul edilmemektedir.
Boşanma davalarında ispat yükü, iddialarda bulunan tarafın öne sürdüğü olayları mahkemeye hukuki delillerle kanıtlama zorunluluğudur. Türk Medeni Kanunu’na göre, boşanma sebebi olarak öne sürülen olay veya durumun gerçekten yaşandığını ve hukuki sonuç doğuracak nitelikte olduğunu iddia eden taraf, bunu delillerle ispat etmek zorundadır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 190’a göre; “Taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
Türk Medeni Kanunu madde 166’ya göre; “Evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını iddia eden eş, bu durumu ispat etmelidir.”
Türk Medeni Kanunu’na göre, boşanma sebebi olarak öne sürülen olay veya durumun gerçekten yaşandığını ve hukuki sonuç doğuracak nitelikte olduğunu iddia eden taraf, bunu delillerle ispat etmek zorundadır. Buna göre boşanma davasında davacı, boşanma sebeplerinin var olduğunu ve diğer eşin kusurlu olduğunu ispatlamakla yükümlüdür. İspat yükü kural olarak davacıya aittir. Ancak bazı durumlarda davalı da kendi iddialarını ispat etmekle yükümlü olabilir.
Boşanma davalarında tarafların sunduğu deliller, mahkeme tarafından incelenerek kabul veya reddedilir. Delillerin hukuka uygun olması şarttır. Hukuka aykırı şekilde elde edilen deliller (örneğin, eşin haberi olmadan gizlice alınan ses kaydı) genellikle mahkeme tarafından geçersiz sayılır.
Boşanma davalarında, mahkemeye sunulan delillerin hukuka uygun olması gerekir. Hukuka aykırı yollarla elde edilen deliller genellikle geçersiz sayılır ve mahkeme tarafından dikkate alınmaz.
Türk Medeni Kanunu md. 161’de düzenlenmiş olan zina kusura dayalı, mutlak ve özel bir boşanma sebebidir. Zinada suçüstü oluşturma çoğu zaman mümkün değildir. Bu sebeple, ispat edilen çeşitli olaylar ve olgular bir zinanın bulunduğu hususunda, hakim, zina suçüstü tespit edilmemiş olsa bile boşanmaya karar verebilir. Örneğin Yargıtay, gece vardiyasında çalışan eşin ortak konuta erken döndüğü bir gece eşini karşı cinsten biriyle yakalamasını zinanın ispatı için yeterli saymaktadır. Ancak Yargıtaya göre, zinayı ispatlamak için dayanılan delil usulsüz (hukuka aykırı yollardan) elde edilmemiş olmalıdır. Buna göre kocanın karısının telefonuna casus program yükleyerek ele geçirdiği ses kayıtları; çekmece kilidi kırılarak elde edilen eşe ait günlük, hukuka aykırı delil olarak zinanın ispatında dikkate alınmaz. Buna karşılık şifresini hukuka aykırı yollardan elde etme durumu söz konusu olmadıkça, sözlü ve görüntülü iletişim veya sosyal medya ortamlarından elde edilen deliller; eş veya üçüncü kişilerin sosyal medya üzerinden alenileştirdiği resimler, videolar hukuka uygun delillerdir.
Türk Medeni Kanunu md.162’ de düzenlenen haller mutlak, kusura dayalı ve özel boşanma sebepleridir. Bu boşanma davalarında şiddet ve kötü muamele (pek kötü davranış) iddiasında bulunan taraf, iddiasını hukuka uygun delillerle kanıtlamak zorundadır. Türk Medeni Kanunu’na göre, fiziksel, psikolojik veya ekonomik şiddete maruz kalan eş, bu durumu mahkemeye ispat edemezse iddiası geçerli kabul edilmez.
Şiddet veya kötü muamele gördüğünü iddia eden eş, bu durumu kanıtlamak zorundadır. İddia sahibi, iddiasını destekleyen deliller sunamazsa mahkeme boşanma sebebini yeterli görmeyebilir.
Fiziksel şiddet gören eşin, devlet hastanesi veya adli tıptan aldığı raporla şiddeti belgeleyebilir. Eş, polis merkezine veya savcılığa şikayette bulunmuşsa, tutanaklar ve yapılan işlemler mahkemeye sunulabilir. Aile bireyleri, komşular, iş arkadaşları veya olaya tanık olan kişiler şiddet olayını anlatabilir. Kişinin kendi rızasıyla kaydettiği ses ve görüntüler delil olabilir. Ancak, gizli kamera veya izinsiz kayıtlar hukuka aykırı sayılabilir. Hakaret, tehdit veya psikolojik şiddet içeren mesajlar mahkemeye delil olarak sunulabilir. WhatsApp, SMS, e-posta gibi yazışmalar ekran görüntüsü veya bilirkişi incelemesiyle doğrulanarak kullanılabilir. Psikolojik şiddet gören eş, psikiyatri uzmanından aldığı raporları delil olarak gösterebilir.
Boşanma davasında ekonomik şiddet ve geçimsizlik iddiasında bulunan eş, bu durumları mahkemeye somut ve hukuka uygun delillerle kanıtlamak zorundadır. İspat yükü, iddiayı ileri süren tarafa aittir.
Ekonomik şiddet, eşin diğer eş üzerinde maddi baskı kurması, finansal olarak bağımlı hale getirmesi veya temel ihtiyaçlarını karşılamaktan kaçınmasıdır. Banka kayıtları ve mali belgeler, faturalar ve temel ihtiyaç belgeleri, tanık beyanları, işten çıkmaya zorlama veya çalışma engelini gösteren belge veya yazışmalar, ekonomik baskı içeren mesajlar veya yazışmalar ekonomik şiddetin ispatında kullanılabilecek olan delillerdendir.
Türk Medeni Kanunu md.166’ya göre, evlilik birliğinin taraflar için çekilmez hale gelmişsi boşanma sebebi sayılır. Tanık beyanları, mesajlar, telefon kayıtları ve e-postalar, polis tutanakları ve şikayet dilekçeleri, psikiyatri raporları (psikolojik baskı ve stres belgesi), sosyal medya paylaşımları geçizsizliğin ispatında kullanılabilecek olan delillerdendir.
Mesajlar, WhatsApp yazışmaları, SMS’ler ve sosyal medya kayıtları boşanma davasında delil olarak kullanılabilir. Ancak, bu delillerin hukuka uygun şekilde elde edilmesi gerekmektedir. Hukuka aykırı yollarla elde edilen mesajlar veya sosyal medya kayıtları mahkemede geçersiz sayılabilir ve delili sunan kişi hakkında suç duyurusunda bulunulabilir.
Kişinin kendi telefonunda veya bilgisayarında bulunan yazışmalar, sosyal medyada kamuya açık paylaşımlar, ortak kullanılan cihazlarda kayıtlı mesajlar, üçüncü kişilere gönderilmiş mesajlar kullanılabilecek olan hukuka uygun delillerdendir.
Buna karşılık eşin telefonuna veya bilgisayarına izinsiz girerek elde edilen mesajlar, kendi konuşmalarınıza ait olmayan ve gizlice erişilen mesajlar, sahte mesaj veya değiştirilmiş yazışmalar hukuka aykırı delil olarak kabul edilir ve bunlar mahkemece dikkate alınmaz.
Boşanma davalarında tanık beyanları, mahkemeye sunulan diğer delilleri desteklemek ve olayların doğruluğunu kanıtlamak açısından büyük bir öneme sahiptir. Özellikle şiddet, aldatma, ekonomik baskı ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması gibi konularda doğrudan somut delil bulunamadığında, tanık ifadeleri belirleyici olabilir.
Boşanma davasında tanık beyanları; olayların mahkemeye aktarılmasını sağlayarak daha sağlıklı bir muhakeme yapılmasını sağlar ve mahkemenin kolay karar vermesine yardımcı olur. Somut delillerin yetersiz olduğu durumlarda var olan delilleri destekler.
Tanık olarak dinlenecek kişilerin olayları bizzat görmüş veya duymuş olması gerekir. Dedikodu veya duyuma dayalı bilgi verenler, taraflı tanıklık yapabilecek olanların tanık olarak dinlenmemesi gerekir. Ayrıca tanık beyanlarının tutarlı olması gerekir. Aile bireyleri, komşular ve arkadaşlar, iş arkadaşları, ev hizmetlileri veya çalışanlar, boşanma davasına sebep olarak gösterilen olaya şahitlik etmiş olanlar tanık olarak dinlenebilir.
Boşanma davalarında hukuki yazılı deliller, mahkemenin olayları objektif şekilde değerlendirmesine yardımcı olan en önemli ispat araçlarıdır. Yazılı deliller, tarafların iddialarını somutlaştırarak hakim tarafından kolayca incelenebilir hale getirir ve delil olarak kabul edilme ihtimalleri yüksektir.
Hukuki yazılı deliller somut kanıt sunar. Tanık beyanlarının yazılı delillerle desteklenmesi tanık beyanlarını daha kuvvetli hale getirir. Yazılı deliller mahkemenin karar sürecini hızlandırır ve şüpheye yer kalmasına engel olur, tarafların iddialarını inkar etmesini zorlaştırır.
Polis tutanakları, doktor raporları, savcı ve mahkeme kararları, banka hesap dökümleri, maaş bordroları, fatura kayıtları, yazışmalar, evlilik sözleşmeleri, vekalet sözleşmeleri, noter belgeleri hukuki yazılı delil olarak sayılabilir.
Boşanma davalarında ses ve görüntü kayıtları, delil olarak sunulabilir ancak bu kayıtların hukuka uygun yollarla elde edilmesi gerekmektedir. Mahkeme, hukuka aykırı şekilde elde edilen ses veya video kayıtlarını delil olarak kabul etmez ve delili sunan kişi hakkında hukuki ve cezai yaptırımlar uygulanabilir.
Kendi konuşmalarınızı veya doğrudan size yönelik hakaret, tehdit, şiddet gibi unsurlar içeren kayıtlar, eşinizle aynı evde yaşarken veya çocuğunuzun yanında gerçekleşen olaylar gibi ortak yaşam alanlarında çekilen kayıtlar, restoran, sokak, avm gibi herkese açık alanlarda veya kamuya açık konuşmalarda alınan kayıtlar, polis çağrısı sırasında alınan ses kayıtları, karakol veya adliyede yapılan görüşmelerin kayıtları gibi resmi mercilerce alınan kayıtlar mahkemeye hukuka uygun delil olarak sunulabilecek olan delillerdendir.
Boşanma davalarında delil toplarken ve sunarken, özel hayatın gizliliği ilkesi büyük bir öneme sahiptir. Hukuka aykırı yollarla elde edilen deliller, mahkemede kabul edilmez ve delili sunan kişi hakkında cezai yaptırım uygulanabilir.
Türk Ceza Kanunu’nun md. 134’e göre; özel hayat, bireyin başkalarıyla paylaşmak istemediği ve gizli kalmasını beklediği kişisel alanıdır. Başkasının özel hayatına izinsiz girerek bilgi toplamak veya bu bilgileri mahkemeye sunmak hukuka aykırıdır. Eşin telefonunu veya e-postalarını izinsiz karıştırarak mesajlarını almak, eşin özel konuşmalarını gizlice kaydetmek, casus yazılım veya kamera kullanarak eşin özel hayatını izlemek, başkasının sosyal medya hesabına izinsiz girerek içerik toplamak, özel mesajları veya fotoğrafları rızası olmadan mahkemeye sunmak özel hayatın gizliliğini ihlal eder nitelikte delil elde etme yöntemlerindendir ve bu yolla elde edilen deliller hukuka aykırı kabul edilmektedir.
Boşanma davalarında, bazı iddiaların hukuken ispatlanması oldukça zor olabilir. Bu tür durumlar, davanın seyrini etkileyebilir ve taraflar için çözüm arayışını gerektirir.
Boşanma davalarında, fiziksel ya da psikolojik şiddet gibi iddiaların ispatlanması zordur, çünkü şiddet çoğu zaman özel bir ortamda gerçekleşir ve tanık bulunması güçtür. Fiziksel şiddetin ispatlanmasında hastane raporu, polis veya savcıya yapılan şikayet tutanakları delil olarak önemlidir ve ispatta kolaylık sağlar. Ancak psikolojik şiddetin ispatı fiziksel şiddetin ispatına göre çok daha zordur çünkü soyut iddialara dayanır ve somut delil bulmak güçtür. Psikolojik şiddetin ispatlanmasında doktor raporu, tanıklar, yazışmalar önem arz eder.
Aldatma iddiaları, genellikle gizli ve öznel olaylardır, bu da kanıtlamayı zorlaştırır. Eşin başka biriyle ilişki yaşadığına dair somut ve açık delillerin sunulması genellikle zordur. Zina eylemine ilişkin suçüstü yapılması da neredeyse imkansızdır. Hukuka uygun şekilde elde edilen kayıtlar, aldatma eyleminin kamuya açık yerlerde gerçekleşmesi halinde buradan elde edilen kayıtlar ve tanık ifadeleri, eşin başka biriyle ilişkisine karine olan yazışmalar, görseller, sosyal medya paylaşımları, eşin aldattığına şahit olan tanıkların beyanları, eşin aldattığı kişiyle tatile çıktığını gösterir otel kayıtları, ona hediye aldığını gösteren fatura fişleri, hesap dökümleri ispatta faydalı delillerdendir.
Boşanma davalarında kusur tespiti, davanın sonucunu doğrudan etkileyen önemli bir faktördür. Kusur tespiti, her bir eşin evlilikteki davranışlarını ve sorumluluklarını belirleyerek, kimin boşanmaya daha çok neden olduğunun değerlendirilmesidir. Bu tespit, nafaka, tazminat, velayet ve mal paylaşımı gibi önemli konuları belirlemede kritik rol oynar. İspat yükü, tarafların kusurlarını ispatlamadaki sorumluluğu ifade eder.
Zina, hayata kast, pek kötü muamele, onur kırıcı davranış, küçük düşürücü suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme ve terk kusura dayalı özel boşanma sebeplerindendir. Yani davacı eşin, davalı eşin bu sayılan boşanma sebeplerinde kusurlu olduğunu ispat etmesi gerekmektedir. Akıl hastalığı ise kusura dayanmayan boşanma sebeplerindendir.
Evlilik birliğinin temelden sarsılması sebebiyle boşanma davası açılması kusur şartına bağlı değildir. Temelden sarsılmada her iki eşin de kusursuz olduğu hallerde de dava açılabilir. Yani bu boşanma sebebi kusura dayanan bir sebep değildir. Ancak davalı, ister kusurlu olsun ister kusurlu olmasın, açılmış olan boşanma davasında, temelden sarsılmaya sebep olan olayda, davacı daha kusurlu ise, bunu ileri sürerek davacı eşin açtığı davaya itiraz edebilir. Davalının bu defiden yararlanabilmesi için hiç kusurunun olmaması aranmaz, davacıya göre daha az kusurlu ise bu defiyi ileri sürebilir.
İspat yükü, boşanma davasında taraflardan birinin bir iddiayı kanıtlamak için delil sunma sorumluluğunu ifade eder. Kusur tespitiyle ilgili ispat yükü, davada kimin kusurlu olduğunu ve boşanmaya neden olduğunu belirleme sorumluluğunu taşır. Kusur tespiti, genellikle her iki tarafın da beyanlarına, tanıkların ifadelerine, delillere ve mahkeme kararlarına dayanır.
Davacı eş, boşanma sebebini kanıtlamak istiyorsa, bu iddialarını somut delillerle desteklemek zorundadır. Savunma yapan eş ise karşı tarafın iddialarını reddediyorsa ve kusurunu ispatlamak istiyorsa, söz konusu delilleri sunma yükümlülüğüne sahiptir. Bu deliller, tanık beyanları, yazılı mesajlar veya resmi belgeler olabilir.

Boşanma davalarında mahkeme, sunulan delilleri değerlendirerek karar verir. Hâkim, tarafların sunduğu tüm delilleri hukuka uygunluk açısından inceler ve boşanma sebebinin gerçekleşip gerçekleşmediğini belirler.
Boşanma davalarında taraflar, dava dilekçesi ve savunmalarında iddialarını destekleyen delilleri sunmak zorundadır. Mahkeme, bu delilleri inceleyerek boşanma sebebinin var olup olmadığını değerlendirir. Mahkeme, sunulan delillerin hukuka uygun olup olmadığını değerlendirir. Hukuka aykırı yollardan elde edilen deliller mahkemece dikkate alınmaz. Taraflar, iddialarını desteklemek için tanık listesi sunabilir. Mahkeme, tanıkların beyanlarını dinleyerek olayın doğruluğunu araştırır. Mahkeme, yazılı delilleri titizlikle değerlendirir. Hastane raporları, polis tutanakları, otel kayıtları, banka dökümleri gibi belgeler delil olarak incelenir.
Hâkim, tüm delilleri serbeste değerlendirerek kusurun kimde olduğunu tayin eder. Kusurun tayini nafaka, tazminat, mal paylaşımı konularında karar verilmesinde de önem arz eder.
Boşanma davalarında delil yetersizliği, davanın sonucunu doğrudan etkileyen önemli bir faktördür. Boşanma davasında, iddiaların ispatlanamaması halinde mahkeme, delil yetersizliği nedeniyle boşanma talebini reddedebilir. Türk Medeni Kanunu’na göre, boşanma davasının kabul edilmesi için öne sürülen sebeplerin hukuken geçerli ve yeterli delillerle desteklenmesi gerekir.
İddia edilen boşanma sebebi ispatlanamadığında mahkeme davayı reddeder. Kusur ispatlanamadığında tazminat talepleri de reddedilir. Davayı kaybeden taraf yargılama giderlerini ödemek zorunda kalır. Kusur durumu nafaka miktarının belirlenmesinde etkili olduğundan, delil yetersizliği nafaka taleplerini de etkileyebilir
Boşanma talebi reddedilirse, aynı sebeplere dayanarak yeniden dava açmak için 3 yıl boyunca evlilşk birliğinin devam etmesi gerekir. Eğer 3 yıl boyunca eşler bir araya gelmezse ve evlilik fiilen sona ermişse, bu süre sonunda boşanma davası tekrar açılabilir. Bununla birlikte reddedilen davadan sonra, yeni ve farklı sebeplere dayanarak tekrar dava açılabilir. Ancak bu durumda yeni deliller sunulması gerekir.
Boşanma davalarında, ilk derece mahkemesinin verdiği kararın hukuka uygun olup olmadığını denetlemek için istinaf ve temyiz yollarına başvurulabilir.
İstinaf aşamasında yeni delil sunulabilir. İstinaf başvurusu, ilk derece mahkemesinin kararını hem hukuki hem de maddi yönden inceleyen bir yargı yoludur. Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf Mahkemesi), gerektiğinde ek deliller toplayarak davayı yeniden değerlendirebilir.
Tanık dinlenebilir, yeni belgeler sunulabilir ve eksik inceleme yapıldığı düşünülen konular yeniden ele alınabilir.
Temyiz aşamasında ise yeni delil sunulamaz. Yargıtay (Temyiz Mahkemesi), yalnızca hukuki inceleme yapar. Olayları ve delilleri tekrar değerlendirmez, sadece alt mahkemelerin hukuka uygun karar verip vermediğini inceler. Yeni deliller, ilk derece veya istinaf aşamasında sunulmuş olmalıdır.
Boşanma davalarında ispat yükü, iddialarda bulunan tarafın öne sürdüğü olayları mahkemeye hukuki delillerle kanıtlama zorunluluğudur. Türk Medeni Kanunu’na göre, boşanma sebebi olarak öne sürülen olay veya durumun gerçekten yaşandığını ve hukuki sonuç doğuracak nitelikte olduğunu iddia eden taraf, bunu delillerle ispat etmek zorundadır. İspat yükü kural olarak davacıya aittir. Tanık beyanları, mesaj kayıtları ve telefon görüşmeleri, fotoğraf ve video kayıtları, ses kayıtları, doktor ve hastane raporları, polis tutanağı ve şikayet dilekçeleri, banka kayıtları ve mali belgeler gibi deliller ispatta kullanılabilir.
Boşanma davasında sonradan delil sunulması mümkündür, ancak belirli şartlara tabidir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ na göre, kanunda belirtilen süreden sonra delil gösterilemez. Bu süre, dilekçelerin teatisi aşamalarından sonra, ön inceleme duruşmasından itibaren iki haftadır. Ancak, yargılamayı geciktirme amacı taşımayan ve süresinde ileri sürülememesi ilgili tarafın kusurundan kaynaklanmayan veya sonradan ortaya çıkan delillerin sonradan sunulmasına mahkeme izin verebilir.
Taraflar anlaşmalı boşanma yoluna gitmişler ise delile ihtiyaç yoktur. Çekişmeli boşanma yoluna gidildiğinde delil gösterilememişse kusurun ispatlanması sorunu ortaya çıkar. Delil yetersizliğinden dolayı dava reddedilebilir veya uzayabilir. Burada hakimin takdir yetkisi ve vicdani kanaati önem kazanmaktadır.
Türkiye’de geriye dönük telefon dökümleri (arama kayıtları, SMS kayıtları), Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından belirlenen kurallara göre saklanmaktadır. Türk Telekomünikasyon Kurumu (BTK) tarafından belirlenen düzenlemelere göre, telefon görüşmelerine ait kayıtların saklanma süresi genellikle 6 ay ile 1 yıl arasında değişmektedir. Ancak bu süre mobil ve sabit hatlar arasındaki farklılıklara göre değişebilir. Mobil telefon operatörleri, kullanıcılarının telefon görüşmelerine ait bazı verileri (örneğin, arama geçmişi, konuşma süreleri gibi) bir yıl boyunca saklayabilirken, sabit hatlı telefon hizmet sağlayıcıları daha kısa süreli veri saklama politikaları uygulayabilmektedir.
Boşanma davalarında ses kayıtları, delil olarak sunulabilir ancak bu kayıtların hukuka uygun yollarla elde edilmesi gerekmektedir. Mahkeme, hukuka aykırı şekilde elde edilen ses kayıtlarını delil olarak kabul etmez ve delili sunan kişi hakkında hukuki ve cezai yaptırımlar uygulanabilir.
Boşanma davalarında delil toplarken ve sunarken, özel hayatın gizliliği ilkesi büyük bir öneme sahiptir. Hukuka aykırı olarak elde edilen ses ve görüntü kayıtları mahkeme tarafından dikkate alınmaz. Başkasının özel hayatına izinsiz girerek bilgi toplamak veya bu bilgileri mahkemeye sunmak hukuka aykırıdır. Eşin telefonunu veya e-postalarını izinsiz karıştırarak mesajlarını almak, eşin özel konuşmalarını gizlice kaydetmek, casus yazılım veya kamera kullanarak eşin özel hayatını izlemek, başkasının sosyal medya hesabına izinsiz girerek içerik toplamak, özel mesajları veya fotoğrafları rızası olmadan mahkemeye sunmak özel hayatın gizliliğini ihlal eder nitelikte delil elde etme yöntemlerindendir ve bu yolla elde edilen deliller hukuka aykırı kabul edilmektedir.
Hukuka aykırı olarak başkasının sesini veya görüntüsünü kaydetmek, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK 133. ve 134. maddeleri) kapsamında suçtur. Özel hayatın gizliliğini ihlal eden kayıtlar nedeniyle hapis cezası veya para cezası verilebilir.
Boşanma davalarında ispat yükü, iddialarda bulunan tarafın öne sürdüğü olayları mahkemeye hukuki delillerle kanıtlama zorunluluğudur. Türk Medeni Kanunu’na göre, boşanma sebebi olarak öne sürülen olay veya durumun gerçekten yaşandığını ve hukuki sonuç doğuracak nitelikte olduğunu iddia eden taraf, bunu delillerle ispat etmek zorundadır. kural olarak ispat yükü davacıya aittir.
Boşanma davasında deliller önem arz etmektedir. Özellikle resmi yazılı belgeler güçlü delillerdendir. Hastane raporları, polis veya savcılık tarafından tutulmuş olan tutanaklar, banka dökümanları, noterde düzenlenen veya noter onaylı belgeler güçlü delillerdendir.
Boşanma davalarında tanık beyanları, mahkemeye sunulan diğer delilleri desteklemek ve olayların doğruluğunu kanıtlamak açısından büyük bir öneme sahiptir. Özellikle şiddet, aldatma, ekonomik baskı ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması gibi konularda doğrudan somut delil bulunamadığında, tanık ifadeleri belirleyici olabilir.
Boşanma davasında tanık beyanları; olayların mahkemeye aktarılmasını sağlayarak daha sağlıklı bir muhakeme yapılmasını sağlar ve mahkemenin kolay karar vermesine yardımcı olur. Somut delillerin yetersiz olduğu durumlarda var olan delilleri destekler.
Boşanma davalarında, mahkemeye sunulan delillerin hukuka uygun olması gerekir. Hukuka aykırı yollarla elde edilen deliller genellikle geçersiz sayılır ve mahkeme tarafından dikkate alınmaz.
Tanık olarak dinlenecek kişilerin olayları bizzat görmüş veya duymuş olması gerekir. Dedikodu veya duyuma dayalı bilgi verenler, taraflı tanıklık yapabilecek olanların tanık olarak dinlenmemesi gerekir. Ayrıca tanık beyanlarının tutarlı olması gerekir. Aile bireylerinin ve akrabaların tanıklık yapmasında bir engel yoktur. Hakim bu kişilerin yalan beyanda bulunmayacağına vicdani kanaat getirdiği durumlarda bu beyanlar kabul edilebilir.
Boşanma davasında mal kaçırma, eşlerden birinin mal varlığını gizlice devretmesi, satması veya başka birinin üzerine geçirmesi anlamına gelir. Mal kaçırma, katkı payı alacağı, edinilmiş mallara katılma rejimi ve tazminat taleplerini engellemek için yapılabilir. Bu durumun ispat edilmesi, mahkeme sürecinde çok önemlidir. Banka kayıtları ve para hareketleri, tapu ve araç kayıtları, şirket ve vergi kayıtları, tanık beyanları, sosyal medya ve whatsapp yazışmaları ispatta faydalıdır.
Anlaşmalı boşanma davasında tarafların sunduğu deliller genellikle önemli değildir. Çünkü anlaşmalı boşanma davasında, tarafların boşanma konusunda mutabık olması ve anlaşmalı boşanma protokolü hazırlayarak mahkemeye sunması yeterlidir.
Çekişmeli boşanma yoluna gidildiğinde delil gösterilememişse kusurun ispatlanması sorunu ortaya çıkar. Delil yetersizliğinden dolayı dava reddedilebilir veya uzayabilir. Burada hakimin takdir yetkisi ve vicdani kanaati önem kazanmaktadır.
Anlaşmalı boşanma davasında tarafların sunduğu deliller genellikle önemli değildir. Çünkü anlaşmalı boşanma davasında, tarafların boşanma konusunda mutabık olması ve anlaşmalı boşanma protokolü hazırlayarak mahkemeye sunması yeterlidir. Çekişmeli boşanmada delillerin yetersiz olmasında kusurun ispatlanması sorunu ortaya çıkar. Delil yetersizliğinden dolayı dava reddedilebilir veya uzayabilir. Burada hakimin takdir yetkisi ve vicdani kanaati önem kazanmaktadır.
Delil yetersizliği nedeniyle boşanma davası reddedilebilir. Boşanma davası açan taraf, iddialarını ispat etmek zorundadır. Eğer sunulan deliller yetersizse, mahkeme boşanma talebini reddedebilir ve evliliğin devamına karar verebilir.
Karşı tarafın delillerine itiraz etmek için belirlenen süreyi kaçırmamak gerekir. İtiraz dilekçesi hazırlanmalı ve delilin neden hukuka aykırı veya yanlış olduğu gerekçeleriyle açıklanmalıdır. Gizli çekilen ses, video veya izinsiz mesajlar hukuka aykırı delil sayılabilir ve mahkemeye kabul edilmemesi için başvuru yapılabilir. Yanlış delillerin teknik incelemeye gönderilmesi talep edilebilir. Tanık beyanları çürütülebilir ve gerçek durumu gösteren karşı deliller sunulabilir.
Yalan beyanda bulunmak, “yalan şahitlik” suçu olarak kabul edilir ve TCK 272. madde gereği cezalandırılabilir. Yalan şahitlik, gerçeğe aykırı bir şekilde ifade vermek veya bilinçli olarak yanıltıcı beyanda bulunmak olarak tanımlanır. Bu suç, hapis cezası ile cezalandırılabilir ve ceza 1 yıldan 3 yıla kadar olabilir.
KAYNAKÇA:
Prof. Dr. Mustafa Dural, Prof. Dr. Turgut Öz, Prof. Dr. Mustafa Alper Gümüş-Türk Özel Hukuku Cilt III Aile Hukuku,17. Bası, 2022, Filiz Kitabevi, İstanbul