Adresimiz
Havzan, Yeni Meram Cd. Arı Sitesi No:55/2 F Blok, 42140 Meram/Konya
İletişim Bilgilerimiz
Adresimiz
Havzan, Yeni Meram Cd. Arı Sitesi No:55/2 F Blok, 42140 Meram/Konya
İletişim Bilgilerimiz

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi hem mirasçılar için hem miras bırakan için ayrıca sözleşmenin diğer tarafı olan -bakmakla yükümlü kişi- için önem taşımaktadır. Keza bu durumu bilen kanun koyucu Türk Borçlar Kanunu 611-619’da bu hususu düzenlemiştir.
Söz konusu kanun hükümlerinden ve ilgili mahkeme kararlarından da istifade edip bu süreçte nelerin nasıl yapılması gerektiğini ve ne tür problemlerde ne tür çözüm önerileri oluşturulabileceği hususunu irdeleyeceğiz.
Türk Borçlar Kanunu (TBK) 611. Maddede düzenlendiği gibi ölünceye kadar bakma sözleşmesi, sözleşme taraflarından bakımı üstlenecek kişinin, bakıma ihtiyacı olan kişinin öleceği zamana kadar her türlü bakım ve gözetmeyi kabul ettiği, bakıma ihtiyacı olan kişinin ise bir malvarlığını veya birden fazla malvarlığı değerlerini ona devretme borcunu üstlendiği sözleşmedir.
Kanunun lafzından anlaşıldığı üzere bakım alacaklısının yani bakıma muhtaç olan kişinin ölmesinden sonraya bağlandığı için söz konusu sözleşme geciktirici koşulla kurulmuştur. Ayrıca bakmakla yükümlü kişinin yani bakma borcu altına giren kişinin ise her türlü bakım ve gözetlemeyi yapma borcu altına girdiği açıktır.

Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, iki taraf arasında kurulan ve bakım ihtiyacı olan bir kişinin yaşamı boyunca bakım ve gözetim hizmeti almasını konu alan özel hukuk sözleşmesidir. Bu sözleşmenin tarafları şunlardır:
Genellikle belli bir yaşın üzerine gelen bireylerin mal veya mülk devri karşılığında kurduğu bu sözleşmelerde bakım borçlusu hem maddi hem manevi sorumluluk altına girer. Sözleşmenin geçerli olması için noter onayı ve yazılı şekil şartı aranır.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin geçerli sayılabilmesi için bazı şekil ve usul şartlarına uyulması zorunludur.
Bu sözleşmenin sıradan bir yazılı belge şeklinde yapılması, sözleşmeyi hukuken geçersiz kılar. Dolayısıyla Resmî şekilde düzenlenmesi gerekmektedir.
Sözleşmenin geçerlilik şartları şu şekildedir;
Aksi halde, yani adi yazılı şekilde yapılan sözleşmeler hukuken geçersiz sayılır ve ileride iptal davasına konu olabilir.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, Türk Borçlar Kanunu ve Türk Medeni Kanunu’nda belirtilen özel şekil şartlarına uygun olarak yapılması gerekir.
Aksi takdirde, bu sözleşme geçersiz sayılır ve herhangi bir hukuki sonuç doğurmaz.
Türk Borçlar Kanunu’nun 612. maddesine göre, bu sözleşmenin miras sözleşmesi şeklinde yapılması zorunludur. Bu noktada, bakım alacaklısının mirasçı olarak atanıp atanmaması önemli değildir. Sözleşme her halükârda miras sözleşmesi formatında düzenlenmelidir.
Türk Medeni Kanunu’nun 532. maddesi ise miras sözleşmesinin, resmî vasiyetname biçiminde yapılmasını şart koşar. Bu şartlar şu şekildedir:
Bu şartlara uyulmadan yapılan sözleşmeler, hukuken geçersiz ve hükümsüzdür.
Ancak bakım hizmetinin, devletçe tanınmış bir bakım kurumu tarafından ve yetkili makamların belirlediği şartlar dahilinde yapılması hâlinde yazılı sözleşme de geçerli sayılabilir.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi için gerekli evraklar, sözleşmenin yapıldığı yere göre değişiklik göstermektedir. Sözleşme, tapu müdürlüğü veya sulh hâkimi yahut noter huzurunda düzenlenebilir. Dolayısıyla gereken belgeleri ayrı ayrı ele almakta yarar vardır. Şöyle ki;
Sözleşme Tapu Sicil Müdürlüğü’nde düzenlenmişse, tapu devri işlemi de aynı kurumda eş zamanlı olarak gerçekleştirilir. Fakat sözleşme noter veya Sulh Hukuk Hakimliği huzurunda yapılmışsa tapu devri için ayrıca Tapu Sicil Müdürlüğü’ne başvurulması gerekir. Tapu devri için tarafların bizzat başvuruda bulunması zorunludur. Bakım alacaklısı (yani taşınmaz sahibi kişi) tapu müdürlüğüne gitmeyi reddederse bakım borçlusu, tapu devri için mahkemeye başvurarak dava açabilir.
Bakım alacaklısı, taşınmazını devretmeden önce haklarını koruma altına almak isterse söz konusu taşınmaz üzerine yasal ipotek koyabilir.
Tüm bu işlemler için yetkili kurum Tapu Sicil Müdürlüğü’dür. Bu sebeple hem tapu devri hem ipotek tesisine ilişkin işlemlerin bu kurumda gerçekleştirilmesi zorunludur.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, Türk Borçlar Kanunu ve Türk Medeni Kanunu’nda belirtilen usullere uygun yapılmadığı takdirde geçersiz sayılır ve herhangi bir hukuki sonuç doğurmaz. Geçersizlik nedenleri şu şekilde sıralanabilir;
Ayrıca sözleşme, şekil şartlarına uygun olsa bile eğer bakım yükümlülüğü yerine getirilmezse ya da sözleşme kötü niyetle yapılmışsa, sözleşmenin iptali ile hükümsüz hâle getirilebilir.
Sözleşmedeki taraflardan bakıma muhtaç kişinin ölümü halinde mirasçıları ölünceye kadar bakma sözleşmesinin feshini istemeleri miras bırakanın ehliyetsiz olması durumunu öğrenme anından itibaren bir yıl içerisinde hata, hile, korkutma sebepleriyle ölünceye kadar bakma sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davası açabilirler aksi durumda mirasçılar sözleşmeye taraf olmadığı için feshini isteyemeyeceklerdir. Ancak ölünceye kadar bakma sözleşmesi saklı pay ihlaline sebep olmuş olabilir. Zira bakıma muhtaç kişi malvarlığında tasarrufta bulunmaktadır ve malvarlığının bir kısmı veya tamamı devredilmiş olabilir. Bu durumda bakıma muhtaç kişinin mirasçıları saklı paylarının zarara uğradığını da öne sürerek tenkis davası açabilirler.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, tarafların sözleşmede de belirtildiği gibi yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumlarında, sözleşmenin devamı çekilmez bir hale gelir ya da başka önemli sebeplerden ötürü sözleşmenin devamının imkânsız hale gelmesi durumlarında sözleşme taraflardan her biri için feshedilebilir. Sözleşmedeki kusurlu olan taraf ise aldıklarını geri vermekle aynı zamanda kusuru bulunmayan tarafın zararını tazmin yoluyla ödemekle mükelleftir. Ayrıca tarafların edimleri arasında önemli ölçüde bir oransızlık bulunması ve fazla alan taraf kendisine bağışta bulunulma amacı güdüldüğünü ispat edemezse diğer taraf, altı ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, sözleşmeyi her zaman feshedebilir.
Tapu iptalinin yapılması amacıyla dava açılması gerekir. Bunun için ise bakmakla yükümlü olan kişinin üzerine düşen tüm bakım ve gözetme yükümlülüğünü yerine getirmiş olmasına rağmen, bakıma muhtaç kişinin kendisine devredilmesi gereken taşınmazların devredilmemiş olması gerekir. Böyle bir durumda bakmakla mükellef olan kişi bakıma muhtaç kişiye karşı tüm edimlerini yerine getirmesine rağmen karşı tarafın edimlerini yerine getirmemesi amacıyla söz konusu davayı açıp tapu iptalini isteyebilir.
Eğer bakmakla yükümlü olan kişi sağ ise, bu durumda bakıma muhtaç kişi veya bakıma muhtaç kişinin külli halefleri tarafından, sözleşme konusu taşınmazın tapudaki malikine karşı tapu iptal ve tescil davası açılacaktır. Eğer bakmakla yükümlü kişi vefat etmiş ise, bu durumda açılacak olan tapu iptal ve tescil davası murisin mirası reddetmeyen, mirastan çıkarılmamış olan mirasçılarına karşı açılacaktır.
Muris Muvazaasında miras bırakan, mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla gerçekte bağışladığı taşınmazını, görünüşteki sözleşmede satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi göstermektedir. Böyle bir durumda görünürdeki sözleşme olan Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi, tarafların gerçek iradelerine uymadığı için gizli sözleşmede de şekil yoksunluğu bulunduğundan, miras hakkının çiğnendiğini düşünen tüm mirasçılar yapılmış olan resmi sözleşmenin muvazaa sebebiyle geçersiz olduğunu öne sürüp mahkemeden bunun tespitinin yanında tapunun iptalini de isteyebilirler.
Söz konusu sözleşmeyi tek taraflı feshetme yetkisi sözleşmenin taraflarına aittir. TBK 617’de de belirtildiği gibi sözleşmeden doğan borçlara aykırı davranılması sebebiyle sözleşmenin devamı çekilemez hale gelir veya başkaca önemli sebepler sözleşmenin devamını imkansız hale getirir ya da aşırı ölçüde güçleştirirse, taraflardan her biri sözleşmeyi tek taraflı olarak derhal feshedebilir.
Sözleşmede bakmakla yükümlü kişinin yükümlülüğünü yerine getirmemesi tek başına bir fesih sebebi değildir ancak bu yükümlülüklerin yapılmamasının devamlı olması gerekir ki sözleşmenin devamını yapılan bu davranışlar çekilmez hale getirsin. Keza Bakmakla yükümlü kişinin bir kere bakıma muhtaç kişiye yemek vermeyi unutması veya olayın şartlarına göre değerlendirilecek olursa çok aşırı kaçmayan ve hayati tehlikeler oluşturmayacak şeylerin tek seferliğine yapılması durumlarında sözleşmenin feshi istenemeyecektir. Ancak bu davranışların devamlı olması durumlarında da sözleşmenin devamının çekilmez hale geleceği de aşikardır.
Bu iddialara geçmeden önce Bakıma muhtaç kişinin söz konusu sözleşmeyi ölünceye kadar kendine baktırmak amacıyla yapıp yapmadığı hususlarına bakılır. Aynı şekilde bakmakla yükümlü olan kişinin de iradi olarak bakıma muhtaç kişiye bakması gerektiğine yönelik iradenin oluşması gereklidir. Söz konusu iddiaların ortaya çıkma sebebi ise miras bırakacak olan bakıma muhtaç kişinin mirasçılarına daha az veya hiç mal bırakmamak amacıyla başka resmi işlemlerle mal varlığını bir başkasına devretmesi hususlarıdır. Bu tür durumlarda ise muvazaalı bir işlem söz konusu olacağı için sözleşme geçersiz olacaktır.
Mal kaçırma iddialarının tespiti için murisin yani miras bırakanın kişinin, bakmakla yükümlü olan kişinin gerçekten kendisine bakılıp bakılmadığına, taşınmazların ne kadarını devrettiği ve makul oranın aşılıp aşılmadığı hususlarına bakılır. Her somut olayın ayrı değerlendirilmesi gerektiğini hatırlatır bu sebeple daha iyi ve faydalı bilgi almak amacıyla profesyonel avukatlardan oluşan büromuza danışabileceğinizi hatırlatırız.

Kanunda söz konusu sözleşmenin zamanaşımı için herhangi bir süre özel olarak öngörülmediği için söz konusu sözleşme TBK 146’da yer alan genel zamanaşımı süresine tabi olup 10 yıldır. Ancak bu sözleşme türünden dolayı doğacak bazı uyuşmazlıklarda hakkın öne sürülebilmesi kamu düzeninden dolayı olduğundan hiçbir zamanaşımı süresi veya hak düşürücü süre öngörülmüş değildir.
Örneğin söz konusu sözleşmeden doğan tapu iptali ve tescil davaları kamu düzenini de ilgilendirdiği için 10 yıllık zamanaşımına tabi olmayacak olup herhangi bir zamanaşımı süresinden bu hususlar için bahsedilemeyecektir. Ayrıca bakmakla yükümlü kişinin ölümü halinde, bakıma muhtaç kişinin 1 yıl içinde sözleşmeyi feshetmesi mümkündür.
Söz konusu sözleşme sebebiyle mirasçılar saklı paylarına zarar geldiğini düşünüyorlarsa TMK 571’de de belirtildiği gibi saklı paylarının zarar görmesini öğrendiklerinden itibaren 1 yıl içerisinde ve her halde vasiyetnamelerde, açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılma tarihinden itibaren 10 yıl içinde tenkis davası açabilir. Tenkis davalarında sadece saklı payı aşan kısmın tenkisine karar verilir yani tapunun iptali gibi hususlar yalnızca muvazaa durumunda geçerli olup tenkis bir nevi oluşan hakkaniyetsizliğin mirasçılardan tarafından öne sürülmesidir. Dava taşınmazların bulunduğu yer mahkemelerinde açılır ve görevli mahkeme ise Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Sözleşme tapuda yapılırsa devir aynı anda gerçekleşecektir. Sözleşmenin Noterde veya Sulh Hakimliği’nde yapılması durumunda tapu devri için Tapu Müdürlüğüne başvurulması gerekecektir.
Mirasçılar miras bırakanın ehliyetsiz olduğunu öğrendikten itibaren 1 yıl içinde hata, hile, korkutma sebepleriyle tapu iptali ve tescil davası açabilirler. Ayrıca mirasçıların tenkis davası açma hakları da şartların oluşması durumunda mümkündür.
Hayır şart değil, sözleşme Tapu Müdürlüğünde imzalanabileceği gibi Sulh Hakimliği’nde de imzalanabilir.
Uygulamada genelde noterler tarafından hazırlanmakla birlikte Tapu Müdürlüğünde ve Sulh Hakimliği tarafından da düzenlenebilir.
Söz konusu söz bir şerh için söylenmiştir. Kişi ölene kadar malvarlığını rahat ve sorunsuz bir şekilde kullanmak amacıyla taşınmazın devrinin öldükten sonra karşı tarafa geçmesi için tapuda bir şerh koydurulur.
Tüm malvarlığının devredilmesi mirasçıların saklı paylarına zarar vereceği de göz önünde bulundurularak ayrıca murisin mal kaçırma iradesiyle yapabileceği gerekçesiyle muvaazalı bir işlem olacağı için mümkün değildir.
Sağlık raporu aile hekimliğinden ya da sağlık ocağından alınabileceği gibi devlet hastanelerinden de alınabilir. Tek doktor imzalı sağlık raporu alınabileceği gibi heyet halindeki doktorlardan da alınabilir.
Tapu Devri öncelikle Tapu Müdürlüğünden randevu alınarak ayrıca ilgili belgeleri toplayarak en az 2 tanık olacak şekilde Tapu Müdürlüğünde bulunulup devir gerçekleştirilir. Bunun için gerekli belgeler:
Miras bırakan kişinin açıkça saklı payları ihlal etme kastıyla hareket etmesiyle sözleşmeyi yapması durumunda tenkise tabidir.
Sahip küçük ile kısıtlının veli veya vasilerinin rızaları halinde, vesayet makamının ve denetim makamının birlikte izin vermeleri halinde söz konusu sözleşme yapılabilir.
Evet. Ancak mal kaçırma iradesi ile yapılan sözleşme muvazaalı olacak olup, muvazaalı olduğu anlaşıldığında mahkeme tarafından iptal edilecektir.
Saklı paylarının ihlal edildiğini ileri sürerek itiraz edebiliriler.
Söz konusu sözleşme muvazaalı ise iptal edilebilir.
Sözleşmenin muvazaalı olması durumunda tapu iptali istenebilir. Ayrıca miras bırakanın ehliyetsiz olması durumunu öğrenme anından itibaren bir yıl içerisinde hata, hile, korkutma sebepleriyle ölünceye kadar bakma sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davası mirasçılar tarafından açılabilir.
Hayır. Mahkeme kararlarına bakıldığında bile tek taşınmazı olan birinin tek taşınmazını bakmakla yükümlü olan kişiye devretmesi durumunda mahkeme bu işlemin muvazaalı olduğuna kanaat getirmiş olup söz konusu sözleşmede mirasçılar için miras hakkının tamamen kaybedilmesi miras bırakan kişinin mal kaçırması olarak görüldüğü için miras hakkının kaybedilmemesi için dava yoluna gidilmesi gerekir. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2019/3047 E., 2021/2046 K. sayılı kararı
Sözleşmeye aykırılık oluştuğu için bakım yükümlülüğünü yerine getirmeyen kişinin edimlerini yerine getirmemesi durumunda sözleşme feshedilebilir.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi taraflara karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir sözleşme olup, Miras Sözleşmesi ise borç yaratmayan ve mirasa bağlı bir işlemdir.
Söz konusu sözleşmenin şekil şartına uygun bir şekilde hazırlanması gerekir, aksi halde geçersizdir. Ayrıca Sözleşmenin muvazaalı olması durumunda da söz konusu sözleşme geçersiz sayılır.
Şayet bakıma muhtaç kişi söz konusu sözleşme yüzünden kanuna göre nafaka yükümlüsü olduğu kişilere karşı yükümlülüğünü yerine getirme hakkını kaybediyorsa, bundan yoksun kalanlar sözleşmenin iptalini isteyebileceklerdir.
Tarafların yükümlülükleri arasında orantısızlık bulunması halinde sözleşme, altı ay önceden bildirimde bulunmak suretiyle feshedilebilir.
Bakım yükümlüsü taşınmaz devrinin tapuda gerçekleşmemesi veya bakıma muhtaç kişinin bu konuda gerekli özeni göstermeyip ağırdan alması gibi durumlarda sözleşme bakım yükümlüsü tarafından feshedilebilir.
Bakım yükümlüsü bakıma muhtaç kişiye uygun gıda ve konut sağlamak, hastalığında gerekli özenle bakmak ve onu tedavi ettirmek zorundadır
Söz konusu sözleşmenin Vasiyetname ile çelişmesi durumunda ilgili taşınmazın devri gerçekleştiği için söz konusu sözleşmede şekle aykırılık veya muvazaa halleri de yoksa ölünceye kadar bakma sözleşmesi geçerli kabul edilecektir. Böyle bir durumda Vasiyetname dikkate alınmayacaktır.