Adresimiz
Havzan, Yeni Meram Cd. Arı Sitesi No:55/2 F Blok, 42140 Meram/Konya
İletişim Bilgilerimiz
Adresimiz
Havzan, Yeni Meram Cd. Arı Sitesi No:55/2 F Blok, 42140 Meram/Konya
İletişim Bilgilerimiz

Yoksulluk nafakası, boşanma sonrası ekonomik olarak zor durumda kalan eşin yaşam standardının korunmasını amaçlayan hukuki bir düzenlemedir. Ancak nafaka bağlanabilmesi için yoksulluk, kusur ve ödeme gücü gibi kriterler dikkate alınmalıdır. Türkiye’de süresiz nafaka uygulaması devam etmektedir
Yoksulluk nafakası, Türk Medeni Kanunu’nun 175. Maddesi uyarınca, boşanma sonucunda maddi olarak yoksulluğa düşecek olan tarafın, diğer taraftan süresiz veya bir süreliğine talep edebileceği mali destektir. Bu nafaka türü, eşlerin boşanma sonrası ekonomik durumlarını dengelemek ve mağduriyetleri önlemek amacıyla düzenlenmiştir. Nafaka talep edebilmek için talepte bulunan tarafın, boşanmada daha ağır kusurlu olmaması veya eşit kusurlu olması gerekmektedir.
Mahkeme, yoksulluk nafakasının miktarını belirlerken tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını, gelir seviyelerini ve boşanma sonrası yaşam standartlarını dikkate alır. Nafaka, talep eden tarafın evlenmesi, haysiyetsiz hayat sürmesi veya ekonomik olarak kendi geçimini sağlayabilecek duruma gelmesi halinde sona erer. Ayrıca, nafaka yükümlüsünün ödeme gücünde ciddi bir değişiklik olması halinde nafaka miktarının artırılması, azaltılması veya tamamen kaldırılması için mahkemeye başvurulabilir.

1.Boşanmanın Kesinleşmiş Olması
Yoksulluk nafakası talep edebilmek için boşanma kararının kesinleşmiş olması gerekmektedir. Boşanma davası sürecinde ise geçici olarak “tedbir nafakası” bağlanabilir. Ancak, yoksulluk nafakası ancak boşanma gerçekleştikten sonra hükmedilebilir.
2.Nafaka Talep Eden Eşin Yoksulluğa Düşmesi
Yoksulluk nafakasının en temel şartlarından biri, nafaka talep eden eşin ekonomik olarak zor durumda kalmasıdır. Yargıtay, yoksulluk kavramını dar yorumlamakta ve temel ihtiyaçları karşılayamama durumunu göz önüne almaktadır. Örneğin, asgari ücretle çalışan bir kişi mahkemeye göre yoksulluk içinde sayılabilir. Ancak kendi geçimini sağlayacak gelire sahip olan veya düzenli bir geliri bulunan kişiler yoksulluk içinde görülmez. Mahkemeler, kişinin malvarlığı, mesleki durumu ve yaşadığı sosyal çevreyi de dikkate alarak değerlendirme yapar.
3.Kusurun Daha Ağır Olmaması
Yoksulluk nafakası alacak kişi, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ağır kusurlu olmamalıdır. Örneğin, aldatma, şiddet, onur kırıcı davranış gibi nedenlerle tamamen kusurlu bulunan taraf nafaka alamaz. Ancak kusurun eşit veya daha hafif olduğu durumlarda nafakaya hükmedilebilir.
Yoksulluk nafakası, boşanma nedeniyle mali durumu kötüleşen eşe verilir. Mahkemeler, nafaka isteyen kişinin temel ihtiyaçlarını (barınma, beslenme, sağlık vb.) karşılayıp karşılayamayacağını değerlendirir.
Yoksulluk nafakası alacak eşin, boşanmaya neden olan olaylarda daha ağır kusurlu olmaması gerekir. Örneğin, kusur daha hafifse veya eşit derecede ise nafaka alınabilir. Aldatma, şiddet, kötü muamele gibi tamamen kusurlu davranışlar varsa nafaka talebi reddedilebilir.
Mahkeme, boşanma sürecinde tarafların kusur durumunu inceler ve buna göre nafaka kararı verir.
Ev hanımları veya çalışmayan eşler, boşanma sonrası ekonomik olarak dezavantajlı duruma düşebilir ve nafaka alabilir.
Düzenli geliri olmayan eş nafaka alabilir. Örneğin, bir kişinin kira geliri, maaşı veya düzenli bir geliri varsa, yoksulluk nafakası talebi reddedilebilir.
Malvarlığı olmayan eş nafaka alabilir. Kendi geçimini sağlayacak maddi güce sahip kişiler genellikle nafaka alamaz. Örneğin, üzerine kayıtlı gayrimenkulü olan, kira geliri elde eden veya yüksek maaş alan biri yoksulluk nafakası alamaz.
Evet, yoksulluk nafakası cinsiyet fark etmeksizin ekonomik olarak dezavantajlı olan eşe verilir. Kadın eşin mali durumu çok iyi ise, erkek eş boşanma sonrası yoksulluğa düşüyorsa nafaka alabilir. Eğer erkek işsiz, hasta veya çalışamayacak durumdaysa ve kadın eşin ekonomik gücü yüksekse nafaka bağlanabilir.
Türk Medeni Kanunu (TMK) 175. maddesi ile Yoksulluk nafakasının hukuki dayanağı, belirlenmiştir. Bu maddeye göre, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak kaydıyla, diğer eşten mali gücü oranında süresiz nafaka talep edebilir.
TMK 176. madde, nafakanın sona erme şartlarını düzenler; nafaka, alacaklının evlenmesi, ekonomik durumunun düzelmesi veya haysiyetsiz hayat sürmesi gibi durumlarda kaldırılabilir. TMK 331. madde ise nafaka miktarının artırılması veya azaltılması için mahkemeye başvuru imkânı tanır.
Yargıtay kararları, nafaka bağlanırken kişinin ekonomik durumu ve kusur oranının dikkate alınması gerektiğini vurgulamaktadır. Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS), nafaka uygulamalarını sosyal devlet ilkesi ve birey hakları çerçevesinde desteklemektedir.
Mahkemeler, nafaka miktarını belirlerken aşağıdaki faktörleri dikkate alır:
Boşanma süreci ve sonrasında maddi destek sağlamak amacıyla çeşitli nafaka türleri mevcuttur. Yoksulluk nafakası, diğer nafaka türleriyle bazı benzerlikler taşısa da, bağlanma amacı, süresi ve tarafları açısından farklılık gösterir. Bu farklılıklar şu şekildedir:
| Nafaka Türü | Kimlere Verilir? | Amacı | Süresi | Şartları |
| Yoksulluk Nafakası | Maddi durumu yetersiz olan boşanmış eşe | Boşanma sonrası ekonomik mağduriyeti önlemek | Süresiz veya belirli süreyle, ancak şartlar değişirse kaldırılabilir | Eşin kusurunun diğer eşten daha ağır olmaması gerekir |
| Tedbir Nafakası | Boşanma davası süresince eş veya çocuklara | Boşanma sürecinde mağduriyeti önlemek | Dava sonuçlanana kadar devam eder | Mahkeme tarafından belirlenir, dava sonunda sona erer |
| İştirak Nafakası | Boşanmış eşin velayetini almadığı çocuğa | Çocuğun bakım, eğitim ve sağlık giderlerini karşılamak | Çocuk reşit olana kadar (bazı durumlarda eğitim süresince devam edebilir) | Çocuğun ihtiyacı ve nafaka yükümlüsünün mali durumu göz önüne alınır |
| Yardım Nafakası | Anne-baba, çocuk, kardeş gibi akrabalar arasında muhtaç kişilere | Aile bireyleri arasında ekonomik destek sağlamak | Muhtaçlık hali devam ettiği sürece | Nafaka talep edenin yoksul olması ve talepte bulunulan kişinin ödeme gücünün olması gerekir |
Yoksulluk nafakası, bazı durumlarda mahkeme tarafından reddedilebilir. Bu durumlar şu şekildedir:
1.Nafaka Talep Edenin Kusurunun Ağır Olması
Türk Medeni Kanunu’na göre, yoksulluk nafakası alabilmek için nafaka talep eden eşin, boşanmada diğer eşten daha ağır kusurlu olmaması gerekir. Örneğin, zina, şiddet veya ağır derecede kötü muamele gibi nedenlerle boşanmaya sebep olan eş yoksulluk nafakası talep edemez.
Nafaka talep eden eşin gelirinin yeterli olması veya temel ihtiyaçlarını karşılayacak mal varlığı bulunması durumunda nafaka talebi reddedilir. Örneğin, düzenli bir geliri olan veya kira gibi pasif gelir elde eden biri nafaka alamaz.
Boşandıktan sonra nafaka talep eden eşin resmi olarak evlenmesi durumunda nafaka hakkı ortadan kalkar. Resmi nikah olmadan fiili evlilik (imam nikahı, uzun süreli birlikte yaşama) tespit edilirse de nafaka reddedilebilir veya kesilebilir.
Nafaka talebinde bulunan eşin gerçekten yoksulluk içinde olmaması veya nafaka talebini kötü niyetle kullanması halinde mahkeme talebi reddedebilir. Örneğin, başkasından mali destek aldığı veya mal varlığını sakladığı tespit edilirse nafaka bağlanmaz.
Nafaka talep eden eşin, boşanma sonrasında iş bulması, miras gibi sebeplerle gelirinin artması durumunda mahkeme nafakayı reddedebilir veya daha sonra kaldırabilir.
Ödenmeme durumunda nafaka alacaklısı, hukuki yollara başvurarak hakkını arayabilir. Nafakanın ödenmemesi halinde başvurulabilecek hukuki yollar şu şekildedir:
Nafaka alacaklısı, nafaka ödenmezse icra takibi başlatabilir. İcra müdürlüğüne başvurarak nafaka borcunun tahsil edilmesini talep edebilir. Nafaka borçlusu, icra takibine itiraz etmezse maaşına, banka hesaplarına veya taşınmazlarına haciz konulabilir.
Mahkeme kararıyla belirlenen nafaka borcu ödenmezse, borçlunun maaşına haciz konulabilir. Borçlunun düzenli bir maaşı varsa, işvereni aracılığıyla doğrudan kesinti yapılabilir.
Türk Ceza Kanunu’na göre nafaka borcunu ödemeyen kişi hakkında şikayet halinde tazyik hapsi (disiplin hapsi) uygulanabilir. Nafaka borcunu ödemeyen eş, üç aya kadar tazyik hapsine çarptırılabilir. Borç ödendiği takdirde hapis cezası sona erer.
Ödenmeyen nafaka borçları için yasal faiz işletilir. Borç biriktikçe üzerine faiz eklenerek daha büyük bir meblağ haline gelebilir.
Özetle, nafakanın ödenmemesi durumunda alacaklı kişi icra yoluyla tahsil talep edebilir, borçlunun maaşına haciz konulabilir ve hatta ödemeyen kişi hapis cezası alabilir. Nafaka borcuyla ilgili sorunlar yaşanırsa hukuki destek almak önemlidir.

Yoksulluk nafakası alan kişi, mevcut nafaka miktarının yetersiz hale gelmesi durumunda nafakanın artırılması için nafaka artırım davası açabilir. Bu dava, ekonomik koşulların değişmesi, enflasyon, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarının artması veya nafaka borçlusunun gelirinin yükselmesi gibi sebeplere dayanarak açılır.
Nafaka artırım talebinde bulunabilmek için bazı şartların oluşması gerekir:
Hazırlanan dilekçe ve belgeler, nafaka alacaklısının ikamet ettiği veya nafakanın bağlandığı Aile Mahkemesi’ne sunulur.
Mahkeme, nafaka alacaklısı ve borçlusunun ekonomik durumunu değerlendirir. Tarafların gelir belgeleri ve ekonomik durum raporları incelenir. Sürecin sonunda hakim, nafakanın artırılıp artırılmayacağına karar verir.
Görevli Mahkeme’ye başvurulmazsa, dava reddedilebilir. Yetkili Mahkeme’ye başvurulmazsa, mahkeme davayı başka bir yere nakledilebilir. Eğer dava açıldığı mahkeme, yanlış yetki nedeniyle dava reddedemezse, davayı yetkili mahkemeye nakledebilir.
Yoksulluk nafakası da dahil olmak üzere, boşanma, velayet, mal paylaşımı, tedbir nafakası gibi aile hukukuna ilişkin davalar Aile Mahkemesinde görülür. Aile Mahkemesi’nin bulunmadığı yerlerde, Asliye Hukuk Mahkemesi de bu tür davalara bakar. Aile Mahkemesi, nafakanın belirlenmesi, artırılması, azalması veya kaldırılması gibi konularda karar verir.
Yetkili mahkeme, davanın hangi coğrafi bölgede açılacağını belirler. Türk Medeni Kanunu’nun 177. maddesine göre, boşanma sonrası açılacak nafaka davalarında, nafaka talep eden kişinin ikametgahının bulunduğu mahkeme yetkilidir. Yani, boşanmış eşlerin nafaka talepleriyle ilgili davalar, nafaka alacaklısının (yani nafaka talep eden kişinin) yerleşim yerinde bulunan Aile Mahkemesi’ne başvurularak açılmalıdır. Bu durumda, nafaka alacaklısı, kendi ikamet ettiği yer mahkemesinde dava açabilir, hatta bu ikametgah değişikliği hâlinde de yeni yerleşim yerindeki mahkeme yetkili olur.
Bununla birlikte, eğer taraflar farklı yerlerde yaşıyorsa, nafaka alacaklısı, iki yerden birinde dava açma hakkına sahiptir: Ya kendi ikametgahındaki mahkeme ya da nafaka borçlusunun ikametgahındaki mahkeme.
Türk Medeni Kanunu’na göre genellikle süresiz olarak bağlanır. Boşanmış eşlerden maddi anlamda zorluk çeken, geçimini sağlamakta güçlük çeken taraf, diğer eşten sürekli mali destek talep edebilir. Bu nafaka, sadece nafaka alacaklısının tekrar evlenmesi veya nafaka borçlusunun vefat etmesi durumunda sonlanır. Ayrıca mahkeme, nafaka yükümlülüğünü gerekli koşulların sağlanmasıyla kaldırabilir.
Fakat bazı özel durumlarda yoksulluk nafakasının süresi sınırlı olarak da belirlenebilir. Nafaka alacaklısının zamanla kendi geçimini sağlayabilecek duruma gelmesi ya da tarafların yaşam koşullarındaki köklü değişiklikler göz önünde bulundurularak, nafaka süresi 1 ila 5 yıl arasında bir süreyle sınırlandırılabilir.
1.Yoksulluk Nafakası Talep Hakkı İçin Zamanaşımı
Yoksulluk nafakasının talep edilebilmesi için boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içerisinde dava açılması gerekir. Bu sürenin sonunda, nafaka talep hakkı zamanaşımına uğrar ve nafaka alacaklısı, artık nafaka talep edemez. Bu düzenleme, Türk Medeni Kanunu’nun 178. maddesinde yer almaktadır ve boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde yoksulluk nafakası talep edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
2.Nafaka Alacakları İçin Zamanaşımı:
Nafaka borçlusunun ödememesi durumunda, mahkeme kararıyla belirlenen nafaka alacakları için 10 yıl içinde icra takibi yapılması gerekir. Eğer bu süre içinde icra takibi başlatılmazsa, nafaka alacağı zamanaşımına uğrar ve tahsil edilemez. Bu kural, Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi uyarınca, mahkeme kararıyla belirlenen alacaklar için geçerlidir.
Medeni Kanun’a göre yoksulluk nafakasının kesilebileceği bazı durumlar bulunmaktadır. Yoksulluk nafakası, boşanmış eşe, geçimini sağlamak amacıyla verilen bir maddi destektir. Ancak bu nafaka koşullara bağlı olarak sona erdirilebilir veya kesilebilir. İşte Medeni Kanun’a göre yoksulluk nafakasının kesilme durumları:
Yoksulluk nafakasının kesilmesi veya miktarının değiştirilmesi için ilgili mahkemeye başvurulması gerekmektedir. Yani, bu değişiklikler her zaman bir mahkeme kararıyla gerçekleşir.
Medeni Kanun’a göre, boşanma sonrasında yoksulluk nafakası talep edilebilir. Nafaka davası açarken, başvurulan nedenin açık olması gerekir. Yoksulluk nafakası talep ediliyorsa, boşanma sonrası maddi zorluklar, geçim sıkıntısı ve ekonomik yetersizlikler gibi nedenler belirtilmelidir.
Nafaka davası açmak için yetkili mahkeme, boşanma davasının görüldüğü aile mahkemesidir. Eğer boşanma davası daha önce açılmış ve sonuçlanmışsa, nafaka talebinde de yine aynı mahkemeye başvurulmalıdır. Nafaka talebi, boşanma davası ile aynı mahkemede yapılabileceği gibi, boşanma davası bittikten sonra da ayrı bir nafaka davası açılabilir. Nafaka talebinde bulunacak kişi, kendi ikametgâhının bulunduğu yer mahkemesine başvurabilir.
Nafaka davası için dilekçe hazırlanması gerekmektedir. Dilekçede aşağıdaki bilgilere yer verilmesi gerekir:
Ayrıca, nafaka davası için bazı belgeler de eklenebilir:
Hazırlanan dilekçe, ilgili aile mahkemesine sunulur. Mahkeme, dilekçeyi inceledikten sonra davayı kabul eder ve taraflara duruşma günü verir. Duruşmada, nafaka talebinin gerekçeleri ve belgeler incelenir. Mahkeme, tarafları dinler ve delilleri değerlendirir. Mahkeme, nafaka talebine ilişkin bir karar verir. Karar, genellikle nafakanın miktarı, ödeme şekli ve ödeme süresiyle ilgili olur.
Nafaka miktarı belirlenirken, tarafların ekonomik durumu, ihtiyaçları, gelir-gider dengesi gibi faktörler göz önünde bulundurulur. Nafaka ödeme süresi ve şekli de mahkeme tarafından belirlenir. Nafaka alacaklısı belirli aralıklarla ödeme almak isteyebilir veya tek seferde ödeme talep edebilir.
Yoksulluk nafakası, boşanma nedeniyle maddi olarak zor durumda kalan eşe, diğer eş tarafından ödenen bir destek olup, Türk Medeni Kanunu’nda (TMK) düzenlenmiştir. Bu nafaka ile ilgili kararlarlara itiraz edilebilir veya değiştirilebilir.
Yoksulluk Nafakası Kararına İtiraz ve Değişiklik Süreçleri:
İlk Derece Mahkemesinin Kararına Karşı İtiraz (İstinaf):
İstinaf Kararına Karşı İtiraz (Temyiz):
Yoksulluk nafakası davasında delillerin önemi çok büyüktür. Mahkeme, nafaka talebini değerlendirirken tarafların ekonomik durumlarını, sosyal koşullarını ve nafakanın gerekliliğini belirlemek için somut verilere dayanır. Deliller, nafakanın miktarının belirlenmesinde ve nafaka alacaklısının durumunun mahkeme tarafından anlaşılmasında kritik rol oynar.
Bu deliller, mahkemenin nafaka kararını doğru bir şekilde vermesine yardımcı olur ve tarafların ekonomik durumlarını net bir şekilde ortaya koyar.
Yoksulluk nafakası başvurusu için gerekli belgeler, mahkemeye başvuracak tarafın durumunu somut bir şekilde ortaya koymak için önemlidir. İşte başvuru için gereken ana belgeler:
Nüfus cüzdanı veya pasaport gibi kimlik belgesinin fotokopisi.
Eğer daha önce boşanmışsanız, boşanma kararını ve boşanmanın kesinleştiğine dair belgenin fotokopisi.
Kira sözleşmesi veya ev giderlerine dair faturalar (elektrik, su, doğalgaz, vb.), faturalar ve alışveriş belgeleri (temel ihtiyaçlar için).
Eğer nafaka alacaklısının çalışamayacak durumu varsa, doktor raporları veya sağlık kurulu raporu.
Tarafların yaşam koşullarını veya maddi durumlarını bilen kişilerin tanıklıkları, destekleyici olarak sunulabilir.
Nafaka ödeyen tarafın mal varlığı (gayrimenkuller, araçlar vb.) ile ilgili belgeler, ödeme kapasitesini kanıtlamak için gerekli olabilir. Bu belgeler, nafaka başvurusunun hızlı ve doğru bir şekilde işleme alınmasını sağlar. Her bir belgenin doğru şekilde ve eksiksiz sunulması, mahkemede tarafların durumunun net bir şekilde anlaşılmasına yardımcı olur.
Yoksulluk nafakası talebinde bulunurken, talep eden kişinin gelir durumunu ve mali koşullarını gösteren belgelerin sunulması şarttır. Bu belgeler, mahkemenin nafakanın miktarını ve gerekliliğini değerlendirmesinde kritik rol oynar. Mahkeme, nafaka talep eden kişinin geçimini kendi gelirleriyle sağlayıp sağlayamadığını, çalışma durumunu, sosyal güvenlik haklarını ve mal varlığını inceleyerek karar verir. Dolayısıyla, gelir beyanı ve ilgili belgelerin sunulması, talebin değerlendirilmesi için zorunludur.
Boşanma davasında, tarafların kusurlu olup olmadığının tespiti yoksulluk nafakası ile doğrudan ilişkilidir. Kusursuz eş, boşanma sonrasında maddi zorluklar yaşıyorsa yoksulluk nafakası talep edebilir. Ancak, kusurlu eşin nafaka talep etme hakkı yoktur. Yani, boşanmanın sebebi ve tarafların kusurlu olup olmamaları, nafakanın verilmesi konusunda belirleyici faktörlerdendir.
Eğer eşlerden biri ağır kusurluysa, nafakanın verilmesi reddedilebilir ya da nafaka miktarı azaltılabilir. Kusursuz eşin nafaka talebi, genellikle kabul edilir ancak bu talep, her iki tarafın maddi durumuna göre şekillenir. Kusurlu eşin nafaka talebinin reddedilmesi yaygınken, özel durumlar (örneğin ciddi sağlık sorunları) söz konusu olduğunda mahkeme farklı bir karar verebilir. Sonuç olarak, yoksulluk nafakasının miktarı ve talep edilip edilmeyeceği, boşanma davasındaki kusur durumu ve tarafların ekonomik koşullarına bağlı olarak belirlenir.
Anlaşmalı boşanma, eşlerin boşanmayı ve tüm boşanma şartlarını (nafaka, mal paylaşımı, çocukların velayeti vb.) karşılıklı olarak kabul ettikleri bir süreçtir. Ancak, burada da yoksulluk nafakası ile ilgili bazı önemli noktalar bulunmaktadır. Anlaşmalı boşanma durumunda, Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesi uyarınca, boşanma nedeniyle maddi zorluk yaşayacak taraf, kusuru diğer taraftan daha ağır olmamak koşuluyla, diğer eşten nafaka talep edebilir. Eğer eşler, anlaşmalı boşanma protokolünde yoksulluk nafakası talep etmeme kararı alırlarsa, bu durum nafaka talebinden feragat anlamına gelir ve sonradan nafaka talep edilemez.
Kısacası anlaşmalı boşanma sırasında yoksulluk nafakası ile ilgili kararlar, tarafların ekonomik durumları ve protokole yansıttıkları talepler doğrultusunda şekillenir. Tarafların nafaka taleplerini açıkça belirtmeleri ve protokole dahil etmeleri, ileride oluşabilecek hukuki belirsizlikleri ortadan kaldırır.
Yoksulluk nafakası, genellikle nakit olarak, aylık olarak ödenir. Nafaka borçlusu, belirlenen tarihte ödemesini yapmalıdır. Eğer ödemeler yapılmazsa, nafaka alacaklısı icra takibi başlatabilir ve ödemeler icra dairesi üzerinden yapılabilir. Ayrıca, gecikmiş ödemeler için yasal faiz uygulanabilir. Nafakanın miktarında bir değişiklik yapılması gerektiğinde, taraflar mahkemeye başvurabilir ve nafaka artışı ya da azalması talep edilebilir.

Yoksulluk nafakası, boşanma sonucunda maddi zorluk çeken eşe, yaşam standartlarını sürdürebilmesi amacıyla ödenen nafaka türüdür. Yoksulluk nafakasının verilmesi, mahkeme kararıyla gerçekleştirilir ve tarafların mali durumları, boşanmanın etkileri ve sosyal koşullar göz önünde bulundurularak şekillenir.
2025 yılı itibarıyla yoksulluk nafakasının ortalama miktarı, boşanmış eşlerin mali durumuna göre değişiklik göstermekle birlikte, genel olarak maaşın %15 ile %25’i arasında bir tutar ödenmesi beklenmektedir. Ancak, kesin miktar mahkeme kararına ve tarafların mali durumuna göre farklılık gösterir.
Boşanma sonrası maddi açıdan yoksulluğa düşen ve boşanmada kusuru olmayan veya daha az kusurlu olan eş tarafından 1 yıl içerisinde talep edilebilir.
Yoksulluk nafakası talebinde, kusur önemli bir faktördür. Kusurlu eş, nafaka talep edemez, ancak bazı özel durumlarda (örneğin sağlık sorunları) nafaka alabilir. Kusursuz veya az kusurlu eş, maddi zorluk nedeniyle nafaka talep edebilir. Mahkeme, tarafların ekonomik durumunu dikkate alarak nafaka miktarını belirler.
Yoksulluk nafakası, talep eden eşin herhangi bir maddi zorluğa düşmemesi durumunda verilmez. Ayrıca, talep eden kişinin kendi geliri ile geçimini sağlayabiliyorsa, nafaka ödenmesi gerekmez. Eşlerden biri, nafaka talep etme hakkını kötüye kullanıyorsa, mahkeme nafaka vermeyebilir.
Yoksulluk nafakası talebinden daha düşük bir miktara hükmetmek mümkünken, talep edilen miktarın üzerinde bir nafakaya hükmetmek Türk Medeni Kanunu’na aykırıdır. Yani, talep edilen miktardan fazla nafaka verilmesi söz konusu değildir.
Çalışan bir kadına da yoksulluk nafakası verilebilir. Nafaka talebi, kişinin çalışıp çalışmamasına değil, geçimini sağlayamamasına dayanır. Kadın, boşanma sonrası gelirinin ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz olduğunu kanıtlayarak nafaka talep edebilir. Mahkeme, kadının ekonomik durumunu değerlendirerek nafaka kararını verir.
Yoksulluk nafakası, boşanma davası sırasında talep edilebilir. Talep, boşanmanın kesinleşmesinden önce yapılmalıdır. Boşanma kararının kesinleşmesinin ardından ise 1 yıl içerisinde açılacak dava ile yoksulluk nafakası talep edilebilir.
Yoksulluk nafakası, talep edilmediği sürece mahkeme tarafından kendiliğinden verilemez. Nafaka, boşanma davası sırasında veya sonrasında talep edilmelidir. Eğer boşanma davasında talep edilmezse, bir yıl içinde ayrı bir nafaka davası açılabilir.
Nafaka, düzenli olarak ödenmesi gereken bir ödeme yükümlülüğü olduğundan, ödenmediği takdirde birikmeye başlar. Ödenmeyen nafaka borcu, yasal faizle birlikte birikerek daha yüksek bir borç halini alabilir. Nafaka yükümlüsü, borcunu ödemediği takdirde, icra yoluyla ödemeye zorlanabilir.
Ödenmeyen nafaka borcu, yasal faizle birlikte birikerek daha yüksek bir borç halini alabilir.
Yoksulluk nafakası davalarının süresi, davanın türüne, mahkemenin yoğunluğuna ve tarafların delil sunma süreçlerine bağlı olarak değişebilir. Çekişmeli boşanma davalarında, yoksulluk nafakası talebi de dahil olmak üzere, davanın tüm süreci 6 ay ile 1 yıl arasında sürebilir. Anlaşmalı boşanma durumunda ise süreç daha hızlı ilerleyebilir
Nafaka ödemesi yapılmazsa, alacaklı kişi icra takibi başlatarak ödenmeyen borcu tahsil etmeye çalışabilir. Ayrıca, borçlu hakkında icra ceza soruşturması açılabilir ve bu durumda borçlu, cezai sorumluluk taşıyabilir, hatta hapis cezası ile karşılaşabilir. İcra takibi sonucunda, borçlunun mal varlıklarına haciz işlemi uygulanabilir.
Evet, nafaka talebi genellikle boşanma davası ile birlikte yapılır. Boşanma davası sırasında, eşlerden biri yoksulluk nafakası veya diğer nafakalar (örneğin, tedbir nafakası) talep edebilir. Ancak, nafaka talebi boşanma davasının dışında da yapılabilir; boşanma kararı kesinleştikten sonra, ayrı bir nafaka davası açılarak da talep edilebilir.
Evet, nafaka ödemesi her ay düzenli olarak ödenmek zorundadır. Mahkeme tarafından belirlenen miktar ve ödeme düzenine uyulması gerekir. Ödemelerde aksama olursa, alacaklı icra takibi başlatabilir ve borç faizle birikebilir.
İcra takibi sonrası ödeme yapılmazsa, icra ceza soruşturması açılabilir ve borçlu, 3 aya kadar hapis cezasına çarptırılabilir.
Nafaka yükümlüsü işsiz kalsa bile, mahkeme tarafından belirlenen nafaka miktarını ödemek zorundadır. Ancak, işsiz kalan kişi, nafaka miktarının yeniden belirlenmesi için mahkemeye başvurabilir ve nafakanın azaltılmasını talep edebilir. Yani işsizlik, nafaka borcunun tamamen kalkmasına değil, ödenecek miktarın gözden geçirilmesine yol açabilir.
Nafaka yükümlüsünün yeniden evlenmesi, yoksulluk nafakası ödemesinin devamını doğrudan etkilemez. Türk Medeni Kanunu’na göre, nafaka yükümlüsünün yeniden evlenmesi, nafaka ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Ancak, nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi durumunda, nafaka yükümlüsü mahkemeye başvurarak nafakanın kaldırılmasını veya miktarının azaltılmasını talep edebilir.
Eğer nafaka yükümlüsü, nafakasını ödemede zorluk yaşıyorsa, nafaka alacaklısı, icra dairesine başvurarak nafaka ödemesinin emeklilik maaşından kesilmesini talep edebilir.
Nafaka miktarının artırılması için bir süre beklemek gerekmez; ancak artırma talebinin kabul edilmesi için, maddi durumdaki değişiklikler (örneğin, enflasyon, gelir artışı veya değişen yaşam şartları) gibi somut gerekçeler sunulması gerekir.
Nafaka yükümlüsü, bankasına talimat vererek her ay düzenli olarak nafaka ödemelerinin otomatik olarak yapılmasını sağlayabilir. Bu yöntem, hem alacaklının ödemeleri düzenli almasını hem de borçlunun ödeme yükümlülüğünü yerine getirmesini kolaylaştırır.
Eğer bir kişi sosyal yardım alıyorsa, nafaka ödemesi yapması gereken kişinin gelir durumu ve sosyal yardımlaşma durumu göz önünde bulundurularak mahkeme karar verebilir. Örneğin, sosyal yardım alan bir kişi, nafaka ödemek zorunda olduğu takdirde bu ödeme, yardım aldığı miktarı değiştirebilir.
Evet, nafaka alacaklısı, ödeme almaktan feragat edebilir. Ancak, bu feragat, yasal olarak geçerli olabilmesi için mahkeme onayı gerektirir. Nafaka alacaklısı, talep ettiği nafakayı almayacağını belirterek feragat edebilir, ancak bu durum alacaklı tarafın rızasıyla gerçekleşir ve yeni bir mahkeme kararı gerekebilir. Bu feragat, nafaka alacaklısının tüm nafaka haklarından vazgeçmesi anlamına gelir.