Adresimiz
Havzan, Yeni Meram Cd. Arı Sitesi No:55/2 F Blok, 42140 Meram/Konya
İletişim Bilgilerimiz
Adresimiz
Havzan, Yeni Meram Cd. Arı Sitesi No:55/2 F Blok, 42140 Meram/Konya
İletişim Bilgilerimiz

Türk Medeni Kanunu’na (TMK) göre, evlilik birliği içerisinde eşler mal rejimi seçmemişlerse, yasal olarak edinilmiş mallara katılma rejimine tabi tutulurlar. Ancak bazı durumlarda eşler, üzülme veya nefret gibi duygularına yenilerek, diğer eşe malvarlığı değerlerinden pay vermek istemezler ve bunun sonucunda eşlerinden mal varlıklarını gizlerler. Bu durum boşanmadan önce, boşanma sürecinde ya da boşanma gerçekleştikten sonra meydana gelebilir.
Uygulamada sıkça rastlanan mal kaçırma durumu, eşin diğer taraftan malvarlığını gizlemeye yönelik hareketidir. Bu hareketler, genel olarak kanuna karşı hile teşkil edebilir veya muvazaalı sayılabilir. Bu tür durumlarda somut delillerle birlikte mahkemeye başvurulmalıdır. Hak kaybı yaşamamanız adına, alanında uzman bir avukatın yardımıyla hareket etmenizi tavsiye ederiz.
Mal kaçırma durumu, Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) suç olarak tanımlanmamaktadır. Peki, hakkımızı nasıl savunmalıyız? İşte bu makalemizde, eşlerin boşanma sürecinde yaptıkları bu eylemin hukuki nitelendirilmesinden ve neye sebebiyet verdiğinden bahsedeceğiz.
Aralarında anlaşmazlık yaşayan eşler, TMK’de sayılan sebeplerle aile mahkemesine başvurarak boşanma davası açabilirler. Bu süreçte, eşler sahip oldukları malvarlıklarını evlilik sonrasında nasıl paylaşacaklarını ve hangi mal rejimine tabi olacaklarını belirlerler. Eğer eşler evlendikten sonra mal rejimi seçmemişlerse, yasa gereği edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olurlar.
Bu durumu bilen ve malvarlığından diğer eşin yararlanmasını istemeyen eş, mal varlığını kaçırma yoluna gidebilir. Bu süreçte de kanuna karşı hile, muvazaalı satış gibi hukuka aykırı yollara başvurulabilir.
Eğer boşanma sürecinde eşlerden biri, sırf mal kaçırmak amacıyla malvarlığı değerlerini saklıyorsa veya gizliyorsa, diğer taraf kötü niyetli eşin hakkaniyete aykırı hareketine karşı mahkemeye başvurarak hakkını savunabilir.

Boşanma davası açıldıktan sonra eşler arasındaki mal rejimi de sona erer ve eşler bu süreçten sonra edindikleri malların tasarrufu için mal paylaşım davası açılabilir.
Bu süreçte diğer eşe malvarlığı değerinden vermek istemeyen ya da daha az vermek isteyen eş mal varlığı değerlerini elinden çıkarmak için satış gibi bağış gibi muvazaalı, hileli işlemlere başvurur ya da malvarlığı değerini herhangi bir şekilde gizlemeye çalışır. Bu işlem hukukta Boşanmada Mal Kaçırma olarak adlandırılır.
Muvazaayı en basit şekilde tanımlayacak olursak; sözleşmenin taraflarının 3. kişilerden gerçek durumu gizlemek adına kendi aralarında gerçek iradelerinden farklı şekilde yaptıkları anlaşmadır. Boşanmada mal kaçırma olayında da eşler diğer eşten mal kaçırmak adına sıklıkla bu yola başvurmaktadır. Nitekim eşler mal kaçırma kastı ile tapuda satış yapmış gibi göstererek bedel almaksızın devir işlemini gerçekleştirmekte ve diğer eşin alacağını gasp etmektedir.
Bu hallerde yapılacak olan işlemlerin başında; tapuda gözüken yolsuz tescilin iptal edilerek düzeltilmesi istemi gelmektedir. Bu şekilde kanuna ve şekle aykırı şekilde gerçekleştirilen muvazaalı işlemin iradelerinin birbirine uygunsuzluğundan ve şekle aykırı yapıldığından ötürü iptal edilmesi ve yolsuz tescilin düzeltilmesi gerekmektedir.
Boşanma davasında mal kaçırma, eşler arasında genellikle mal paylaşımı sırasında ortaya çıkan haksız kazanç durumudur. Türk Medeni Kanunu’na (TMK) göre bu durum açıkça kanuna karşı hile sayılmaktadır. Ayrıca bu durum, TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralına da açıkça aykırıdır. Eğer kanunda, mal kaçırma durumu düzenlenmemiş olsaydı, bu eylemin TMK’nın 2. maddesine aykırı olması nedeniyle hukuk düzeni tarafından korunmayacak ve iptali gerekirdi.
TMK Madde 2 – “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.”
Kötü niyetli eşin bu tarz işlemler yapmasını önlemek için ilk adım, eşin malvarlığına ihtiyati tedbir kararı koydurmak olmalıdır. Sonrasında dava açılarak bu tarz muvazaalı işlemler iptal ettirilebilir ve katılma alacağınız alınabilir.
TMK’nın 229. maddesi, boşanma öncesinde eşlerin yaptığı bazı işlemleri mal kaçırma olarak saymıştır.
TMK Madde 229/I-1 hükmüne göre; eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önce, diğer eşin rızasını almadan ve 1 yıl içinde yaptığı karşılıksız kazandırmalar, eklenecek değerler arasında sayılmakta olup, kanuna göre yapılan bu işlem mal kaçırma olarak nitelendirilmektedir. Bu maddeyi yorumlayacak olursak, eşlerin hükümde belirtilen 1 yıllık süre öncesindeki karşılıksız işlemleri bu kapsamda sayılmayacaktır.
Yine, TMK Madde 229/I-2 uyarınca; mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde yapılan işlemlerin, olağan hediyeler dışında olması gerekmektedir. Bu hükme göre, eşlerin yaptığı tüm işlemleri mal kaçırma olarak nitelendiremeyiz. Yapılan işlemin mal kaçırma sayılabilmesi için olağan hediyelerin dışında olması gerekmektedir.
TMK Madde 229/I, b. 2 hükmüne baktığımızda ise, süre sınırlaması olmaksızın, diğer eşin katılma alacağını azaltmak için yapılan her türlü devir işleminin mal kaçırma olarak belirlendiği görülmektedir
Boşanmada mal kaçırma fiili, suç olarak Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) düzenlenmemiştir. Bu nedenle doğrudan bir yaptırım söz konusu değildir. Ancak dikkat edilmesi gereken önemli bir konu, bu işlemin tamamen geçerli olmamalarıdır. Mal kaçırma fiilini işleyen eş, bu işlemi yaparken dolandırıcılık, belgede sahtecilik, cebir veya korkutma gibi suçları da işlemiş olabilir. Bu suçlar TCK’de farklı başlıklar altında düzenlenmiş olup, yaptırımları bulunmaktadır.
Bu suçların nasıl gerçekleşebileceğine birkaç örnek verelim:
Eşin mal kaçırmak adına resmi belgede sahtecilik yapması durumunda, 5237 sayılı TCK’nın 204. maddesinde yaptırımı düzenlenmiştir.
Eşin cebir (hileli) uygulayarak malı değerinin çok altında satması durumunda, eşin cebir kullanarak malı gizlediğine örnek verilebilir. Bu hileli davranış, dolandırıcılık suçu kapsamına girebilir. TCK Madde 157 kapsamında yer alan bu suçun cezası hapis cezasına kadar varabilir.
Boşanmada mal kaçırma durumunun bir hukuksal boyutu da kendisini Tapu İptal ve Tescil davasında görülmektedir. Şöyle ki; mahkeme mal kaçırma işlemini geçersiz sayarak malın sahibine iadesine karar verebilir. Bunun için yapılabilecek adımlar şunlardır;
Mahkemeye eşin mal kaçırıdığını gösteren delilleri sunarak mal kaçırma işleminin iptal edilmesini ve sahibine iade edilmesi kararı alınmalıdır. Ardından ahkemenin verdiği bu kararı alarak tapu sicil müdürlüğüne gidilmeli ve tapu kaydının eski hale getirilmesi istenmelidir.
Mahkemeden Tapu İptal kararını alarak, Tapu Sicil Müdürlüğüne başvurulmalı ve malın mahkeme kararına istinaden tapu kaydını eski hale getirilmesi talep edilmelidir.
Tapu İptali İçin Gerekli Belgeler Nelerdir?
Mahkeme kararına istinaden tapuda düzeltmeyi Tapu Sicil Müdürlüğü yapmaktadır.
Boşanmada mal kaçırma durumunun diğer bir hukuksal boyutu da Tasarrufun İptali Davasında kendisini gösterir. Tapu iptal davasını kısaca açıklayacak olursak;
Tasarrufun İptali Davası Nedir?
Bir kişinin kendi malvarlğını boşanma sırasında eşten kaçırmak kastı ile başkalarına devretmesi gibi durumda açılabilen dava türürdür. Bu işlem eşlerin haklarını zedeleyeceğinden bu dava ile iptal ettirilebilir.
Tasarrufun İptali Davasının Açılabilme Şartları Nelerdir?
Eşlerden biri boşanma aşamasında diğer eşten mal gizlemek, kaçrımak adına malını bir başkasına devretmelidir.
Tasarrufun İptali davası açılabilmesi için diğer bir şart da eşin malvarlığını devretmesi, başkasına vermesi gibi bir değişiklik olmalıdır. Böylece işlemin iptali istenebilir.
Eş diğer eşten mal kaçırmak adına işlem yapması gerekmektedir. Kısacası eş kötüniyetli şekilde işlem yapmalıdır.eğer mal devri iyiniyetli şekilde yapılmışsa bu durumda devir geçerli olur ve bu işlemin geçersiz kılınmaz.Tasarrufun iptali davalarında zamanaşımı değil, hak düşürücü süre söz konusu olmaktadır. İcra ve İflas Kanunumuzun 284. maddesine göre, iptal davası hakkı, batıl tasarrufun vuku bulduğu tarihten itibaren beş yıl geçmekle düşer
Bu süreçte şunu da önemle belirtmek isterim ki; mal kaçırma davalarının ciddi hak kayıplarına yol açabileceği göz önüne alındığında, bu davada alanında uzman avukatlarla çalışmak gerektiği unutulmamalıdır. Profesyonel bir şekilde ilerlemek, hak kaybını önlemek adına büyük önem taşır.
Mal kaçırmanın önlenmesi aşamaları, üç başlıkta toplanabilir:
Boşanma davasından önce, eşler arasında herhangi bir husumet veya çelişki olmasa da, çiftler hem mal kaçırmanın önlenmesi hem de kendilerini güvence altına alabilmek adına tapu kütüğüne aile konutu şerhi koydurabilirler. Aile konutu şerhi sayesinde tapuda adı gözükmese dahi eş için koruma sağlanmış olur. Aile konutu şerhi, evlilik birliği devam ettiği sürece aile konutunda herhangi bir tasarruf işlemi yapılması durumunda, şerh koyduran eşinin rızasını gerektirir. Bu sayede eşin tasarruf yetkisi, diğer eşin rızasına kadar sınırlandırılmış olur. Ayrıca, boşanmadan bir yıl önce yapılan karşılıksız kazandırmalar TMK Madde 229’a göre edinilmiş mallara katılabilir.
Bu süreçte atılacak en etkin ve doğru adım, ihtiyati tedbir kararı koydurtmaktır. İhtiyati tedbir kararı, geçici koruma sağlayarak kötü niyetli eşlerin mal satışını engeller.
Bu aşamada mal paylaşım davası açılabilir. Mal paylaşım davası açıldıktan sonra, eşler ihtiyati tedbir kararı koydurtabilir. Bu süreçte ihtiyati tedbir kararı almak daha kolaydır.

Aile konutu, Yargıtay kararlarından da görüleceği üzere eşlerin ortak yaşamlarını sürdürdükleri konut olarak nitelendirilmektedir. TMK Madde 194’te yer aldığı üzere eşlerden biri, diğer eşin açık rızası olmadan aile konutuyla ilgili kira sözleşmesini feshedemez, devredemez veya ayni hakları sınırlayamaz. Bu madde sayesinde aile konutu yasal olarak korunmaktadır. Maddede belirtildiği üzere, aile konutu üzerinde tasarruf yapılacağı süreçte diğer eşin rızasının alınması zorunludur. Bu sayede aile konutunun üzerinde serbestçe tasarruf yapılması önlenmiştir.
Bir konutun aile konutu olup olmadığını belirlemek için şu kriterler göz önünde bulundurulmalıdır:
Evlilik süresince ortak yaşanan konut olmalı; mülkiyet sahibi olunması gerekmez.
Eşlerin sürekli ikamet ettiği yer olmalı. Birden fazla taşınmazın olduğu durumda yalnızca tek bir yer aile konutu sayılacaktır.
Tapuya şerh verilmesi gerekmez. Ancak aile konutu şerhi konulursa, konut iyiniyetli üçüncü kişilere karşı korunur. Diğer eşin rızası olmadan konut satılamaz veya devredilemez; yani, diğer eşin tasarruf yetkisi sınırlandırılır.
Aile konutu olup olmadığı konusunda bir sorun yaşanıyorsa, mahkemeye başvurulmalıdır.
Aile Konutu Şerhi Koyabilmek İçin Gereken Belgeler:
Tapu Sicili Tüzüğü Madde 49/c’ye göre, aile konutu şerhi koyabilmek için merkezi nüfus idaresi sisteminden veya nüfus müdürlüğünden alınan yerleşim yeri belgesi ve medeni hâli gösterir nüfus kayıt örneği gerekmektedir. Bu belgelerle birlikte aile konutu şerhi, diğer eşin rızası olmadan tasarruf yapılmasını engelleyecektir.
Boşanma davasının açılması, mal kaçırmayı engelleyen bir dava değildir, bu yüzden boşanma davası işlemeye devam eder. Taraflar, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davada ihtiyati tedbir kararı koydurabilir. Bu sayede, malların üzerinde rahatça tasarruf yapma hakları engellenmiş olur. Ayrıca, boşanma davası süresince mal rejimine ilişkin davanın bekletilmesine karar verilebilir. İhtiyati tedbir kararı sayesinde, diğer eşin mal kaçırma ihtimali engellenmiş olur.
Mal kaçırma, boşanma davasında eşin kusurlu sayılmasına neden olabilecek bir durumdur. TMK’ya göre, kusur, boşanma davasında mal paylaşımı ve nafaka taleplerinde önemli bir rol oynar. Eşlerden biri mal kaçırma eyleminde bulunursa, bu davranış kusurlu olarak kabul edilecektir ve mağdur eş bu durumda avantajlı sayılabilir. Mahkemede mal kaçırma amacıyla yapılan bu davranışlar, kusurlu davranış olarak değerlendirilecek ve kötü niyetli eş aleyhine sonuç doğuracaktır.
Ayrıca, mal kaçırmanın tespit edilmesi durumunda, maddi ve manevi tazminat taleplerini etkileyebileceği unutulmamalıdır. TMK’ya göre mal kaçırma, kusurlu davranış olarak kabul edildiği için tazminat davalarında mağdur eş için pozitif sonuçlar yaratabilir. Mal kaçırma, eşin güvenini ihlal ettiği ve duygusal olarak yıpranmasına neden olduğu için manevi tazminat da talep edilebilir.
Eşlerden birinin, diğer eşin hakkını engellemek amacıyla yaptığı satış, bağış veya diğer işlemler hukuka uygun her türlü delille ispat edilebilir. İşte mal kaçırma tespitinde kullanılabilecek başlıca deliller:
Tapu Kayıtları: Boşanmada mal kaçırma durumunun en önemli ispat araçlarından biri olan tapu kayıtları, Türkiye’de yasal düzenlemelere göre 5 yıl geriye dönük olarak incelenebilir. Ancak, mal kaçırma amacıyla yapılan işlemlerde mahkeme, 5 yıl şartı aramaksızın geriye dönük inceleme yapabilir.
Yapılan Sözleşmelerin İncelenmesi: Taraflar arasında yapılan sözleşmeler, özellikle mal paylaşımı, şirket hisseleri, taşınmazlar, borçlar gibi düzenlemeler içerebilir. Eğer bu sözleşmeler mal kaçırma amacıyla yapılmışsa, mahkeme tarafından incelenebilir ve mal kaçırma tespiti yapılabilir.
Noter Belgeleri: Noter tasdikli belgeler, resmi nitelik taşıdıkları için mal kaçırma şüphesi taşıyan işlemleri ispat etmek için değerli delillerdir. Örneğin, taraflar arasında yapılan düşük bedelli satış sözleşmeleri, mal kaçırma amacıyla yapılmış olabilir.
Mesaj Kayıtları ve Ses Kayıtları: Bu tür belgeler, taraflar arasında yapılan işlemin ikrarı niteliği taşıyabilir. Mahkemede, iddialarını desteklemek açısından büyük öneme sahiptir.
Vergi Beyanları ve SGK Kayıtları: Mal kaçırma durumunda vergi beyanları ve SGK kayıtları, tarafların malvarlıklarını ve gelir durumlarını gösterir. Bu tür belgeler, mal kaçırma olasılığını tespit etmek için kullanılabilir. Mahkeme, bu tür belgeleri talep edebilir.
Şirket Hisseleri Üzerinden Mal Kaçırma: Şirket hisseleri üzerinden mal kaçırma, çeşitli belgelerle tespit edilebilir. Şirketin finansal kayıtları, hisse devir sözleşmeleri, değerleme raporları gibi belgeler, mal kaçırma amacını ortaya koyabilir.
Banka Hesap Hareketleri: Banka hesap hareketleri de mal kaçırma tespitinde kullanılabilecek önemli bir delil olabilir.
Mal kaçırma durumu söz konusu olduğunda, yapılması gereken en önemli adım, yapılan işlemin belirlenmesi ve mahkemede tapu iptal davası açılmasıdır. Örneğin, boşanma sürecinde bir eşin araba kaçırmak amacıyla satış, bağış veya devir gibi işlemler yapması durumunda, diğer eş bu işlemlerin iptali için dava açmalıdır. Bu durumda, boşanmadaki mal kaçırma işlemi iptal edilir ve sanki o olay hiç gerçekleşmemiş gibi mallar katılma alacağına eklenir.
Boşanma sürecinde eşler arasında görülecek mal paylaşımı davasının görevli mahkemesi aile mahkemesi olup, yetkili mahkeme boşanma davasına bakmaya yetkili mahkemedir.
Mal Kaçırma Davası Açmak İçin Gerekli Adımlar:
Boşanma sürecinde mal kaçırma davası açmak için, usulüne uygun bir dava dilekçesi hazırlanmalı ve görevli ve yetkili mahkemeye başvurulmalıdır. Dava dilekçesinde yer alması gereken hususlar şunlardır:
Dava dilekçesinde imzalar yer almalıdır.
Mal Kaçırma Davasında İddiaların İspatlanması:
İhtiyati Tedbir Kararı Alınması:
Boşanma davası sürecinde mal kaçırma tehdidi altında olan bir eş, ihtiyati tedbir kararı alabilir. Bu, mallarının hukuki olarak korunmasını sağlar. İhtiyati tedbir kararı almak için şu adımlar izlenmelidir:
Talep Edilmesi: Mal kaçırma tehdidi altında bulunan eş, talep dilekçesiyle mahkemeden ihtiyati tedbir kararı talep edebilir.
İhtiyati Tedbir Amacı: İhtiyati tedbir kararı, taşınmazların satılmasını engellemek, banka hesaplarına tedbir koyarak hareketliliği önlemek veya borç ödemesini engellemek için talep edilebilir. Dilekçede, tedbirin amacı açıkça belirtilmelidir.
Mahkeme Kararı: Mahkeme, delilleri ve tarafları dinledikten sonra tedbirin uygulanıp uygulanmayacağına karar verir. İhtiyati tedbir kararı, davacının mal varlığını korumak adına önemli bir güvence sağlar.
Türk Ceza Kanunu’nda mal kaçırma doğrudan bir suç olarak düzenlenmemiştir, bu nedenle doğrudan bir cezai yaptırım öngörülmemektedir. Ancak, mal kaçırmak amacıyla suç işlenmesi durumunda (örneğin, satılmış gibi gösterilen bir taşınmazda belgede sahtecilik yapılması) Türk Ceza Kanunu’ndaki ilgili maddelere göre cezai yaptırım uygulanabilir.
Bu durumda, kişi mal kaçırmayı kanıtlayan belgeler toplamalı ve şüphelinin kimliğini belirten bir şikayet dilekçesiyle savcılığa başvurmalıdır. Savcı, delilleri yeterli görürse cezai soruşturma başlatabilir. Savcılığa suç duyurusunda bulunmadan önce, avukat desteği almak faydalı olabilir. Avukat, doğru adımlar atılmasını sağlar ve hak kaybını önler. Ayrıca, delillerin toplanması ve sunulması konusunda rehberlik eder.
Mal kaçırma durumu mahkemeye tüm delillerle sunularak ispatlanmalıdır. İspat sonrası, mahkeme tarafından yapılan işlem iptal edilir ve sanki hiç gerçekleşmemiş gibi mallar katılma alacağına dahil edilir. Mal paylaşımı bu şekilde yapılır.
Mal paylaşımı işlemi yapılabilmesi için, öncelikle mal kaçırma işleminin geçersiz kılınması veya geri alınması gerekmektedir. Örneğin, hileli bir işlem yapılması durumunda mahkeme bu işlemi iptal edebilir ve malın eski sahibine iade edilmesini sağlayabilir. Ya da ikinci bir yol olarak, geri alım yapılabilir ve bu malın değeri mağdur eşin payına eklenebilir.
Boşanma sürecinde hâkim, mallara ihtiyati tedbir kararı koyabilir. Bu karar sayesinde, kötü niyetli eş, diğer eşin katılma alacağını azaltmak amacıyla herhangi bir işlem yapamaz. Şunu da önemle belirtmek gerekir ki, ihtiyati tedbir kararı yalnızca boşanma süreci devam ederken hâkim kararıyla konulabilir. Boşanma davası açılmadan önce böyle bir tedbir konulamaz.
İhtiyati tedbir kararının alınması için izlenecek adımlar şunlardır:
İhtiyati Tedbir Kararının Uygulanabileceği Mallar:
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİNİN 07.04.2014 T.,2013/26097 E., 2014/8210 K., SAYILI KARARI
‘’…İhtiyati haciz talebinde bulunan, boşanma davası kapsamında lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden doğan para alacağı için, borçlunun malvarlığı üzerine ihtiyati haciz konulmasını istemiş, mahkemece maddi ve manevi tazminat talebi yönünden; alacağın kesinleşmediği, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 350/2. maddesi gereğince aile hukukundan kaynaklanan kararların kesinleşmeden yerine getirilemeyeceği ve borçlunun mal kaçırma girişimi içerisinde olduğuna dair soyut iddia dışında delil bulunmadığı dolayısıyla İcra İflas Kanununun 257/2. maddesi şartlarının da gerçekleşmediği gerekçe gösterilerek bu yöne ilişkin talebin reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik ihtiyati haciz talebinin ise kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında görülen boşanma davası sonucunda, tarafların boşanmalarına dair Eskişehir 2. Aile Mahkemesinin 5.6.2012 tarih 2011/873 esas 2012/522 karar sayılı kararın, temyizi üzerine hükmün boşanma yönünden onanarak karar düzeltme süresi sonunda 10.4.2013 tarihinde kesinleştiği, tazminatlara yönelik olarak yeniden yapılan yargılama sonucunda ise ihtiyati haciz talep eden lehine maddi ve manevi tazminata hükmedildiği anlaşılmaktadır…’’ Şeklindedir.
Boşanma sürecinde eşler, diğer eşin mal varlıklarını gizlemek amacıyla şirket üzerinden mal kaçırma yoluna başvurabilirler. Bu durumda, sağlanan haksız kazancın varlığı, şirket kayıtları, finansal durumlar ve gelir gider tablolarıyla ispatlanabilir. Mahkeme, şirketlerin kayıtlarını inceleyerek anormallikler tespit edebilir ve işlemleri iptal edebilir; elde edilen kazanç ise edinilmiş mallara katılabilir.
Boşanma davası açılmadan önce veya dava sırasında eşlerin şirketler üzerinden mal kaçırma durumları olabileceği için, boşanma davası sırasında mal paylaşımı davası açılarak malların üzerine ihtiyati tedbir kararı konulabilir.
Şirket Kayıtları ve Deliller:
Ticaret sicil kayıtları, genel ve yönetim kurulu kararları, şirket defterleri, şirketin banka kayıtları gibi belgeler mahkeme tarafından önemli deliller olarak kabul edilir. Bu belgeler noter tasdikli sunulabilir.
Mahkeme, bu belgeler üzerinden anormallikler tespit ederse mal kaçırma şüphesi oluşur. Örneğin:
Hisse devirlerinin piyasa değerinin çok altında olması,
Yakın çevreden birine devredilmesi,
Satış işlemlerinin boşanma davasından hemen önce yapılmış olması,
Gelir gider durumunun yanlış ve eksik gösterilmesi,
Kişisel varlıkların düşük bedelle çekilmesi gibi durumlar mahkemeye mal kaçırma şüphesi verebilir.
Boşanma sürecinde mal kaçırmanın önlenmesi için atılacak en etkili ve doğru adım ihtiyati tedbir kararı koydurmaktır. Bu karar sayesinde, eşler boşanma süresince birbirlerinden mal kaçırmak için tasarrufta bulunamazlar.
İhtiyati tedbir kararına ek olarak, mal kaçırma durumunda muvazzalı işlem yapıldığı tespit edilirse, tasarrufun iptali davası açılabilir. Muvazaalı işlem, mal kaçırmak amacıyla üçüncü kişileri kandırarak, gerçek amacı dışında işlem yapılması gibi durumları ifade eder. Bu gibi hallerde, görünürdeki işlemin iptali istenebilir veya işlemler geri alınabilir.
Boşanma Davası Açılmadan Önce Alınabilecek Önlemler:
Boşanma Davası Açıldıktan Sonra Alınabilecek Önlemler:
Boşanma sürecinde, eşler mal kaçırmak için banka hesaplarından para transferleri yapabilir. Bu şekilde, katılma alacağına eklenmesini engellemeye çalışabilirler. Eğer banka hesap kayıtlarında, yüklü para transferleri veya belirsiz bir yere sürekli para aktarımı gibi anormallikler fark edilirse, mal kaçırma şüphesi oluşur.
Bu durumda, yapılacak en doğru adım, durumu mahkemeye bildirerek mahkemenin banka kayıtlarını incelemesini sağlamaktır. Mahkeme, para akışını ve yapılan transferlerin sebepsiz olup olmadığını araştıracaktır. Anormal para transferleri mahkeme tarafından şüpheli olarak değerlendirilir.
Ayrıca, mahkeme banka hesaplarında bir anormallik fark ederse, bankadan yazılı bilgi talep edebilir veya istihbarat yoluyla da bir eşin banka hesabını araştırabilir. Mahkeme, banka hesap hareketlerini etkileyebilecek durumlarda tedbir kararı verebilir ve hesaplardan para çekilmesini veya transfer edilmesini engelleyebilir.
Boşanma sürecinde mal kaçırma davasında zamanaşımı süresi 10 yıldır. Bu süre, mal kaçırma işleminin gerçekleştiği tarihten itibaren başlar.
Zamanaşımı, bir hakkın kullanılması için belirli bir süreyle sınırlıdır. Bu süre içinde hakkın kullanılmaması durumunda, zamanaşımı süresi dolar ve kişi dava açamaz. Eğer dava açılırsa, bu talep reddedilir.
Türk Borçlar Kanunu (TBK) ve Türk Medeni Kanunu (TMK) uyarınca, bazı hallerde zamanaşımının durdurulması mümkündür. Özellikle, mal kaçırmanın hileli bir işlem olduğu tespit edilirse, zamanaşımının durması veya kesilmesi söz konusu olabilir. Bu durumda, eş için gerekli zamanaşımı süresi, mal kaçırma işleminin farkına varmasından itibaren başlar. Ayrıca, mal kaçırma işlemi için mahkemeye başvurulduğunda zamanaşımı süresi durur.
Boşanma sürecinde mal kaçırıldığının tespit edilmesi durumunda, mal kaçırma suç olarak tanımlanmasa da yapılan işlemler suç oluşturabilir. Örneğin, eş, diğer eşten mal kaçırmak amacıyla taşınmazı satmış gibi gösterirse, bu durum resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturur. Bu durumda hem suç işlenmiş olur hem de mağduriyet meydana gelir. Benzer şekilde, eş, malları veya şirket hisselerini olduğundan daha düşük bir bedelle gösterirse, diğer eş mağdur olur ve bu işlemlerin iptal edilmesi gerekir. Bu durumda, mağdur eş, maddi ve manevi tazminat talep edebilir.
Bu durumlar, Türk Ceza Kanunu’nun 155. maddesi kapsamında suç oluşturur. Madde uyarınca; zilyetliğin kötüye kullanılması veya devir olgusunun inkâr edilmesi suretiyle “kendisinin veya başkasının yararına olarak” mal üzerinde tasarrufta bulunulması cezalandırılır.
Ayrıca, boşanma sürecinde mal kaçırma durumu, boşanma davasında ağır kusur sayılabilir. Bu durumda, Türk Medeni Kanunu Madde 174 uyarınca tazminat talep edilebilir:
Madde 174 – Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir.
Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun bir miktarda para ödenmesini isteyebilir.
Bu gibi durumlarda, mal kaçırma işlemleri nedeniyle eşin ağır kusurlu sayılacağı ve bu süreçte ciddi bir mağduriyet yaşayacağı dikkate alındığında, mağdur eşin tazminat talep etme hakkı bulunmaktadır.
Tüm davalarda olduğu gibi, boşanma ve mal kaçırma davalarında da mahkeme harçları davanın türüne göre belirlenir. Mal kaçırma davası, boşanma davasıyla birlikte açılabileceği gibi, ayrı bir dava olarak da açılabilir. Eğer mal kaçırma davası ayrı açılırsa, bu durumda ayrıca harç ödenmesi gerekecektir.
Eğer mal kaçırma davası boşanma davasına ek olarak açılırsa, her iki dava için de mahkeme harcı hesaplanır. Ancak ayrı açıldığı takdirde, her dava için ayrı harç ödenmesi gerekecektir. Mahkeme harcı, davanın türüne ve talep edilen miktara göre belirlenir.
Özetle, mal kaçırma davası boşanma davasıyla birlikte veya ayrı olarak açılabilir. Her iki durumda da mahkeme harçları farklı hesaplanır ve harç ödemesi gereklidir.
Avukatlık Ücreti Asgari Tarife
| Anlaşmalı boşanma davası | 30.000 TL |
Avukatlık ücreti yukarıda bahsettiğimiz gibi davanın türüne göre değişmektedir. Mal paylaşımı davalarında genel olarak, genellikle %10-25 arasında bir avukatlık ücretinin değerlendirilmesidir.
Boşanma sürecinde mal kaçırma nedeniyle açılan tasarrufun iptali davası, bir eşin diğer eşten mal varlığını gizlemek amacıyla kötü niyetle yaptığı işlemlerin iptal edilmesi için açılır. Bu davada, eşin gerçekten mal kaçırmak amacıyla işlem yaptığı tespit edilirse, yapılan işlem iptal edilir ve iptal edilen işlem, mal tasfiyesi sırasında hesaba katılır. Böylece haksız kazancın önüne geçilir ve eşlerin mağduriyeti önlenir.
Tasarrufun İptali Davası, İcra İflas Kanunu (İİK), Türk Medeni Kanunu (TMK) ve Türk Borçlar Kanunu (TBK) kapsamında düzenlenmiştir.
TBK Madde 19’a göre, bir sözleşmenin türü ve içeriği belirlenirken, tarafların gerçek iradeleri esas alınır. Tarafların, gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek iradeleri doğrultusunda yorum yapılmalıdır. Bu düzenleme, muvazaaya dayalı iptal davası açılabilmesine olanak tanır.
İİK Madde 277’ye göre, icra aşamasında alacaklıların haklarını korumak amacıyla tasarrufun iptali davası düzenlenmiştir. Bu madde uyarınca alacaklılar, mal üzerinde cebri icra yoluyla hakkını alabilme yetkisine sahip olurlar. Bu hükmü kullanabilmek için şu şartların sağlanması gerekmektedir:
Bu şartlar sağlandığında, İİK Madde 227 uyarınca tasarrufun iptali davası açılabilir.
TMK Madde 229/2 ise, edinilmiş mallara katılma rejimi çerçevesinde hangi değerlerin edinilmiş mal sayılacağı ve yapılan işlemlerin iptal ettirilebileceği düzenlenmiştir.
Tasarrufun iptali davasında, iptal edilmesi talep edilen tasarrufun gerçekten mal kaçırma amacıyla yapılmış olduğunun ispatlanması, davacıya aittir. Davacı, bu durumu somut delillerle ispatlamak zorundadır. Mal kaçırma amacıyla yapılan tasarrufların iptali davası, 10 yıl içinde açılabilir. Bu süre, tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren başlar.
Tasarrufun iptali davası, dava konusu menkul veya gayrimenkul üzerinde mülkiyet hakkı vermez. Bu dava, alacaklı eşin tasarrufun iptalinden doğan alacaklarını tahsil etmesine olanak tanır. Sonuç olarak, tasarrufun iptali davası ayni hak değil, şahsi hak doğurur. Tasarrufun iptali davası, devrin tamamen iptalini sağlamaz, ancak davacının alacaklarını tahsil etmek için haciz ve satış talep etmesine imkân verir.

Boşanma sırasında eşler, bazı malların mal rejimine tabi olmaması için diğer eşten mal kaçırmak amacıyla çeşitli yöntemler kullanabilirler. Bunlar arasında malları bağışlamak, satmak, devretmek veya bu işlemleri yapmış gibi göstermek sayılabilir. Eşler, bu tür durumların önüne geçebilmek adına boşanma sırasında mallar üzerine ihtiyadi tedbir kararı aldırabilirler.
Türk Medeni Kanunu (TMK) Madde 229’a göre, bazı durumlar mal kaçırma olarak kabul edilir. Eşlerden birinin, diğer eşin rızasını almadan, mal rejiminin sona ermesinden 1 yıl önce yaptığı olağan dışı karşılıksız kazandırmalar mal kaçırma sayılır. Ayrıca, eşlerden birinin, süre sınırı olmaksızın, diğer eşin katılma alacağını azaltmak amacıyla yaptığı kazandırmalar da mal kaçırma olarak değerlendirilir.
Boşanma sürecinde mal kaçırmayı engellemek için malların üzerine ihtiyadi tedbir kararı konulabilir. Bu karar, boşanma davası sırasında mal varlıklarının zarar görmesini geçici olarak engeller. İhtiyadi tedbir kararı, somut delillerle mahkemeye başvurularak talep edilir.
Evlilik süresince kazanılan paralar, edinilmiş mal sayılır ve katılma alacağına tabi olur. Bir eşin, diğer eşin katılma alacağını azaltmak amacıyla bankadaki parayı çekmesi, mal kaçırma olarak kabul edilir. Eğer çekilen paranın ne amaçla harcandığı ispatlanamazsa, bu para katılma alacağına dahil edilir ve paylaşımda esas alınır.
Boşanma davasından önce, mal kaçırmayı engellemek amacıyla aile konutu şerhi koyulabilir. Ancak boşanma davası açılmadan önce ihtiyadi tedbir kararı alınamaz. Boşanma sürecinde ise somut delillerle mahkemeye başvurarak mallar üzerinde ihtiyadi tedbir kararı alınması istenebilir. Bu, eşin mal kaçırmasını engelleyecektir.
Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) boşanma sürecinde mal kaçırmak doğrudan suç olarak tanımlanmamıştır. Bu nedenle, boşanma sırasında mal kaçırma suç niteliği taşımaz. Ancak, bu tür durumlar diğer hukuki yollarla çözümlenebilir.
Boşanma sırasında mal kaçıran eşe karşı, yaptığı işleme göre çeşitli davalar açılabilir:
Görüldüğü üzere, boşanma sırasında bir tarafın mal kaçırarak diğer tarafı mağdur etmesini önlemek için hukuk, mağdur tarafa çeşitli haklar tanımaktadır. Bu sayede mal paylaşım süreci daha adil bir şekilde ilerler.
Mal kaçırmayı engellemek ve bir tarafın haksız kazanç sağlamasının önüne geçmek için çeşitli hukuki yollar ve tedbirler bulunmaktadır:
Eşten Mal Kaçırmayı İspatlama Yöntemleri Nelerdir?
Boşanma davasında mal kaçırmayı ispatlamak bazen zor olabilir, çünkü yapılan işlemler gizlenebilir ve belge ya da delil bulmak güçleşebilir. Ancak, bazı durumlar mal kaçırma şüphesini güçlendirebilir. Örneğin:
Bu tarz işlemler boşanma sürecinde yapıldığında, mal kaçırma şüphesi kuvvetlenir.
Tasarrufun iptali, mal kaçırmak amacıyla yapılan işlemlerin iptal edilmesi için açılan bir davadır. Bu dava sayesinde, hileli olarak başkasına devredilen mallar iptal edilerek katılma alacağına dahil edilir. Bu dava, satış, bağış ve devir gibi işlemleri kapsar. Tasarrufun iptali davası, mal kaçırmanın önüne geçer ve malların eşit bir şekilde dağıtılmasını sağlar. Ayrıca, mağdur eş, bu davada maddi ve manevi tazminat talep edebilir.
Boşanma sırasında mal kaçırma, eşlerden birinin mal varlığını diğer eşten gizleyerek yaptığı satış, devir ve bağış gibi işlemlerle gerçekleşebilir.
Evliyken, özellikle boşanma sürecinde yaşanabilecek olumsuzlukları engellemek adına araç üzerine tedbir konulması önemlidir. Tedbir, hukuksal güvence sağlar ve aynı zamanda mal paylaşımında adaletin sağlanmasına yardımcı olur.Araba üzerine tedbir koymanın en iyi yollarından biri, eşlerin notere giderek karşılıklı anlaşma yapmasıdır. Bu adım, evlilik süresince ve boşanma sürecinde yaşanabilecek olumsuz durumların önüne geçebilir. Ayrıca, ev veya araba gibi malvarlığı edinildiğinde bu varlıkların her iki eşin üzerine yapılması da güveni pekiştirecek ve mal kaçırmanın engellenmesine yardımcı olacaktır.
Eşinizin mal kaçırdığını öğrenmenin birkaç yolu vardır:
Boşanmadan önce yapılan işlemlerin geçerliliği, somut olaya bağlıdır. Eğer eşler, boşanmadan bir yıl önce karşılıksız kazandırmalar yapmışsa, bu işlemler iptal edilerek mal paylaşımına dahil edilebilir. Ancak, mal kaçırmak amacıyla yapılan devir işlemleri, bu süre kuralına uymaksızın geçersiz sayılabilir. Yani, mal kaçırma amacı güdülerek yapılan işlemler iptal edilebilir ve bu durumu ispat etmek mümkündür.
Eşinizin şirket üzerinden mal kaçırması, adil paylaşımı engelleyecektir. Bu durumda, ilk olarak şirketin finansal durumunu, gelir-gider dengesini ve şirket hesaplarını inceleyebilirsiniz. Anormal bir durum tespit ederseniz, bir avukattan yardım alarak hakkınızı savunabilir ve gerekirse mahkemeye başvurabilirsiniz.
İhtiyadi tedbir kararı, mahkemeye başvurularak malvarlıkları üzerinde tedbir konulması için talep edilebilir. Mal kaçırma şüphesi durumunda, somut delillerle mahkemeye başvurarak tedbirin uygulanmasını isteyebilirsiniz. Bu tedbir, boşanma davası sürecinde alınabilir, ancak boşanma davası açılmadan önce bu tedbirin konulması talep edilemez.
Boşanma sürecinde eşlerden biri, mal kaçırmak amacıyla banka hesabındaki paraları başka bir hesaba aktarabilir. Eğer böyle bir durum şüphesi varsa, mahkemeye bildirerek banka hesap hareketlerinin incelenmesini isteyebilirsiniz. Mahkeme, banka hesaplarındaki hareketliliği inceleyerek durumu daha sağlıklı bir şekilde tespit edebilir.
Eşiniz, boşanmadan önce bir yıl içinde karşılıksız bir devir işlemi yaparsa veya mal kaçırmak amacıyla malvarlığını başka bir kişiye devrederse, bu işlemleri somut delillerle mahkemeye bildirerek iptal edilmesini talep edebilirsiniz.
Boşanma sürecinde, bir tarafın malvarlıklarını saklaması, devretmesi veya gizlemesi, diğer tarafın mağduriyetine yol açabilir. Bu durumda, mağdur taraf maddi ve manevi tazminat talep edebilir.
Evlilik birliği sürecinde, eşler bazı önlemler alarak boşanma sürecinde yaşanabilecek olumsuzlukları önleyebilirler. Örneğin:
Bu adımlar, mal kaçırmayı engellemek ve boşanma sürecinde daha adil bir paylaşım sağlamak için etkili olabilir.
Mal kaçırma davasında zamanaşımı süresi TMK’ da düzenlenmiştir. Bir eşin diğer eşten mal kaçırmak kastı ile yaptığı işlemleri iptal davası ile iptal ettirebilirsiniz. Boşanmada mal kaçırma davasında zamanaşımı süresi 10 yıldır.