NAFAKA ARTIŞ ORANI

Nafaka artış oranı, eşler arasında boşanmanın gerçekleşmesi akabinde veyahut boşanma esnasında tedbiren mahkemeler tarafından hükmedilen nafaka miktarının paranın alım gücünün enflasyon karşısında adeta erimesi, zamanla artan ihtiyaçlar, tarafların mali gücündeki değişimler sonucunda nafaka miktarının nasıl değişeceğinin tespitini ve hesaplanmasını sağlayan oranlamadır. 2025 nafaka artış oranı için 2024 yılı 12 aylık ÜFE ortalaması esas alınır. Bu yıl nafaka artış oranı ise %58.51 olarak belirlenmiştir.

Nafaka, evlilik birliğinden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi, haklı bir sebeple birlikte yaşamaya ara verilmesi, boşanma ya da ayrılık davalarının açılması durumlarında, hâkim tarafından eşlerin geçimlerine, malvarlıklarının yönetimine ve çocukların bakımı ile korunmasına yönelik alınan tedbirler çerçevesinde, bir eşin diğerine ödemekle yükümlü olduğu maddi destektir.

Boşanma kararı sonrasında nafaka, boşanma davası esnasında belirlenen miktar üzerinden ödenmeye başlar. Ancak zamanla ekonomik koşullar, enflasyon, yaşam maliyetleri, artan ihtiyaçlar gibi faktörler değişebilir, bu da nafakanın alım gücünü azaltabilir. Bu durumda nafaka alacaklısı nafaka yükümlüsüne karşı açacağı bir dava ile nafaka artış oranı belirlemesini talep edebilir.

NAFAKA ARTIŞ ORANI NEDİR?

Nafaka artış oranı, boşanma kararı verilmesi sonrası yahut boşanma davası devam ederken nafaka yükümlülüğünün enflasyon, artan ihtiyaçlar, değişen mali güçler ve diğer ekonomik değişikliklere göre yeniden belirlenmesini sağlayan bir orandır. Mahkeme tarafından hükmedilen nafaka miktarı kesin hüküm teşkil etmemektedir. Yani nafaka miktarının değişen koşullara göre artırılabilmesi mümkündür. Nafaka miktarının artırılması açılacak nafaka artırım davası ile talep edilir. Nafaka artırım davası açılabilmesi için;

  • Aile mahkemesi tarafından önceden hükmedilmiş bir nafaka olmalıdır.
  • Nafaka artırımını talep eden nafaka alacaklısının talebini ispat etmesi gerekmektedir.

Nafaka alacaklısı tarafından sunulan gerekçeler kişiden kişiye ve duruma göre değişmekle beraber gerekçelerin doğruluğunu ve hakkaniyete uygunluğunu değerlendirme konusunda hâkimin takdir yetkisi bulunmaktadır. Hâkim sunulan gerekçeleri tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve paranın alım gücüne göre değerlendirecektir. Nafaka artırım oranları nafaka alacaklısının bu husustaki talebi de dikkate alınarak Yargıtay kararları ışığında mahkemelerce genellikle TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranı dikkate alınarak belirlenmektedir.

nafaka artış oranı
nafaka artış oranı

NAFAKA ARTIŞ ORANI NASIL BELİRLENİR?

Nafaka artış oranı nasıl belirlenir sorusuna cevap vermeden önce nafakanın nasıl belirlendiğinden bahsetmekte yarar vardır. Bilindiği üzere nafaka, boşanmadan yahut ayrılıktan sonra yoksulluğa düşecek eşlerden birine verilir. Bunu belirlerken eşin sosyo-ekonomik durumu, mesleği, kazancı gibi kriterler de önem arz eder.

Boşanma davası sırasında veya boşanmanın kesinleşmesi akabinde mahkeme boşanma kararı ile birlikte yoksulluğa düşecek eşe ya da varsa ortak çocuklara sosyal -ekonomik durumlarına göre nafaka bağlanabilmektedir. Hâkim nafaka miktarını belirlerken eşlerin mali gücünü, çocukların ihtiyaçları ile giderlerini, zamanın ekonomik ve sosyal koşullarını göz önünde tutar. Fakat zamanla değişen koşullar ve sonradan ortaya çıkan yeni ihtiyaçlar sonucunda hükmedilen nafaka yetersiz kalabilmektedir. Bu durumda nafaka alacaklısı eş nafaka yükümlüsüne karşı nafaka artırım davası açabilir.

Nafaka artırım talebinin ülke genelinde yaşanan ekonomik kriz, paranın alım gücünün azalması, nafaka yükümlüsünün mali gücünün artması, nafaka alacaklısının yeni giderleri ile ihtiyaçlarının ortaya çıkması gibi haklı gerekçelere dayanması gerekmektedir. Nafaka artırım davasında hâkimin dikkate alacağı hususlar:

  • Eşlerin mali gücünde yaşanan değişim,
  • Ortak çocuk/çocukların giderleri, (Okul, kurs vb.)
  • Ekonomik ve sosyal koşullar, (Enflasyon, ekonomik kriz)
  • Nafaka alacaklısının ortaya çıkan yeni ihtiyaçları,

İlgili hususlara örnek vermek gerekirse nafaka yükümlüsü eşin terfi alması örnek olarak gösterilebilir. Mali güçte salt iyileşme nafaka artırım sebebidir. Çocuklar açısından bir örnek ise nafaka alacaklısı çocuğun üniversiteye hazırlanırken dershaneye yazılmasıdır. Çocuğun gideri de büyüdükçe artmaya devam edeceğinden bu husus da nafaka artırım sebebidir.

Nafaka artırım davasının kanuni dayanağı Türk Medeni Kanunu’nun 176.maddesinin 4’üncü fıkrasıdır. Anılan hüküm şu şekildedir: “Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.” Buna göre nafaka alacaklısı veya nafaka borçlusunun mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin gerektirdiği durumlarda nafaka artırımı talep edilebilecektir.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2015/180 E. ve 2015/8640 K. sayılı kararında “Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Her ne kadar, nafakanın takdirinde; davalı (baba) nın hayat koşulları ve ödeme gücünün de dikkate alınması zorunluluğu var ise de; bu durum, yani davalının gelir seviyesinin düşüklüğü nafakanın artırılması gerekliliğini büsbütün ortadan kaldırmaz. Ayrıca nafakanın takdirinde birlik devam ederken çocuğun alıştığı yaşama şeklide dikkate alınır.

Diğer taraftan nafaka miktarı belirlenirken, velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın, bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Hâkim, nafaka takdirinde; nafaka alacaklısı çocuğun ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalı babanın gelir durumu arasındaki dengeyi kurarak, hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır. Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; nafakanın takdir edildiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen sürede tarafların sosyal ve ekonomik koşullarında değişme olduğu, çocukların yaşlarının büyüdüğü buna bağlı olarak ihtiyaçlarının arttığı bir gerçektir.

Bunun aksinin düşünülmesi hayatın olağan akışına aykırıdır.
…Hal böyle olunca mahkemece; nafakanın niteliği, müşterek çocukların yaşı ve eğitim durumları, zorunlu ihtiyaçları, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları gözetilerek, TMK’nın 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun olacak şekilde daha yüksek bir miktarda artırıma karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir.” şeklinde karar vermiştir.

İşbu kararda da görüleceği üzere hâkim nafaka artış oranı takdir ederken eşlerin maddi durumları, ortak çocukların ihtiyaçları, nafaka alacaklısının ihtiyaçları ve değişen ekonomik koşullar gibi birçok süjeye dikkat etmektedir. Dava devam ederken karşı yanın lüks harcamalarına dikkat çekmek amacıyla kredi kartı dökümlerini talep etmek, üzerine kayıtlı taşınmaz listesinin celbini talep etmek kısacası iddia ettiğimiz olguları somutlaştırmak davada hâkimin takdirini kolaylaştıracaktır.

İŞTİRAK NAFAKASI ARTIŞ ORANI NASIL BELİRLENİR?

İştirak nafakası, boşanma sonrası çocuğun ekonomik ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla, velayet hakkı kendisinde olmayan ebeveyne yüklenen mali yükümlülüktür. İştirak nafakasının amacı, çocuğun sadece temel yaşam giderlerini değil, aynı zamanda eğitim, sağlık ve diğer ihtiyaçlarını da karşılayacak bir miktara hükmedilmesidir. Ancak zaman içinde, çocuğun yaşının ilerlemesi ve yaşam standartlarının değişmesi, mevcut nafakanın yetersiz hale gelmesine neden olabilmektedir. Bu durumda nafaka alacaklısı nafaka yükümlüsüne karşı aile mahkemelerinde nafaka artırım talepli dava açabilmektedir.

İştirak nafakası artış oranı, ortak çocuğun artan ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için mühim bir yere sahiptir. Çünkü mahkeme tarafından iştirak nafakasına hükmedildiğinde 1 yaşında olan çocuk için hükmedilen 1.000,00 TL’lik iştirak nafakası ile aynı çocuğun 16 yaşına geldiği zaman ihtiyaçlarını karşılayabilmesi neredeyse imkansızdır.

İştirak nafakası artış oranının belirlenmesinde iştirak nafakasına hükmeden mahkemenin kararı önem taşımaktadır. Mahkeme, verdiği kararda iştirak nafakasının gelecek yıllarda hangi oranda arttırılmasına karar vermiş ise nafaka miktarı da mahkemenin karar verdiği o oranda artacaktır. Mahkemenin gelecek yıllarda da nafakanın artmasına karar verebilmesi için nafaka alacaklısı tarafından nafakanın ilerleyen yıllarda artırılmasının talep edilmesi zorunludur. Aksi halde mahkeme kendiliğinden nafakanın gelecek yıllarda artırılmasına yönelik karar vermesi mümkün görünmemektedir.

YOKSULLUK NAFAKASI ARTIŞ ORANI NASIL BELİRLENİR?

Yoksulluk nafakası, boşanma sonucunda maddi durumu kötüleşecek olan ve boşanma nedeniyle yoksulluğa düşme tehlikesi bulunan eşin, diğer eşten talep edebileceği bir maddi destektir. Ancak bu nafakayı alabilmek için, talep eden eşin boşanmada daha ağır kusurlu olmaması gerekir. Yoksulluk nafakası, boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte başlar ve genellikle süresiz olarak ödenir. Bu nedenle, halk arasında “süresiz nafaka” olarak da bilinir. Ancak, mahkeme koşullar değişirse nafakayı kaldırabilir ya da miktarını yeniden belirleyebilir. Nafaka, yıllar içinde alım gücünün düşmemesi için artırılabilir. Eğer mahkeme, nafakanın ilerleyen yıllarda artırılmasına karar verirse, hangi oranın esas alınacağını açıkça belirtir. Bu oran genellikle şu şekilde belirlenir:

  1. ÜFE (Üretici Fiyat Endeksi): Üreticilerin maliyet artışlarını gösterir.
  2. TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi): Tüketiciye yansıyan fiyat artışlarını gösterir.
  3. ÜFE-TÜFE Ortalaması: İki endeksin ortalaması alınır.

Mahkeme, bu artış oranlarından birini tercih eder ve bunu kararında net şekilde ifade eder. Yoksulluk nafakası ile ilgili mahkeme kararında, tarafların dava dilekçesinde yaptığı talepler çok önemlidir. Nafaka artışıyla ilgili bir talep varsa, mahkeme buna uygun şekilde karar verebilir. Ancak taraflar bu konuda bir talepte bulunmazsa, mahkeme artış oranı hakkında bir karar vermeyebilir.

 TEDBİR NAFAKASI ARTIŞ ORANI NASIL BELİRLENİR?

TMK 169. maddesine göre hâkim boşanma veya ayrılık davası süresince özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, çocukların bakım ve korunmasına ilişkin olarak tedbir nafakasına hükmedebilir.

Tarafların durumlarının değişmesi halinde eşlerden birinin talebi üzerine hâkim tedbir nafakasının arttırılmasına karar verilebilmektedir. Tedbir nafakasının artırılması için boşanma davası devam ettiği için boşanma davasına bakan mahkemeden talep edilebilir. Anlaşmalı boşanma davalarının aksine çekişmeli boşanma davaları uzun süren davalar olması hasebiyle davanın kesinleşmesi yıllar almaktadır. Bu nedenle eşlerin enflasyon, ekonomik kriz ve mali güçlerindeki düşüşler sebebiyle dava esnasında ve gelecek yıllar için artırım talebinde bulunmaları zaruri olabilmektedir. Tedbir nafakasının oranının ne olacağı hususunda ise sabit bir oran bulunmamaktadır. Hâkim hakkaniyet ilkesi çerçevesinde takdir yetkisi kapsamında bir oran belirlemektedir.

NAFAKA ARTIŞ ORANINA HANGİ FAKTÖRLER ETKİ EDER?

Nafaka miktarının değiştirilmesi bir taleple mümkündür ve bu talep sonucu verilen karar da yenilik doğuran bir karardır. Nafaka miktarının değiştirilmesi için;

  1. Ekonomik durumda büyük bir değişikliğin ortaya çıkması,
  2. Bu değişikliğin sürekli olması,
  3. Ekonomik durumdaki değişimin boşanma kararı verilirken öngörülmesinin mümkün olmaması gerekir.

Boşanma davası sonucu hükmedilen nafakanın miktarı, nafaka alacaklısının geçimini karşılayacak düzeydeyse ve ekonomik durumunda bir değişiklik yoksa nafaka artırımı istenemez. Aynı şekilde nafaka borçlusunun ekonomik gücünde bir azalma halinde nafaka alacaklısı, nafakanın artırılmasını talep edemez.

Nafaka miktarı, eşlerin mali durumları, hayat şartları, eşin ihtiyaçları, çocuğun eğitimi için yapılan masraflar da dikkate alınarak belirlenir. Ayrıca eşlerin meslekleri, yaşam standartları, gibi faktörler de nafaka miktarının belirlenmesinde önemli role sahiptir. Örneğin nafaka alacaklısı eş ev hanımı ise ve geliri yoksa bu durumda çalışan nafaka alacaklısı eşe göre daha yüksek miktarda nafakaya hükmedilmesi mümkündür.

Mahkeme, eşlerin mali durumlarını, hayat standartlarını ve ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak, nafaka miktarını artırabilir. Mahkeme;

  1. Eşin işsiz kalması,
  2. Hastalık
  3. Çocukların büyümesi,
  4. Eğitim ve sağlık giderlerinin artması gibi nedenlerle mali gücün değişmesi halinde nafaka miktarını artırma kararı verebilir. İşbu sayılan nedenler örnekseyicidir ve çoğaltılabilir.

Yargıtay’ın nafaka artırım hususunda nelere dikkat ettiği bazı kararları ile bizlere ışık olmaktadır. Yargıtay 3. HD 2014/12606 E. 2015/466 K. Sayılı kararında: ‘…iştirak nafakasının en son artırıldığı 29.05.2009 tarihinden, eldeki artırım davasının açıldığı tarih arasında da yaklaşık 4,5 yıl geçmiştir. Bu süre içerisinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değişmiş, müşterek çocuğun yaşı büyümüş, ihtiyaçları ve eğitim giderleri doğal olarak artmış, paranın alım gücü de en azından enflasyon oranında değer kaybına uğramıştır. Hâl böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumları, nafakaların niteliği, müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, günün ekonomik koşulları nazara alınarak,

TMK’nın 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun şekilde artırıma karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davanın tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir…” şeklinde karar vermiştir.

Örnek vermek gerekirse 2019 yılında eşe ve ortak çocuğa 1000,00’er TL nafaka hükmedildiğini varsayalım. Bunun üzerine ise ülkemizde Covid-19 pandemisi baş göstermiş, kimsenin önceden öngöremeyeceği büyüklükte 11 ili etkileyen bir deprem yaşanmış ve tüm bu nedenler beraberinde ekonomik krizi beraberinde getirmiştir. Bulunduğumuz 2025 senesinde ise 1000,00’er TL ile geçinmek imkânsız hale gelmiştir. Bu gibi boşanma davası esnasında öngörülemeyen nedenler daha sonrasında nafaka artış sebebi yapılabilmektedir.

Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun ihtiyaçları, anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri yanında çocuğun giderleri de önemli rol oynar. Çocuk için belirlenecek nafakanın çocuğun barınma, giyim, yiyecek, eğitim ve sağlık ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek miktarda olması gerekir. Ebeveynlerin mali gücünün yüksek olması durumunda çocuğun ihtiyaçlarının kapsamı genişlerken, ebeveynlerin maddi imkânlarının yetersiz olması halinde bu kapsam daralacaktır.

nafaka artış oranı
nafaka artış oranı

NAFAKA ARTIŞ ORANINA İTİRAZ NEDENLERİ VE SÜRECİ NEDİR?

Nafaka yükümlüsü, nafaka artış oranına veya mevcut nafakanın devamına ilişkin aşağıdaki durumlarda itiraz edebilir ya da nafaka uyarlama davası açarak nafakanın azaltılmasını veya tamamen kaldırılmasını talep edebilir:

  • Nafaka Yükümlüsünün Evlenmesi

Nafaka yükümlüsü yeni bir evlilik yaparsa, bu durum nafaka ödeme yükümlülüğünü etkileyebilir.

  1. Yeni evlilikle birlikte yükümlünün geçim masrafları artabilir.
  2. Aile kurma sorumluluğu sebebiyle ekonomik dengesi değişebilir.
  3. Mahkeme, bu durumu değerlendirerek nafakanın azaltılmasına ya da kaldırılmasına karar verebilir.
  • Nafaka Yükümlüsünün Maddi Durumunun Düşmesi veya İflas Etmesi

Nafaka yükümlüsünün:

  1. İşsiz kalması,
  2. Gelirinde önemli ölçüde azalma meydana gelmesi,
  3. Ekonomik zorluk yaşaması,
  4. Ticari bir faaliyetin sonlanması veya iflas etmesi gibi durumlarda, nafaka ödeme gücü azalabilir veya tamamen ortadan kalkabilir.

Bu tür ekonomik sıkıntılarda, nafaka artış oranına itiraz edilebilir veya nafaka uyarlama davası açılarak mevcut nafakanın düşürülmesi istenebilir.

  • Nafakanın Güncel Koşullarda Yeterli Olması

Nafaka miktarının mevcut ekonomik koşullarda alacaklının ihtiyaçlarını karşılamaya yeterli olduğu durumlarda, nafaka yükümlüsü artış talebine itiraz edebilir.

Örneğin, alacaklının geçim masrafları karşılanıyorsa ve nafaka artırımı ek bir yük getirecekse, mahkeme mevcut nafaka miktarını koruyabilir.

Mahkeme, bu noktada tarafların ekonomik durumunu ve yaşam standartlarını dikkate alır.

  • Nafaka Alacaklısının Yoksulluğunun Azalması veya Ortadan Kalkması

Nafaka alacaklısının mali durumunda olumlu değişiklikler meydana gelirse, bu durum nafaka yükümlüsünün sorumluluğunu azaltabilir.

Bu durumlar şunlar olabilir:

  1. Nafaka alacaklısının bir işe girmesi ve düzenli gelir elde etmesi,
  2. Alacaklının malvarlığında önemli bir artış olması,
  3. Alacaklının başka bir kişiyle evlenmesi veya fiili evlilik şeklinde bir ilişki içinde olması,
  4. Alacaklının destek alabileceği başka birinin bulunması.

Bu gibi durumlarda nafaka yükümlüsü, nafakanın azaltılmasını veya tamamen kaldırılmasını talep edebilir.

Tüm bu sayılan nedenler arasından herhangi birinin gerçekleşmesi durumunda Nafaka uyarlama davası, nafaka miktarının veya ödeme koşullarının tarafların güncel mali ve sosyal durumlarına uygun hale getirilmesini sağlamak için açılacaktır.

NAFAKA ARTIŞ ORANI HESAPLAMA YÖNTEMLERİ NELERDİR?

Nafaka artış oranı hesaplama hususunda 3 yöntem bulunmaktadır. Bunlar;

  1. Taraflar kendi arasında nafakanın her yıl yüzde kaç artırılacağı kararlaştırmış olabilir.
  2. TÜİK tarafından açıklanan ÜFE-TÜFE oranında artırım sağlanabilir.
  3. Yasal faiz oranında artırım yapılabilir.

Önemle belirtmek gerekir ki bu hususta kararı veren mahkeme taleple bağlıdır. Taraflar kendi aralarında bir yüzdelik dilim kararlaştırmış ise hâkim de takdirden o yüzdelik dilimi uygulayabilmektedir.

Nafaka artış oranlarının ÜFE olarak da TÜFE olarak da hükmedilmesi mümkündür. Mahkeme, bu konuda dava dilekçesindeki talebi hakkaniyet ilkesi çerçevesinde değerlendirir ve nafakanın artış oranını belirler. Nafakanın gelecek yıllarda ne kadar artacağı hususunda taraflar kendi aralarında da anlaşabilirler.

NAFAKA ARTIŞ ORANI VE TÜFE BAĞLANTISI NEDİR?

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/1557 Esas ve 2015/2021 Karar sayılı kararında bu hususa değinilmiştir. Gerekçeli kararda özetle; mahkemece, davalının gelir-gideri ile orantısız şekilde yüksek nafakaya hükmedildiği, mahkemece yapılacak işin tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE 12 aylık ortalama artış oranı nazara alınmak suretiyle, Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktara hükmetmekten ibaret olduğu vurgulanmıştır.

Yargıtay yerleşik ihtiyaçlarında hakkaniyete uygun olarak TÜİK’in yayınladığı ÜFE 12 aylık ortalama artış oranı nazara alınması gerektiği vurgulanmıştır.

NAFAKA ARTIŞ ORANI VE İCRA TAKİBİ NEDİR?

Nafaka alacaklısı, nafaka miktarının günümüz koşullarında yetersiz kaldığını düşünüyorsa, nafakanın artırılması için nafaka yükümlüsüne karşı bir dava açabilir. Bu dava sonucunda mahkeme, nafakanın artırılmasına karar verirse, nafaka yükümlüsü artık belirlenen yeni nafaka miktarını ödemekle yükümlüdür. Ancak nafaka yükümlüsü, mahkemece belirlenen yeni nafaka miktarını ödemez ya da eski nafaka miktarı üzerinden ödeme yapmaya devam ederse, bu durumda nafaka alacaklısı aradaki fark için icra takibi başlatabilir. Eğer nafaka borçlusu hiç ödeme yapmıyorsa, bu durumda da birikmiş nafaka borcu için icra takibi yapılabilir. Bu şekilde nafaka yükümlüsü, mahkeme kararını ihlal ettiği takdirde hukuki süreç işletilir ve nafaka alacaklısının hakkı korunmuş olur. Kısaca,

  1. Nafaka yükümlüsü nafakayı düzenli ödemiyorsa
  2. Nafaka yükümlüsü nafakayı eksik öder yahut hiç ödemezse
  3. Nafaka borcu birikmiş ve ödenmemiş durumda ise nafaka için icra takibi başlatılabilir.

NAFAKA ARTIRIM DAVASI NEDİR?

Evlilik birliği süresince eşlerin birbirine karşı yükümlülükleri bulunmaktadır. Bazı yükümlülükler evlilik birliği sona erse dahi devam etmektedir. Bu yükümlülüklerden birisi de bakım yükümlülüğüdür. Evlilik birliği sona erse de bakım yükümlülüğü bazı şartlar altında devam etmektedir.  TMK’nın 175. Maddesinde düzenlenen yoksulluk nafakası “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.” hükmünü haizdir.  Bazı durumlarda hükmolunan nafakalar günümüz koşullarına uyarlanmadığı takdirde yetersiz kalmaktadır. Bu durumda ise mahkemeden nafakanın artırılmasını talep etmek mümkündür. Nafakanın artırılması talebiyle açılan davaya “nafaka artırım davası” denir.

Nafaka artırım davası, nafaka alacaklısının mevcut nafaka miktarının yetersiz kaldığını iddia ederek nafaka yükümlüsüne karşı aile mahkemelerinde açtığı bir dava türüdür. Bu dava, Türk Medeni Kanunu’nun 176. maddesinin 4. fıkrası uyarınca belirli şartların gerçekleşmesi durumunda açılabilir. Nafaka artırım davası, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarının değişen ekonomik koşullar ve kişisel gereklilikler doğrultusunda artış göstermesi halinde talep edilen bir hukuki yoldur. Mahkeme, tarafların sunduğu deliller doğrultusunda şartların oluşup oluşmadığını değerlendirerek hakkaniyet çerçevesinde bir karar verir.

NAFAKA ARTIRIM DAVASI ŞARTLARI NEDİR?

Nafaka artırım davasının açılabilmesi için bazı temel şartların yerine getirilmiş olması gereklidir. Bu şartlardan ilki, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarının artmasıdır. Örneğin, nafaka alacaklısının sağlık sorunlarının ortaya çıkması, eğitim giderlerinin artması veya hayat standardını sürdürmesi için daha fazla maddi kaynağa ihtiyaç duyması gibi durumlar, ihtiyaç artışını kanıtlayan etkenler olarak değerlendirilebilir. Mahkeme, bu durumları somut olay bağlamında inceleyerek talebin haklı olup olmadığını belirler.

Bir diğer şart ise nafaka yükümlüsünün mali durumunda iyileşme meydana gelmesidir. Eğer nafaka yükümlüsü işini değiştirerek daha yüksek bir gelire kavuşmuşsa, malvarlığında önemli bir artış olmuşsa veya genel ekonomik durumunda olumlu bir değişiklik meydana gelmişse, bu durum nafakanın artırılması talebi için temel oluşturabilir. Burada mahkeme, nafaka yükümlüsünün gelir durumunu ve malvarlığını detaylı bir şekilde inceler. Nafaka yükümlüsünün ekonomik gücünün artmış olması, nafaka alacaklısının artış talebinin kabul edilme olasılığını artırır. Ayrıca, nafaka miktarının enflasyon karşısında alım gücünü kaybetmiş olması da nafaka artırım davası için geçerli bir gerekçedir.

Ülkenin ekonomik koşullarına bağlı olarak meydana gelen enflasyon, nafakanın değerini düşürebilir ve alacaklının günlük ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanmasına neden olabilir. Mahkeme, enflasyon oranlarını ve nafakanın fiili değer kaybını göz önünde bulundurarak yeni bir nafaka miktarı belirleyebilir.

Son olarak, nafaka artırım davası açılabilmesi için boşanma davası sırasında veya boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte nafakaya hükmedilmiş olması gereklidir. Nafaka alacaklısının yoksulluğa düşmesini engellemek amacıyla hükmedilen bu nafaka, şartların değişmesi halinde güncellenebilir. Ancak mahkeme, bu güncellemenin hakkaniyete uygun olup olmadığını belirlemek için tarafların gelir ve giderlerini, sosyal durumlarını ve talebin haklılığını dikkatlice inceler.

Somut olayda yukarıda belirtilen şartlar mevcutsa ve bu şartlar mahkemeye sunulan delillerle ispat edilebilirse, hâkim hakkaniyet ilkesi gereğince nafakanın artırılmasına karar verebilir. Nafaka artırım davasında, nafaka alacaklısının artış talebinin haklı gerekçelere dayanması ve ekonomik durumunu ortaya koyan belgeler sunması önemlidir. Bu süreçte, mahkeme her iki tarafın durumunu değerlendirerek, dengeyi sağlamak adına adil bir karar verecektir.

NAFAKA ARTIRIM DAVASI GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

Nafaka artırım davasında görevli mahkeme, aile mahkemeleridir. Aile mahkemesi bulunmayan yerlerde ise asliye hukuk mahkemesi, aile mahkemesi sıfatıyla bu davalara bakar. Yetkili mahkeme ise nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesidir. Türk Medeni Kanunu’nun 177. maddesine göre, boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Bu düzenleme, nafaka alacaklısını koruma amacını taşır ve dava sürecinin daha hızlı ve kolay ilerlemesini sağlar. Açılan dava sonucunda, mahkeme tarafların ekonomik durumlarını, sosyal şartlarını ve talebin haklılığını değerlendirerek karar verir.

NAFAKA ARTIRILMASI DAVA HARÇ VE MASRAFLARI NELERDİR?

Nafaka artırım davası açılacağı zaman talepler doğrultusunda bazı harç ve masraflar ödenmektedir. Bu harç ve masraflar;

  • Başvuru Harcı (615,40 TL)
  • Gider Avansı (2.150,00 TL)
  • Peşin Harç (615,40 TL)
  • Tebligat Gideri (700,00 TL)
  • Vekalet Pulu ve Vekalet Harcı (225,50 TL)
  • Tanık varsa tanık gideri (100,00-150,00 TL)
  • Bilirkişi Ücreti (2.500,00 TL)
  • Keşif Gideri (4.361,50 TL) olarak sayılabilir. Bazı giderler dosyadan dosyaya farklılık gösterebilir. Örneğin dosyada tanık yoksa tanık için gider ödenmeyecektir.

NAFAKA ARTIŞ ORANINDA ANLAŞMA SAĞLANABİLİR Mİ?

Nafaka artırım davası, mevcut nafaka miktarının artırılması talebiyle nafaka alacaklısı tarafından açılan bir dava türüdür. Bu dava, nafaka alacaklısı ile nafaka yükümlüsü arasında nafaka artışı konusunda bir uyuşmazlık bulunduğunda mahkemeye başvurularak çözülmektedir. Ancak taraflar, her zaman mahkemeye gitmek zorunda kalmadan kendi aralarında anlaşarak bu tür bir uyuşmazlığı çözebilirler. Nafaka alacaklısı ile nafaka yükümlüsü, karşılıklı olarak nafaka artış oranı, nafakanın miktarı ya da nafaka ödeme yükümlülüğünün tamamen kaldırılması gibi konularda uzlaşmaya varabilirler.

Bu tür bir anlaşma, her iki tarafın da rızası ile yapıldığı takdirde hukuki olarak geçerli olacaktır. Örneğin, taraflar nafaka artış oranını belirli bir enflasyon oranına bağlayarak veya yıllık bir artış miktarında mutabakata vararak, mahkemeye gitmeye gerek kalmadan bu durumu çözüme kavuşturabilirler.

Bununla birlikte, yapılan anlaşmaların yazılı ve resmi bir şekilde düzenlenmesi önerilir. Özellikle, taraflar arasında yapılan bir protokol ya da noter tasdiki ile bu tür bir anlaşma kayıt altına alınabilir. Böylece, ileride doğabilecek olası uyuşmazlıkların önüne geçilmiş olur. Taraflar, bu süreçte bir avukattan hukuki destek alarak, yapılacak olan anlaşmanın hukuka uygun ve geçerli olmasını sağlayabilirler.

Sonuç olarak, nafaka artışı konusunda tarafların kendi aralarında uzlaşarak bir çözüm üretmesi mümkündür ve bu durum, mahkemeye başvurmaya gerek kalmadan daha hızlı ve pratik bir yol sunar. Ancak, her iki tarafın da haklarının korunması ve olası ihtilafların önlenmesi için yapılan anlaşmanın hukuki çerçeveye uygun şekilde düzenlenmesi önem taşır.

konya avukat iletişim
konya avukat iletişim

SIKÇA SORULAN SORULAR

Çocuk Nafakası Nasıl Artar?

Çocuk nafakası şeklinde de bilinen iştirak nafakası diğer nafakalar (tedbir nafakası, yardım nafakası, yoksulluk nafakası) gibi nafaka artırım davası açarak yükseltilebilir. Boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren velayet kendisinde bulunan taraf bazı şartların varlığı halinde çocuk nafakasının artırımını talep edebilir.

Nafaka Yükseltmek İçin Ne Yapmalı?

Nafaka yükseltmek için nafaka alacaklısı nafaka yükümlüsüne karşı aile mahkemesinde nafaka artırım davası açmalıdır. Bu hususta yetkili mahkeme nafaka alacaklısının bulunduğu yerleşim yeri mahkemesidir. Nafaka artırım davasında nafaka alacaklısı nafaka artırım için gerekçelerini mahkemeye sunar ve hâkim bu gerekçeleri değerlendirerek nafakanın gün koşullarına uyarlanmasına karar verir.

Nafaka Artırım Yüzde Kaçtır?

Nafaka artırım için kanunda öngörülen bir yüzde bulunmamaktadır. Bu hususta hâkime takdir yetkisi tanınmıştır. Hâkim ise genellikle TÜİK tarafından açıklanan ÜFE-TÜFE oranına göre nafaka artırım yüzdesi belirlemektedir. Bu hususta davacının talebinin ne olduğu da önem taşımaktadır. Mahkemeler bu hususta taleple bağlıdır. Mahkemeler davacının talebinden fazlasına hükmedilemez.

Nafaka Her Yıl Neye Göre Artar?

Nafaka dava dilekçesinde talep edilmesi şartına bağlı olarak dava sonucunda hakimin takdir ettiği oranda artar.  Önemle belirtmek gerekir ki bu husus davacının dava dilekçesinde her yıl artış istemesine bağlıdır. Davacı dava dilekçesinde her yıl artırım talep etmezse hakim her yıl artırıma karar vermeyecektir.

Nafaka Artış Oranı TÜFE’ye Göre Mi Hesaplanır?

Nafaka artış oranı hakkında mahkeme tarafından bir karar verilmişse mahkeme kararındaki ifadelere bakılması gerekir.  Bu tür durumlarda hâkim, genellikle dava dilekçesinde talep edilen artış oranları üzerinden, hakkaniyete ve yasaya uygun olarak karar verir. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında genelde ÜFE oranında artırım yapıldığını görmekteyiz.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2016/11305 E. 2016/11631 K. sayılı 17.10.2016 tarili kararı şu şekildedir:

 “TMK’nın 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.

Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.” şeklinde ifadelere yer verilmiştir.

Nafaka Artış Oranını Kim Belirler?

Nafaka artış oranını nafaka alacaklısı tarafından nafaka yükümlüsüne karşı nafaka artırım davası açılarak mahkemelerce belirlenebileceği gibi taraflar kendi aralarında anlaşarak da nafaka artış oranı tayin edebilmektedir.

Nafaka Artışı Her Yıl Otomatik Mi Yapılır?

Her yıl nafaka artışı, taraflarca boşanma davasında yahut daha sonrasında açılacak olan nafaka artırım davasında talep edilebilmektedir. Bu hususta dikkat edilmesi gereken husus tarafların talebinin olmasıdır. Türk Medeni Kanunu’nun 176. Maddesinin 5. fıkrasında bu husus hüküm altına alınmıştır. İlgili maddede “Hâkim, istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.” ifadelerine yer verilmiştir.

Nafaka Artışı Hangi Tarihten İtibaren Geçerli Olur?

Nafaka artırım davalarında nafaka artış oranı dava açılış tarihinden itibaren hüküm ifade eder. Nafaka artırım davası 01.01.2024 tarihinde açıldı ise ve hüküm 05.12.2024 tarihinde verildiyse de nafaka artışı dava açılış tarihi olan 01.01.2024 tarihinden itibaren hüküm ifade etmektedir.

Nafaka Artışı İçin Dava Açmak Gerekli Mi?

Nafakasının artırılmasını isteyen nafaka alacaklısı bu hususta yerleşim yeri aile mahkemesinde nafaka artırım davası açabileceği gibi nafaka yükümlüsü ile anlaşarak kendi aralarında bir oran da belirleyebilmeleri mümkündür.

Nafaka Artış Oranı Kararlaştırılmamışsa Ne Olur?

Boşanma kararı verilirken nafaka alacaklısının istemi üzerine gelecek yıllar için nafaka artış oranı kararlaştırılabilmektedir. Bu hususta nafaka alacaklısının istemi yok ise gelecek yıllar için nafaka artış oranı kararlaştırılamaz. Nafaka artış oranı kararlaştırılmamış ise nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesine başvurularak nafaka artış oranı kararlaştırılması talep edilebilmektedir.

Nafaka Artış Oranı Sabit Olarak Belirlenebilir Mi?

Nafaka artış oranı mahkemece yahut taraflarca da kararlaştırılabilir. Bu nedenle de taraflarca sabit bir oranda artırım da mümkündür. Örneğin taraflar anlaşarak nafakanın her yıl %30 oranında artırılmasını kararlaştırabilir.

Nafaka Artış Oranı Sözleşme ile Belirlenebilir Mi?

Nafakayı artırmak için 2 yol bulunmaktadır. Bunlardan biri nafaka alacaklısının nafaka yükümlüsüne karşı aile mahkemelerinde nafaka artırım davası açmasıdır. Bir diğer yol ise tarafların anlaşarak bir oran belirlemeleridir. Hukukumuzda sözleşme özgürlüğü ilkesi esastır. Bu nedenle tarafların diledikleri konularda sözleşme yapma serbestisi bulunmaktadır. Bu konulardan bir tanesi de nafaka artırım hususundadır. Taraflar aralarında yapacakları bir sözleşme ile nafaka artış oranı belirleyebilirler.

Nafaka Artış Oranı Uygulanmazsa Ne Yapılır?

İcra İflas Kanunu 344. Maddesine göre nafakaya ilişkin mahkeme kararlarını yerine getirmeyen nafaka yükümlüsünün şikâyet üzerine 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır.

Ayrıca belirtmek gerekir ki nafaka alacaklısı, nafaka yükümlüsünün nafakayı ödememesi durumunda icra takibi başlatarak nafakanın cebren tahsil edilmesini sağlayabilir.

Nafaka Artış Oranı İcra Takibine Konu Olur Mu?

Nafaka yükümlüsü kendisine yüklenen nafaka alacağını eksik öder, hiç ödemez yahut gecikmeli olarak öderse nafaka alacaklısı nafaka alacağını cebren icra yolu ile tahsil edebilir.

Nafaka Artış Oranı En Fazla Ne Kadar Olabilir?

Nafaka artış oranı taraflarca serbest olarak kararlaştırılabileceği gibi nafaka alacaklısının aile mahkemelerine başvurmak suretiyle nafaka yükümlüsüne karşı nafaka artırım davası açarak da belirlenebilmektedir.

Nafaka artırım davalarında mahkemeler davacının talebiyle bağlı olarak hakkaniyet ilkesi çerçevesinde sosyal ve ekonomik durum araştırması yaparak nafakayı gün koşullarına uyarlar. Bu hususta kanunumuzda bir üst sınır belirlenmemiştir. Mahkemelerce gerekli araştırmalar yapılarak hakkaniyet ilkesi uyarınca hakkaniyete uygun bir meblağ belirlenmektedir.

Nafaka Artış Oranı En Az Ne Kadar Olabilir?

Nafaka artırımı talebinin en temel şartı, tarafların ekonomik durumlarında önemli değişikliklerin olmasıdır. Bu değişiklikler, nafaka alıcısının daha fazla maddi desteğe ihtiyaç duyması veya nafaka yükümlüsünün gelirinin artması gibi sebeplerle gerçekleşebilir. İşbu sayılan sebepler nafaka alacaklısı tarafından ispat edilemez ise bu durumda hakkaniyet ilkesi gereğince nafaka artırım talebi reddedilebilmektedir.

Nafaka Artışı İçin Hangi Mahkemeye Başvurulur?

Nafaka artırmak için açacağımız davada görevli mahkemeler aile mahkemeleridir. Nafaka artırım davasında yetkili mahkeme ise nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesidir. Bu husus Türk Medeni Kanunu’nun 177. Maddesinde “Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında, nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.” şeklinde düzenlenmiştir.

Nafaka Artış Oranı Her Yıl Değişir Mi?

Nafaka artırım davalarında nafaka alacaklısının talebi üzerine gelecek yıllar için belirli oranda nafaka artışının gerçekleşebilmesi mümkündür. Bu hususta en önemli nokta nafaka alacaklısından bu talebin gelmesidir. Herhangi bir talep olmaksızın mahkemelerce nafaka artış oranının her yıl değişmesine karar verilmesi mümkün değildir.

Nafaka Artış Oranı Belirlenirken Enflasyon Dikkate Alınır Mı?

Ülkemiz ekonomisine etki eden enflasyon nedeniyle paranın alım gücünün düşmesi bir gerçekliktir. Boşanma davası sonucunda bağlanan nafaka enflasyonun etkisi ile alım gücünü yitirmektedir ve nafaka alacaklısı bu durumda zor duruma düşmektedir.

Nafakanın ödenme biçimi Türk Medeni Kanunu’nun 176. Maddesinde düzenlenmiştir. İşbu maddenin 4. ve 5. fıkralarında tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebileceği düzenlenmiştir. Aynı zamanda talep hâlinde nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabileceği de ifade edilmiştir. İşbu sayılan nedenlerin içerisine enflasyonu da dahil etmek mümkün görünmektedir. Çünkü enflasyon nafaka alacaklısının alım gücünü düşürmekte ve mali durumunun değişmesine yol açmaktadır.

Nafaka Artış Oranı Anlaşmalı Boşanmalarda Nasıl Belirlenir?

Anlaşmalı boşanmalarda taraflar nafaka miktarı üzerinde uzlaşabildikleri gibi aynı zamanda gelecek yıllarda nafakanın ne miktarda artacağını da belirleyebilmektedir. Anlaşma protokolünde nafaka miktarı belirlenmiş olup nafakanın gelecek yıllarda hangi oranda artacağı hususunda bir hüküm yok ise bu durumda nafaka alacaklısının nafaka yükümlüsüne karşı nafaka artırım davası açma hakkı saklı kalmaktadır.

Nafaka Artışı İçin Yeniden Mahkeme Açmak Gerekir Mi?

Nafaka artış oranı için taraflar arasında bir anlaşma yok ise bu durumda nafaka alacaklısının nafaka yükümlüsüne karşı aile mahkemelerinde nafaka artırım davası açması gerekmektedir.

Nafaka Artış Oranı Çocuk Sayısına Göre Değişir Mi?

Nafakanın miktarını etkileyen unsurlar;

  1. Çocuk sayısı ve çocuğun yaşı,
  2. Çocuğun sağlık durumu,
  3. Eğitimi ile ilgili şartlar,
  4. Çocuğun mali durumu,
  5. Anne ve babanın sosyal durumu,
  6. Anne ve babanın ödeme gücü, ödeme gücüne sahip olmaması durumunda çocuklara fiilen bakmış olup olmamasıdır.

Bu unsurlar yanında örneğin velayetin annede olduğu bir boşanma sonucunda babanın asgari ücretle çalıştığını düşünürsek tek çocuk olduğu zaman ödeyeceği nafaka miktarı ile 3 çocuk için ödeyeceği nafaka miktarı aynı olmayacaktır. Tek çocuk için yapılan %50 artış babanın maddi durumunu sarsmayacakken çocuk miktarı gözetilmeden 3 çocuk için ayrı ayrı %50 artış gerçekleştirildiğinde babanın nafakayı ödeme gücüne sahip olmaması durumunu ortaya çıkaracaktır. Bu nedenle nafaka artış oranında gözetilmesi gereken bir unsur da çocuk miktarıdır.

Nafaka Artış Oranı Artırılamazsa Ne Yapılır?

Nafaka artırım davasında nafaka alacaklısı davacı davasını ispatla mükelleftir. Davasını ispat edemezse nafaka artırım talebinin reddi gündeme gelecektir. Nafaka artırım davası reddedilirse kararın neden reddedildiği irdelenerek, karara itiraz edilebilir. İtiraz, Bölge Adliye Mahkemesi’ne yapılabilir.

Nafaka Artışı Oranı ÜFE Mi Tüfe Mi?

Nafaka artırım davalarında nafaka artış oranında davacının talebiyle bağlılık esastır. Yerleşik Yargıtay içtihatlarında ÜFE esas alınmıştır. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 30.11.2016 tarih 2016/9413 Esas ve 2016/13704 Karar sayılı kararında özetle; Davacının özel sektörde çalıştığı ve aylık olarak 2.200 TL maaş aldığı, kira ödediği, davalının ise fabrikada işçi olarak çalıştığı ve aylık 2.200 TL maaş aldığı ve kira ödediği tespit edilmiştir. Boşanmaya ilişkin davanın tarihinin 13.05.2011 olması nedeniyle, bu davanın açıldığı tarihte itibariyle arada 4 yıl geçmesi nedeniyle müşterek çocuğun büyümesi ve ihtiyaçlarının artması karşısında nafaka miktarının düşük kaldığı kanısına varılmıştır. Bu nedenle en azından TÜİK ‘in yayınladığı ÜFE artış oranında iştirak nafakasının artırılmasına karar verilmesi gerekirken, düşük artırıma karar verilmesi nedeniyle mahkemenin kararı bozulmuştur.

Nafaka Artırım Davası Ne Kadar Sürer?

Nafaka artırım davası süreci ülkemizde ilden ile değişiklik göstermektedir. Örneğin İstanbul gibi büyükşehirlerde ön inceleme duruşmaları 1 yıl sonraya atılabiliyorken nispeten küçük şehirlerde 1 ay sonraya duruşma günü verilebilmektedir. Nafaka artırım davası ortalama 3-11 ay arasında sürmektedir.

SONUÇ

Nafaka artırım davası, halihazırda ödenen nafaka miktarının artırılması amacıyla açılan bir davadır.  Nafaka artırımına ilişkin şartlar, özellikle nafaka miktarındaki değişiklik gerekliliği, nafaka alacaklısının mali durumu, nafaka borçlusunun gelir durumu gibi unsurlar göz önünde bulundurularak değerlendirilir.

Bu şartlar sağlanmadığı takdirde, nafaka artırım talebi reddedilebilir. Dava sürecinin usulüne uygun şekilde yürütülmesi, ilgili hukuki prosedürlere riayet edilmesi önemlidir. Aksi takdirde başvurunun reddedilmesi veya süreçte uzama meydana gelmesi olasıdır.

Bu tür teknik davaların başarılı bir şekilde sonuçlanabilmesi için, sürecin başından itibaren bir avukattan hukuki destek alınması faydalı olacaktır. Daha ayrıntılı bilgi almak için bizlere ulaşabilirsiniz.

YAZAN

Av. Elif KARA

PAYLAŞ
Zehra Özdipi
Zehra Özdipi
Makale: 175
WHATSAPP RANDEVU AL ARA