Adresimiz
Havzan, Yeni Meram Cd. Arı Sitesi No:55/2 F Blok, 42140 Meram/Konya
İletişim Bilgilerimiz
Adresimiz
Havzan, Yeni Meram Cd. Arı Sitesi No:55/2 F Blok, 42140 Meram/Konya
İletişim Bilgilerimiz

Yurt dışında boşanma kararının Türkiye’de tanınması için kanun ile getirilmiş belli şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde verilen hükmün Türkiye’de herhangi bir uygulanabilirliği bulunmamaktadır. Yabancı ülkelerin mahkemelerinde veya ilgili kurumlarında verilmiş olan kararların Türkiye sınırları içerisinde uygulanabilmesi için bu kararların Türk Mahkemelerinde tanınması, gerek duyulması halinde de tenfizinin yapılması gerekmektedir. Bu durum kural olmakla birlikte 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 27/A maddesinde farklı bir düzenlemeye yer verilmiştir.
‘’Yabancı ülke adlî veya idarî makamlarınca boşanmaya, evliliğin butlanına, iptaline veya mevcut olup olmadığının tespitine ilişkin olarak verilen kararlar; bizzat veya vekilleri aracılığıyla tarafların birlikte veya taraflardan birinin ölmüş ya da yabancı olması halinde Türk vatandaşı olan diğer taraf veya vekilinin tek başına başvurması, verildiği devlet kanunlarına göre konusunda yetkili adlî veya idarî makam tarafından verilmiş ve usulen kesinleşmiş olması ve Türk kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması şartlarıyla nüfus kütüğüne tescil edilir.’’
Burada da görüldüğü üzere evliliğe ilişkin boşanma, evliliğin butlanı, iptali veya mevcudiyetinin tespitinde yurt dışında yetkili kılınan merci tarafından bu kararların verilmiş olması halinde Türk Mahkemelerinde tanıma- tenfiz yoluna gidilmeksizin bu karar nüfus kütüğüne kaydedilebilir.
Burada gözetilen amaç tanıma- tenfiz sürecinde meydana gelebilecek olan aksaklıkların ve hak kayıplarının önlenmesidir.
Yabancı ülke mahkemeleri tarafından verilen kararların Türkiye’de hüküm ve sonuçlarını meydana getirebilmesi için Türk Mahkemeleri tarafından tanınması ve tenfizi gerekmektedir.
5718 sayılı Milletlerarası özel hukuk ve usul hukuku hakkında kanunun bu iki hususu düzenlemiştir. 50. Maddeye göre;
‘’ Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye’de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.’’ Burada dikkate alınan husus yabancı mahkeme kararının niteliğidir. Verilmiş olan karar icra edilmesi gereken bir kararsa bu durumda tenfiz işleminin yapılması gerekmektedir aksi takdirde Türkiye sınırları içerisinde verilen hükmün uygulanabilmesi söz konusu değildir.
İlgili kanunun 58. Maddesine göre;
‘’ Yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır.’’ Burada kararın icra edilebilirliğinden ziyade bu kararın hukuk aleminde bir değişiklik yapıp yapmadığı değerlendirilir.
Tanıma ve tenfiz kararları her başvurucu kişiye verilmemektedir. Kanunda bazı şartlar aranmıştır ve başvuru sırasında bu şartların bir arada var olması aranır.
Türkiye Cumhuriyeti ile ilâmın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilâmların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiilî uygulamanın bulunması.
İlâmın, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilâmın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı hâlde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmiş olmaması.
Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması.
O yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması.
Ülkeler arası karşılıklılık ilkesinin varlığı tanıma kararının verilmesinde aranmamaktadır.
Tanıma ve tenfiz işlemine konu edilecek işlemin yabancı ülke mahkeme kararı olması zorunludur ancak istisnai bazı hallerde yetkili kılınmış yabancı idari kurumlar tarafından verilen kararların da tanıma – tenfiz işlemi yapılabilmektedir.
Boşanma kararının nüfusa tescili Yabancı Ülke Adli veya İdari Makamlarınca Verilen Kararların Nüfus Kütüğüne Tescili Hakkında Yönetmelik kapsamında düzenlenmiştir.
Başvurular, kararın verildiği ülkedeki dış temsilciliklere, yurt içinde ise taraflardan birinin yerleşim yeri il müdürlüğüne; Türkiye’de yerleşim yeri yoksa Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Erzurum, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kayseri, Konya, Kahramanmaraş, Samsun, Siirt, Sivas, Trabzon, Şanlıurfa ve Van il müdürlüklerinden birine yapılır.
Bu başvurular taraflarca bizzat ya da vekilleri aracılığı ile yapılabilir. Tarafların boşanmanın nüfusa işlenmesi için birlikte başvurmalarına gerek yoktur ayrı ayrı başvuru yapabilirler ancak iki başvuru arasında 90 günden fazla süre geçmemiş olmalıdır. Bu tescil talebini gerçekleştirmek isteyen taraflardan biri ölmüş ise bu tescilden yarar sağlayacak olan kimseler başvuruda bulunabilir.
Konsoloslukta buna ilişkin başvuru yapılabilmesi için;
Konsolosluktan ‘’nüfus’ ’başlığı altında randevu alınmalıdır.
Boşanmaya ilişkin evrak ya da bunun yeminli tercümesi gerekmektedir.
Konsolosluk tarafından her iki eşin de imzalayacağı bir evrak oluşturulur bu evrakı her iki eşin de imzalaması ile Türkiye’de geçerli olacaktır.
Tarafların her ikisi de bizzat, kanuni temsilcileri ya da vekilleri aracılığıyla başvurabilir. Başvuru esnasında tarafların yetkili merci huzurunda birlikte hazır olmaları zorunlu değildir. Taraflar başvurularını aynı anda birlikte veya ayrı zamanlarda yapabilirler. Müracaat aynı anda yapılmadıysa, diğer taraf 90 gün içinde aynı başvuru makamına başvurmalıdır.
Taraflardan birinin ölmüş ya da yabancı olması halinde;
Tarafların vekilleri aracılığıyla başvurmaları halinde, vekilin, ayırt etme gücüne sahip gerçek kişi olması gerekmektedir. Vekil, taraflardan biri olabileceği gibi avukat veya hısım olması mümkündür.
Tarafların Türkiye’de devam eden ve/veya reddedilmiş boşanma veya tanıma-tenfiz davasının bulunmaması gerekmektedir.
Daha önce Türkiye’de boşanma veya tanıma-tenfiz davası açılmış ve kapatılmış ise, “Davanın açılmamış sayılması’’na ilişkin Mahkeme Kararının ıslak imzalı örneğinin başvuru sırasında ibraz edilmesi gerekmektedir.
Türk vatandaşlığının yanı sıra yabancı ülke vatandaşlığı bulunan tarafın, kendi ülke başkonsolosluğunda durumu “Vatandaşlık Servisi” ne bildirmesi gerekmektedir.
Taraflardan birinin ya da vekillerinin yabancı uyruklu olması ve Türkçe bilmemesi halinde, başvuru anında Başkonsolosluğumuz Yeminli Tercümanlar Listesinde kayıtlı bir tercümanın hazır bulunması gerekmektedir.
Tanıma ve tenfiz davası yabancı ülke mahkemesinden ya da idari kurumundan alınan kararın Türkiye’de sonuç doğurabilmesi ve icra hükmü içeriyor ise bunun uygulanabilmesi için gereklidir. Maddi ve şekli anlamda kesin hüküm teşkil eden mahkeme kararları için bu davaya başvurulabilir.
Bu dava yoluna gidilebilmesi için belirli bazı şartların sağlanması gerekmektedir. Öncelikle bir mahkeme ilamı ya da yetkili idari kurumdan alınan bir karar olmalıdır ve bu karar ilgili yabancı ülke hukukuna göre maddi ve şekli anlamda kesinleşmiş olmalıdır. Aynı zamanda bu kararın verilmiş olduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık esasına dayanan bir süreç olmalıdır. Bu karşılıklılık anlaşma, fiili hareket ya da ilgili ülkenin kanunları ile belirlenebilir.
Yabancı ülke tarafından verilmiş olan karar Türk kamu düzenine aykırı olmamalıdır.
İlgili kararın verilmiş olduğu konu Türkiye’nin münhasıran yetkili olduğu bir alanda bulunmamalıdır. Aynı zamanda her iki tarafa da dava konusu ettikleri olguya ilişkin açıklama yapma şansı eşit şekilde sağlanmış olmalıdır.
Bu şartların varlığı halinde taraflardan herhangi biri Türk Mahkemelerine istisnai durumlarda da nüfus müdürlüklerine başvuruda bulunabilir.
Tenfiz istemine ilişkin dilekçe, duruşma günü ile birlikte karşı tarafa tebliğ edilir. İhtilafsız kaza kararlarının tanınması ve tenfizi de aynı hükme tâbidir. Hasımsız ihtilafsız kaza kararlarında tebliğ hükmü uygulanmaz. İstem, basit yargılama usulü hükümlerine göre incelenerek karara bağlanır.
Karşı taraf ancak bu bölüm hükümlerine göre tenfiz şartlarının bulunmadığını veya yabancı mahkeme ilâmının kısmen veya tamamen yerine getirilmiş yahut yerine getirilmesine engel bir sebep ortaya çıkmış olduğunu öne sürerek itiraz edebilir.
Tanıma ve tenfiz davasının açılma nedeni yabancı ülke mahkemelerinden veya yetkili idari mercilerden alınan kararların Türkiye’de hukuki işleme konu edilebilmesini, karar icra hükmü içeriyor ise bunun uygulanmasını sağlamaktır.
Tanım ve tenfiz kararı verilirken Türk Mahkemelerinin kamu düzenine açıkça aykırılık olmadığı sürece verilmiş olan kararı inceleme yetkisi yoktur.
Bu konuya ilişkin 2010/1 E. 20112/1 K. Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu tarafından verilen kararda Mülga 2675 sayılı Kanun ve bu Kanun’u yürürlükten kaldıran 5718 sayılı Kanunda yabancı bir mahkeme tarafından “hukuk davalarına ilişkin olmak üzere verilmiş” ilamların tenfiz edilebileceği, ayrıca ceza ilamlarının “kişisel haklarla ilgili hükümlerinin” de tenfize tabi bulunduğu kabul edilmiştir.
Şu halde “maddi hukuka” ait talepler hakkında verilmiş bulunan her türlü yabancı mahkeme kararları, tenfiz kararı verilebilecek kararlardır. Yabancı devletin usul hukukuna tabii olarak verilmiş olan bir mahkeme kararının, mahkeme ilamı niteliğinde olup olmadığı ve kesinleşme şartları, hiç şüphesiz ki münhasıran kararın verildiği ülkenin usul hukuka göre tayin ve tespit olunur.
Tenfiz hâkiminin yabancı mahkeme ilamının maddi hukuk bakımından doğruluğunu inceleme ve değerlendirme yetkisi yoktur. Bu yasak çerçevesinde, tenfiz hakiminin ilamda mevcut olan bir gerekçeyi inceleyip değerlendirmesi de söz konusu olamaz. İlamda bir gerekçenin bulunması veya bulunmaması ilamda yer alan hükmün kamu düzenine aykırılığını belirlemede önem taşımamaktadır. Tenfizi talep edilen yabancı mahkeme ilamında Türk Usul Hukuku’nun anladığı anlamda bir gerekçenin bulunması ya da bulunmaması Türk Kamu düzeninin müdahalesi bakımından tenfiz için ne etkilidir ne de gereklidir. Anayasanın 141. maddesinin yargılama usulüne ilişkin olarak koyduğu ilkelerin, münhasıran Türk Mahkemeleri için geçerli olacağı açık ve tartışmasız kabul edilen bir belirlemedir.
Kısacası tanıma- tenfiz davasında görevli hakim mahkeme kararının ilam niteliği taşıyıp taşımadığını, kararın maddi ya da şekli olarak kesinleşme durumunu yabancı mahkeme ilanının verildiği ülke hukukuna göre değerlendirilmelidir. İçerik olarak hakimin bakması gereken kısım verilmiş olan mahkeme kararının Türk Kamu Düzenine aykırı olup olmadığı durumudur.
Nüfus Hizmetleri Kanununun 27/A maddesine göre Yabancı ülke adlî veya idarî makamlarınca boşanmaya, evliliğin butlanına, iptaline veya mevcut olup olmadığının tespitine ilişkin olarak verilen kararlar tanıma tenfiz kararı olmaksızın nüfusa işlenmektedir.
Yabancı mahkeme ya da idari merci kararı yabancı ülke hukukuna göre kesinleşmiş olmalıdır.
Kararda ‘’boşanma’’ kararı olduğu belirli olmalıdır.
Apostil belgesi bulunmalıdır.
İlgili ilam yeminli tercüman tarafından tercüme edilmeli ve bu belge noter ya da konsolosluk tarafından onaylanmış olmalı.
Yurt dışında gerçekleştirilmiş olan boşanmanın Türk Hukuk Sistemine göre uygulanabilirlik taşıması için tanıma – tenfiz prosedürünün yapılması ya da nüfusa kayıt işleminin gerçekleştirilmiş olması gerekmektedir.
Nüfus Hizmetleri Kanununun 27/A maddesine göre Yabancı ülke adlî veya idarî makamlarınca boşanma kararı bizzat veya vekilleri aracılığıyla tarafların birlikte veya taraflardan birinin ölmüş ya da yabancı olması halinde Türk vatandaşı olan diğer taraf veya vekilinin tek başına başvurması (bu değişiklik 25.03.2020 tarihinden sonra gelmiştir.), verildiği devlet kanunlarına göre konusunda yetkili adlî veya idarî makam tarafından verilmiş ve usulen kesinleşmiş olması ve Türk kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması şartlarıyla nüfus kütüğüne tescil edilir.
Yargıtay komisyon kararı, yabancı mahkeme kararında yer alan velâyet, iştirak nafakası, çocuk ile kişisel ilişki kurulması, mal rejimi ve tazminat gibi tenfize konu olan hükümler bakımından sonuç doğurmayacağı için ilgili kararın bu yönlerden hüküm doğurması kararın 5718 sayılı Kanun hükümleri uyarınca tanınmasına veya tenfiz edilmesine bağlıdır. Kural olarak tanıma ve tenfiz açılacak bağımsız bir dava ile istenebilir. Bu dava sonucu tanıma veya tenfiz kararı verilmesiyle birlikte yabancı mahkeme kararı, mahalli mahkeme kararı kuvvet ve niteliğini kazanır.
İcra edilmesi gereken nafaka, velayet gibi hususları içeren kararlar için tanıma – tenfiz yoluna gidilmesi mecburidir. Aksi takdirde bu hükmün Türkiye sınırları içerisinde yerine getirilmesi mümkün değildir.
Yurt dışındaki mahkemelerden ya da idari birimlerden alınmış olan boşanma kararının tescili için istene belgeler şu şekildedir:
Konsolosluk ya da noterde kayıt işlemini gerçekleştirmek istiyorsanız;
Tanıtılması istenilen kararla ilgili Türk mahkemelerince daha önce verilmiş ve kesinleşmiş mahkeme kararı varsa aslı veya noter onaylı fotokopisi.
Tanıtılması istenilen kararla ilgili Türk Mahkemelerinde halen devam eden bir dava yahut tanımanın Türk Mahkemelerince evvelce reddedildiğine dair bir kararın bulunmadığı yönünde alınacak belge (Başvuru sırasında Başkonsoloslukca temin edilecektir.).
Başvuru formu (Başvuru sırasına başkonsolosluk tarafından düzenlenecektir)
Tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme asliye mahkemesidir. Aile hukukuna ilişkin tanıma ve tenfiz davaları Aile Mahkemelerinde açılabilmektedir. Aile Mahkemesi kurulmamış olan bölgelerde ise Asliye Hukuk Mahkemesi bu davaya bakmakla görevlidir. Bu dava kapsamında vekil görevlendirilebilmektedir. Türk Hukuk Sistemine göre herhangi bir hak kaybı yaşamamak için bir avukat ile çalışmak tavsiye edilmektedir. Bu durumda avukatınız vermiş olduğunuz vekaletname ile birlikte işlemlerinizi kolay ve hızlı bir şekilde yerine getirecektir.
Tanıma – Tenfiz davaları için eğer vekille temsil edilmek istiyorsanız avukatınıza vekaletname çıkmanız gerekmektedir. Bu vekaletname kapsamında notere özellikle bu hususu belirtmelisiniz çünkü bu davalar özel yetki kapsamındadır.
Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları tayin eder. Ancak tanıma ve tenfiz için özel yetki alanı tayin edilmiştir.
Yabancı ülke mahkeme kararları kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye’deki yerleşim yeri, yoksa sakin olduğu yer mahkemesinden, Türkiye’de yerleşim yeri veya sâkin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinden istenebilir.
Tanıma ve Tenfiz davasına ilişkin alınması öngörülen harçlar, Harçlar Kanunu madde 4 hükmünde düzenlenmiştir. ‘’ Yabancı bir mahkeme tarafından verilen ilamların tenfizi için açılacak davalardan, bu ilamlarda hükmolunmuş şeyin değeri, nevi ve mahiyetine göre (1) sayılı tarife gereğince harç alınır’’ Eğer yabancı mahkeme kararı bir eda hükmü niteliğinde ise maktu (belirli) harç alınacaktır. Eğer hükmün içeriği bir bedel ile ifade edilebiliyor ise nisbi (değişkenlik gösteren) harç alınacaktır.
Aynı zamanda Türk Mahkemelerinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır.
Mahkeme, dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutar.
Türk Mahkemelerinde tanıma ve tenfiz davası açan Türk Vatandaşları teminat konusunda Hukuk Muhakemeleri Kanununa tabiidir. Buna göre;
Aşağıdaki hâllerde davalı tarafın muhtemel yargılama giderlerini karşılayacak uygun bir teminat gösterilir:
Davanın görülmesi sırasında teminatı gerektiren durum ve koşulların ortaya çıkması hâlinde de mahkeme teminat gösterilmesine karar verir.
Mecburi dava ve takip arkadaşlığında teminat gösterme yükümlülüğü, bu yükümlülüğün tüm davacılar bakımından mevcut olması hâlinde doğar.
Bu duruma ek olarak da bazı hallerde davacı taraftan teminat istenmemektedir. Bu durumlar da açıkça kanunda sayılmıştır.
Aşağıda sayılan hâllerde teminat istenemez:
Her iki taraf da bir avukat ile anlaşarak vekil tayin etmişlerse bu durumda süreç oldukça hızlı işleyecektir. Yaklaşık 1-3 ay içerisinde ilgili karar alınabilecektir. Ancak taraflar kendileri bu dava sürecini yönetmek isterse yargılama durum ve koşullara göre 1 yıla kadar da uzayabilmektedir.
Zamanaşımı; yasanın belirlediği koşullar altında bir sürenin geçmesi üzerine bir hak kazanma ya da bir yükümden kurtulma yoludur.
Yurt dışında boşanmış olan kişilerin bu kararı Türkiye’de tanıma – tenfiz davasına konu edebilmeleri için bir zamanaşımı süresi yoktur.
Hukuk Genel Kurulunun 2022/1205 E. 2023/1188 K. Sayılı kararına bakacak olursak;
Bu kararda tarafların 27.07.1993 tarihinde evlendiklerini, ortak iki çocuklarının bulunduğunu, eşlerin yaşadıkları anlaşmazlık nedeniyle Almanya Ülkesi Krefeld Mahkemesinin 16.01.2007 tarihli ve 65 F 135/05 sayılı kararı ile boşandıklarını, ilgili yabancı mahkeme kararının Seydişehir Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinin 2013/284 Esas ve 2014/315 Karar sayılı kararı ile tanınma ve tenfizine karar verildiğini, kararın 28.09.2015 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir.
Burada tartışma konusu yapılan husus evlilik birliği içinde edinilen malların tasfiyesine ilişkin davada zamanaşımı 10 yıl olarak ele alınmıştır ancak bu sürenin hangi tarih esas alınarak hesaplanacağına ilişkin karışıklık meydana gelmiştir.
Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un “Kesin Hüküm ve Kesin Delil Etkisi” başlıklı 59 uncu maddesi “Yabancı ilâmın kesin hüküm veya kesin delil etkisi yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade eder” şeklinde hüküm altına alınmıştır. Bu hükümle, yabancı mahkemeye ait ilâmın kesin hüküm veya kesin delil etkisinin yabancı mahkeme kararının tanınmasından itibaren değil, tanımaya konu yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren etkisini göstereceği kabul edilmiştir.
6098 sayılı Kanun’un 153/3 üncü maddesi ile evlilik devam ettiği sürece eşlerin diğerinden olan alacakları hakkında zamanaşımı süresinin işlemeye başlamayacağı düzenleme altına alınmıştır. Ancak evliliğin sona erdiği kesin hükme bağlandığı andan itibaren alacak varsa, zamanaşımı işlemeye başlar. Eşler; her ne kadar yabancı mahkeme kararının Türk Mahkemelerince tanınmasına karar verilene kadar Türk hukukuna göre evli görünseler de, yenilik doğurucu karar niteliğinde olan boşanma kararının tanınması ile boşanmaya bağlı hukuki sonuçlar, kararın verildiği andan itibaren doğmuş olurlar.
Yargıtayın istikrarlı şekilde devam eden uygulamasına göre mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle … alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler arasındaki mal rejiminin sona ermesi gerekmektedir. Mahkemece evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hâllerinde mal rejimi, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere sona erer (4721 sayılı Kanun md. 225/2)
Eşler arasındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının zamanaşımı süresinin başlangıcında, yabancı mahkeme ilâmının kesinleşme tarihinin esas alınması gerekmektedir.
Kısaca açıklayacak olursa Yargıtay bu kararında eşler arasında mal tasfiyesi için açılacak davanın zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğunu belirtmiş ve bu zamanaşımı süresinin yabancı mahkeme kararının kesinleşmesi ile başlayacağını kabul etmiştir. Bu nedenle taraflar süre nedeniyle sorun yaşamak istemezlerse Türk mahkemelerince verilen boşanma kararı ya da yabancı bir ülkede verilen boşanma hükmünün tanınmasına ilişkin kararın kesinleşmesinden önce mal rejiminin tasfiyesine yönelik dava açıldığı takdirde; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında yer alan davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir ve 6100 sayılı Kanun‘un 30 uncu maddesi hükümlerinde öngörülen usul ekonomisi uyarınca dava ret edilmeyip, derdest boşanma ya da yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınmasına ilişkin davanın sonucunun beklenmesi, dava dosyasının bekletici mesele yapılması söz konusu olacaktır.
Yurt dışında alınmış olan boşanma kararının Türkiye’de geçerli olabilmesi için bu kararın Türk Mahkemelerinde usulüne uygun tanınması ve tenfizi gerekir. Boşanma kararları için farklı olarak Nüfus Hizmetleri Kanunu Madde 27/A’da farklı bir düzenleme de yer almıştır. Bu hükme göre Yabancı ülke adlî veya idarî makamlarınca boşanmaya, evliliğin butlanına, iptaline veya mevcut olup olmadığının tespitine ilişkin olarak verilen kararlar,
Nüfus kütüğüne yapılacak bu tescili yurt dışında kararın verilmiş olduğu ülkedeki dış temsilcilikler, yurt içinde ise Bakanlık tarafından belirlenen nüfus müdürlükleri tarafından yapılır.
Almanya’da alınmış olan mahkeme kararının Türkiye’de geçerli olabilmesi için Türk Mahkemeleri tarafından tanınıp tenfiz edilmesi gerekmektedir. Tanınan hüküm Türk Hukukunda kesin delil veya kesin hüküm özelliği taşıyacaktır. Tenfiz işlemi ise icra edilebilir konumdaki hükmün Türkiye’de icra edilmesini sağlamak için alınmalıdır.
Almanya´nın Türkiye´deki dış temsilcilikleri Almanya´dan nüfus kayıt örneği, ikamet belgesi, mahkeme kararı veya Apostil temini konusunda yardımcı olamazlar.
Bu konuya ilişkin müracaat edebileceğiniz yerler şu şekildedir;
Hangi makama müracaat etmeniz gerektiğini ise tasdik ettirmeniz gereken belgeyi düzenleyen makamdan öğrenebilirsiniz. Genellikle Almanya Federal Cumhuriyetinde bu şerhi mahkemeler, valilik ve belediye vermektedir.
Yurt dışında evlenmiş olan bir kişi Türkiye’de boşanma davası açabilmektedir. Bu durumda Milletlerarası Özel Hukuk Kanunu madde 14 hükmünde uygulanacak hukuka ilişkin düzenlemeye gidilmiştir.
Boşanma ve ayrılık sebepleri ve hükümleri, eşlerin müşterek millî hukukuna tâbidir. Tarafların ayrı vatandaşlıkta olmaları hâlinde müşterek mutad mesken hukuku, bulunmadığı takdirde Türk hukuku uygulanır. Boşanmış eşler arasındaki nafaka talepleri, ayrılık ve evlenmenin butlanı hâlinde, boşanmada velâyet ve velâyete ilişkin sorunlara da uygulanacak hukuk bu şekilde göre belirlenecektir.
Geçici tedbir taleplerine Türk hukuku uygulanır.
Boşanma kararları mahkemeler tarafından verilebileceğinden, Apostil şerhi Ağır Ceza Mahkemesi kuruluşu olan merkezlerdeki Adalet Komisyonu Başkanlıklarından alınmalıdır.
Yurt dışında yaşayan bir kişi de Türk Mahkemelerinde dava açabilmektedir ama bu süreç oldukça karmaşıktır ve özellikle tebligat aşamasında aksamalar yaşanabilecektir. Bu nedenle süreci Türkiye’de çalışan ve bilgi, tecrübesine güvendiğiniz bir yabancılar hukuku avukatı ile yürütmek her açıdan sizlerin faydasına olacaktır.
Boşanma kararı belgesi Türkiye’de tanınıp tenfiz edildiyse bir dava olduğu için UYAP Vatandaş Portal üzerinden görülebilecektir. Yabancı ülke mahkemelerinde boşanma durumunda da ilgili birimlerden bu belge elde edilebilir.
Öncelikle yabancı ülkeden herhangi bir belgenin geçerliliğini tasdiklemek için yetkili kurum ve kuruluşlardan apostil şerhi alınmaktadır. Apostil konsolosluktan alınmaz. Noter onayı olmaksızın apostil şerhi kabul edilmeyecektir. Noter onayının yapılmadığı yerlerde ilgili ülkenin konsolosluğuna başvuru yapılması gerekecektir.
Hayır, apostil şerhi konsolosluktan alınamaz. Apostil tasdikinin olmadığı ülkelerde ilgili belgelerin geçerliliği ülkenin konsolosluğuna başvurarak gerçekleşir.
Türkiye’de bir kişinin boşanmış sayılabilmesi için bu durumun Türkiye’de nüfus kütüğüne işlenmesi gerekmektedir. Nüfus kütüğüne işlenmesi için taraflar tanıma- tenfiz davası açabilir ve bunun sonucunda alınan karara göre nüfus müdürlüğüne başvurarak bu kaydı sağlayabilir ya da doğruca nüfus müdürlüğüne ya da Türkiye konsolosluğuna başvurarak bu kayıt gerçekleştirilebilir.
Eğer kararın Türkiye’de kesin hüküm veya kesin delil niteliğinin olmasını ya da icra edilebilirlik özelliğini sağlamasını istiyorsanız bu kararı Türk Mahkemelerine başvurarak tanıma tenfiz davası prosedüründen geçirmeniz gerekmektedir.
Yurt dışında boşanan bir kişi, Türkiye’de tekrar boşanma davası açamaz. Ancak, yurt dışında verilen boşanma kararının Türkiye’de tanınması veya tenfizi için dava açması gerekir. Bunun nedeni, yurt dışında verilen bir mahkeme kararının Türkiye’de doğrudan geçerli olmamasıdır.
Yurt dışında alınmış kararların Türkiye’de uygulanabilmesi için tanıma ve tenfiz davasının açılmış olması gerekmektedir.
Yabancı mahkeme tarafından verilen boşanma kararının aslı veya onaylı bir sureti gereklidir.
Kararın kesinleşmiş olması gerekir. Bu kesinleşme durumu yabancı ülkenin usul hukukuna göre belirlenmektedir.
Yabancı mahkeme kararının kesinleştiğini ve hukuken geçerli olduğunu gösteren “apostil şerhi” alınmalıdır.
Apostil şerhi, Lahey Konvansiyonu’na taraf ülkelerden alınmış kararlar için geçerlidir. Apostil şerhi olmayan ülkelerde bu belge, mahkeme ya da konsolosluk aracılığıyla alınabilir.
Yabancı mahkeme kararının Türkçe çevirisi yeminli tercüman tarafından yapılmalı ve noter onaylı olmalıdır.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için kimlik kartı veya nüfus cüzdanı fotokopisi, yabancılar için de pasaport veya kimlik fotokopisi alınmalıdır. Bu fotokopilerin noterde onaylanması gerekmektedir.
Eğer avukatınız varsa tanıma ve tenfiz davaları özel yetki kapsamındadır. Bu nedenle noterde düzenlenen vekaletnamede mutlaka bu konuda yetkilendirilme yapılmalıdır.
Türk hukukunda belirli istisnalar dışında avukat ile temsil zorunluluğu yoktur ancak yabancı ülkede yaşayan ya da Türkiye’de hukuk sistemine hâkim olmayan bir kişinin bu süreci sağlıklı şekilde ilerletmesi çok mümkün değildir. Bu nedenle bir yabancılar hukuku avukatından destek alabilirsiniz.
Tanıma ve tenfiz davaları için ödenecek harçlar, Harçlar Kanunu madde 4’te düzenlenmiştir. ‘’Yabancı bir mahkeme tarafından verilen ilamların tenfizi için açılacak davalardan, bu ilamlarda hükmolunmuş şeyin değeri, nevi ve mahiyetine göre (1) sayılı tarife gereğince harç alınır.’’ Aynı zamanda yabancılar, Türkiye’de mutat meskeni olmayan Türk vatandaşı, davacının daha önceden iflasına karar verilmiş, hakkında konkordato veya uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırma işlemlerinin başlatılmış bulunması; borç ödemeden aciz belgesinin varlığı gibi sebeplerle, ödeme güçlüğü içinde bulunduğunun belgelenmesi durumlarında davacı tarafın teminat yatırması gerekmektedir.
Tanıma tenfiz davaları açılmaz ise yurt dışında alınan mahkeme kararı Türkiye’de geçerliliği olmaz. Yurt dışında alınan boşanmaya ilişkin mahkeme kararı Türkiye’de tanıma- tenfiz işlemine tabi tutulmamışsa ya da nüfusa kaydedilmemişse kişi tekrar evlenemez. Öncelikle mevcut görünen evliliğini sonlandırdığını kanıtlaması gerekmektedir.
Yurt dışından alınan boşanma kararının Türkiye’de nüfus kaydına işlenebilmesi için yurt dışında konsolosluğa yurt içinde de bakanlık tarafından belirlenen nüfus müdürlüklerine başvuruda bulunmak gerekmektedir.
Eşler arasında mal tasfiyesi için açılacak davanın zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğunu belirtmiş ve bu zamanaşımı süresinin yabancı mahkeme kararının kesinleşmesi ile başlayacağını kabul etmiştir. Bu nedenle taraflar süre nedeniyle sorun yaşamak istemezlerse Türk mahkemelerince verilen boşanma kararı ya da yabancı bir ülkede verilen boşanma hükmünün tanınmasına ilişkin kararın kesinleşmesinden önce mal rejiminin tasfiyesine yönelik dava açıldığı takdirde; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında yer alan ‘’ Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir.’’ İfadesi ve 6100 sayılı Kanununda öngörülen usul ekonomisi uyarınca dava reddedilmeyip, derdest boşanma ya da yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınmasına ilişkin davanın sonucunun beklenmesi, dava dosyasının bekletici mesele yapılması söz konusu olacaktır
Çifte vatandaşlık durumu söz konusu olsa bile mahkeme kararlarının Türkiye’de uygulanabilmesi için bu kararın Türk Mahkemelerinde tanıma ve tenfiz davasına konu edilmesi ve kesinleşmiş bir mahkeme kararı ile sabitlenmesi gerekmektedir.
Yurt dışında alınmış boşanma kararında düzenlenen velayet hükmünün yerine getirilebilmesi için Türk Mahkemelerinde bu kararın tanınması ve tenfizi gerekmektedir.
Boşanma kararının nüfus kütüğüne kaydedilebilmesi için noter onaylı yeminli tercümesi ile başvuruda bulunulması germektedir.
Yurt dışında alınan boşanma kararında tazminata hükmedilmiş ise bu icra edilebilir bir hükümdür. Bu nedenle Türkiye’de de uygulanabilirlik kazanabilmesi için Türk Mahkemelerinde tanınması ve tenfizi gerekir.
Hayır, usulüne uygun bir şekilde düzenlenen özel yetki içeren noter onaylı vekaletname ile siz davaya katılmasanız bile avukatınız sizi temsil edebilecektir.
Sadece yabancı mahkeme kararının varlığı değil bu kararın yabancı ülke hukukuna göre kesinleşmesi de gerekmektedir. Aynı zamanda bu mahkeme kararı apostil şerhi ile onaylanmalı ve yeminli bir tercüman tarafından Türkçeye çevrilerek noterde onaylanmalıdır.
Hayır, Türkiye’de olmayan bir kişi için de bu dava yürütülebilir. Önem arz eden kısım tebligat kısmıdır eğer bir sorun yaşanırsa son çare olarak ilan yoluyla tebligat yoluna başvurulur.
Tüm bu değerlendirmelere bakıldığında Türkiye’de hukuk sisteminin karmaşık ve detaylı olması kişilerin ilerleyen süreçlerde hak kaybı yaşamasının önünü açmaktadır. Bu nedenle işinde uzman bir avukat ile çalışmak taraflar açısından olumlu sonuçlar meydana getirecektir.
Özdipi Hukuk olarak deneyimli kadromuz ile birlikte sizlere danışmanlık hizmeti vermek için çalışıyoruz.