ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİK NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI

Şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma, eski Medeni Kanunu’nun 134.maddesinde yer alarak; genel boşanma sebepleri arasında kanun koyucu tarafından belirtilmiştir. Şu an Türk Medeni Kanunu’nun 166.maddesinde “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” olarak şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma sebebi düzenlenmektedir.

Şiddetli geçimsizlik, eşlerin birbirleriyle olan bağlarının ciddi şekilde zayıflaması ve ortak yaşamı sürdürebilme olanaklarının sona ermesidir. Evlilik, çiftlerin birlikte uyum içinde yaşaması üzerine kuruludur. Büyük anlaşmazlıklar ile psikolojik veya duygusal yaralar gibi sebeplerle bu uyumun bozulduğu takdirde, evlilik artık devam edilemez bir duruma gelir. Bu durumda, eşlerden her biri evliliğin sonlanması için boşanma davası açma hakkına sahip olmaktadır.

Bu sebebe dayanarak boşanma davası açılması halinde iki tarafın da kusurlu ya da kusursuz olmasının boşanma davasına etkisi yoktur. Kusur oranı bakımından davacı daha fazla kusurluysa davalının itiraz hakkı bulunmaktadır.

Şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası” konusu yazının devamında detaylandırılacak ve konuyla ile ilgili soru işaretlerine değinilecektir.

ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİK NEDİR?

Şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası, evlilik birliğinin taraflar arasındaki uyumsuzluk, anlaşmazlıklar veya evliliğin temel değerlerinin kaybı sonucu sarsılması durumunda açılan bir dava türüdür. Şiddetli geçimsizlik, en yaygın boşanma sebeplerinden biridir. Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesine göre, taraflardan birinin evliliği sürdürmesinin artık mümkün olmadığı durumlarda bu dava açılabilmektedir.

Karşılıklı sevgi, saygı ve sadakat gibi evliliğin temel unsurlarının yok olması, şiddetli geçimsizliğe yol açarak evliliği sürdürülemez hale getirir. Bu durumda boşanma talebinde bulunan taraf, evliliğin devamının imkânsız olduğunu kanıtlamak zorundadır.

ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİK NEDENİYLE BOŞANMA ŞARTLARI

Şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma şartları bakımından anlaşmalı boşanma üzerinden şartları incelemek gerekirse;

Anlaşmalı boşanma, eşlerin karşılıklı olarak boşanmayı kabul ettiği ve evliliklerinin sona erdiğini kabul ettikleri bir boşanma türüdür. Türk Medeni Kanunu md.166/3’e göre, bu tür boşanma için “evlilik en az bir yıl sürmeli, eşler boşanma konusunda anlaşmalı olmalı ve mali ile çocuklarla ilgili düzenlemeler yapılmış olmalıdır.” Hâkim, tarafları dinleyip anlaşmanın doğru olduğundan emin olduktan sonra boşanma kararı verir.

Şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası her zaman anlaşmalı olmaz. Uygulamada bu tarz davaların genellikle çekişmeli olduğu görülmektedir. Zira şiddetli geçimsizlik nedeniyle anlaşmalı boşanma davası açılması için tarafların yalnızca boşanma hususunda anlaşması değil, boşanma davasının açılması ve sonuçları bakımından da anlaşmaları gerekmektedir. Örneğin taraflar boşanma konusunda anlaşmış, fakat velayet, nafaka gibi sonuçlarda anlaşamamışlarsa da dava çekişmeli hale gelecektir. Bu durumda 1 yıllık bekleme süresi şartı aranmaz. Şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası açılabilir.

ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİK NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI AÇILABİLECEK DURUMLAR

Şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası açılabilecek durumlar kanunen belirtilmemiştir. Dolayısıyla Yargıtay içtihatlarından yola çıkarak bulabilmekteyiz. Şayet bazı haller vardır ki eşler arasındaki geçimsizliğe sebep vereceği aşikardır. Bu durum, eşlerin kusuruyla olabileceği gibi kusur olmadan da yaşanılabilir. Yargıtay kararlarından yola çıkarak şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası açılabilecek durumları kısaca şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Eşler birbirine sürekli hakaret ediyor ise
  • Farklı odalarda yaşamayı tercih ediyorlar ise
  • Birbirleriyle konuşmadan yaşıyorlar ise
  • Cinsel ilişkiyi tamamen kesmişler ise
  • Sadakatsizlik var ise
  • Onur kırıcı söz ve davranışlar yaşanıyorsa,
  • Kötü alışkanlıklar (örneğin alkol, madde bağımlılığı) mevcutsa.
  • Şiddet içeren davranışlar söz konusuysa.

ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİK NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI NASIL AÇILIR?

Şiddetli geçimsizlik nedeniyle açılan boşanma davalarında, davacının kusursuz veya daha az kusurlu olma şartı aranmaz. Daha fazla kusurlu olan eş de dava açabilir, ancak tamamen kusurlu olan eş, kusursuz eş aleyhine dava açamaz. Davalının az da olsa kusuru varsa, daha kusurlu eşin davacı olma hakkı doğar.

Dava dilekçeleri karşılıklı olarak sunulduktan sonra, mahkeme ön inceleme yapar. Bu inceleme, duruşmalı olarak gerçekleştirilir ve dava şartları, itirazlar, uyuşmazlık konuları ile deliller incelenir. Hazırlık işlemleri bu aşamada tamamlanır. Hakim delilleri serbestçe değerlendirir; vicdani kanaatini getirir. Şiddetli geçimsizlik nedeniyle açılacak boşanma davasına ilişkin dava dilekçesini şu şekilde örnekleyebiliriz:

…….. AİLE MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ’NE

DAVACI: … / T.C.

VEKİLİ: …/ T.C.

DAVALI: …/T.C.

KONU: Tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesi talebimizden ibarettir.

AÇIKLAMALAR:

  1. Davacı müvekkil ve davalı eş, …/…/… tarihinde evlenmişlerdir ve bu evlilik birliği içerisinde müşterek çocuk bulunmamaktadır.
  2. Davacı müvekkil ve davalı, evlendikleri tarihten bu yana hemen hemen her gün tartışmakta olup bu tartışmalar eşler arasındaki geçimi ortadan kaldırmaktadır. Hatta öyle ki davalı eş …, müvekkile hakarete varan ifadeler kullanmakta, onu her koşulda aşağılamaktadır.
  3. Bu şartlar altında evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilmelidir ve evliliğin devamının mümkün olmadığı kanaatine varılmalıdır.
  4. Tüm bu sebeplerden ötürü işbu boşanma davasını açma zorunluluğu hâsıl olmuştur.

HUKUKİ SEBEPLER: TMK md.166 vd. hükümler

DELİLLER: Nüfus kayıtları, tanık beyanları ve ilgili tüm yasal deliller.

SONUÇ: Yukarıda belirttiğim nedenlerle, davalı eşimle aramızdaki evliliğin sonlandırılmasını ve yargılama giderlerinin davalı eşime yüklenmesine karar verilmesini saygılarımla talep ederim.

ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİK BOŞANMA DAVASINDA DELİLLER

Hakim, boşanma veya ayrılık davalarında, davaya dayanak olan olguların varlığına vicdanen kanaat getirmedikçe, bu olguları ispatlanmış sayamaz. Bu durum, “vicdani delil” sisteminin benimsendiğini gösterir. Hâkim, bir olgunun varlığının kanunda belirtilen kesin delillerle ispat edilmesi halinde, bunları kabul etmek zorundadır.

Fakat şiddetli geçimsizlik nedeniyle açılan boşanma davalarında hâkim, deliller üzerinde daha rahat, daha serbestçe değerlendirme yapabilir. Yapmış olduğu değerlendirme neticesinde evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kanaatine varır yahut evliliğin kurtarılamayacak hale geldiğini düşünürse boşanmaya karar verebilir.

Şiddetli geçimsizlik nedeniyle açılan boşanma davasına en sık başvurulan delillerin başında tanık delili gelmektedir. Sosyal Medya platformlarından atılan mesajlar, fotoğraflar, banka ve kredi kartı dekontları gibi deliller de kullanılabilir.

ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİKTE TANIKLARIN ÖNEMİ VE ETKİSİ

Hakim, boşanma davalarında evlilik birliğinin onarılamaz şekilde sarsılıp sarsılmadığını tespit etmek için gerekli bilgileri toplamak ve konuyu derinlemesine incelemekle yükümlüdür. Bu süreçte, tanıklara olaylar hakkında nasıl bilgi sahibi oldukları, taraflarla ilişkilerinin ne düzeyde bulunduğu, olayların zamanı ve yeri, sürecin nasıl başladığı ve tarafların birbirine karşı tutum ve davranışlarının nasıl geliştiği gibi detaylar sorulmalıdır. Hakim, tanık ifadelerini serbestçe değerlendirme yetkisine sahiptir ve tanıkların doğruyu söyleyip söylemediğini diğer delil ve bulgularla karşılaştırarak anlayabilir. Bu nedenle, tanık anlatımlarının aksine bir karar da verebilir.

Özellikle evlilik birliğinin temelinden sarsılması gibi genel boşanma nedenlerine dayalı davalarda, tanık delili en sık başvurulan delil türüdür.

ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİK BOŞANMA DAVASI NE KADAR SÜRER?

Çekişmeli boşanma davalarının süresi, kanunda kesin bir şekilde belirlenmiş değildir. Dava süresi, sebebin araştırılması, tanıkların dinlenmesi, yazılı belgelerin tebliği gibi bir dizi faktöre bağlı olarak değişir. Mahkemeler genellikle davaları hızlıca sonuçlandırmak için çaba gösterse de tanık sayısı ve duruşma tarihleri gibi unsurlar süreci uzatabilir. Örneğin, tek bir tanığın dinlendiği bir dava kısa sürebilirken, on adet tanık dinlenmesi gereken bir dava uzun sürebilir.

Ancak, süreden çok davanın sonucuna odaklanmak önemlidir. Kısa süren bir dava, eğer tazminat ödemesi veya çocukların velayetinin kaybedilmesiyle sonuçlanıyorsa, kısa olmasının anlamı yoktur. Bu nedenle, davanın başarılı bir şekilde sonuçlanabilmesi için iyi bir hazırlık yapılmalı, doğu tanıklar ve deliller toplanmalı, güçlü bir hukuki savunma hazırlanmalıdır.

ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİK BOŞANMA DAVASINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

Şiddetli geçimsizlik boşanması davasında görevli ve yetkili mahkeme bakımından, Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 168. maddesine göre, boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son altı aydır birlikte yaşadıkları yer mahkemesidir. Eşler farklı şehirlerde yaşıyorsa, kanun onlara üçlü bir seçim hakkı tanır: davayı eşlerden birinin yerleşim yerinde, birlikte son altı aydır oturdukları yerde veya diğer eşin yerleşim yerinde açabilirler. Öğretide, bu maddeye uyulması gerektiği genel kabul görse de pratikte eşler çoğunlukla aynı yerde yaşadığından bu seçeneklerin etkisi sınırlıdır.

Boşanma davalarında görevli mahkeme ise Aile Mahkemesidir.

ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİK NEDENİYLE BOŞANMADA TAZMİNAT

Şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmış yahut boşanacak eşlerin maddi tazminat talep edebilmesi için “hem maddi hem de şekli koşulların” sağlanması gerekir.

Maddi koşullar, taraflardan birinin kusurlu olması ve bu kusur ile boşanma arasında uygun bir nedensellik bağının bulunmasını içerir.

Şekli koşullar ise iki temel unsurdan oluşur:

1) Mahkemenin boşanmaya karar vermiş olması

2) Taraflardan birinin maddi tazminat talebinde bulunması.

Eğer mahkeme boşanmaya hükmetmezse, maddi tazminat da söz konusu olmaz. Bu koşulların tamamı gerçekleşmedikçe, maddi tazminat talebi kabul edilmez.

ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİK BOŞANMA DAVASINDA NAFAKA

Şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davalarında nafaka, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası olarak üç şekilde düzenlenir. Tedbir nafakası, dava süresince geçici olarak hükmedilir ve TMK 169. maddeye dayanır. Yoksulluk nafakası, boşanma sonrasında ekonomik durumu zayıf olan eşin geçimini sağlamak için TMK 175. madde uyarınca belirlenir. İştirak nafakası ise, boşanma sonrasında çocukların bakım ve eğitim giderlerini karşılamak amacıyla velayeti almayan eş tarafından ödenir ve TMK 182. maddeye göre düzenlenmektedir

Mahkeme, bu nafaka türlerini tarafların mali durumları, ihtiyaçları ve çocukların menfaatlerini gözeterek belirlemektedir. Bunu yaparken mahkeme, nafaka artış oranlarına da dikkat edecektir.

ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİK BOŞANMASINDA MAL PAYLAŞIMI

Genel boşanma sebeplerinden biri olan “şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davalarında” mal paylaşımı, eşler arasında evlilik süresince edinilen mallar Türk Medeni Kanunu’na göre paylaşılır. 1 Ocak 2002’de yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu’na göre, eşler arasındaki yasal mal rejimi olarak edinilmiş mallara katılma rejimi benimsenmiştir. Her iki taraf da evlilik boyunca kazanılan mallar üzerinde eşit haklara sahiptir. Bu, boşanma durumunda malların adil bir şekilde bölüştürülmesini sağlar ve tarafların mali durumlarının dengeli şekilde dağıtılmasını amaçlamaktadır.

VELAYET DURUMU NASIL BELİRLENİR?

Şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası, yalnızca eşler arasındaki ilişkiyi sonlandırmakla kalmaz, aynı zamanda çocuklar üzerinde de önemli sonuçlar doğurur. Velayet, Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 335-363. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Evlilik devam ederken velayet hakkı, genel olarak anne ve baba tarafından ortak kullanılır. Ancak boşanma durumunda bu ortak kullanım sona erer ve velayet hakkı tek bir eşe verilir.

Aile mahkemesi hakimi, boşanma davası sırasında anne ve babayı dinleyerek, çocukların menfaatlerini göz önünde bulundurarak velayetin hangi eşe verileceğine karar verir. Bu karar, çocukların fiziksel, duygusal ve sosyal ihtiyaçlarına uygun şekilde belirlenir. Velayet, çocukların refahı ve geleceği açısından büyük önem taşır. Dolayısıyla boşanma sonucunda “boşanmada çocuklar kime verilir” sorusuna da bir cevap bulunacaktır.

EŞİN ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİĞİ KABUL ETMEMESİ DAVAYI NASIL ETKİLER?

Türk Medeni Kanunu’nun 166/2. maddesine göre, davalı (boşanma davasına karşı çıkan eş), davaya itiraz hakkına sahiptir. Ancak bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olabilir. Özellikle, evlilik birliğinin devamının davalı veya çocuklar açısından korunmaya değer bir yarar sağlamadığı durumlarda, mahkeme boşanma kararı verebilir.

Örneğin, davacı eşin kusuru daha ağır olsa bile, evlilik birliği temelinden sarsılmış ve ortak yaşam çekilmez hale gelmişse, davalının itirazı hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilebilir. Ayrıca, davalının evliliğin bu duruma gelmesinde az da olsa kusuru varsa ve evliliğin devamı taraflar veya çocuklar için bir fayda sağlamıyorsa, itiraz geçersiz sayılır. Bu durumda, mahkeme boşanma kararı verebilir.

BOŞANMA KARARI KESİNLEŞTİKTEN SONRA HANGİ İŞLEMLER YAPILMALIDIR?

Şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma kararı kesinleştikten sonra, “boşanma kararının nüfus kayıtlarına işlenmesi, nafaka ve mal paylaşımı işlemlerinin başlatılması, velayet düzenlemelerinin yapılması” gibi adımlar gereklidir. Evlilik sırasında ortak taşınmazlar tapu devriyle paylaştırılmalı, banka hesapları ve finansal yükümlülükler düzenlenmelidir. Sigorta poliçeleri ve emeklilik kayıtları güncellenmeli, varsa vasiyetname yeniden düzenlenmelidir. Bu işlemler, boşanmada kesinleştikten sonra yapılması gereken işlemlerdir.,

BOŞANMA SONRASI İSTİNAF VE TEMYİZ

Taraflar, verilen karara itiraz edip üst mahkemeye başvurabilir, mahkemece veren karar hemen kesinleşmemektedir. İki hafta içinde yerel mahkemenin kararına karşı istinaf başvurusu yapılmalıdır. İstinaf Mahkemesi, kararı inceleyip hatalı bir şey bulmazsa başvuruyu reddeder. Eğer taraflar hala karardan memnun değilse, Yargıtay’a temyiz başvurusu yapılabilir. Ancak, doğrudan Yargıtay’a başvurulmaz, önce istinaf süreci tamamlanmalıdır.

ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİK NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI
ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİK NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI

SIKÇA SORULAN SORULAR

Şiddetli Geçimsizlik Boşanma Sebebi Midir?

Boşanma sebepleri özel boşanma sebepleri ve genel boşanma sebepleri olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Özel boşanma sebepleri kendi içinde; Zina, Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış, Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme, Terk, Akıl Sağlığı olarak ayrılmaktadır. Genel boşanma sebepleri ise; Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması, Eşlerin Anlaşması, Ortak Hayatın Yeniden Kurulamaması olarak ayrılır. Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması diğer adıyla, eski mevzuatta, şiddetli geçimsizlik olarak geçmektedir.

Şiddetli Geçimsizlik Boşanma Kaç Celse Sürer?

Şiddetli geçimsizlik nedeniyle açılan boşanma davalarının süresi, tarafların anlaşmazlıkları, mahkemenin yoğunluğu ve ek taleplere göre değişir. Eğer taraflar anlaşmalı boşanıyorsa, süreç daha kısa olabilir ve tek bir duruşmada sonuçlanabilir. Ancak, taraflar arasında ciddi ihtilaflar varsa, dava birkaç celse sürebilir.

Şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası ortalama 6 ay ile 1 yıl arasında bir sürede tamamlanmaktadır.

Şiddetli Geçimsizlik Nasıl Olur?

Şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası, çiftte taraflar arasındaki uyumsuzluk, anlaşmazlıklar yahut temel değerlerin kaybı nedeniyle sarsılması durumunda açılmaktadır.  Türkiye’de en yaygın boşanma sebeplerinden biridir.

Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesine göre, evliliğin devamı mümkün değilse ve taraflardan biri bu birliği sürdüremeyecek durumdaysa, bu dava türüne başvurulabilir.

Ayrı Yatmak Boşanma Sebebi Mi?

Ayrı yatmak, tek başına boşanma sebebi oluşturmaz, ancak evlilikteki şiddetli geçimsizlik veya ilişkinin temelinden sarsılması gibi durumların göstergesi olabilmektedir. Boşanma için kanunen “somut ve ispatlanabilir sebepler” gereklidir. Ayrı yatma, eşler arasındaki iletişimsizlik veya sevgi kaybı gibi olgularla ilişkilendirilerek boşanma davasında delil olarak sunulabilir, ancak diğer somut kanıtlarla desteklenmesi zorunludur.

Mutsuzluk Boşanma Sebebi Mi?

Mutsuzluk, tek başına boşanma sebebi değildir. Ancak, mutsuzluk, eşler arasındaki ciddi geçimsizlik veya evliliğin temelinden sarsılmasına yol açan bir durumun belirtisi olabilir. Türk Medeni Kanunu’na göre, boşanma sebepleri, evliliği sürdürmeyi imkansız hale getiren koşullar olarak değerlendirilir. Mutsuzluk, bu tür durumlardan biri olabilir, ancak somut bir sebep olması gerekir.

Ayrı Yaşamak Boşanma Sebebi Mi?

Ayrı yaşamak, boşanma davası açmak için bir neden olabilir, ancak tek başına yeterli değildir. Türk Medeni Kanunu’na göre, eşlerin ayrı yaşaması, evlilikteki ciddi geçimsizlik veya ilişkiyi zorlaştıran başka problemler olduğunu gösteriyor olabilir. Ayrı yaşama durumu, boşanma davasında delil olarak kullanılabilir, fakat başka somut sebeplerin de bulunması gerekir.

Eşini Sevmediğini Beyan Etme Boşanma Sebebi Mi?

Eşini sevmediğini beyan etmek, tek başına boşanma sebebi olarak kabul edilmez. Ancak, sevgi ve saygı eksikliği, eşler arasındaki iletişim kopukluğu ve duygusal bağın zayıflaması, evliliğin temelinden sarsılmasına neden olabilir. Bu durum, şiddetli geçimsizlik veya evliliğin devamının imkânsız hale gelmesi gibi boşanma sebeplerinin göstergesi olabilir.

Evliliği Bitiren Sebepler Nelerdir?

Evliliği bitiren sebepler, Türk Medeni Kanunu’na göre, eşler arasındaki ciddi geçimsizlik, sadakatsizlik, şiddetli davranışlar, kötü muamele, iletişim eksiklikleri gibi durumlarla ortaya çıkar. Evliliğin sona ermesinin ana sebepleri, evlilik birliğinin temelden sarsılması veya eşlerin birlikte yaşama isteğini kaybetmesidir.

Cinsel İlişki Olmaması Boşanma Sebebi Midir?

Cinsel ilişki olmaması, yalnızca tek başına boşanma sebebi oluşturmaz. Bu durum evliliğin temelinden sarsılması yahut eşler arasındaki şiddetli geçimsizlik ve iletişimsizlik gibi sebeplerle ilişkilendirilebilir. Cinsel ilişkinin sona ermesi, taraflar arasındaki sevgi ve saygının kaybolduğunu veya evliliğin sürdürülemez hale geldiğini gösterebilir, bu da boşanma davası açılmasına sebep olabilmektedir.

Seni İstemiyorum Demek Boşanma Sebebi Mi?

“Seni istemiyorum” demek, tek başına boşanma sebebi sayılmaz. Bu tür ifadeler, eşler arasındaki sevgi ve saygının bittiğini ve duygusal bağın zayıfladığını gösterebilmektedir. Bu durum, evliliğin temelinin sarsıldığını ve tarafların birlikte yaşama iradesinin kalmadığını gösterir ve dolayısıyla boşanma davası için geçerli bir neden olabilmektedir.

Şiddetli Geçimsizlik Nedeniyle Boşanma Davası Nasıl Açılır?

Tek taraflı boşanma dilekçesiyle taraflardan biri Aile Mahkemesinde dava açabilir. bu noktada, delillerin yeterli ve inandırıcı olması gerekir; aksi takdirde dava reddedilebilir. Karşı taraf, boşanma sebebine itiraz edip karşı dava açabilir. E-Devlet üzerinden boşanma davası açmak için, UYAP portalına giriş yapılıp e-imzalı dilekçe yüklenmeli ve gerekli harçlar ödenerek işlem başlatılmalıdır.

Şiddetli Geçimsizlik Davasında Hangi Deliller Sunulmalıdır?

Şiddetli geçimsizlik davasında çeşitli deliller mahkemeye sunulmaktadır. Bu deliller hukuka uygun deliller olmalıdır. Şiddetli geçimsizlik davasında sunulabilecek deliller; Tanık delili, bilirkişi delili ve yazılı delillere başvurulabileceği gibi ikrar hâkimi bağlamaz ve yargılamada yemin teklif edilemez.

Şiddetli Geçimsizlik Davası Anlaşmalı Boşanma Olabilir Mi?

Boşanma davalarının Türk Medeni Kanunu’nda anlaşmalı veya çekişmeli boşanma davası şeklinde gerçekleştirilebileceği düzenlenmiştir. Genel boşanma sebeplerinden biri olan şiddetli geçimsizlik nedeniyle açılan boşanma davası koşulların sağlandığı takdirde anlaşmalı boşanma davası şeklinde gerçekleşebilir.

Eşin Boşanmak İstememesi Durumunda Dava Nasıl Sonuçlanır?

Eşlerden birinin boşanmayı kabul etmemesi durumunda, diğer eş boşanma davası açabilir. Mahkeme, tarafların sunduğu kanıtları inceleyerek bir karara varır. Boşanmayı istemeyen eşin tutumu, davanın sonucunu doğrudan belirlemez. Mahkeme, evlilik birliğinin sürdürülmesini imkânsız kılan sebepleri değerlendirerek boşanmaya karar verebilir.

Boşanma Davasında Tanık Göstermek Zorunlu Mu?

Boşanma davasında tanık göstermek şart değildir, ancak mahkemenin kararını etkileyecek deliller sunmak önemlidir. Taraflar, boşanma nedenlerini kanıtlamak için tanık ifadelerine başvurabilir. Bununla birlikte, tanık olmadan da başka delillerle (yazışmalar, fotoğraflar, raporlar gibi) boşanma davası açılabilir ve sonuç alınabilir.

Şiddetli Geçimsizlik Davasında Mesajlar Delil Olarak Kullanılabilir Mi?

Şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davalarında aldatma veya kötü muamele gibi iddiaları destekleyen önemli delillerden biri de mesajlaşmalardır. Mahkeme tarafından mesajlaşmalar delil olarak kabul etmeden önce, yazışmaların hukuka uygun şekilde elde edilip edilmediğini dikkate alır.

Mesajlaşmanın özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği takdirde, geçersiz sayılabilmektedir. Bu sebeple, WhatsApp mesajlarının geçerli bir delil olabilmesi için doğru şekilde elde edilmesi önemlidir.

Şiddetli Geçimsizlik Nedeniyle Boşanma Davasında Tazminat Alınır Mı?

Şiddetli geçimsizlik nedeniyle açılan boşanma davalarında, gerekli şartların oluşması halinde maddi ve manevi tazminat talepleri ileri sürülebilir. Yani, genel boşanma sebeplerinden şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davasında tazminat alınabilmektedir.

Şiddetli Geçimsizlik Nedeniyle Açılan Davada Kusur Oranı Nasıl Belirlenir?

Boşanma davasında kusur oranını hakim belirler. Hakim, tarafların sunduğu delillerin yanı sıra kendi topladığı bilgileri de göz önünde bulundurur. Deliller, tanık ifadeleri ve hâkimin yaptığı araştırmalar doğrultusunda, tarafların kusuru tespit edilir.

Boşanma Davasında Kusurlu Taraf Kim Belirler?

Boşanma davasında kusurlu tarafın belirlenmesi davanın seyri ve sonucu bakımından ehemmiyetlidir. Şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davasında kusurlu taraf hâkim tarafından dava dosyasına dahil hukuka uygun delil, beyanlarla belirlenecektir.

Boşanma Davasında Velayet Nasıl Belirlenir?

Velayeti almak isteyen eş, diğer eşin çocuğa bakamayacağını veya maddi-manevi ihtiyaçlarını karşılayamayacağını delillerle ispatlamalıdır.

Hâkim, çocuğun yaşı, cinsiyeti, kişisel ihtiyaçları ve menfaatlerini dikkate alarak karar verir. Özellikle küçük yaştaki çocuklar genellikle anneye verilse de annenin yetersiz olduğu durumlarda velayet babaya da verilebilir. Velayeti almayan taraf, çocuğu belirli günlerde görme hakkına sahiptir.

Boşanma Davasında Çocukların İfadeleri Dikkate Alınır Mı?

Türk Medeni Kanunu’na göre, boşanma davalarında çocukların velayetinin belirlenmesinde, çocuğun yaşına uygun şekilde ifade verebilmesi önemlidir. Küçük yaştaki çocukların ifadeleri doğrudan alınmaz; bunun yerine, uzman kişiler veya sosyal hizmet uzmanları aracılığıyla rapor alınır. Çocuğun görüşü, velayet kararında dikkate alınır, ancak boşanma kararında genellikle yer verilmez.

Ayrıca, çocukların ruhsal sağlığını korumak için, mahkeme ortamı çocuklara uygun şekilde düzenlenir. Çocukların ifadeleri, onların mağduriyet yaşamasını önlemek amacıyla dikkatlice ele alınır.

Boşanma Davasında Hâkim Hangi Kriterlere Göre Karar Verir?

Boşanma talebi, aile hukuku kapsamında bozucu yenilik doğuran bir hak olarak değerlendirilir. Hakim, boşanma davasında gerekli incelemeleri yaparken, uzman görüşlerine ve raporlarına başvurabilir. Özellikle nafaka gibi konularda uzman desteği alınabilir. Kanunda belirtilen özel ve genel boşanma sebeplerinin varlığı, hakim tarafından incelenmektedir.

Hakim, davaya göre sulh teşebbüsünde bulunabilir, ancak TMK 166/3-4 kapsamında açılan davalarda (örneğin, anlaşmalı boşanma veya şiddetli geçimsizlik gibi) sulh yolu geçerli değildir. Bu tür davalarda, tarafların uzlaşma imkânı sınırlıdır ve hâkim doğrudan karar verme yetkisine sahiptir.

Şiddetli Geçimsizlik Nedeniyle Boşanma Davası Geri Çekilebilir Mi?

Anlaşmalı boşanma davalarında, tarafların karşılıklı anlaşmasıyla süreç başlar ve bir tarafın sözlü beyanı bile davadan vazgeçmesini sağlayabilir. Çünkü bu tür davalar, ortak iradeye dayandığı için tek taraflı bir vazgeçme, davanın sona ermesine yol açabilir.

EROL EFE BAYEZİT

PAYLAŞ
Zehra Özdipi
Zehra Özdipi
Makale: 175
WHATSAPP RANDEVU AL ARA