Adresimiz
Havzan, Yeni Meram Cd. Arı Sitesi No:55/2 F Blok, 42140 Meram/Konya
İletişim Bilgilerimiz
Adresimiz
Havzan, Yeni Meram Cd. Arı Sitesi No:55/2 F Blok, 42140 Meram/Konya
İletişim Bilgilerimiz

İzale-i Şüyu veya ortaklığın giderilmesi davası, paylı veya elbirliği mülkiyetine dayalı taşınır veya taşınmaz malda ortaklar arasındaki paydaşlığa son vermek amacıyla kişisel mülkiyete geçişin kolay bir şekilde sağlanması için açılan bir dava türüdür. Söz konusu davanın açılma sebebi tarafların anlaşamamalarından ötürü taşınır veya taşınmaz malların adil bir şekilde dağıtılmasını öngörür. Söz konusu dava türü mevzuatta açık bir şekilde yer almasa da Türk Medeni Kanunu’nda ‘Paylı Mülkiyetin Sona Ermesi’ başlığı altında ‘Paylaşma İstemi’ ve ‘Paylaşma Biçimi’ şeklinde alt başlıklarla söz konusu dava açılmaktadır.
Mevzuatta açıkça yer almamasına rağmen Türk Medeni Kanunu (TMK)’nin 698. ve 699. maddelerine dayanan ‘Paylı Mülkiyetin Sona Ermesi’ başlığı altında sıralanan maddelerden yola çıkarak ortakların taşınır ve taşınmaz mallarının ortakların anlaşamaması durumunda adil ve hukuki bir süreçle dağıtılması amacıyla görülen dava türüdür. Mirasçıların mirası paylaşmaları durumlarında söz konusu dava türüne başvurduğu uygulamada görülmektedir. Ancak Miras Ortaklığı için TMK 642’de yer alan özel bir düzenleme mevcuttur. Miras Paylaşımı davası olarak veya miras taksim davası olarak adlandırılan söz konusu durumda ortaklığın giderilmesi davası yoluna gitmek davanın reddini gerektirdiğini düşündürse de davanın reddine gidilmesi, usul ekonomisi ilkesine aykırılık teşkil edeceği için ortaklığın giderilmesi davası yerine 642. Maddede yer alan miras ortaklığı hükmüne hâkim resen gitmektedir.

Malın paylı veya elbirliği mülkiyetine tabi olması fark etmeksizin bir paydaş/ortak veya birkaç paydaş/ortak birlikte, ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Söz konusu davayı açabilmek için tek şart paydaş olmaktır. Dava, menkul veya gayrimenkule ortak olan tüm paydaşlara karşı açılır. Ayrıca tüm paydaşların dava esnasında hazır bulunması zorunludur. Şayet paydaşlardan birinin ölümü gerçekleşmişse mirasçılık belgesinde yer alan mirasçıların tümünün davaya katılması gerekmektedir.
Mirasçıların mirasın paylaştırılması için bir sözleşme yapmaları mümkündür, söz konusu sözleşmenin yazılı olması gerekir. Yukarıda da açıklandığı gibi Mirasçıların arasında ortaklığın giderilmesi durumunda TMK 642’ye gidilmesi gerekir. Mirasçılar arasında miras paylaşım sözleşmesi mümkün değilse miras ortaklığının giderilmesi davası ile miras paylaşımı sağlanabilir. TMK 642’de de yer aldığı üzere mirasçılardan her biri, her zaman mirasın paylaştırılmasını isteyebilir. Mirasçılardan her biri söz konusu davayı açabileceği gibi birkaç kişinin birlikte açması da mümkündür. Miras ortaklığının giderilmesi davasında hakim, mirasçıların talebi ve duruma göre terekedeki malların aynen bölüşülmesine veya satış yoluyla paylaşıma karar verebilir. Bu konuda yetkili mahkeme TMK 642’de de yer aldığı gibi Sulh mahkemesidir.
Arabuluculuk, en basit tabiriyle bir uyuşmazlığın çözümü için tarafların iradi olarak yetkili makam olan arabulucuya başvurmaları sonucunda üzerinde anlaştıkları yöntem ve esaslara göre, iki tarafın da ortak menfaatinin esas alınarak çözümlenmesidir. Söz konusu arabuluculuk müessesine başvuru bazen kanunla zorunlu kılınmıştır, buna zorunlu arabuluculuk denir.
Ortaklığın giderilmesi davaları için arabuluculuk şartı 1 Eylül 2023 tarihinde HUAK m, 18/B ile getirilen düzenlemeyle getirilmiştir. Söz konusu arabuluculuk şartı yüksek yargı giderlerinden, uzun yargılama süresinden ayrıca taraflar açısından zorluklar doğurmaması adına getirilmiştir. Arabuluculuk şartı yerine getirilmeden dava açmak mümkün değildir. Arabulucu önüne gelen uyuşmazlığı üç hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre arabulucu tarafından zorunlu görüldüğü hallerde en fazla bir hafta uzatılabilir. Şayet arabulucuda anlaşılmaması durumunda dava açılabilecektir. Arabuluculuğa başvurulurken herhangi bir ücret ödenmez. Anlaşma sağlanması durumunda arabulucu kural olarak eşit olarak ücretini taraflardan alır. Şayet anlaşma sağlanmazsa devlet tarafından söz konusu görüşmelerinin iki saatlik kısmı için ödeme yapılabilir. Tarafların arabulucuda anlaşamamaları durumunda dava açmak amacıyla dava dilekçesine arabuluculuk tutanağının eklenmesi gerekir.
Ortaklığın giderilmesi (izale-i şüyu) davasında yetki ve görev kuralları, davanın usulüne uygun şekilde açılması açısından büyük önem taşır. Aksi durumda mahkeme, dava şartı yokluğu gerekçesiyle davayı reddedebilir.
Yetkili mahkeme, dava konusu malın niteliğine göre belirlenir. Eğer ortaklığa konu mal bir taşınmaz (arsa, tarla, ev gibi) ise, davanın mutlaka taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılması gerekir. Bu kural, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 12. maddesi gereğince “kesin yetki” kuralıdır. Yani, taşınmaz neredeyse, dava orada açılmalıdır; başka bir yerde açılması halinde yetkisizlik kararı verilir.
Görevli mahkeme ise malın türüne bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi’dir. Paylı veya elbirliği mülkiyetine tabi bir taşınmaz ya da menkul malın ortaklığının sona erdirilmesine yönelik tüm davalarda görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. Bu görev kuralı kamu düzenine ilişkindir ve mahkemece re ’sen (kendiliğinden) dikkate alınır.
Kısaca özetlemek gerekirse,
Aksi durumda usule aykırı açılan dava, yetkisizlik veya görevsizlik nedeniyle reddedilir ya da dosya yetkili/görevli mahkemeye gönderilir.
Ortaklığın giderilmesi davasında taşınmazın aynen taksiminin mümkün olup olmadığı ile ilgili bir keşif yapılır, bu keşfe kıymet takdiri denmektedir. Söz konusu kıymet takdirinde temel amaç bilirkişi incelemesi yapmadan önce taşınmazın değerini ve özelliklerini belirlemektir. Kıymet Takdiri, ortaklığın satış suretiyle giderilmesi için bilirkişi tarafından hazırlanan bir rapordur ve ilgililere tebliğ edilir. İlgililer raporun tebliğinden itibaren yedi gün içinde ortaklığın giderilmesi kararını veren Sulh Hukuk Mahkemesine şikayette bulunabilir. Şayet Kıymet Takdiri raporuna itiraz edilmezse veya yapılan itiraz reddedilirse kıymet kesinleşir. Kıymet Takdiri kesinleştikten sonra satış aşamasına geçilir. Bu aşamadan sonraki ilgili satış işlemleri İcra İflas Kanunu hükümlerine göre gerçekleştirilir.
Ortaklığın giderilmesinin satış yoluyla gerçekleşmesi satış memurluğu veya icra dairesi aracılığıyla gerçekleştirilir. Satış TMK 699’da da belirtildiği gibi açık arttırma yoluyla yapılmalıdır. Paydaşlar satışın kendi aralarında artırma ile yapılmasına karar verebilir ancak bu durumda her paydaşın rızası gereklidir. Ortaklığın giderilmesi tarafların anlaşmamaları halinde aynen taksim suretiyle de gerçekleşebilir. Aynen taksim durumunda taraflardan en az bir kişinin talepte bulunması gerekir. Hakim bunun için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, imar mevzuatına göre aynen taksimin mümkün olup olmadığı durumlarına bakarak karar verir.
Taşınmazın aynen taksimi sonucu önemli ölçüde değer kaybına uğranılması durumunda hakim aynen taksim yoluna gidemez. Keza paydaşların rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz. Şayet aynen taksimde bölünen parçaların değeri denk değilse eksik değerdeki parçaya para eklenerek denkleştirme sağlanır. Ancak bunun için tarafların rıza göstermesi gerekir. Aksi halde hakim kendiliğinden taşınmazların bir kısmını paydaşlara, kalanın ise diğer paydaşlara verilerek aynen taksim yoluna gitmesi mümkün değildir. Şayet söz konusu taşınmaz malda kat mülkiyeti kurmak mümkünse satış suretiyle ortaklığın giderilmesi mümkün olamayacaktır.
Ortaklığın giderilmesi davası kapsamında paydaşlar veya mirasçılarca ilgili taşınmazın cebri icra yoluyla satılmasının mümkün olduğunu yukarıda belirtmiştik.
Öncelikle mahkemenin açık arttırma usulü ile satışın gerçekleşmesi için karar vermesi gerekir. Bu kararı açık arttırma veya pazarlık usulü ile gerçekleşmesi yönünde verebilir.
Daha sonra İcra Müdürlüğü satış tarihini ve şartlarını belirler ve icra dairesi tarafından satış ilanı yayımlanır. Mal, belirlenen tarihte açık arttırma ile en yüksek teklifi veren kişiye satılır.
Daha sonra satıştan elde edilen gelir İcra Müdürlüğü tarafından mahkeme kararıyla paydaşlara hakları çerçevesinde dağıtılır.
Ortaklığın giderilmesi davasında gidilecek yollardan biri olan aynen taksim usulü, bir taşınmazın paydaşlar arasında bölünerek her bir paydaşa bağımsız ve ekonomik değeri olan bir parça verilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılmasıdır. Ancak aynen taksim yöntemi paydaşların ekonomik bütünlüğüne önemli ölçüde zarar vermeden gerçekleştirilmesi gerekir. Aynen Taksim usulünde, hakim taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ile imar mevzuatına uygunluğunu dikkate alır. Şayet taşınmazın bölünmesi önemli ölçüde değer kaybına yol açacaksa bu usulden vazgeçilir ve Ortaklığın satış yoluyla gerçekleştirilmesi yoluna gidilecektir.
Ortaklığın giderilmesi davası sonucunda mahkeme, malın paydaşlar arasında aynen taksimine (bölüştürülmesine) karar veremezse, ortak malın satışına karar verir. Bu satış, katılımlı satış (diğer adıyla “ihaleye katılmalı satış”) şeklinde yapılabilir.
Katılımlı satış, taşınmazın veya menkul malın yalnızca dışarıdan kişilere değil, aynı zamanda ortaklara da açık artırma yoluyla satılması anlamına gelir. Yani hem üçüncü şahıslar hem de mevcut paydaşlar ihaleye katılarak malı satın alabilir.
Şufa Hakkı, paylı mülkiyette paydaşlardan birinin payını üçüncü kişilere satması halinde diğer paydaşlara satılmak istenen öncelikli satın alma hakkını veren bir haktır. Bu hak yalnızca paydaşlar tarafından kullanılabilir ayrıca yalnızca paylı mülkiyete tabi taşınmazlarda kullanılır. Ortaklığın giderilmesi davasıyla mirasçıların mirasa konu malların paylaşımı konusunda anlaşamamaları durumunda açılabileceğine yukarıda değinmiştik. Bu sebeple izale-i şüyu davasında ön alım hakkı söz konusu değildir. Çünkü paydaşlar arasında önalım hakkı mümkün değildir.
Genel ortalamalara bakıldığında ortaklığın giderilmesi davasında paydaşların çokluğu, yurt dışında ikamet eden mirasçıların veya paydaşların olması, bazı paydaşların vefat etmesi gibi durumlardan ötürü sürecin uzadığı ancak davaların ortalama süresinin 18 ila 24 ay arasında sonuçlandığı söylenebilir. Ancak kararın ardından İstinaf ve Yargıtay aşamalarına gidilmesi durumunda bu süre 3 ila 4 yılı da bulabilmektedir. Söz konusu hukuki uyuşmazlıkların çözümü ve her türlü hukuki probleminizi danışmak amacıyla Harbiye Hukuk bürosu olarak uzman avukatlardan oluşan değerli kadromuzla iletişime geçmenizde fayda olduğunu, keza uzun bekleme sürelerini ve karmaşık süreçleri uzman bir avukat yardımıyla daha kolay bir şekilde aşabileceğinizi, avukatların hukuki uyuşmazlıklarınızı çözmek amacıyla işlerinizi kolaylaştırmak için bir telefon uzağınızda olduğunu hatırlatırız.
İlk etapta davacı; dava harçlarını, bilirkişi ücretini ve keşif masraflarını ödemekle yükümlüdür. Taşınmazın satış yoluyla ortaklığın giderilmesine karar verilirse, satıştan elde edilen bedelden mahkeme giderleri ve masraflar düşülerek kalan miktar ortaklara payları oranında dağıtılır. Eğer dava çekişmeli bir hâl alırsa ve mahkeme, haksız bulunan tarafa yargılama giderlerini yüklerse, davayı kaybeden taraf yargılama giderlerini karşılamak zorunda kalabilir. Sonuç olarak her ne kadar davayı açan taraf dava harcını ve mahkeme giderlerini davanın başında ödemek zorunda kalsa da davanın sonunda mahkeme giderleri ve avukatlık ücretleri, payları oranında taraflara yükletilir.
Bilirkişi raporuna göre taşınmazın aynen taksimi mümkünse taşınmaz paydaşlar arasında bölünür, bölünen taşınmazların arasında değer farkı söz konusu ise parayla denkleştirmeye gidilir. Bilirkişi raporunda; taşınmazın niteliği, kullanım amacı, malın bulunduğu yerin özellikleri, malın bölünmesi halinde ortaya çıkacak ekonomik ve sosyal sorunlar yer alır. Ayrıca bilirkişi rapor mahkeme tarafından dikkate alınan önemli bir belgedir bu sebeple tarafların iddia ve savunmaları ile uyumlu olması önemlidir.
Dava sırasında tarafların haklarını korumak amacıyla geçici hukuki korumlar talep etmesi mümkündür. Taşınmazın üçüncü kişilere devrini engellemek amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Bunun için izale-i şüyu davası açıldığında müşterek mülkiyetin söz konusu olduğu durumlarda mahkemece, izale-i şüyu davası açıldığına ilişkin şerh verilerek tasarrufun kısıtlanması kararı alındığına yönelik tedbir talebine bağlı tapuya şerh verilmelidir.
Ortaklığın giderilmesi davasının açılmasının konusu ortakların ortaklığı sonlandıramamasıdır. Davayı açmadan ortaklığın anlaşarak giderilebileceği gibi dava sırasında da paydaşların anlaşarak ortaklığı gidermesi mümkündür. Söz konusu dava sürerken taraflar kendi aralarında anlaşarak satış yapabilir. Ancak bunun için tarafların anlaşmasının yanında mahkemeye ortaklığın giderilmesi davasına gerek kalmadığı ve paydaşlar arasında anlaşmanın sağlandığının bildirilmesi bunun yanında hakimin de söz konusu sözleşmeyi onaylaması gerekir.
Ortaklığın giderilmesi davası, mahkemenin malın satılmasına karar vermesiyle sonuçlandığında süreç bitmiş sayılmaz. Mahkeme kararı kesinleştikten sonra satış süreci başlar.
İzlenecek adımlar şu şekildedir:
Mahkeme ortaklığın sona erdirilmesine ve malın satışına karar verdiğinde, bu kararın kesinleşmesi gerekir. Taraflar istinaf veya temyiz yoluna başvurmazsa karar kesinleşmiş sayılır.
Kararın kesinleşmesinden sonra dava dosyası, taşınmazın bulunduğu yerdeki Satış Memurluğuna (İcra Müdürlüğü’ne) gönderilir. Bundan sonraki işlemler, icra hukuku kapsamında yürütülür.
Satış memurluğu, satışa konu taşınmazın veya malın rayiç (piyasa) değerini belirlemek amacıyla bilirkişi görevlendirir. Bu aşamada malın özellikleri ve değeri tespit edilir.
Kıymet takdiri tamamlandıktan sonra satış ilanı yapılır. Satış genellikle açık artırma usulüyle gerçekleştirilir. Hem ortaklar hem üçüncü şahıslar ihaleye katılabilir.
Satış tamamlandığında elde edilen tutar, mahkeme kararı ve pay oranlarına göre taraflara dağıtılır. Her paydaş, mülkiyetteki payına denk gelen parayı alma hakkına sahiptir.
Ortaklığın giderilmesi davalarında verilecek karar birçok kişinin mülkiyet hakkını doğrudan etkilemektedir. Bu sebepten ötürü ilk derecenin vermiş olduğu karara karşı istinaf yoluna başvurulması için söz konusu malın değerinin istinaf sınırını aşması gerekir. Ayrıca ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf mahkemesine başvurulması gerekecektir. Bu süreye tatil günleri de dahildir. Ancak Ortaklığın giderilmesi davasında temyiz yolunun kapalı olduğu kanunda açıkça düzenlenmiştir. HMK m.362/1-b’de düzenlendiği gibi sulh hukuk mahkemelerinin görev alanına giren davalar kapsamında bölge adliye mahkemesi kararlı kesindir.
Mirasçıların anlaşma yoluyla ortaklığı gidermesi mümkündür. Aksi durumunda TMK’nın 642. maddesinde de belirtildiği gibi her bir mirasçı, her zaman mirasın paylaşılmasını isteyebilir. Mirasçıların ortaklığın giderilmesini anlaşmalı olarak gerçekleştirebilecekleri mümkün olsa da aksi halde Sulh Hakiminden terekedeki malların aynen bölüşülmesini veya satış yoluyla paylaşılmasını isteyebilir.
Mirasçılardan birinin ortaklığın giderilmesine karşı çıkma durumu aşağıdaki hallerde gerçekleşebilir.
Söz konusu ortaklığın giderilmesi bu tür durumlarda istenemez. Bu sebeple mirasçılardan biri ortaklığın giderilmesine karşı çıkabilir.
Paydaşlara ulaşılamama gibi durumlar ortaklığın giderilmesi davasını geciktirici mesele haline getirebilmektedir. Keza tebligatlardaki usulsüzlükler de davanın geçerliliğini ve yargılamanın tekrar yapılmasını etkileyebilmektedir. Paydaşların adreslerinin bilinmemesi veya yeni adres kayıt sisteminde adreslerinin bulunmaması durumlarında veya bilinen son adresin tebligata elverişsiz olması gibi durumlarda ‘İlanen Tebligat’ yoluna gidilir. İlanen Tebligat ise tebliğ yapılacak kişinin en güvenilir bir şekilde öğrenmesini sağlayabilecek bir gazetede, internet haber sitesinde ve elektronik ortamda Basın İlan Kurumu vasıtasıyla yapılmaktadır. Keza yurtdışındaki paydaşlara ulaşılmaması durumunda da uluslararası antlaşmalara göre tebligat yapmak gerekmektedir.
Ortaklığın giderilmesi davalarında avukatlık ücreti kendine özgü özellikler taşımaktadır.

Satış açık arttırma usulü ile gerçekleştirilir. Mahkemenin malların satışa karar vermesi durumunda İcra İflas Müdürlüğü tarafından satış açık arttırma usulü ile gerçekleştirilir.
Mirasçıların veya Ortakların aralarındaki ilişkiyi sonlandırmak amacıyla malların paylaşımını yapamaması veya bu konuda uzlaşamaması üzerine ortaklığın giderilmesi davası açılır. Ortaklığın giderilmesi davasını paydaşlardan her biri açabilir.
Mahkeme masraflarını başta davayı açan taraf ödese de dava sonuçlandıktan sonra mahkeme masrafları paydaşlar arasında eşit bir şekilde ödenir.
İzale-i Şüyu davasının istenemeyeceği durumları öne sürebilir. Keza paylı mülkiyetin devam ettirilmesi yükümlülüğü olan durumlarda, paylı malın sürekli bir amaca özgülendiği durumlarda, davanın açılacağı zamanın dürüstlük kuralına uymadığı zamanlarda( keza söz konusu malda Aile Konutu Şerhi olması durumu da geçerlidir) İzale-i Şüyu davası açılamaz.
Bunun dışında kişinin hissesini satmak yerine Ortaklığın giderilmesinin aynen taksim yoluyla gerçekleştirilmesi de mümkündür. Bu durumda malın aynen taksim şartlarına uygun olması gerekir.
Ortaklığın giderilmesi davasında avukat tutmak zorunlu değildir. Ancak davayı açmak ve süreci kolaylaştırmak adına avukata başvurulmasında fayda vardır.
Bu durumda mahkeme mülkün paylaştırılması yönünde karar verebilir. Bunun için ise mahkeme mülkün ortaklar arasında adil bir şekilde paylaştırılması için bilirkişi atar.
Yapılan satışta elde edilen tutar, satış memurluğu tarafından bankada açılacak hesaba yatırılır.
Ortaklığın satış yoluyla giderilmesi durumunda tüm paydaşlar kabul ederse satış paydaşlar arasında yapılabilir. Aksi halde hissedarlardan birinin hissesini satmak istememesi durumunda satış herkese açık olarak yapılır ve hissenin satılmak istenmemesi durumunda da mahkemece vaki itirazların reddine ve ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verir.
Ortalama 18 ila 24 ay arasında sonuçlandığı söylenebilir.
Malın fiziken bölünerek paylaştırılması, pazarlıkla veya arttırma suretiyle satılarak bedelin paylar oranında paydaşlara dağıtılması şekillerinde gerçekleştirilir.
Bu mal taşınmaz olabileceği gibi taşıt, hisse senedi, ziynet eşyası gibi çeşitli varlıklar olabilir.
Paydaşlar oy birliği ile karar verirse satış paydaşlar arasında, aksi halde açık arttırma usulü ile gerçekleştirilir.
İcra Müdürlülüğünün ilanında belirtilen gün ve saat aralığında teklif verme yoluyla gerçekleştirilir. En yüksek teklifi veren kişiye taşınmaz satılır
Bilirkişi raporuna göre aynen taksimin mümkün olup olmadı tespit edilir ve paydaşlara kendi paylarına oranla adil olacak şekilde mallar paylaştırılır.
Başlangıçta davacı tarafından ödense de dava sonucunda mahkeme masrafların nasıl bölüştürüleceğine karar verir.
Ortaklığın giderilmesi davasında ön alım hakkı kullanılamaz.
Evet, anlaşma yoluyla miras paylaşımı mümkündür. Ancak bu sözleşmenin yazılı yapılması gerekir. Aksi halde sözleşme geçerli olmaz.
Mirasçıların anlaşmasıyla dava açılmadan miras malları paylaştırılabilir. Ancak bunun yazılı yapılması gereklidir.
Evet, edebilir. Bu durumda aynen taksim yoluyla ortaklığın giderilmesini talep edebilir.
Hakim talebi haklı bulursa, dava konusu taşınır veya taşınmaz ile ilgili ihtiyati tedbir kararı verebilir. Bu tedbir mirasçıların haklarını güvence altına almak amacıyla yapılan geçici bir tedbirdir.
Mirasçılardan biri bir bedel karşılığında miras payını mirasçılara veya üçüncü kişilere satabilir.
Satış memuru tarafından açılan banka hesabına yatırılan paradan satış masrafları ve varsa taşınmaz üzerinde ipotek, haciz gibi yükler düşüldükten sonra, kalan meblağ paydaşlara tapu kaydındaki payları oranında dağıtılır.