Adresimiz
Havzan, Yeni Meram Cd. Arı Sitesi No:55/2 F Blok, 42140 Meram/Konya
İletişim Bilgilerimiz
Adresimiz
Havzan, Yeni Meram Cd. Arı Sitesi No:55/2 F Blok, 42140 Meram/Konya
İletişim Bilgilerimiz

Önalım davası, Türk Medeni Kanunu tarafından bir paylı mülkiyetin paydaşlarına tanınan özel bir haktır. Paylı mülkiyete tabi taşınmazın satılması halinde paydaşlara öncelikli bir satın alım hakkı tanımaktadır.
Paydaşlara özel olarak tanınmış bu hak ile söz konusu taşınmazdaki ortaklığın korunması sağlanır. Paydaşların haricinde bir 3.kişiye satılmasını, paydaşlara öncelikli bir hak tanıyarak engeller.
Önalım davasının, diğer bir adıyla şufa hakkının kullanılması için bazı koşulların gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Koşullar yerine getirildiği takdirde paydaşlardan her biri belirlenmiş olan yasa süre içerisinde mahkeme aracılığıyla bu hakkın kullanabilmektedir. Bu yazımızda sizlere önalım davasını ve uygulama sürecini detaylı bir şekilde aktarmaya çalıştık, keyifli okumalar dileriz.
Önalım, diğer bir adıyla şufa hakkı, kanundan ya da sözleşmeden doğan ve yenilik doğuran bir haktır. Önalım hakkı, üzerinde kurulduğu taşınmazın satışı söz konusu olduğunda paydaşlara, o taşınmazın alıcısı olma yetkisini verir.
Önalım hakkı paylı mülkiyetin kurulduğu an doğmaktadır. İlgili taşınmazın üçüncü bir kişiye satılması ile bu hak kullanılabilir hale gelmektedir. Dolayısıyla bu hak yalnızca satış işlemi gerçekleştiğinde gündeme gelmektedir.
Önalım (şufa) hakkı yasal önalım hakkı ve sözleşmeden doğan önalım hakkı olarak ikiye ayrılmaktadır:
Yasal önalım hakkı, diğer bir deyişle kanundan doğan önalım hakkı Türk Medeni Kanunu’nun 732. maddesinde düzenlenmiştir. İlgili madde uyarınca, paylı mülkiyette paydaşlardan biri kendi payını tamamen ya da kısmen 3.kişiye sattığında, diğer paydaşlar önalım hakkını kullanabilmektedir.
Paylı mülkiyete tabi malın satılması halinde diğer paydaşlar açacakları dava üzerine verilen kararla satılan bu payı öncelikle satın alma ve mülkiyetini kazanma hakkına sahiplerdir.
Yasal önalım hakkının kullanılabilmesi için yerine getirilmesi gereken koşullar ise şunlardır:
Sözleşmeden doğan önalım hakkı Türk Medeni Kanunu’nun 735.maddesi ile Türk Borçlar Kanunu’nun 237.maddesinde düzenlenmiştir. Sözleşmeden doğan önalım hakkı bir alacak hakkıdır ve yenilik doğuran bir haktır.
Bir sözleşme vasıtasıyla bir kimseye önalım hakkı tanınabilmektedir. Taşınmazın sahibi ile önalım hakkı tanınacak kişi arasında bu sözleşme yapılabilir. İlgili sözleşme, yazılı bir şekilde yapılmalıdır.
Sözleşmeden doğan önalım hakkı kişisel bir haktır. Dolayısıyla yalnızca sözleşmenin tarafları arasında hüküm doğurmaktadır. Ancak belirtmek gerekir ki, önalım hakkı tapu kütüğüne şerh edildiğinde artık 3.kişilere karşı da ileri sürülebilir. Bu şekilde taşınmazın yeni sahibini de bağlamaktadır. Tapu kütüğüne şerh verildikten sonra önalım hakkı yeni her malike karşı ileri sürülebilir. Ancak şerhin etkisi her halükârda 10 yıl geçmekle düşmektedir.
Sözleşmeden doğan önalım hakkının koşulları şunlardır:

Önalım hakkı hem kanuni düzenlemeler aracılığıyla hem de sözleşmeler aracılığıyla tesis edilebilmektedir. Yasal önalım hakkı Türk Medeni Kanunu’nun 732.maddesinde düzenlenmiştir. İlgili madde uyarınca paylı mülkiyette paydaşlardan birinin kendi payını kısmen ya da tamamen satması halinde diğer paydaşlar dava açmak suretiyle önalım hakkını kullanabilirler. Sözleşmeden doğan önalım hakkında ise, taşınmazın maliki ile önalım hakkı tanınacak kişi arasında bir önalım sözleşmesi düzenlenir. Bu sözleşmeler Türk Borçlar Kanunu’nun 237.maddesi ve devamındaki düzenlemelere göre şekillenmektedir. Taşınmazın sahibi ile lehine önalım hakkı tesis edilecek kişi arasında yapılan bu sözleşme ile taşınmazın satılması halinde bu kişiye öncelikli olarak satın alım hakkı tanınmaktadır.
Şufa hakkı, paylı mülkiyete tabi taşınmazların paydaşlarından birinin kendi payını üçüncü bir kişiye satması halinde, diğer paydaşlara öncelikli olarak satın alma hakkı veren özel bir haktır. Şufa hakkının kullanılması için belirli şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu şartlar:
Önalım yani şufa hakkı, dava yoluyla kullanılan bir haktır. İlgili satışın noter aracılığıyla bildiriminden itibaren 3 ay içerisinde bu hak kullanılmalıdır. Eğer bir satış bildirimi yapılmamışsa, satıştan itibaren 2 yıl içinde önalım hakkı kullanılmalıdır. Bu süreler, hak düşürücüdür.
Sözleşmeden doğan önalım hakkının kullanılabilmesi için ise sözleşmenin yasal unsurlarını haiz olması ve yazılı bir şekilde yapılması gerekmektedir. Bu önalım hakkında da bir satış işlemi gerçekleşmeli ve önalım hakkı dava yoluyla kullanılmalıdır. Belirtmek gerekir ki, sözleşmeden doğan önalım hakkı tapuya şerh edilebilir ve şerhin etkisi 10 yıl geçmekle düşmektedir.
Yasal önalım hakkı sahipleri:
Sözleşmeden doğan önalım hakkı sahipleri:
Önalım hakkının kullanılması için:
Önalım hakkı, dava açılarak kullanılır. İlgili taşınmazın bulunduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesinde açılacak bir dava ile önalım hakkı sahibi, bu hakkını kullanmak istediğini açıkça belirtmeli ve gerekli evrakı eklemelidir.
Satışın noter ile bildirilmesinden itibaren paydaşlar, 3 ay içinde bu haklarını kullanmalıdırlar. Eğer satış işlemi bildirilmemişse, her halükârda 2 yıl geçmekle önalım hakkı düşmektedir.
Önalım hakkı davası, paylı mülkiyetin söz konusu olduğu bir taşınmazda paydaşlardan birinin kendi payını üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşların bu payı öncelikli olarak satın almasını sağlayan davadır. Nitekim Türk Medeni Kanunu’nun 734.maddesinde belirtildiği üzere önalım hakkı dava açılarak kullanılmaktadır.
Önalım hakkı davasının açılması için kanunda öngörülmüş olan sürelere dikkat edilmelidir. Satış işleminin noter ile bildirilmesinden itibaren 3 aylık ve her halükarda 2 yıllık bu sürelere dikkat edilerek davanın açılması gerekmektedir.
Önalım hakkı davalarında görevli mahkemeler, Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. Bu sebeple önalım hakkını kullanmak isteyen hak sahibi ilgili taşınmazın bulunduğu yerin Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açmalıdır.

Önalım hakkı davasının kime karşı açılacağı, önalım hakkını türüne göre değişkenlik göstermektedir. Kanundan doğan önalım hakkı ile sözleşmeden doğan önalım hakkında davanın kime karşı açılacağı şu şekildedir:
Kanundan doğan önalım hakkı, paylı mülkiyette yer alan paydaşlara tanınmış bir haktır. Bu durumda önalım hakkı davası payın satıldığı 3.kişiye karşı açılmaktadır. Dikkat edilmesi gereken husus, davanın payını satan paydaşa karşı değil, satın alan 3.kişiye karşı açılması gerektiğidir. Dava doğrudan alıcıya yöneltilir.
Taşınmazın sahibi ile bir kişi arasında yapılan sözleşme uyarınca sözleşmenin tarafı olan kişiye önalım hakkı tanınabilmektedir. Bu durumda, önalım hakkı sözleşmenin taraflarını bağlayacağı için dava, taşınmazı satan kişiye karşı açılmalıdır. Ancak önalım hakkı tapuya şerh edilebilmektedir. Tapuya şerh edilen halde önalım hakkı davası, taşınmazı satın alan 3.kişiye karşı açılmaktadır.
Önalım hakkının kullanılması için açılacak olan dava açısından kanunda belirli süreler öngörülmüştür.
Bu süreler hak düşürücü nitelikte olup, hakim tarafından resen dikkate alınmaktadır. Dolayısıyla, bir hak kaybının yaşanmaması adına önalım hakkı davasının açılmasında sürelere dikkat edilmelidir.
Önalım davası açarken ya da dava sürecinde önalım hakkı sahibi mahkemeden ihtiyati tedbir talep edebilmektedir. Nitekim, önalım davası sürecinde dava konusu payın 3.bir kişiye satılması söz konusu olabilir. Bunu engellemek ve hakkını korumak için davacı, ihtiyati tedbir talep edebilmelidir. İhtiyati tedbir ile söz konusu taşınmaz payına tedbir konulur ve dava sonuçlanıncaya kadar bu payın 3.kişilere devri engellenir.
Ancak ihtiyati tedbir talep eden davacının haksız çıkması halinde diğer tarafın karşılaşabileceği zararları karşılamak için teminat göstermesi gerekebilir. İhtiyati tedbir talebinin kesin bir delile dayandığı veya durum ve koşulların gerektirdiği hallerde mahkeme, davacıdan teminat alınmamasına karar verebilir.
İhtiyati tedbir kararına davalı tarafın itiraz hakkı bulunmaktadır. Eğer davalı taraf dinlenmeden tedbir kararı alınmışsa davalı, tedbir kararına itiraz edebilmektedir. Karşı tarafın hazır bulunmadığı hallerde de itiraz edilmesi mümkündür. Bu itiraz, tedbirin uygulanmasından itibaren 1 hafta içinde yapılmalıdır. Davalı tarafın hazır bulunmadığı halde ise itiraz, tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren 1 hafta içinde yapılmalıdır.
Önalım hakkı davasında taraflar iddialarını ispatlamak için bazı deliller kullanabilmektedir. İddiada bulunan taraf, iddiasını ispatlamakla yükümlü olduğundan davacı, önalım hakkına sahip olduğunu ispat etmelidir. Davacı, iddiasını ispatlarken şu delillere başvurabilir:
Önalım hakkından belirli şartlar dahilinde feragat edilebilmektedir. Bu genel feragat veya belirli bir satışa ilişkin feragat olabilir:
Önalım hakkı davasının sonucunda verilecek olan karar yenilik doğurucu niteliktedir. Verilen kararın kesinleşmesi ile birlikte söz konusu mülkiyet önalım hakkı sahibine kendiliğinden geçmektedir. Ayrıca mülkiyetin devrine yönelik bir işlem yapılması gerekmez.
Önalım kararın sonuçları:
Belirli hallerde önalım hakkı kullanılamamaktadır. Bu haller aşağıdaki şekilde sıralanabilir:

Tapuda önalım hakkı, paylı mülkiyete tabi taşınmazlarda paydaşlardan birinin kendi payını 3.bir kişiye satması halinde diğer paydaşların sahip olduğu öncelikli satın ala hakkıdır. Önalım hakkı, söz konusu taşınmazın mülkiyet yapısının korunmasını sağlamaktadır.
Önalım hakkı, paylı mülkiyete bir taşınmazda paydaşlardan birinin kendi payını 3.bir kişiye satması halinde diğer paydaşların sahip olduğu öncelikli satın alım hakkıdır. Kanundan doğan önalım hakkının yanı sıra sözleşmeden doğan önalım hakkı da mevcuttur. Sözleşmeden doğan önalım hakkında, taşınmazın maliki ile belirli bir kişi arasında yapılan sözleşme uyarınca, o kişiye taşınmazın satışı halinde öncelikle satın alma hakkı tanınır.
Kanundan doğan önalım hakkında örneğin, iki paydaşın bulunduğu bir arsada, paydaşlardan biri kendi payını paydaş olmayan 3.bir kişiye satmak istediğinde diğer paydaşın önalım hakkı devreye girer. Bu şekilde diğer paydaş açacağı dava ile payı öncelikli olarak satın alır.
Hissedarlar kendi paylarını istedikleri kişilere satabilirler. Hisseli bir tapuda, her hissedar kendi payını diğer hissedarların rızası olmadan satabilir. Ancak bu halde diğer hissedarların önalım hakkı devreye girebilir. Bu sebeple, kendi payını dışarıdan bir 3.kişiye satacak olan hissedarın diğer paydaşları bu satıştan haberdar etmesi ve önalım hakkını kullanma süresini beklemesi önem arz etmektedir.
Hisseli tapuda önalım hakkı kaldırılmamıştır. Paylı mülkiyete tabi taşınmazlarda paydaşlardan birinin payını 3.bir kişiye satması halinde, diğer paydaşların önalım hakkı bulunmaktadır. Ancak fiili taksim gibi bazı hallerde önalım hakkı kullanılamayabilir.
Önalım davası sonucunda dava, önalım hakkı sahibinin lehine sonuçlanırsa söz konusu payın mülkiyeti önalım hakkı sahibi paydaşa intikal eder. Mahkeme kararıyla birlikte mülkiyet, kendiliğinden intikal eder. Ancak, önalım hakkı sahibi tapu sicilinde söz konusu payın kendi adına tescilini talep edebilmektedir. Dava sonucunda önalım hakkı sahibi, payın bedelini ve tapu giderlerini ödemekle yükümlü olur. Aksi takdirde mülkiyet önalım hakkı sahibine intikal etmez.
Önalım hakkının kullanılması için payını satan paydaş ya da satın alan kişi, diğer paydaşlara bu satılı noter aracılığıyla bildirmelidir. Noter aracılığıyla yapılan bu bildirimden önalım hakkı süresi açısından önem arz etmektedir.
Önalım hakkının kullanılamayacağı bazı haller söz konusu olsa da bu hakkın kullanımının engellenmesi için özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Önalım hakkı sahibinin bu hakkından feragat etmesi, cebri icra yoluyla yapılan satışlar, bağışlama veya takas gibi satış dışı gerçekleştirilen devirler, paydaşlar arasında yapılan satışlar söz konusu olduğu hallerde önalım hakkı kullanılamayacaktır.
Önalım hakkının kullanılması için kanunda belirli süreler öngörülmüştür. Bunlar:
Önalım bedeli, öncelikli olarak tapu kayıtlarında belirtilen satış bedeli esas alınarak hesaplanır. Ancak taraflar kendi aralarında farklı bir bedel belirlemişlerse bu durum kanıtlanırsa hesaplamada dikkate alınabilir. Önalım bedeli, satış bedeline ek olarak satış masraflarını ve diğer tapu giderlerini de kapsamaktadır.
Önalım hakkı davasında arabuluculuk zorunlu tutulmamıştır. Ancak taraflar, dava açmadan önce arabulucuya başvurabilirler. Dolayısıyla, önalım hakkı davasında arabuluculuk isteğe bağlıdır.
Önalım hakkı davasında, önalım hakkı sahibi payın satış bedeli ile diğer masraf ve harçları yani önalım bedelini depo etmelidir. Davacı, bu bedeli mahkemenin belirdiği süre içinde depo etmelidir. Ön inceleme duruşmasında ya da temsil zaptında söz konusu süre davacıya bildirilir.
Önalım hakkının kullanılabilmesi için paydaşlardan birinin kendi payını 3.bir kişiye satması gerekmektedir. Dolayısıyla, satış işlemi gerçekleşmeden önalım hakkının kullanılması mümkün değildir. Satış işlemi gerçekleştikten sonra payını satan paydaş ya da satın alan kişi tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirim yapılması gerekmektedir. Bu bildirim ile önalım hakkının kullanılabilmesi için 3 aylık hak düşürücü süre başlayacaktır.
Tapuda satış bedelinin az göstermesi halinde kişi, bazı idari yaptırımlarla karşılaşabilmektedir. Kişi hakkında vergi ziyaı cezası uygulanabileceği gibi, eksik ödenen tapu harçları da tahsil edilmektedir. Pay satışlarında tapu müdürlüğüne düşük satış bedeli beyan edilerek daha az tapu harcı ödenmektedir. Ancak kişi, vergi ve sigorta sorunları ile karşılaşabilmektedir.
Tapuda satış bedelinin yüksek gösterilmesi halinde bedelin gerçeği yansıtmaması bazı sorunlara yol açabilmektedir. Satış bedelinin yüksek gösterilmesi, tapu harcının daha yüksek ödenmesine sebep olur. Ancak, bu durum vergi kaybına yol açmadığından cezai bir yaptırımı gündeme gelmemektedir.
2014 yılında yapılmış olan bir düzenleme ile tarım arazilerinde sınırdaş arazi maliklerine de önalım hakkı tanınmıştır. Tarımsal bir arazinin satışı halinde, sınırdaş arazinin sahibinin önalım hakkı bulunmaktadır. Ancak belirtmek gerekir ki, bu düzenleme 2020 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılmıştır.
Önalım hakkı, Türk Medeni Kanunu’nun 732 ila 734.maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bunun yanında sözleşmeden doğan önalım hakkı ise Türk Borçlar Kanunu’nun237 ila 242.maddeleri arasında yer almaktadır.
Önalım hakkından feragat edilmesi, önalım hakkı sahibi paydaşından bu hakkından vazgeçmesini anlamına gelmektedir. Önalım hakkından feragat iki şekilde yapılabilir:
Önalım hakkı, paylı mülkiyete tabi taşınmazlarda paydaşlardan açısından söz konusudur. Dolayısıyla, kiracılar eğer paydaş değillerse önalım hakkına sahip değillerdir. Ancak, kiracı ile taşınmazın sahibi arasında yapılacak olan bir sözleşme ile kiracıya sözleşmeden doğan önalım hakkı tanınabilir. Bu şekilde kiracı, taşınmazın satışı söz konusu olduğunda öncelikli satın alım hakkına sahip olmaktadır.
Önalım hakkı sahibi, bu hakkını dava açarak kullanabilmektedir. Satış işleminin ardından bu işlem, payını satan paydaş ya da satın alan kişi tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmelidir. Bu bildirim ile önalım hakkının kullanılması için belirlenen 3 aylık süre başlayacaktır. Eğer ihtar çekilmez, bildirim yapılmazsa önalım hakkı, satışın gerçekleşmesinden itibaren 2 yıl geçmekle düşmektedir. Dolayısıyla ihtarname çekilmesi, önalım hakkının kullanılması için belirlenmiş olan hak düşürücü süreler için önemlidir.
Tapuda yapılan işlemlerde taşınmazın satış bedelinin olduğundan düşük gösterilmesi, daha düşük tapu harcı ödemek için tarafların kullandığı bir yoldur. Bedelde muvazaa olarak adlandırılan bu durum, önemli hukuki sonuçlar meydana getirebilir. Tapuda satış bedelinin olduğundan düşük gösterilmesi, önalım hakkı sahibinin dah az satış bedeli ödemesine sebep olur. Ancak belirtmek gerekir ki, eğer alıcı tapuda bedelin olduğundan daha düşük gösterildiğini kanıtlarsa, önalım bedeli gerçek satış bedeli üzerinden hesaplanır.
Tapusuz taşınmazlarda önalım hakkı kullanılamamaktadır. Önalım hakkı, tapulu taşınmazlarda paylı mülkiyete tabi paydaşların sahip olduğu öncelikli satın alma hakkıdır. Tapusuz taşınmazlar ise zilyetliğin devri yoluyla devredilebilirler ve tapuda satış işlemi gerçekleşmez. Bu sebeple, tapusuz taşınmazlarda önalım hakkı söz konusu olmamaktadır.