Adresimiz
Havzan, Yeni Meram Cd. Arı Sitesi No:55/2 F Blok, 42140 Meram/Konya
İletişim Bilgilerimiz
Adresimiz
Havzan, Yeni Meram Cd. Arı Sitesi No:55/2 F Blok, 42140 Meram/Konya
İletişim Bilgilerimiz

Nafaka artırım davası, mahkeme tarafından belirlenen nafaka miktarının, ekonomik koşulların değişmesi, enflasyonun yükselmesi veya nafaka alacaklısının ihtiyaçlarının artması gibi nedenlerle artırılması için açılan bir davadır. Türk Medeni Kanunu’nun 176. ve 330. maddeleri, nafakanın tarafların mali durumlarına göre yeniden düzenlenmesine olanak tanır. Bu davayı, nafaka alacaklısı olan eş veya çocuk adına velayet sahibi anne veya baba açabilir. Yetkili mahkeme, tarafların yerleşim yerindeki Aile Mahkemesi’dir. Mahkeme, tarafların ekonomik durumlarını değerlendirerek uygun bir artış oranına karar verir ve bu karar kesinleştiğinde yeni nafaka miktarı geçerli olur.
Nafaka artırım davası, mahkeme tarafından daha önce hükmedilmiş olan nafaka miktarının, zamanla yetersiz hale gelmesi nedeniyle artırılması amacıyla açılır. Bu dava, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarının artması veya nafaka borçlusunun mali durumunun iyileşmesi gibi durumlarda gündeme gelir. Özellikle, enflasyon oranının yükselmesi, temel yaşam giderlerindeki artış, eğitim ve sağlık harcamalarının çoğalması gibi ekonomik nedenler nafakanın artırılmasını gerektirebilir. Ayrıca, nafaka yükümlüsünün gelirinde belirgin bir artış olması, nafaka alacaklısının maddi sıkıntılarının derinleşmesi veya hayat standartlarının düşmesi gibi durumlar da artırım talebi için hukuki dayanak oluşturur. Nafaka artırım davası, nafaka alacaklısının yerleşim yerindeki Aile Mahkemesi’ne başvurularak açılır ve mahkeme, tarafların ekonomik durumlarını değerlendirerek adil bir artış oranı belirler.

Nafaka artırım davası açılabilmesi için bazı hukuki ve ekonomik şartların oluşması gerekmektedir. Mahkeme tarafından belirlenen nafaka miktarının günün ekonomik koşulları karşısında yetersiz hale gelmesi, nafaka alacaklısının artan ihtiyaçlarının mevcut nafaka ile karşılanamaması veya nafaka yükümlüsünün maddi durumunun önemli ölçüde iyileşmesi gibi durumlar bu davanın açılması için temel gerekçelerdir.
Nafaka artırım davasını, mahkeme tarafından daha önce hükmedilmiş bir nafakayı almakta olan nafaka alacaklısı açabilir. Türk Medeni Kanunu’na göre nafaka türüne bağlı olarak bu davayı açabilecek kişiler şunlardır:
Yoksulluk Nafakası Alacaklısı: Boşanma davası sonucunda yoksulluk nafakası almaya hak kazanan ve mevcut nafaka miktarı geçimini sağlamaya yetmeyen kişi, nafaka artırım davası açabilir.
İştirak Nafakası Alacaklısı (Çocuk Adına Velayet Sahibi Ebeveyn): Boşanma sonrası çocuğun bakım ve eğitim giderlerini karşılamak için iştirak nafakası bağlanmışsa, çocuğun velayet sahibi ebeveyni, çocuğun artan ihtiyaçlarını gerekçe göstererek nafaka artırım davası açabilir.
Yardım Nafakası Alacaklısı: Anne, baba, çocuk veya kardeşler arasında maddi sıkıntı içinde olan bir kişi, kendisine bağlanan yardım nafakasının artırılması için dava açabilir.
Nafaka artırım davası açarken mahkemeye sunulması gereken belgeler, davanın dayanağını oluşturan ekonomik ve sosyal değişiklikleri kanıtlamaya yönelik olmalıdır. Mahkeme, tarafların gelir durumlarını, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını ve nafaka yükümlüsünün ödeme gücünü değerlendirmek için çeşitli belgeler talep edebilir.
Nafaka Artırım Davası İçin Gerekli Belgeler:
Dava Dilekçesi: Nafakanın artırılmasını talep eden kişinin gerekçelerini ve hukuki dayanaklarını içeren dilekçe.
Mevcut Nafaka Kararının Örneği: Daha önce nafakaya hükmeden mahkeme kararının sureti.
Tarafların Gelir Durumunu Gösteren Belgeler: Maaş bordrosu (nafaka alacaklısı ve yükümlüsü için), SGK hizmet dökümü, vergi levhası (serbest meslek sahipleri için), tapu kayıtları (gayrimenkul durumu için), araç kayıtları (nafaka yükümlüsünün maddi durumunu değerlendirmek için)
Nafaka Alacaklısının Artan Giderlerini Gösteren Belgeler: Kira kontratı (kirada oturuyorsa), elektrik, su, doğalgaz, internet gibi fatura örnekleri, çocuğun eğitim masraflarına ilişkin belgeler (okul ücretleri, servis, kırtasiye giderleri), sağlık harcamalarını gösteren raporlar veya faturalar (hastane, ilaç giderleri)
Enflasyon ve Ekonomik Koşulların Değiştiğini Gösteren Belgeler: TÜİK enflasyon oranları (mahkemeye sunulabilir), güncellenmiş asgari ücret bilgileri
Tanık Beyanları: Nafaka alacaklısının zor durumda olduğunu veya nafaka yükümlüsünün gelirinde artış olduğunu doğrulayabilecek tanıkların ifadeleri.
Nafaka davası açmak için aşağıdaki adımlar izlenir:
Dava Dilekçesinin Hazırlanması: Nafaka talebinde bulunan kişi, mahkemeye başvurabilmek için bir dava dilekçesi hazırlar. Bu dilekçede, nafaka talebinin gerekçeleri, nafaka miktarının belirlenmesi için öne sürülen sebepler (yaşam standartları, tarafların gelir durumu, çocukların bakım ihtiyaçları vs.) yer almalıdır. Nafakanın miktarı ve sürekliliği ile ilgili talepler de bu dilekçeye eklenmelidir.
Aile Mahkemesi’ne Başvuru: Nafaka davası, Aile Mahkemesi’ne açılır. Aile Mahkemesi’nin bulunmadığı yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurulabilir. Mahkeme, boşanma davası veya ayrı bir nafaka talebi için tarafların durumu üzerinde inceleme yapacaktır.
Gerekli Belgelerin Sunulması: Nafaka davasında, nafaka talep eden kişinin gelir durumu, nafaka borçlusunun ödeme gücü ve tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını gösteren belgeler mahkemeye sunulmalıdır. Bu belgeler şunlar olabilir: nafaka alacaklısının gelir belgeleri (maaş bordrosu, vergi levhası vb.), nafaka borçlusunun gelir durumu, nafaka alacaklısının yaşam giderlerini gösteren belgeler (fatura, kira kontratı, okul giderleri, sağlık masrafları vb.), mahkemenin talep etmesi halinde, tarafların malvarlığına dair belgeler de sunulabilir.
Mahkemenin İnceleme Süreci: Mahkeme, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını değerlendirir. Nafaka yükümlüsünün mali durumu ile nafaka alacaklısının ihtiyaçları göz önünde bulundurularak nafaka miktarına karar verir. Ayrıca, çocukların eğitimi, bakımı gibi ihtiyaçlar da dikkate alınabilir.
Mahkeme Kararı ve Uygulama: Mahkeme, nafaka talebini kabul edebilir veya reddedebilir. Eğer nafaka talebi kabul edilirse, mahkeme nafakanın miktarını, ödeme sıklığını ve süresini belirler. Nafaka borçlusu, belirlenen miktarı her ay düzenli olarak ödemekle yükümlüdür. Karar kesinleştikten sonra, nafaka ödemeleri başlar.

Boşanma davası devam ederken nafakanın artırılabilmesi için belirli şartların oluşması gerekmektedir. Medeni Kanun ve ilgili yargı içtihatları çerçevesinde, nafaka artırım talebi için şu şartlar dikkate alınır:
Boşanma davası sürerken, nafaka alacaklısının yaşam standartlarında veya giderlerinde belirgin bir artış olması durumunda nafaka artırım talebi yapılabilir. Örneğin, enflasyon oranlarının yükselmesi, sağlık giderlerinin artması, çocukların eğitim giderlerinin yükselmesi gibi durumlar nafaka alacaklısının daha fazla destek talep etmesine yol açabilir.
Nafaka yükümlüsünün gelirinde artış olması da nafakanın artırılmasını gerektirebilir. Nafaka yükümlüsünün maaşının veya diğer gelirlerinin yükselmesi, daha önce belirlenen nafaka miktarının, alacaklıyı tatmin etmemesi anlamına gelebilir. Bu durumda, nafaka alacaklısı, boşanma davası devam ederken, nafakanın artırılmasını talep edebilir.
Türk Medeni Kanunu, nafakanın miktarını belirlerken hakkaniyet ilkesini de gözetir. Bu ilkeye göre, tarafların ekonomik durumları birbirine oranla adil olmalıdır. Yoksulluk nafakası için belirlenen miktar, alacaklının yaşam düzeyini sürdürebilmesini sağlamalıdır. Eğer bu miktar, koşullar gereği düşükse, nafaka artırılabilir.
Boşanma davası sonuçlanmadan önce, geçici nafaka düzenlemeleri yapılabilir. Ancak, bu geçici nafakanın artırılması için mahkemeye başvurulabilir. Geçici nafaka, dava devam ederken nafaka alacaklısının geçimini sağlaması için belirlenen bir miktar olup, nafaka artırım talebi, bu miktarın yaşam koşulları göz önünde bulundurularak artırılmasına dayanır.
Nafaka artırım davalarında hâkim, nafaka miktarının adil ve uygun olmasını sağlamak için çeşitli kriterleri dikkate alır. Bu kriterler, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını yansıtacak şekilde belirlenmiştir. Nafaka artırım davasında hâkimin değerlendirdiği başlıca kriterler şunlardır:
Nafaka artırım davalarında, talebin kabul edilebilmesi için tarafların mali durumu ve yaşam koşullarına dair somut, güvenilir ve geçerli deliller sunulması oldukça önemlidir. Bu deliller, mahkemenin doğru ve adil bir karar vermesi için temel teşkil eder. Öne çıkan delil türleri arasında, tarafların gelir ve giderlerini gösteren belgeler yer alır. Örneğin, maaş bordroları, vergi beyannameleri ve faturalar, tarafların ekonomik durumunu ortaya koyan önemli belgelerdir. Ayrıca, banka hesap ekstresi gibi belgeler, gelir ve gider akışını detaylı bir şekilde gösterebilir. Mülkiyet belgeleri, taşınmazların varlığını ve değerini, kira sözleşmeleri ise ek gelir kaynaklarını belirleyebilir.
Nafaka alacaklısının veya borçlusunun sağlık durumu da dava sürecinde önemli bir etki yaratabilir. Sağlık raporları, tedavi masrafları ve engellilik durumuna dair belgeler, nafakanın artırılması gerekliliğini destekleyebilir. Ayrıca, tanık beyanları da durumu daha iyi anlayabilmek için önemli bir delil kaynağıdır. Tanık ifadeleri, tarafların yaşam şartlarına ve mali durumlarına dair ek bilgi sağlayabilir.
Mahkeme, sunulan delilleri değerlendirirken bunların güvenilirliğini, tutarlılığını ve zamanlamasını dikkate alır. Delillerin doğruluğu kanıtlanmış kaynaklardan gelmesi, mahkemenin kararını etkileyen önemli bir unsurdur. Ayrıca, delillerin tutarlı olması, çelişkisiz bir şekilde birbirini desteklemesi gerekir. En son olarak, delillerin güncel ve olayla doğrudan ilgili olması da mahkeme için belirleyici bir faktördür.
Görevli Mahkeme:
Nafaka artırım davası, aile içi meseleleri düzenleyen bir dava olduğu için, Aile Mahkemesi’nde görülür. Türk Medeni Kanunu’na göre, nafaka alacaklısı veya nafaka borçlusu, nafakanın artırılması için başvuruda bulunabilir ve bu tür davalar Aile Mahkemesi’nin görev alanına girer. Aile Mahkemesi bulunmayan yerlerde ise, Asliye Hukuk Mahkemesi’nde nafaka artırım davaları açılabilir.
Yetkili Mahkeme:
Nafaka artırım davası için yetkili mahkeme, nafaka alacaklısının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesidir. Yani nafaka artırımı için başvuruda bulunan kişi, ikamet ettiği yerin Aile Mahkemesi’ne başvurmalıdır. Ayrıca nafaka alacaklısı dilerse nafaka yükümlüsünün ikametgahının bulunduğu yer mahkemesinde de dava açabilir. Bu durumda, nafaka artırım davasında, borçlunun ikametgahı da dikkate alınarak açılabilir.
Nafaka artırım davalarında, tarafların mali durumu büyük bir etkiye sahiptir. Türk Medeni Kanunu’na göre, nafaka miktarının artırılması, tarafların ekonomik koşullarındaki değişikliklere ve hakkaniyet ilkesine dayanır. Özellikle nafaka alacaklısının ve borçlusunun gelirlerinde, giderlerinde ya da yaşam standartlarında meydana gelen değişiklikler, nafakanın artırılmasında belirleyici faktörlerdir.
Nafaka alacaklısının gelirindeki bir azalma, artan yaşam maliyetleri veya özel bir ihtiyaç durumu, mevcut nafaka miktarının yetersiz kalmasına neden olabilir. Bu durumda, nafakanın artırılması talebi gündeme gelir. Öte yandan, nafaka borçlusunun gelirindeki artış da önemli bir etkiye sahiptir. Eğer borçlu tarafın geliri yükselirse, alacaklı taraf daha yüksek bir nafaka miktarı talep edebilir. Diğer yandan, borçlunun mali durumu kötüleşirse, ödeme kapasitesinin düşmesi nafakanın azaltılması için bir gerekçe olabilir.
Enflasyon ve ekonomik koşullar da nafaka artırım davalarında önemli rol oynar. Ülkedeki enflasyon oranları ve genel ekonomik durum, nafakanın alım gücünü etkiler. Enflasyon nedeniyle nafakanın değeri zamanla düşerse, alacaklının yaşam standardı olumsuz etkilenebilir ve bu durumda nafaka artırımına başvurulabilir. Hâkim, tarafların mali durumlarını, gelir ve giderlerini, enflasyon oranlarını ve diğer ekonomik faktörleri dikkate alarak nafaka miktarını adil bir şekilde belirlemeye çalışır.

Nafaka artırım oranı, nafaka miktarının güncel ekonomik koşullara ve tarafların mali durumlarına göre adil bir seviyede tutulmasını sağlamak amacıyla belirlenir. Türk Medeni Kanunu’nda nafaka artırımına dair özel bir oran belirtilmemiştir; bu nedenle hâkimler, nafaka miktarını belirlerken ve artırırken genel hukuki ilkeler, tarafların gelir ve gider durumları ile yaşam standartlarını dikkate alır.
Nafaka Artırımında Değerlendirilen Kriterler:
Nafaka artırım davalarının ne kadar süreceği, davanın içeriği, mahkemenin iş yükü ve tarafların tutumuna bağlı olarak değişir. Bu davalar genellikle 6 ila 18 ay arasında tamamlanır. Ancak, bu süre mahkemelerin yoğunluğuna, tarafların hazırlıklarına ve davanın karmaşıklığına göre farklılık gösterebilir. Duruşmalar ise genellikle iki ile üç celseden oluşur. Duruşmaların sayısı, tarafların sunduğu deliller, tanıkların dinlenmesi ve diğer yargılama süreçlerine göre artabilir veya azalabilir. Duruşmalar arasındaki süre, genellikle bir ay civarındadır ancak bu süre de mahkemenin takdirine göre değişebilir.
Nafaka artırım davası, Türk Medeni Kanunu çerçevesinde düzenlenmektedir. Medeni Kanun’un 175. maddesi, boşanma sonrası yoksulluk nafakasının belirlenmesi ve gerekirse artırılmasına olanak tanır. Nafaka artırımına ilişkin esaslar, tarafların mali durumundaki değişikliklere dayanır. Bu madde, nafakanın alacaklıya yeterli geçim sağlamaması durumunda artırılmasına imkan verir. Ayrıca, Medeni Kanun’un 182. maddesi, nafakanın belirlenmesinde dikkate alınması gereken unsurları belirler. Nafaka miktarının artırılabilmesi için, nafaka borçlusunun gelirindeki artış, alacaklının yaşam standartlarındaki değişiklikler gibi sebepler göz önünde bulundurulur. Mahkeme, tarafların mali durumunu ve ihtiyaçlarını değerlendirerek nafakanın artırılmasına karar verir.
Nafaka artırım talebinin reddedilmesi, tarafların mali durumlarına ve yaşam koşullarındaki değişikliklere dayalıdır. Eğer mahkeme, talebin geçerli bir gerekçeye dayanmadığını düşünürse, başvuru reddedilebilir. Ancak, bu karara karşı, belirli bir süre içinde istinaf yoluna başvurulabilir ve kararın yeniden değerlendirilmesi talep edilebilir.
Nafaka artırım talebinin reddedilmesinin sebepleri şunlardır:
Nafaka artırım talebinin reddedilmesi durumunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf yoluna başvurulabilir. İstinaf başvurusu, kararın bir üst mahkeme tarafından yeniden incelenmesini sağlar. Mahkemenin verdiği kararın kesinleşebilmesi için, belirtilen itiraz süresi içinde başvuruda bulunulmazsa karar kesinleşir.
Hakim, nafaka artırımına karar verirken belirli koşulları göz önünde bulundurur. Öncelikle, nafaka artırımına karar verilmesi için, tarafların ekonomik durumlarında bir değişiklik olması gerekmektedir. Eğer nafaka borçlusunun gelirinde artış olmuşsa, bu durum nafakanın artırılması için geçerli bir sebeptir. Nafaka borçlusunun maaşında artış, yeni bir iş veya gelir kaynağı edinmesi gibi durumlar, alacaklının ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için nafakanın artırılmasını gerektirebilir.
Bunun yanı sıra, nafaka alacaklısının yaşam koşullarındaki değişiklikler de nafaka artırımını haklı çıkarabilir. Alacaklının sağlık durumunun kötüleşmesi, yaşam standardının düşmesi veya özel ihtiyaçlarının artması gibi durumlar nafaka artırımına zemin hazırlayabilir. Örneğin, alacaklının ciddi bir hastalığa yakalanması veya çocuklarının eğitim giderlerinin artması gibi durumlar nafakanın artırılmasını gerektirebilir.
Enflasyon ve genel yaşam maliyetlerinin artışı da nafaka artırımı için bir diğer önemli sebeptir. Eğer enflasyon nedeniyle yaşam maliyetleri yükselmişse, mevcut nafaka miktarı alacaklının temel ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalabilir. Bu durumda hakim, nafakanın artırılmasına karar verebilir. Ayrıca, nafaka alacaklısının çocukların bakımını üstlenmesi durumunda, çocukların büyümesiyle birlikte artan bakım ve eğitim giderleri de nafakanın artırılmasını gerektirebilir. Çocukların okul masrafları, sağlık harcamaları veya diğer giderler arttığında, hakim nafakanın artırılmasına karar verebilir.
Nafaka artırım davasında karşı taraf, yani nafaka borçlusu, mahkemeye cevap dilekçesi sunarak nafaka artırımına karşı savunmasını yapar. Cevap dilekçesi, borçlunun nafaka artırım talebine itirazlarını içerir ve bu savunmalar, mahkeme tarafından dikkate alınır. Borçlu, ilk olarak nafakanın artırılmasına gerek olmadığını belirtebilir. Bunun için, gelirinin değişmediğini, mevcut nafakanın alacaklının ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde olduğunu savunabilir. Ayrıca, nafakanın artırılmasının borçlunun ödeme gücünü aşacağını, mevcut nafakanın ödenmesinin bile zor olduğunu ifade edebilir. Nafaka borçlusu, nafaka artırımına dair sunulan delillerin eksik veya hatalı olduğunu öne sürebilir. Örneğin, alacaklının gelir durumunu belirten raporların gerçek dışı olduğunu belirterek, bu raporların dikkate alınmaması gerektiğini savunabilir. Bunun dışında, nafakanın artırılmasının adil olmayacağına dair hakkaniyet ilkesine dayalı bir savunma da yapabilir. Cevap dilekçesinde, tüm bu itirazlar açıkça belirtilerek, nafaka artırım talebinin reddedilmesi talep edilebilir. Mahkeme, tarafların sunduğu tüm savunmaları ve delilleri değerlendirerek karar verir. Bu nedenle, karşı tarafın cevap dilekçesi, davanın sonucunu etkileyebileceği için önemlidir.
Nafaka artırımında çocuğun ihtiyaçları, çocuğun gelişim sürecine, yaşına, eğitim durumuna, sağlık ihtiyaçlarına ve yaşam koşullarına bağlı olarak belirlenir. Medeni Kanun’a göre, nafaka borçlusu, çocuğun temel ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüdür. Bu ihtiyaçların kapsamı, çocuğun yaşına, sağlık durumuna, eğitim gereksinimlerine ve diğer özel durumlarına göre değişebilir.
İlk olarak, çocuğun temel yaşam giderleri (yemek, barınma, giyim gibi) göz önünde bulundurulur. Bu giderler, çocuğun günlük yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan masraflardır. Ayrıca, çocuğun yaşına göre değişen eğitim giderleri de önemli bir ihtiyaçtır. Çocuğun okul masrafları, kitap ve kırtasiye giderleri, özel dersler veya okul dışı aktiviteler gibi giderler nafaka artırımında dikkate alınan unsurlar arasında yer alır.
Sağlık ihtiyaçları da çocuğun nafakasının belirlenmesinde önemli bir faktördür. Özellikle sağlık sorunları yaşayan bir çocuğun ilaç, tedavi veya özel bakım gibi masrafları nafaka artırımını gerektirebilir. Ayrıca, çocuğun özel bir eğitim veya bakım gereksinimi varsa (örneğin, engellilik durumu gibi), bu tür özel ihtiyaçlar da nafakanın artırılması için geçerli sebepler arasında sayılabilir.
Çocuğun sosyal ve kültürel ihtiyaçları da göz önünde bulundurulur. Örneğin, çocuğun sosyal etkinliklere katılması, spor aktiviteleri, tatiller gibi giderler de nafaka artırımına etki edebilir.
Son olarak, çocuğun yaşam standartlarına uygun bir şekilde büyüyebilmesi için belirli bir yaşam düzeyinin sağlanması gerektiği de dikkate alınır. Çocuğun yaşam kalitesinin arttırılması ve sağlıklı bir şekilde gelişebilmesi için nafakanın artırılması gerekebilir. Bu nedenle, nafaka artırım talebinde çocuğun mevcut yaşam koşulları, eğitim ve sağlık ihtiyaçları, sosyal ve kültürel gelişimi gibi faktörler detaylı bir şekilde değerlendirilir.
Nafaka artırım davasında verilen kararın uygulanması, mahkemenin kararının kesinleşmesiyle başlar. Mahkemenin kararında belirtilen artırılmış nafaka miktarı, karar kesinleştikten sonra geçerli olmaya başlar ve nafaka borçlusu, bu yeni tutarı düzenli olarak alacaklıya ödemek zorundadır. Ödeme, genellikle her ay belirli bir tarihte yapılır ve mahkemenin belirlediği ödeme planına uygun olarak gerçekleştirilir.
Eğer nafaka borçlusu, mahkeme kararına uymayarak artırılan nafakayı ödemezse, alacaklı taraf icra takibi başlatabilir. Bu takibin ardından, nafaka borçlusunun mal varlıklarına haciz konulabilir veya maaşından kesinti yapılabilir. Mahkemeye başvurulup nafakanın ödenmemesi durumunda, alacaklı taraf nafakanın artırılmasına dair yeniden bir talepte bulunabilir. İcra takibi, mahkeme kararına uymayan borçlular için uygulanan yasal bir süreçtir ve bu süreç, nafaka artırım kararının yerine getirilmesini sağlar.
Nafaka artırım davasında, davacı tarafından açılan dava için belirli bir harç ödenir. Türk Medeni Kanunu ve diğer ilgili düzenlemelere göre, harçlar genellikle dava değerine (yani artırılmak istenen nafaka miktarına) göre hesaplanır. Dava açıldığında, nafaka artırım talebi için ödenecek harç, davanın konusu olan miktara bağlıdır. Bu harç, davanın sonuçlanmasının ardından, mahkeme kararının kesinleşmesinden önce ödenir.
Harç oranı, belirli bir limit dahilinde ve yargılama usulüne göre belirlenir. Yüksek nafaka artırım talepleri, daha yüksek harçlara yol açabilir. Bu harç, genellikle davacının, yani nafaka alacaklısının, davayı açarken ödemesi gereken bir miktardır.
Dava sürecinde, gerekli olan belge ve evrakların temin edilmesi, bilirkişi raporlarının alınması gibi masraflar da oluşabilir. Bu tür masraflar, davayı açan kişi tarafından ödenir ve dava sonuçlandığında, bu masrafların kimin tarafından karşılanacağına mahkeme karar verir. Ancak, genellikle bu masraflar, davayı kazanan taraf lehine mahkeme tarafından karşılanabilir.

Nafaka artırım davası, mevcut nafaka miktarının yetersiz kalması durumunda açılır. Nafaka alıcısının geçim giderlerinin artması veya nafaka ödeyen kişinin maddi durumunun iyileşmesi halinde talep edilebilir. Dava, nafaka alacaklısının veya borçlusunun yerleşim yerindeki Aile Mahkemesi’nde açılır.
Nafaka yükseltmek için Aile Mahkemesi’nde nafaka artırım davası açılmalıdır. Nafakanın yetersiz kaldığını gösteren nedenler (enflasyon, kira, eğitim veya sağlık giderlerinin artışı) delillerle sunulmalıdır. Nafaka ödeyen kişinin maddi durumunun iyileşmesi de artırım için önemli bir kriterdir.
Hakim, davacıya nafakanın neden artırılması gerektiğini sorar. Nafaka alıcısının gelir durumu, giderleri ve geçim sıkıntısı hakkında bilgi ister. Nafaka ödeyen kişiye ise maddi durumunun değişip değişmediğini ve nafakayı ödeyip ödeyemeyeceğini sorar. Tarafların gelir belgeleri, faturalar ve diğer delilleri inceleyerek karar verir.
Nafaka artırım davası genellikle 2 ila 4 duruşma arasında sonuçlanır. İlk duruşmada dilekçeler değerlendirilir ve tarafların beyanları alınır. Mahkeme, tarafların mali durumunu araştırmak için ek delil veya bilirkişi raporu talep edebilir. Süreç, mahkemenin iş yüküne ve delillerin toplanma süresine bağlı olarak birkaç ay ile bir yıl arasında tamamlanabilir.
Nafaka, mahkeme kararıyla Türk İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından belirlenen ÜFE (Üretici Fiyat Endeksi) veya TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) oranlarına göre artırılabilir.
Evet, nafaka artırım davası birden fazla kez açılabilir. Nafaka alıcısının ihtiyaçlarının artması veya nafaka ödeyenin maddi durumunun iyileşmesi gibi yeni koşullar oluştuğunda tekrar dava açılabilir. Mahkeme, her davada tarafların ekonomik durumunu yeniden değerlendirir. Haklı bir gerekçe olduğu sürece nafaka artırım talebi reddedilse bile ilerleyen yıllarda tekrar başvuru yapılabilir.
Evet, nafaka artırım davasında tanık dinlenebilir. Taraflar, ekonomik durumlarını ve yaşam koşullarını doğrulamak için tanık gösterebilir. Tanıklar, nafaka alıcısının geçim sıkıntısını veya nafaka ödeyenin mali durumunu anlatabilir.
Nafaka artışı, başlıca enflasyon oranları, tarafların mali durumundaki değişiklikler ve yaşam giderlerindeki artışlar dikkate alınarak yapılır. Üretici ve Tüketici Fiyat Endekslerindeki (ÜFE ve TÜFE) değişiklikler, nafaka miktarının belirlenmesinde önemli bir rol oynar. Ayrıca, nafaka ödeyen kişinin gelirindeki artışlar ve nafaka alıcısının ekonomik ihtiyaçlarındaki değişiklikler de göz önünde bulundurulur.
Nafaka artırım davalarında, arabuluculuk süreci zorunlu değildir. Taraflar, dava açmadan önce veya dava sırasında arabulucuya başvurmayı kararlaştırabilirler, ancak bu durum isteğe bağlıdır ve yasal bir zorunluluk bulunmamaktadır.
Nafaka artırımı, nafaka alacaklısının geçim sıkıntısının artması veya nafaka borçlusunun maddi durumunda iyileşme gibi durumlarda talep edilebilir. Enflasyon oranlarındaki yükselmeler, yaşam maliyetlerinin artması ve sağlık veya eğitim giderlerindeki yükselmeler gibi ekonomik faktörler de nafaka artırımına gerekçe olabilir.
Nafaka artırımında çocukların ihtiyaçları, yaşları, eğitim giderleri, sağlık masrafları ve özel gereksinimlerine göre belirlenir. Ayrıca, yaşam standartları ve mevcut nafaka miktarı da göz önünde bulundurulur. Nafaka ödeyenin maddi durumu, çocuğun ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde değerlendirilir.
Nafaka artırım davası açarken mahkemeye başvuru harcı ve nispi harç ödenir. Talep edilen nafaka tutarına bağlı olarak yıllık harç oranı hesaplanır ve ödeme yapılır. Ek olarak, dava sürecinde gider avansı, vekâlet pulu ve avukatlık ücreti gibi masraflar da ortaya çıkabilir. Bu ücretler, dava türüne ve nafaka artış miktarına göre değişiklik gösterebilir.
Nafaka artırımında enflasyon oranı dikkate alınır. Enflasyon, yaşam maliyetlerinin artmasına neden olduğundan, nafaka alıcısının geçim sıkıntısının büyümesine yol açabilir. Mahkeme, enflasyon oranlarını ve diğer ekonomik koşulları göz önünde bulundurarak nafaka miktarını artırabilir. Bu, nafakanın gerçek değerinin korunmasını ve alıcının yaşam standartlarının iyileştirilmesini sağlar.
Nafaka artırımında, tarafların gelir durumu, maaş bordrosu, banka hesap dökümü ve vergi beyannameleri gibi belgelerle tespit edilir. Mahkeme, bu belgeler üzerinden tarafların mali gücünü değerlendirir. Gerekirse, bilirkişi raporu da alınarak daha ayrıntılı bir inceleme yapılabilir. Bu adımlar, nafakanın adil bir şekilde arttırılmasını sağlamak için önemlidir.
Nafaka artırımında, işsizlik durumu nafaka ödeyenin ödeme gücünü etkiler. Eğer kişi işsizse, gelir elde edemediği için nafaka artırım talebi genellikle reddedilir veya kısıtlanır. Ancak, işsizlik geçici ise ve kişi aktif olarak iş arıyorsa, mahkeme artırım kararını erteleyebilir. İşsizlik, ödeyenin ödeme kapasitesini düşürdüğü için, artış yerine mevcut nafakanın korunması da söz konusu olabilir.
Nafaka artırım davası geri çekilebilir. Davacı, dava sürecinin herhangi bir aşamasında feragat etme hakkına sahiptir. Dava geri çekildiğinde, mahkeme işlemleri durur ve dava sonlanır. Ancak, davanın geri çekilmesi nafaka artırım talebinin sonlanması anlamına gelir ve yeniden açılması gerekebilir.