Adresimiz
Havzan, Yeni Meram Cd. Arı Sitesi No:55/2 F Blok, 42140 Meram/Konya
İletişim Bilgilerimiz
Adresimiz
Havzan, Yeni Meram Cd. Arı Sitesi No:55/2 F Blok, 42140 Meram/Konya
İletişim Bilgilerimiz

Boşanma davasında deliller, mahkemenin kararını doğrudan etkileyebilecek güçlü unsurlar arasında yer alır. Aldatma, şiddet, terk, ekonomik şiddet veya evlilik birliğinin temelinden sarsılması gibi nedenlere dayalı boşanma davalarında; fotoğraflar, mesaj kayıtları, tanık beyanları, ses kayıtları ve diğer hukuki deliller büyük önem taşır.
Boşanma davasında deliller başlıklı bu yazımızda boşanma davası için hangi delillerin ispat yükü olduğunu, ne tür delillerin mahkemeye sunulması gerektiğini, ispat gücü en yüksek delillerin neler olduğunu sizlere aktarmaya çalışacağız. Keyifli okumalar dileriz…
Davayı açan tarafın boşanmaya sebebiyet veren ve evlilik birliğinin sarsıldığını gösteren hususları ispatlayabilmesi için mahkeme huzuruna hukuka uygun elde edilmiş delilleri sunması gerekir. Örneğin; tazminat talebi, nafaka talebi, çocukların velayeti gibi konularda mahkemenin tarafların kusurunu tespit edebilmesi adına delillerden yararlanması şarttır.
Fakat yukarıda da belirttiğimiz üzere elde edilen ve mahkemeye sunulan bu delillerin hukuka uygun bir şekilde ele geçirilmesi gerekir. Aksi halde mahkeme, ele alınan delilleri değerlendirmeye almayacaktır.

Boşanma davası açıldığında öncelikle yasal olarak elde edilmiş delillerin dava dilekçesi ekinde mahkemeye sunulması gereklidir. Hukuka uygun olmayan delillerin ispat gücü zayıf olduğu gibi mahkeme huzurunda delil niteliği taşımadığına da kanaat getirilmesi mümkündür.
İddiaların dayanağı olarak etki edebilecek delillere ise banka dökümleri ve banka işlem kayıtları, otel vb. yerlerde konaklandığına dair kayıtlar, mesajlar, arama kayıtları, sosyal medya içerikleri, tanık beyanları, kamera görüntüleri, nüfus kayıtları örnek verilebilir. Madde halinde göstermek gerekirse hukuka uygun elde edilmiş olması şartıyla;
Delil olarak kullanılabilir.
Boşanma davalarında taraflar kimi zaman iddialarını kanıtlamak için birçok delile başvurabilirler ancak sunulan delil veya deliller kimi zaman özel hukukun gizliliği, kişilik hakları, temel haklar gibi unsurları ihlal edecek şekilde karşımıza çıkabilir.
İspat gücü olmayan; yasak deliller arasında sayılabilir. Hatta öyle ki, bu yasak delillerin elde edilmesi, özel hayatın gizliliği (TCK 134) suçuna sebebiyet verebilir.
Yargıtay’ın son zamanlarda verdiği bazı kararlar, başka türlü ispatı mümkün olmayan hallerde diğer eşten habersiz olarak ses kaydı alınmasını hukuka uygun olarak görülmüştür.
Boşanma davalarında hâkim, sunulan delilleri dikkatle inceleyerek kararını verir. Mahkeme, delillerin hukuka uygun olup olmadığını değerlendirirken, fotoğraflar, mesaj kayıtları, tanık ifadeleri, uzman raporları ve diğer belgeleri dikkate alır. Özel hayatın gizliliğini ihlal eden yasa dışı deliller, mahkeme tarafından geçersiz sayılabilir. Bu nedenle, boşanma davasında delil sunarken sunulan delillerin hukuka aykırı bir şekilde elde edilmediğine dikkat edilmelidir.
Hâkim, delillerin inandırıcılığı, tutarlılığı ve hukuki geçerliliğini değerlendirerek tarafların iddialarını destekleyip desteklemediğini analiz eder. Zina, şiddet, hayata kast veya onur kırıcı davranış, terk veya evlilik birliğinin temelden sarsılması gibi nedenlere dayanan boşanma davalarında sunulan delillerin güçlü olması davanın seyrini doğrudan etkileyecektir. Dolayısıyla boşanma sürecinde olayla bağlantılı delillerin sunulması çok önemlidir.
Tanıkların boşanma davasındaki önemi süreci yaşayan eşlerin arasındaki ilişkiyi tarafsız bir şekilde hâkime aktarmasından kaynaklanmaktadır. Zira elde herhangi bir kanıt olmaması durumunda tanık delili iddiaların ispatında yardımcı olacaktır.
Bu noktada bir diğer önemli husus şudur ki; tanık, konuyla ilgili bilgilerini aktarırken varsayımsal ya da başka şahıslardan duyduğu olaylardan ziyade bizzat beş duyu organından biri veya birkaçına bağlı olarak şahsen elde edindiği bilgileri hâkime sunmalıdır. Yani tanık kusurlu eylemi; objektif, bilinçli ve adil bir şekilde yargılama sırasında aktarmak zorundadır.
Belirtmek gerekir ki tanık yalan söylememelidir. Zira tanık, gerçeğe aykırı beyanda bulunursa Türk Ceza Kanunu (TCK) 272/2’de yer alan yalan tanıklık suçunu işlemiş olur ve 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılabilir.
WhatsApp ve sms üzerinden yapılan konuşmaların delil olarak sunulması mümkündür ancak burada dikkat edilmesi gereken bir nokta vardır. Eğer mesajlaşmanın taraflarından biri, bu konuşmaları delil olarak sunan kişi ise bu mesajlar delil niteliği taşıyacaktır. Şayet bir başkası ile yapılan konuşmaların delil olarak sunulması hukuka uygun olmayan delil niteliği taşıyacağından ispat gücü yoktur.
Özetlemek gerekirse WhatsApp ve SMS üzerinden atılan mesajların delil olarak sunulması için delili sunan kişi, mesajlaşmanın bir tarafı olmalıdır.
Instagram, Tik tok, Facebook, gibi sosyal medya uygulamaları ve arkadaşlık siteleri üzerinden gerçekleştirilen sadakatsiz ve güven sarsıcı davranışların oranı son yıllarda oldukça artmıştır. Bu tarz uygulama ve siteler üzerinden yapılan paylaşımlar, mesajlaşmalar hukuka uygun bir şekilde elde edildiği sürece boşanma davalarında sıklıkla delil olarak kullanılmaktadır.
Elbette ki sosyal medya paylaşımları tek başına hukuka aykırı, kusurlu davranış olmayacaktır. Fakat yapılan paylaşımlar evlilik birliğinin sarsılmasına yol açacak derecede kusur içeriyorsa delil niteliği taşıyacaktır.
Boşanma davalarında aldatma eyleminin gerçekleştiği yönündeki iddialar için sunulabilecek birçok delil çeşidi mevcuttur. Aldatma (Zina) nedeniyle boşanma davalarında en sık karşılaşılan delil çeşitleri mesajlaşmalar, arama kayıtları, fotoğraflar ve kamera kayıtlarıdır. Fakat pek tabiî bunlarla sınırlı değildir. Sıklıkla karşılaşılan deliller;
Şeklinde örneklendirilebilir.

Şiddet ve kötü muamele gibi davranışlarla karşılaşan tarafın bu iddialarını her türlü delille ispat etmesi mümkündür. Örneğin; Tanık beyanı, Tıbbi raporlar, emniyet kayıtları, görüntüler bu muamelelerin yaşandığına dair delil olarak kullanılabilir.
Şiddet ve kötü muamelede en önemli delillerden birisi darp raporudur. Darp raporu, kişinin şiddet gördüğünün en büyük ispatlarından birisidir. Bu sebeple darp eylemine dair izler ortadan kalkmadan ivedilikle rapor alınmalıdır. Boşanma davalarında darp raporu, ispat gücü oldukça yüksek bir delildir.
Ses ve görüntü kayıtları rıza dahilinde kayda alınırsa hukuka aykırılık teşkil etmezken gizlice ve planlı bir diyalog içinde doğallığın dışında bir ortam yaratılarak kayda alınması durumunda hukuk dışı bir delil olarak görülür.
Şayet kişinin herhangi bir eylemi ispat etmesi açısından başka çaresi yoksa gizli ses kaydı almak veya gizli çekilen görüntüler delil niteliği taşıyabilir. Fakat bunların planlı olmaması gerekmektedir. Örneğin hakaret fiilini ispat etmek isteyen eş, diğer eşi bu konuda tahrik edici sözler sarf ederek kendisine hakaret etmesini sağlamamalıdır. Fakat bir tartışma esnasında hakaretleri ses kaydına alması hukuka uygundur.
Boşanma davalarında usule uygun bir şekilde elde edilen delillerin davanın gidişatı açısından etkisi büyüktür. Bu aşamada alınan darp raporları, emniyet kayıtları, jandarma kayıtları, polis tutanakları ve savcılığa yapılan başvurular da usulüne uygun olarak elde edilmiş deliller arasında sayılır. Ancak unutulmaması gerekir ki; yaşanan olay yeni iken alınmayan darp raporunun etkisi olay sıcaklığı ile alınan darp raporuna göre daha az olacaktır.
Boşanmada banka kayıtları ve finansal belgeler taraflardan birinin isteği ve mahkeme kararı doğrultusunda talep edilerek dava sürecinde delil olarak kullanılabilir. Örneğin banka kayıtları ve diğer belgeler sadakatsiz bir durumun olup olmadığını gösterebileceği gibi aynı zamanda eşlerin eve katkıları ve eşler arasındaki maddi uyuşmazlıklar açısından da hâkimde fikir oluşturabilmektedir.
Banka kayıtları ve finansal belgeler daha birçok hususun belirtisi olabilir. Örneğin şiddetin bir diğer türü olan ekonomik şiddeti banka kayıtlarında görebilmek mümkündür. Bir başka örnek de hayasızca hayat sürme ve kumar bağımlılığı nedeniyle boşanma davalarından verilebilir. Bu davalarda da eşlerin savurgan tutumları banka kayıtları ve finansal belgelerden ispat edilebilecektir.
Türk Medeni Kanunu 165. Maddesi eşlerden birinin akıl hastası olduğu durumda ortak hayat diğer eş için çekilmez hale gelirse hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilerek eşe boşanma davası açılır hükmüne haizdir ilgili hükümden de anlaşılacağı üzere şiddet, fiziksel zarar veya psikolojik rahatsızlık iddialarının ispatında tıbbi raporlar mahkemede delil olarak sunulabilir. Yine de belirtmekte fayda var ki kanuna aykırı elde edilen bulgu ve raporların delil değeri yoktur.
Türk Medeni Kanunu’nda doğrudan ve açıkça yer almasa da alkol ve uyuşturucu kullanımı bir boşanma sebebidir. Zira bu denli tehlikeli bağımlılıkların olduğu bir evliliğin sağlıklı bir evlilik olması veya bu ortamda büyüyecek çocukların sağlıklı bir ortamda büyümesi beklenemez. Eşinin uyuşturucu ya da alkol kullandığına dair iddiayı öne süren eşin iddiasını da ispatlaması gerekmektedir. Bu aşamada sağlık raporu, yasal ses ve görüntü kayıtları delil olarak öne sürülebilir.
Hukukumuzda dedektif raporlarının yasal olup olmadığıyla ilgili kesin bir ifade olmamakla birlikte çoğu Yargıtay kararından anlaşılmaktadır ki boşanma davası için dedektif tutulması veyahut dedektifin elde ettiği delillere gidilmesi özel hayatın gizliliği suçunu oluşturduğundan hükme esas alınmaz. Hukuki tavsiye olmamakla birlikte uygulamada bu durumu lehe çevirmek isteyen birçok şahsın dedektif tutup dedektifin elde ettiği bilgileri kendisi elde etmiş gibi mahkemeye sunduğu görülmektedir. Ancak yasadışı yollarla elde edilen delillerin ispat gücü hâkim nezdinde dikkate alınmayacağından delil olarak sunulması da doğru olmayacaktır.
Türk hukukuna göre dava hakkında bilgisi olan şahısların tanıklık yapmasında herhangi bir engel yoktur. İdrak yaşının 8 ve üzeri olduğu kabul edildiğinden bu yaş üzerindeki çocuklardan hâkimin takdiri ile tanıklık yapılması istenebilir. Ancak çocukların tanıklığına başvurulduğu durumlarda pedagog desteğinin önemi de oldukça büyüktür. Zira çocuk mahkeme ortamından korkup etkilenebilir.
Boşanma davalarında mahkemeye delil sunmak için 2 haftalık bir kesin süre söz konusudur. Delillerin geçerlilik süresinin dolması gibi bir durum olmamakla birlikte üzerinden çok süre geçen delillerin ispat gücünün zayıf olduğundan bahsedebilmek mümkündür. Bu durumu bir örnekle açıklamak gerekirse şiddet söz konusu olduğunda olayın ardından aynı gün darp raporu alınması ile olayın üstünden belirli bir süre geçtikten sonra darp raporu alınması aynı tesiri bırakmayacaktır.
Boşanma davasında hâkim karar verirken huzuruna sunulan delillerle bir kanaate varmaktadır. Bu delilleri serbeste değerlendirir ve vicdani yönüyle bir kanıya varır. Bu aşamadaki en önemli husus daha önce de sıklıkla belirttiğimiz gibi dosyaya sunulan delillerin hukuka uygun yasal şekilde elde edilmiş delillerden oluşmasıdır. Zira hukuka ve usule aykırı delillerin hâkim nezdinde kanaat oluşturması beklenemez.
Boşanma davasında iddia eden taraf iddiasını ispatlamakla yükümlüdür. Bu bağlamda davacı, öne sürdüğü iddiaları ispatlayamazsa dava reddedilecektir. Bu nedenle muhakkak boşanma dilekçesiyle beraber delil sunulması gerekir.
Boşanma davalarında iddiaları ispat etmek için delil bulmak her zaman kolay olmayabilir. Bu nedenle hangi delillerin yasal olduğunu veya ilgili delillerin nasıl bulunacağını öğrenmek için bir avukata danışılması tavsiye edilir. Örneğin şiddet nedeniyle boşanma davası açmak isteyen bir davacının en kuvvetli delili darp raporudur. Fakat darp raporunun nereden alınacağını bilmek de çok önemlidir. Çünkü sağlık ocakları ve aile hekimlerinden darp raporu alınmamaktadır.
Boşanma davalarında Tahkikat aşaması delillerinin toplandığı kısımdır. Tahkikat duruşmaları ile dosyadaki delillerin toplanması için işlemler yapılması adına ara kararlar verilir. Dikkatinizi çekmek isteriz ki boşanma davalarında yazılı usul geçerlidir. Dolayısıyla taraflar delil ve beyanlarını yazılı olarak sunmalıdır. Akabinde tanıklar tahkikat kısmında duruşmaya çağrılır ve dinlenirler. Deliller de toplandıktan sonra tahkikat aşaması biter ve sözlü yargılama başlar. Sözlü yargılama esnasında hâkim delilleri değerlendirir ve bir kanaate varır. Gerektiği yerde bilirkişiye veya diğer kurumlara müracaat edebilir. Varmış olduğu kanaatle birlikte bir karar verilir ve boşanma davasını sonuçlandırır. Tarafların istinaf ve temyiz yolu ise açıktır.
Özetle boşanma davalarındaki delil toplama süreci bu şekilde ilerlemektedir.

Hukuka uygun bir şekilde edilmiş ses ve görüntü kayıtları, banka dökümleri, banka işlem kayıtları, otel vb. yerlerde konaklandığına dair kayıtlar, mesajlar, arama kayıtları, sosyal medya içerikleri, tanık beyanları, nüfus kayıtları boşanma davası delillerine örnek olarak verilebilir.
Mahkemeye sunulacak delillere dava ve cevap dilekçelerinde yer verilir. Dilekçede yazan deliller ön inceleme duruşmasından sonra en geç iki haftalık süre içinde mahkemeye sunulur. Şayet deliller başka yerlerden getirilecek ise mahkeme aracılığı ile o yerlere müzekkere yazılır.
Bu konuda kanunen bir sınırlama yoktur ancak 2 ile 4 tanık arası normal kabul edilmektedir. Aksi halde sayıca daha fazla tanık dinletilmesi yargılama sürecini uzatacağından uygulamada çok doğru görülmemektedir.
Boşanma davasında telefon incelenmesi sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Özellikle çekişmeli boşanma davası açan taraflardan biri mahkemeden diğer tarafın telefon kayıtlarının incelenip dosyaya getirilmesini talep edebilirler.
Silinen WhatsApp mesajlarının çıkarılması mümkündür ancak mesajlar çıkarılırken yöntemi hukuken geçerli olmalıdır. Yasadışı yollarla WhatsApp mesajlarının geri getirilmesini tavsiye etmeyiz çünkü bu şekilde elde edilen delillerin delil niteliği olmadığı gibi ceza hukuku anlamında da suç teşkil etmektedir.
Instagram’dan silinen yazışmalarının mahkemede delil olarak çıkarılabilir. Ancak mahkeme kararıyla ve uzman kişilerce bu işlemin yapılması gerekmektedir.
Ekran Görüntüsü kanıt olarak sayılır. Ancak ekran görüntülerinin üzerinde kolay bir şekilde oynanması mümkün olduğundan diğer birçok delile göre ispat mahiyeti daha zayıftır.
Boşanma davasında deliller dava açılırken ya da sonrasında sunulabilir. Ancak, yargılama aşamasında her zaman delil sunulamaz. Ön inceleme duruşmasından itibaren iki hafta içinde delil sunulmazsa delil sunma hakkı kaybedilir.
Tanık beyanları boşanma davası açısından oldukça önemlidir ancak burada şöyle bir ayrıntı vardır ki; Türk Medeni Kanunu 184. Maddesi gereği boşanma davalarında dinletilen tanık beyanları takdiri delil kapsamına girer. Yani, hâkim tanık beyanlarını serbestçe değerlendirir.
Türk hukukunda delil serbestliği ilkesi olduğu için her türlü delilin mahkemeye sunulması açısından bir engel yoktur. Ancak yukarıda da açıkladığımız üzere hukuka uygun yollardan elde edilmeyen bir delilin ispat gücü olmayacağından ve hatta diğer tarafı gizlice ses kaydına almak suç teşkil edeceğinden doğru bir yol olduğundan bahsetmek pek mümkün değildir.
Boşanma davası için dedektif tutulması veyahut dedektifin elde ettiği raporların mahkemeye delil olarak sunulması özel hayatın gizliliği suçunu oluşturduğundan hükme esas alınmaz.
Operatörlerin getirtilen telefon görüşme, mesajlaşma kayıtları hangi numaralarla ne kadar hangi saatlerde görüşüldüğüne ilişkin veriler sunacağından boşanma davalarında delil olarak kabul edilir.
Otel vb. konaklama yerlerinde yapılan konaklama kayıtları aldatma delili olarak kullanılabilir. Buradaki önemli ayrıntı Eşin başka biriyle otelde konakladığını belgelemektir. Bu durum sadakatsizliğe dair güçlü bir delil sunar.
Fiziksel şiddet her türlü delille ispat edilebilir. Fiziksel şiddeti ispatlayan delillere örnek olarak; Tanık beyanı, Tıbbi raporlar, emniyet kayıtları, çekilen görüntüler gösterilebilir.
Şiddetin her türlüsü Fiziksel, psikolojik, cinsel veya ekonomik fark etmeksizin boşanma davasında boşanma sebebi ve delil olarak sayılmaktadır.
Boşanma davasında eşin küfür ve hakaretlerinin varlığı da önemli bir delildir. Eşler arasında Hakaret ve küfürlerin varlığını iddia eden eş bu iddiasını; sosyal medya, tanık, görüntü ses gibi kayıtlarla ispatlayıp delil olarak sunabilir.
Şahitlerin davanın sonucuna etkisi sanıldığından daha büyüktür zira bazı deliller dosyada yetersiz kalabilir ve taraflar iddialarını kanıtlamak için önemli bir ispat aracı olarak şahit beyanlarını öne sürebilir.
Aldatma birçok delille ispat edilebilir örneğin tanık beyanları, telefon kayıtları, sosyal medya gönderileri, fotoğraflar, uçak otel vb. kayıtlar, banka dökümleri eşin sadakatsizliğinin ispatlanmasında yol gösterici olacaktır.
Evlilik dışı ilişkilerin boşanma davasında ispatı için birçok yol mevcuttur. Özellikle fotoğraflar, otel, güvenlik, ses kayıtları gibi deliller ve hatta telefon kayıtları evlilik dışı ilişkinin varlığını kanıtlayacaktır.
Hukukumuzda dedektif raporlarının yasal olup olmadığıyla ilgili kesin bir ifade olmamakla birlikte çoğu Yargıtay kararından anlaşılmaktadır ki boşanma davası için dedektif tutulması özel hayatın gizliliği suçunu oluşturmaktadır ve hükme esas alınmamaktadır. Dolayısıyla dedektif tutmak yasadışıdır demek mümkün olmasa da yasal bir yol olduğundan da bahsetmek mümkün olmayacaktır.
Boşanma davasında delil sunarken dikkat edilmesi gerekenleri sıralamak gerekirse;
Bu şekilde bir zorunluluk yoktur ancak aldatma nedeniyle açılan bir boşanma davasında konuya uygun iddiaları destekler ve yasal yollardan elde edilmiş delillerin mahkemeye sunulması oldukça önemlidir. Aksi halde iddialar havada kalacağı için delil yetersizliği nedeniyle dava reddedilecektir.
Boşanma davasında yalan beyanda bulunulması halinde yalan beyanda bulunan kişi hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 272. Maddesi uyarınca 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına hükmedilir.
Boşanma davasının delil yetersizliği nedeniyle reddedilmesi mümkündür. Elinde delil olmayan veya delilleri yetersiz olan tarafın iddiaları dayanaksız olmasına rağmen boşanma davası açması halinde davası reddedilebilir.
Boşanma davalarında delil sunmak için 2 haftalık bir kesin süre vardır. Delillerin geçerlilik süresinin dolması gibi bir durum söz konusu değildir ancak üzerinden çok süre geçen bir delilin ispat gücünün zayıf olduğundan bahsedebilmek mümkündür.
Eşler arasında geçen yazışmalar ve tehdit içerikli mesajlar yazışmanın tarafı delili sunan kişi olduğu sürece hukuka uygun bir delil olduğundan mahkemeye sunulabilir ve delil olarak kabul edilebilir.
Boşanma davasında delil karartılması halinde Türk Ceza Kanunu 281. Madde’nin uygulanma alanı doğar. Yani boşanma davasında delil karartmanın cezası vardır. İlgili madde uyarınca bir gerçeğin ortaya çıkmasını engellemek için delilleri yok eden, gizleyen, silen kişi hakkında 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezasına hükmedilir.