Adresimiz
Havzan, Yeni Meram Cd. Arı Sitesi No:55/2 F Blok, 42140 Meram/Konya
İletişim Bilgilerimiz
Adresimiz
Havzan, Yeni Meram Cd. Arı Sitesi No:55/2 F Blok, 42140 Meram/Konya
İletişim Bilgilerimiz

Tazminat avukatı, maddi ve manevi zararların giderilmesi amacıyla açılan davalarda müvekkillerini temsil eden hukuk uzmanıdır. Trafik kazaları, iş kazaları, sözleşmeye aykırılıklar, haksız fiiller ve hekim hataları gibi birçok konuda tazminat talepleri ortaya çıkabilir. Tazminat hukuku, zararın tespiti, delillerin toplanması, bilirkişi incelemeleri ve hukuki süreçlerin titizlikle yürütülmesini gerektirir. Bu nedenle, sürecin doğru yönetilmesi ve hak kayıplarının önlenmesi adına deneyimli bir tazminat avukatıyla çalışmak büyük önem taşır.
Tazminat davaları, mahkemeye sunulan dilekçe ile başlar ve delillerin değerlendirilmesiyle devam eder. Mahkeme, tarafların beyanlarını ve bilirkişi raporlarını inceleyerek karar verir. Süreç, olayın niteliğine bağlı olarak birkaç ay ile birkaç yıl arasında değişebilir. Özellikle sigorta şirketlerine veya büyük kurumlara karşı açılan davalarda hukuki destek almak, mağduriyetin önlenmesi açısından kritik bir adımdır. Ayrıca, tazminat miktarının adil bir şekilde hesaplanması için profesyonel bir yaklaşım gereklidir.
Tazminat avukatı seçerken, alanında uzmanlaşmış, daha önce benzer davalarda başarılı sonuçlar elde etmiş ve müvekkiline etkin şekilde destek sağlayabilecek bir hukukçu tercih edilmelidir. Davanın süreci ve olası sonuçları hakkında müvekkilini doğru bilgilendiren bir avukat, kişinin haklarını en iyi şekilde savunabilir. Adaletin sağlanması ve mağduriyetin giderilmesi için hukuki süreçlerin eksiksiz takip edilmesi büyük önem taşır.
Tazminat hukuku, bir kişinin zarar görmesi durumunda zararını gidermek amacıyla başka bir kişiye karşı açtığı dava ve başvurduğu yasal düzenlemeleri kapsayan bir hukuk dalıdır. Tazminat, zararın telafi edilmesi anlamına gelir ve bu zarar, malî kayıplar, bedensel ya da manevi zararlar gibi farklı şekillerde olabilir.
Tazminat davaları genellikle şu tür zararlar için açılır:
Tazminat davaları hem özel hukuk hem de kamu hukuku kapsamında açılabilir. Örneğin, kişisel zararlara ilişkin davalar özel hukuk kapsamında yer alırken, devletin bir haksız eylemi nedeniyle ortaya çıkan zararlar kamu hukuku çerçevesinde değerlendirilebilir. Tazminatın miktarı, zarar gören kişinin uğradığı kaybın büyüklüğüne, zararın türüne ve davada sunulan delillere göre belirlenir. Tazminat hukuku, aynı zamanda sözleşmeye dayalı ya da haksız fiil sonucu doğan tazminat taleplerini de içerir.

Hukukumuzda tazminat, bir zararın giderilmesi amacıyla ödenen bedel olup, temel olarak maddi tazminat ve manevi tazminat olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Maddi tazminat, bir kişinin uğradığı ekonomik kayıpların giderilmesi için ödenir. Bu zarar, doğrudan malvarlığında meydana gelen eksilmeler olabileceği gibi, gelecekteki gelir kayıpları da olabilir. Örneğin, bir trafik kazasında aracın hasar görmesi veya iş kazası sonucu bir çalışanın geçici ya da kalıcı olarak iş gücünü kaybetmesi maddi tazminat kapsamında değerlendirilir. İş kazası bildirimi hakkındaki yazımızı buradan okuyabilirsiniz.
Manevi tazminat, kişinin ruhsal, psikolojik veya sosyal açıdan uğradığı zararların karşılanması amacıyla talep edilir. Bir haksız fiil ya da sözleşmeye aykırılık nedeniyle kişinin itibarının zedelenmesi, ağır bir kazanın psikolojik etkileri veya kişinin duygusal bütünlüğünün bozulması durumlarında manevi tazminata hükmedilebilir.
Bunların dışında, destekten yoksun kalma tazminatı, iş kazası tazminatı, haksız fiil tazminatı ve sözleşmeye aykırılık tazminatı gibi çeşitli özel tazminat türleri de bulunmaktadır. Her biri, zarar görenin mağduriyetinin giderilmesi amacıyla düzenlenmiş olup, talep edilebilmesi için bazı hukuki şartların sağlanması gerekmektedir.
Tazminat avukatı, zarar gören kişinin maddi, manevi veya bedensel zararlarını tazmin etmek amacıyla açtığı davalara bakan bir hukuk uzmanıdır. Bu tür avukatlar, özellikle aşağıdaki türdeki davalarla ilgilenir:
Tazminat avukatı, davanın türüne göre müvekkilinin haklarını korumak ve zararının tazmin edilmesini sağlamak için hukuki süreçleri yönetir. Her bir dava türü, farklı kanunlar ve yargılama prosedürlerine tabi olduğundan, uzmanlık gerektiren bir alandır.
Boşanma davalarında tazminat talepleri, Türk Medeni Kanunu’nun 174. maddesi kapsamında düzenlenmiştir. Bu kapsamda, kusursuz veya daha az kusurlu taraf, boşanma nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararların giderilmesini Boşanma avukatı aracılığıyla talep edebilir.
Maddi tazminat, boşanma sonucu eşin malvarlığında meydana gelen eksilmeleri veya ekonomik geleceğinin olumsuz etkilenmesini gidermeyi amaçlar. Örneğin, evliliğin sona ermesi nedeniyle maddi destekten yoksun kalan taraf, eski eşinden maddi tazminat talep edebilir. Tazminat miktarı belirlenirken tarafların ekonomik durumu, evlilik süresi ve kusur durumu göz önünde bulundurulur.
Manevi tazminat, boşanma sürecinde eşlerden birinin, diğerine onur kırıcı veya psikolojik olarak yıpratıcı davranışlarda bulunması halinde talep edilir. Aldatma, şiddet, hakaret veya küçük düşürücü davranışlar gibi durumlar manevi tazminat sebebi olabilir. Hakim, manevi tazminat miktarını belirlerken olayın etkilerini, tarafların kusur durumunu ve ekonomik şartlarını değerlendirir.
Kısaca, boşanmada maddi ve manevi tazminat talepleri, kusur oranına ve evlilik birliğinin sona ermesinin taraflar üzerindeki etkilerine göre belirlenmektedir.
Kıdem ve ihbar tazminatı, işçi ile işveren arasında iş sözleşmesinin feshedilmesi durumunda, işçinin hak ettiği tazminatlardır. Bu tazminatlar, işçilerin uzun yıllar süren hizmetlerinin karşılığı olarak ve iş sözleşmesinin haksız bir şekilde sonlandırılması durumunda adil bir şekilde tazmin edilmelerini sağlamayı amaçlar. Kıdem ve ihbar tazminatı davalarında bir avukatın önemi oldukça büyüktür.
Cismanî zarar, bir kişinin fiziksel sağlığında veya vücudunda meydana gelen hasarları ifade eder ve bu tür zararlar, genellikle kazalar, haksız fiiller, iş kazaları veya sağlık ihlalleri gibi durumlar sonucunda ortaya çıkar. Cismanî zarar nedeniyle tazminat davaları, mağdurun yaşadığı bedensel zararları telafi etmeyi amaçlar. Örneğin, trafik kazasında yaralanan bir kişi, kaza nedeniyle tedavi masraflarını ve kalıcı sağlık sorunları nedeniyle maddi kayıplarını tazminat talep edebilir. Aynı şekilde, işyerinde meydana gelen kazalar veya meslek hastalıkları da bedensel zararları doğurur ve işçiler, bu durumda işverenlerine karşı tazminat davası açabilirler.
Haksız fiiller, bir kişinin kasıtlı ya da kusurlu bir şekilde başkasına zarar vermesi durumunda ortaya çıkar ve mağdur, tazminat talep edebilir. Ayrıca, tıbbi hatalar veya malpraktis nedeniyle meydana gelen bedensel zararlar da tazminat davalarına yol açabilir. Cinsel saldırı veya taciz gibi durumlar da bedensel ve ruhsal zarara yol açabilir ve mağdurlar tazminat talebinde bulunabilir. Cismanî zararlar sonucunda tazminat hesaplanırken, tedavi masrafları, iş gücü kaybı, kalıcı zararlar ve psikolojik etkiler gibi faktörler göz önünde bulundurulur. Bu tür davalarda avukatın görevi, zararların doğru şekilde değerlendirilmesi, tazminat miktarının hesaplanması ve yasal sürecin etkin bir şekilde yönetilmesinde büyük önem taşır.

Bu tür davalar, hukuki sürecin karmaşık olması ve tazminat miktarının büyük olması nedeniyle dikkatli bir şekilde yürütülmelidir.
İş kazası, iş yerinde çalışan bir kişinin, işin gerekleri veya işin yapılması sırasında uğradığı bir kaza sonucu oluşan zararları ifade eder. İş kazası tazminatı, işçinin maddi ve manevi zararlarını telafi etmek için yasal haklar tanır. Avukatın bu davadaki rolü şunlardır:
Trafik kazası nedeniyle oluşan zararlar, araç sahibi, sürücü, yolcu veya yayalar için tazminata konu olabilir. Trafik kazası tazminatı davalarında avukat aşağıda belirtildiği gibi süreci yönetecektir.
Manevi tazminat davalarında avukatın katkısı oldukça büyüktür, çünkü bu tür davalar genellikle duygusal ve psikolojik zararları gidermeyi amaçladığı için soyut bir zarar söz konusudur. Avukat, müvekkiline hangi durumların manevi tazminat davası açılabilir olduğunu açıklayarak hukuki rehberlik sağlar ve davanın dayanağını belirler. Ayrıca, manevi zararların kanıtlanması güç olduğundan, avukat doğru delilleri toplar; tanık beyanları, psikolojik raporlar ve diğer kanıtlarla davayı güçlendirir. Dava sürecinin en başından itibaren stratejik bir yaklaşım belirler, hangi delillerin sunulacağına karar verir ve dava sürecini takip eder.
Uzlaşma yoluyla davanın çözüme kavuşturulması gerektiğinde de müvekkilinin en iyi çıkarlarını koruyarak uzlaşmayı sağlar. Manevi tazminat miktarının belirlenmesinde de avukat, davanın özelliklerine göre en uygun miktarın hesaplanmasına yardımcı olur. Dava sonuçlandığında ise tazminatın ödenip ödenmediğini takip eder ve gerekli görülürse temyiz gibi hukuki yolları değerlendirir. Ayrıca, bu tür davaların duygusal yükler taşıması nedeniyle, avukat müvekkilini psikolojik açıdan da destekleyerek, sürecin olabildiğince sağlıklı geçmesini sağlar.
Hatalı tedavi (malpraktis) tazminatı davaları, bir sağlık hizmeti sağlayıcısının, tıbbi standartlara uygun olmayan bir tedavi uygulayarak hastaya zarar vermesi sonucu açılan davalardır. Bu tür davalar, hem tıbbi hem de hukuki açıdan karmaşık olup, mağdurlar için önemli bir hak arayışı sürecini başlatır. Avukatlar, bu tür davalarda yalnızca hukuki destek sağlamakla kalmaz, aynı zamanda mağdurun haklarını koruyarak tazminatın elde edilmesinde etkilidir.
Öncelikle, avukat, malpraktis tazminatı davası açabilmek için hastanın uğradığı zararın gerçekten tıbbi bir hata sonucu olup olmadığını araştırır. Bunun için tıbbi uzmanlık gerektiren durumlarda, tıbbi raporlar ve uzman görüşleri toplanarak olayın iç yüzü ortaya konur. Avukat, bu süreçte uzman hekimlerden görüş alarak, tedavi sürecindeki hatanın net bir şekilde tespit edilmesine yardımcı olur. Ayrıca, tıbbi malpraktis davalarında, zararın büyüklüğü ve türü tespit edildikten sonra, mağdurun uğradığı maddi ve manevi zararların tazmini için gerekli hesaplamalar yapılır. Avukat, tazminat miktarını belirlemek için tedavi sürecindeki ihlalin ciddiyetini, hastanın sağlık durumu üzerindeki etkisini ve tedavi sonrası yaşanan zorlukları dikkate alır.
Avukatlar, malpraktis davalarında yalnızca tıbbi hata veya ihmali kanıtlamakla kalmaz, aynı zamanda davanın mahkemeye taşınması aşamasında gerekli tüm delilleri sunar. Bu deliller arasında hastanın tedavi sürecine dair tüm belgeler, tıbbi raporlar, tanık ifadeleri ve gerekirse uluslararası tıbbi standartlarla karşılaştırmalar yer alır. Mahkemede, avukat, tıbbi malpraktisin yanı sıra, sağlık hizmeti sağlayıcısının ihmalinin neden olduğu zararın tazmin edilmesi için güçlü bir dava stratejisi oluşturur.
Ayrıca, bu tür davalar genellikle uzun ve stresli olabilir. Bu sebeple avukat, müvekkilinin sürecin her aşamasında bilgilendirilmesini ve moral desteği almasını sağlar. Uzlaşma yolu ile dava sonuçlanabilir ve avukatlar, müvekkilinin en iyi çıkarlarını gözeterek, sigorta şirketleri veya sağlık hizmeti sağlayıcılarıyla görüşmeler yaparak anlaşmaya varılmasını sağlar.
Tazminat davası açma süreci, zarar gören kişinin haklarını arayabilmesi için izlenmesi gereken bir dizi adımdan oluşur ve her aşama dikkatlice planlanmalıdır. İlk olarak, mağdurun uğradığı zarar net bir şekilde belirlenmeli ve tespit edilmelidir. Zarar, maddi veya manevi olabilir; örneğin bir trafik kazası sonucu fiziksel bir zarar görüldüyse, bu maddi zarar olarak değerlendirilirken, kişinin duygusal olarak uğradığı bir zarar, manevi tazminat gerektirebilir. Zararın belirlenmesinin ardından, davanın açılabilir olup olmadığına karar vermek için bir avukattan hukuki danışmanlık alınması önemlidir.
Avukat, müvekkilinin durumunu değerlendirir ve dava açma sürecinin nasıl işleyeceği konusunda rehberlik eder. Tazminat davası için gerekli delillerin toplanması, davanın başarılı olabilmesi açısından büyük bir öneme sahiptir. Deliller arasında tanık beyanları, tıbbi raporlar, resmi belgeler, faturalar, görsel ve sesli kayıtlar yer alabilir. Özellikle tıbbi malpraktis gibi durumlarda uzman hekim raporları önemli bir delil olabilir. Avukat, elde edilen delilleri değerlendirerek dava dilekçesini hazırlar ve davanın görüleceği mahkemeye sunar. Mahkeme, dilekçeyi inceledikten sonra davayı kabul eder ve duruşma tarihini belirler.
Duruşmalar sırasında, her iki taraf da savunmalarını yapar, delillerini sunar ve mahkeme, davanın haklı olup olmadığına karar verir. Bu süreçte, taraflar arasında uzlaşma sağlanabilir; müvekkilinin en iyi çıkarlarını koruyarak avukatlar, sigorta şirketleri veya diğer karşı taraflarla görüşmeler yürütebilir ve anlaşma yoluna gidilebilir. Eğer anlaşmaya varılamazsa, mahkeme, tazminat miktarını belirleyerek kararını verir. Mahkeme kararının ardından, davalı taraf tazminat ödeme yükümlülüğünü yerine getirmek zorundadır. Ancak, davalı taraf kararın doğruluğuna itiraz ederse, temyiz yoluna başvurulabilir. Temyiz süreci, davanın yeniden incelenmesini sağlar ve kararın değiştirilip değiştirilmeyeceğine karar verir.
Tazminat davası açma süreci, uzmanlık gerektiren bir süreçtir, bu nedenle doğru avukatı seçmek, davanın başarısı için büyük önem taşır. Tazminat avukatı seçerken dikkat edilmesi gereken birkaç temel faktör bulunmaktadır:
Tazminat davalarında zamanaşımı süreleri, davanın türüne göre değişiklik gösterebilir. Zamanaşımı, bir hak talebinin ne kadar süre içinde yapılması gerektiğini belirler ve bu süre geçtikten sonra dava açılamaz. Her tür tazminat davası için ayrı bir zamanaşımı süresi uygulanır. İşte bazı tazminat davalarında geçerli olan zamanaşımı süreleri:
Zamanaşımı süresi, davanın türüne ve ilgili yasal düzenlemelere göre değişiklik gösterebilir. Bu süreler geçirildikten sonra tazminat davası açılamaz, bu yüzden bir tazminat davası açmayı düşünen kişinin zamanında başvuruda bulunması, hak kayıplarını engellemek adına oldukça önemlidir.
Tazminat davalarında, zarar gören tarafın, uğradığı zararın sorumlusunu ve zararın miktarını ispat etme yükümlülüğü vardır. Bu, “ispat yükü” olarak adlandırılır ve davacının (zarar gören kişi) davada başarılı olabilmesi için bir dizi delil sunması gerekmektedir. İspat yükü, hukuk sisteminin temel prensiplerinden biridir ve tazminat davalarında oldukça önemlidir.
Deliller, davanın sonucunu doğrudan etkileyebilir. Tazminat davasında, zarar gören kişinin uğradığı zararları ve zararın sorumlusunu kanıtlayacak somut veriler gereklidir. Bu deliller, maddi ve manevi zararların türüne göre değişebilir. Örneğin, bir trafik kazasında, zarar gören kişinin araç hasarını ve tedavi masraflarını kanıtlamak için araç ekspertiz raporu, hastane faturaları ve tıbbi raporlar kullanılabilir. Bunun yanı sıra, kaza sırasında tanıkların ifadeleri de önemli deliller arasında yer alabilir. Malpraktis (hatalı tedavi) davalarında ise, uzman doktor raporları, tıbbi kayıtlar ve hastanın tedavi sürecindeki hataları kanıtlayacak belgeler, davanın temel delilleridir.
Zarar gören kişi, mahkemeye sunduğu delillerin gücüne bağlı olarak davanın sonucunu etkileyebilir. Delillerin güvenilir ve somut olması, davanın hızlı ve etkili bir şekilde sonuçlanmasını sağlar. Ayrıca, mahkeme, davalı tarafın savunmalarını ve sunduğu delilleri de değerlendirecektir. Zarar gören kişinin, davalı tarafın kusurunu ve kendisinin uğradığı zararın büyüklüğünü ispatlaması, başarılı bir dava için kritik öneme sahiptir.
Tazminat davalarında avukatlık ücreti, davanın türüne, karmaşıklığına ve avukatın deneyimine göre değişiklik gösterebilir. Türkiye’de, avukatlık ücretleri genellikle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ‘ne dayanır, ancak bazı davalarda özel anlaşmalarla ücretler farklılık gösterebilir. Tazminat avukatı ücreti belirlenirken dikkate alınan birkaç faktör şunlardır:
Tazminat davalarının türüne göre ücretler değişebilir. Ayrıca, dava karmaşıklığı da ücretin belirlenmesinde etkili olur. Davanın tıbbi raporlar, tanık ifadeleri ve uzman görüşleri gerektirmesi durumunda, ücretler daha yüksek olabilir. Tazminat davalarında, avukatlar genellikle başarı ücreti almayı tercih eder. Bu, avukatın davayı kazandığında, müvekkilinden aldığı bir paydır. Başarı ücreti, dava sonucunda elde edilen tazminatın bir yüzdesi olarak hesaplanabilir. Bu oran, avukat ile müvekkil arasında anlaşmaya bağlıdır ve genellikle %10 ile %30 arasında değişebilir. Bazı avukatlar ise davanın başında sabit bir ücret talep edebilirler.
Bu ücret, davanın türüne göre belirlenir ve genellikle anlaşmalı bir bedeldir. Tazminat davalarında, özellikle tıbbi raporlar, ekspertiz raporları ve diğer belgeler gibi ek harcamalar olabilir. Bu tür harcamalar, avukatın ücretine ek olarak müvekkil tarafından karşılanır. Ayrıca, mahkeme giderleri ve resmi belgelerin alınması da dava sürecindeki ek maliyetler arasında yer alabilir.

Tazminat davalarına genellikle hukuk, iş, trafik veya sigorta hukuku alanında uzmanlaşmış avukatlar bakar. Alanına göre iş hukuku, sigorta hukuku veya ceza hukuku bilgisi gerekebilir. Örneğin, iş kazalarına iş hukuku avukatları, trafik kazalarına ise trafik hukuku avukatları bakar. Uzman bir avukat seçmek davanın başarısı açısından önemlidir. Avukatın deneyimi ve uzmanlık alanı dikkate alınmalıdır.
Avukatlık ücreti davanın türüne, zorluk derecesine ve avukatın deneyimine göre değişir. Genellikle Türkiye Barolar Birliği tarafından belirlenen asgari ücret tarifesi uygulanır. Bazı avukatlar sabit ücret talep ederken bazıları dava değeri üzerinden yüzde alabilir. Tazminat davalarında avukatlık ücreti, vekalet sözleşmesiyle belirlenir. Ücret konusunda dava açmadan önce avukatla anlaşma yapılması önerilir.
Haksız fiil, sözleşmeye aykırılık veya kusurlu eylemler nedeniyle tazminat davası açılabilir. Trafik kazaları, iş kazaları, hekim hataları, haksız tutuklama gibi durumlarda tazminat talep edilebilir. Kişilik haklarının ihlali, hakaret, iftira gibi durumlar da manevi tazminat gerektirebilir. Ceza davalarından sonra da tazminat talep edilebilir. Mahkemeye başvurarak maddi ve manevi zararlar için tazminat istenebilir.
Tazminat davalarının süresi, delillerin toplanma süreci ve mahkeme yoğunluğuna bağlıdır. Basit davalar 2-3 celsede sonuçlanabilirken, karmaşık davalar daha uzun sürebilir. Ortalama olarak 6 ay ile 2 yıl arasında değişebilir. Bilirkişi raporları ve tanık ifadeleri süreci uzatabilir. Davanın daha hızlı sonuçlanması için eksiksiz delil sunulması önemlidir.
Tazminat davası, davanın konusuna göre farklı mahkemelerde açılır. İş kazası ve işçi haklarına ilişkin tazminat davaları iş mahkemelerinde görülür. Trafik kazaları ve haksız fiil kaynaklı tazminat davaları asliye hukuk mahkemelerinde açılır. Hekim hataları ve kamu görevlilerinin sorumluluğu ile ilgili davalar idare mahkemelerinde görülebilir. Davanın türüne göre doğru mahkemeye başvurulmalıdır.
Mahkeme, tazminat ödeyecek kişinin maddi durumunu dikkate almaz ve borç ödenmek zorundadır. Ödeme gücü olmayan kişiler için icra takibi başlatılabilir. Maaş, banka hesapları ve taşınmazlar haczedilebilir. Kişinin bir geliri yoksa haciz işlemi uygulanamayabilir. Borçlunun mal varlığına göre taksitlendirme veya yapılandırma talep edilebilir.
Konya’daki mahkeme yoğunluğuna bağlı olarak tazminat davaları değişkenlik gösterir. Basit davalar 6 ay içinde sonuçlanabilirken, karmaşık davalar 1-2 yıl sürebilir. Bilirkişi raporları ve tanık beyanları süreci uzatabilir. İtiraz durumunda dava süresi daha da uzayabilir. Süreci hızlandırmak için güçlü delillerle dava açmak önemlidir.
Öncelikle tazminat talebi içeren bir dilekçe hazırlanarak yetkili mahkemeye sunulur. Dava dilekçesinde olayın ayrıntıları, zarar miktarı ve deliller belirtilmelidir. Gerekirse tanık beyanları ve bilirkişi raporları sunulabilir. Mahkeme, delilleri inceleyerek karar verir. Avukat desteği almak, sürecin daha sağlıklı ilerlemesini sağlar.
Avukatın tazminat davaları konusundaki deneyimi ve uzmanlığı önemlidir. Daha önce benzer davalarda başarılı olup olmadığı araştırılmalıdır. Avukatın iletişim yeteneği ve müvekkille ilgilenme düzeyi değerlendirilmelidir. Ücretlendirme konusunda şeffaf olup olmadığına dikkat edilmelidir. Güvenilir ve referansları olan bir avukat tercih edilmelidir.
Ücretler, davanın niteliğine ve avukatın deneyimine göre değişir. Türkiye Barolar Birliği’nin belirlediği asgari ücret tarifesi esas alınır. Sabit ücret, saatlik ücret veya dava değerine göre yüzde şeklinde olabilir. Taraflar arasında sözleşme ile net ücret belirlenebilir. Ücretlendirme konusunda avukatla açık bir anlaşma yapılmalıdır.
Davanın süresi, delillerin toplanması, bilirkişi incelemesi ve mahkeme yoğunluğuna bağlıdır. Basit davalar birkaç ay içinde sonuçlanırken, karmaşık davalar yıllar sürebilir. İstinaf ve temyiz süreçleri ek süre gerektirir. Ortalama olarak 6 ay ile 2 yıl arasında sürebilir. Eksiksiz delil sunulması süreci hızlandırabilir.
Tazminat davası açmak için avukat tutmak zorunlu değildir. Ancak hukuki bilgi eksikliği nedeniyle hak kaybı yaşanabilir. Deneyimli bir avukat, süreci daha etkin yönetebilir. Özellikle yüksek meblağlı davalarda avukat desteği önemlidir. Profesyonel yardım almak davanın başarı şansını artırır.
İş kazası sonrası SGK’ya ve iş mahkemesine başvurulmalıdır. Öncelikle SGK tarafından iş kazası tespiti yapılmalıdır. İşverenin kusuru varsa maddi ve manevi tazminat davası açılabilir. Mahkeme, işçinin mağduriyetini ve zararını değerlendirerek karar verir. Tazminatın miktarı, işçinin gelir durumu ve iş gücü kaybına göre belirlenir.
Maddi tazminat, araç hasarı, tedavi masrafları ve kazanç kaybı üzerinden hesaplanır. Manevi tazminat, kazanın yarattığı ruhsal zarar ve mağduriyet dikkate alınarak belirlenir. Mahkeme, kusur oranı ve zarar boyutunu inceleyerek tazminata karar verir. Sigorta şirketleri de bir miktar tazminat ödemekle yükümlüdür. Hesaplamalar için bilirkişi raporları esas alınır.
Manevi tazminat davası, kişilik haklarının ihlali nedeniyle açılır. Hakaret, iftira, haksız tutuklama gibi durumlarda talep edilebilir. Dava dilekçesiyle asliye hukuk mahkemesine başvurulur. Mahkeme, olayın etkisini ve mağduriyetin derecesini değerlendirir. Tazminat miktarı, olayın ağırlığına göre belirlenir.
Evet, hekim hatası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası açılabilir. Hasta veya yakınları, hatalı tedavi sonucu zarara uğradıklarını ispatlamak zorundadır. Dava, özel hastaneler için asliye hukuk mahkemesinde, kamu hastaneleri için idare mahkemesinde açılır. Bilirkişi raporları, tıbbi kayıtlar ve uzman görüşleri delil olarak sunulabilir. Kusurun ispatlanması halinde hekim veya hastane tazminat ödemekle yükümlü olur.
Sigorta şirketi hasarı eksik veya hiç ödemezse tazminat davası açılabilir. Öncelikle sigorta şirketine yazılı başvuru yapılarak zarar talep edilmelidir. Olumsuz cevap alınırsa sigorta tahkim komisyonuna veya asliye ticaret mahkemesine dava açılabilir. Poliçe kapsamı, kusur oranı ve zarar miktarı dikkate alınarak tazminat belirlenir. Eksik veya haksız ödeme durumunda bilirkişi incelemesi talep edilebilir.
Evet, işçi haksız yere işten çıkarıldığında kıdem ve ihbar tazminatı talep edebilir. İşçi, işe iade davası açarak eski işine dönmeyi de talep edebilir. İş mahkemesinde açılan dava sonucunda işverene tazminat yükümlülüğü doğabilir. İşten çıkarılma geçerli bir sebebe dayanmıyorsa işçi, fazladan haklarını da talep edebilir. SGK kayıtları ve tanık beyanları gibi deliller dava sürecinde kullanılabilir.
Kıdem tazminatı, çalışılan yıl başına 30 günlük brüt ücret üzerinden hesaplanır. İşçinin en az 1 yıl çalışmış olması ve işveren tarafından haklı sebep olmadan işten çıkarılması gerekir. İhbar tazminatı, işverenin bildirim süresine uymadan işçiyi çıkarması halinde ödenir. Çalışma süresine bağlı olarak 2 ila 8 haftalık ücret tutarında ihbar tazminatı ödenir. Brüt ücret, ek ödemeler ve sosyal haklar dikkate alınarak hesaplama yapılır.
Evet, haksız yere tutuklanan kişiler maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre, beraat eden veya uzun süre haksız yere tutuklu kalan kişiler devlete karşı dava açabilir. Tazminat davası, ağır ceza mahkemesine başvurularak açılır. Mahkeme, tutukluluk süresi, mağduriyet derecesi ve zarar miktarını dikkate alarak karar verir. Karar kesinleştiğinde devlet tazminatı öder.
İşçi, kıdem ve ihbar tazminatı talep edebilir. İşe iade davası açarak işine geri dönme hakkı vardır. Kullanılmayan yıllık izin ücretleri ve fazla mesailer de talep edilebilir. İşsizlik maaşı alma hakkı doğabilir. İşverenin hukuksuz işlem yapması durumunda maddi ve manevi tazminat davası açılabilir.