İŞ KAZASI SAYILAN HALLER

İş kazası sayılan haller 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 13. Maddesinde sayıldığı üzere, sigortalıyı bedenen veya ruhen engelli, iş göremez hale getiren durumlardır. Bu durumlar Kanunda şöyle sayılmıştır:

  • Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
  • İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
  • Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
  • Hizmet akdi ile çalışan emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
  • Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olaydır.

İŞ KAZASI NEDİR? HUKUKİ TANIMI VE KAPSAMI

İş kazası, sigortalı işçinin işveren himayesi altında bulunduğu bir surette gördüğü iş veya işin gereği dolayısıyla aniden meydana gelen bir durum sebebiyle bedenen veya ruhen zarar görmesine sebep olan bir olay olarak tanımlanabilir. Hukuk Genel Kurulu 2004/21-529 E., 2004/527 K. göre, iş kazası; “maddede sayılı olarak belirtilmiş hal ve durumlardan herhangi birinde meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedence veya ruhça arızaya uğratan olaydır.
Gerek uygulama ve gerek öğretide açıkça kabul edildiği ve madde metninden de anlaşıldığı üzere bu maddede sayılan haller örnekleme niteliğinde değil, sınırlayıcı niteliktedir. Bu hallerden birine girmeyen sigorta olayı iş kazası sayılamaz. Sayılan bu hallerin birlikte gerçekleşme koşulu bulunmayıp, herhangi birinin gerçekleşmiş olması gerekli ve yeterlidir.”

Atıf yapılan ve halen önemini koruyan yasa maddesi 506 sayılı Kanunun 11. Maddesidir ve yürürlükte olan 5510 sayılı Kanunun ilgili 13. Maddesi ile Yargıtay İçtihatları paralel ilerlemektedir. Sınırlı sayı (numerus clausus) ilkesi gereği Kanunda sınırlı halde sayılan bu durumlar genişletilemez.

İş Kazası tanımı aynı zamanda 6331 sayılı Kanunda da tanımlanmıştır ancak bu tanım sadece işyerinde veya işin yürütümü sebebiyle meydana gelen kazaları saymıştır. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu madde 3/g iş kazasını işyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hâle getiren olay olarak tanımlamıştır. Bu nedenle kapsayıcılığı daha dar olmuştur. Öğretide de kabul edildiği üzere Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun kabul ettiği kapsam daha geniştir zira bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında bir yere gönderilmesiyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda gerçekleşen kazalar da iş kazası kapsamında kabul edilmiştir.

Whatsapptan avukata soru sor
Whatsapptan avukata soru sor

İŞ KAZASI SAYILMASI İÇİN GEREKLİ ŞARTLAR NELERDİR?

İş kazası sayılması için gereken unsurlardan ilki kazaya uğrayan kişinin 5510 sayılı Kanun kapsamında sigortalı sayılmasıdır. 5510 sayılı Kanunun 13. Maddesi tıpkı 506 sayılı Kanunun 11. Maddesi gibi sigortalı kavramından hareketle iş kazasının unsurlarını belirlemiştir. Buna göre, kaza sonucu zarar görmüş kişinin sigortalı olması zorunludur. Bu takdirde bir iş kazasından söz edilemeyecektir. Kanunun 3. Maddesine göre sigortalı, kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kolları bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken kişiyi ifade eder. 506 sayılı Kanuna kıyasla sigortalı kavramını daha geniş yorumlamıştır. Hem bağımlı hem bağımsız çalışanlar bu Kanun kapsamında sigortalı sayılacaklardır. Kanunun 3, 4, 5 ve 6. Maddelerindeki şartları yerine getirenler sigortalılığın başladığı tarih itibariyle (m. 7) zorunlu sigortalı sayılacaklardır ve bunların Kuruma bildirilmemiş olması niteliklerinin gerekliliklerini ortadan kaldırmaz. Başka bir deyişle, Kuruma bildirilmemesi halinde dahi uğradıkları kaza iş kazası sayılacaktır. Başka bir koşul, mesela belli bir sigortalılık süresi aranmayacaktır.

İşe girdiği gün gerçekleşen kaza da iş kazası kabul edilir. Sigortalının yaşının küçük olması yaşanan olayın diğer unsurlarının karşılandığı durumda yaşanan olayın iş kazası sayılmasını engellemeyecektir. Aynı zamanda Kanunun 5. Maddesine göre iş sözleşmesi olmayan ancak 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununda belirtilen aday çırak, çırak ve işletmelerde mesleki eğitim gören öğrenciler hakkında iş kazası geçirmeleri durumunda meslek hastalığı ve hastalık sigortası hükümleri uygulanır. Kanuna göre 5. Maddenin (b) bendi kapsamında bulunan kişilerin 4. Maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılacakları belirtilmiştir, bu sayede sınırlı da olsa sosyal korumanın kapsamında iş görenler de iş sözleşmesine dayalı çalışmayan çırak, aday çırak, mesleki eğitim görenler iş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık sigortalarına tabii kılınmıştır. Sigortalı sayılanlara bir diğer örnek olarak ise ev hizmetlerinde bir ayda on gün ve daha fazla çalışanlar m. 4/1, a kapsamında olacak, on günden az olanlar ise sadece iş kazası ve meslek güvenliği kapsamında sigortalı sayılmışlardır. Kanun olabildiğince kapsayıcı olmaya çalışmıştır. Bu Kanunun 13. Maddesinde sayılan ve iş kazası olarak belirlenen haller sadece bir iş sözleşmesine bağlı çalışan sigortalılar için geçerli değil bağımsız çalışanlar hakkında da uygulanır.

İkinci unsur ise sigortalının kazaya uğramasıdır. Kaza, can veya mal kaybına sebep olan vahim olay şeklinde tanımlanırken, doktrinde ruh sağlığının zarara uğraması da dikkate alınmaktadır.   Hukuki anlamda ise bir dar bir geniş tanımlama yapılmıştır. Geniş anlamda kaza tanımı, vücut bütünlüğünün ihmali yani cismani zarar, ölüm ve eşyaya ilişkin zararlar da dahildir. Dar anlamda ise insan vücudunun zarar görmesi yani ölüm veya vücut bütünlüğünün ihlalidir. İş kazasından söz edebilmek için zarar verici olayın dışarıdan gelmesi gerekmektedir. Kazaya uğrayan kişinin bunu istememiş olması gerekmektedir.

Üçüncü unsur sigortalının işyerinde bulunduğu sırada veya sigortalının işveren tarafından yürütülmekte olan bir iş nedeniyle, sigortalı kendi adına ve hesabına çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle kazaya uğraması ve sigortalının işveren tarafından görev ile başka bir yere gönderilmesi yüzünden asıl işini yapmaksızın geçen sürede kazaya uğramasıdır. Bu üç alt başlık aynı unsur altında bahsedilecektir. 5510 sayılı Kanunun 13. Maddesinin birinci fıkrasının a bendine göre sigortalının işyerinde bulunduğu sırada geçirdiği kazayı iş kazası saymıştır. 506 sayılı Kanunun ilgili maddesini tekrarlamıştır.

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi, 23.06.2020 tarihli, 1835/2738 sayılı kararında somut uyuşmazlıkta işçinin geçirdiği kalp krizini işyerinde geçirip geçirmediğinin hastane kayıtları ve işyerindeki işçilerin vardiya saatlerini gösteren çizelgeler uyarınca tespit etmiştir.  Aksi yönde bir karar ise son zamanlarda Yargıtay, işyerinde geçirilen kalp krizini, kalp yetmezliği sonucu oluşan ölümü iş kazası kabul etmemiştir. İşverenin kusurundan kaynaklanmadığını belirtmiştir.  Örneğin Yargıtay 10. Hukuk Dairesi  2023/5109 E, 2023/7607 K. göre, eldeki dava dosyası incelendiğinde, murisin davalı şirkette çalışırken 04.11.2015 tarihinde kalp krizi geçirdiği ve hastaneye götürüldüğü, hastaneden çıktıktan sonra sigortalıya 19.12.2015 tarihine kadar istirahat raporu verildiği, 10.12.2015 tarihinde tekrar acile müracaat ettiği, 14.12.2015 taburcu edilerek 10 gün istirahat raporu verildiği, bu tarihten sonra da bir kaç kez daha istirahat raporu aldığı , 24.03.2016 tarihinde işten ayrıldığı, en son 17.04.2016 tekrar acile gittiği ve 22.04.2016 tarihinde vefat ettiği, Kurum denetim raporunda sigortalının 04.11.2015 tarihinde geçirdiği kalp krizi sonrasında bedenen engelli hale gelmediğini ve vefat olayının da sonradan meydana geldiğini belirterek olayın iş kazası olmadığına karar verdiği anlaşılmaktadır.

İş kazasının öğle tatili sırasında meydana gelmesi, örneğin öğle paydos sonrası sigortalının başka bir işçi veya yabancı kişi tarafından yaralanması veya öldürülmesi, işyeri bahçesinde yürürken takılıp düşmesi de iş kazası kabul edilmiştir.

Özellikle son yıllarda artmakta olan, çalışan işçilerin iş yüklerinin ağırlığı ve psikolojik baskı sonucu meydana gelen intihar olaylarında iş kazası sayılıp sayılmayacağı sorusu gündeme gelmektedir. İntihar olaylarının iş yeri ve işveren ile illiyet bağından kopmamış olması sebebiyle iş kazası sayılması ağırlıklı görüştür.

İŞ KAZASI SAYILAN HÂLLER NELERDİR?

İş kazası sayılan haller 5510 sayılı Kanunun 13. Maddesinde sayılmıştır. Yukarıda anlatılanlara devam etmek suretiyle sigortalının işveren tarafından görev ile başka bir yere gönderilmesi yüzünden asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda kazaya uğraması ve emziren kadın sigortalının çocuğuna sit vermek için ayrılan zamanlarda kazaya uğraması ve ayrıca sigortalıların işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında kazaya uğraması olarak alt başlıklar devam etmektedir. İş kazası, işçinin iş yerinde çalışırken iş ile ilgili karşılaştığı risktir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği, bu konudaki hükümler ve özellikle bu konuda işverenin hukuki sorumluluğu, maddi tazminat, destekten yoksun kalma tazminatı vs. Türk Borçlar Hukuku genel hükümlerine göre işverenden talep edilir. ş kazası, işyerinde karşılaşabilecek bir mesleki risktir. Meslek hastalığı farklı bir kavram olsa da ikisine bağlanan sonuçlar ve yardımlar, yardımların yapılma koşulları özdeştir. İşverenin sosyal güvenlik kurumuna karşı sorumluluğu, rücu dava türü, iş kazası ve meslek hastalığının hangi durumlarda ortaya çıkacağı 5510 sayılı Kanunda düzenlenmiştir.

İş kazası ve meslek hastalığının başlıca nedenleri; en çok maden ocaklarında meydana gelir. İkinci iş kolu inşaat, üçüncü ise metal işkoludur. Sanayileşme ve makineleşme ile birlikte ve işçilerin eğitim düzeyinin yetersizliği, özellikle küçük ve orta ölçekli işyerlerinde gerekli önlemlerin alınmaması ve devletin gerekli denetimleri yapmaması iş kazalarının başlıca nedenleridir. 6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Yasası işverenlerin hangi önlemleri alacağını ayrıntılı olarak düzenlemektedir. İşverenin hukuki sorumluluğunun temelini İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası oluşturur. Bu yasa ve bu yasaya dayanarak çıkarılan yönetmeliklerde işverene verilen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde sigortalıya ve onun ölümü halinde yakınlarına karşı maddi tazminat ve destekten yoksun kalma tazminatı, 5510 sayılı yasaya göre işe SGK’ ye karşı sorumluluğu söz konusu olacaktır. İş kazası, genel anlamdaki “kaza” kavramını çağrıştırır. Bu kaza, kişinin iradesi dışında dışarıdan ve istenmeyen şekilde meydana gelen ve kişiyi bedenen, ruhen veya malvarlığı açısından zarara uğratan olaydır. İş kazası, öğretide işçinin işverenin otoritesi altında bulunduğu sırada dıştan gelen ani bir olay sonucu bedenen veya ruhen maruz kaldığı olaydır. Yargıtay’a göre kanunda sayılan bu haller sınırlı sayıdadır, bu haller dışındaki olaylar “kaza” kabul edilse bile “iş kazası” olarak kabul edilmez. Uygulamada en çok bu konuda uyuşmazlık karşımıza çıkar.

İŞ YERİNDE MEYDANA GELEN KAZALAR

Sigortalının kendi kusuru dahilinde olsa dahi, işyerinde meydana gelen kazalar doktrin tarafından iş kazası sayılmaktadır. Sigortalının kastı veya taksiri yani özen yükümlülüğüne aykırılığı, bir kazanın işyerinde meydana gelmiş olması faktörünü değiştirmez, dolayısıyla iş kazası sayılmasına engel değildir. 5510 sayılı Kanunun 22. Maddesine göre iş kazasına veya meslek hastalığına uğraması, hastalanması, tedavi süresinin uzaması veya iş göremezliğinin artması hallerinde geçici iş göremezlik ödeneği veya sürekli iş göremezlik gelirinin üçte birine kadar Kurum tarafından eksiltileceği düzenlenmiştir. Kasıtlı bir hareket sebebiyle iş kazası geçiren veya meslek hastalığına yakalanan sigortalının geçici iş göremezlik ödeneği veya sürekli iş göremezlik ödeneği, 22. Maddenin (c) fıkrasına göre yarısı kadar ödenir. Kaza, SSGSSK 13. Madde kapsamındaki hal ve durumlardan ötürü meydana gelmiş olmalıdır.

Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada uğranılan kazayı başka koşul aramaksızın iş kazası kabul etmiştir.  Yargıtay 21. Hukuk Dairesine göre her iki yasada benzer şekilde yer aldığı gibi “sigortalının iş yerinde bulunduğu sırada meydana gelen ve sigortalıyı bedence veya ruhça özre uğratan her olay” iş kazasıdır. Olayın iş kazası sayılması için kazanın sadece iş yeri koşullarından veya işverenin iş güvenliği önlemlerini almamasından meydana gelmesi gerekmez. Kazanın iş yerinde ve dolayısıyla işçinin işverenin otoritesi altında bulunduğu sırada meydana gelmesi yeterlidir. İş yeri ile ilgisi bulunmayan 3. kişilerin kasti veya taksirli eylemi, yıldırım düşmesi, deprem gibi doğa olaylarının neden olduğu kaza da iş kazasıdır. 5510 sayılı yasada ve 4857 sayılı yasada “işyeri” kavramı tanımlanmıştır. 5510 sayılı yasanın 11. maddesine göre “iş yerinde üretilen mal veya verilen hizmet ile nitelik yönünden bağlı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen iş yerine bağlı yerler, dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden veya meslek eğitim yerleri, avlu, büro gibi diğer eklentiler ile araçlar iş yerinden sayılır.

İŞ KAZASI SAYILAN HALLER
İŞ KAZASI SAYILAN HALLER

İŞÇİNİN İŞ YERİ DIŞINDA GEÇİRDİĞİ KAZALAR

Sigortalının görevle bir başka yere gönderilmesi, işyerinin bulunduğu yerleşim biriminin sınırları içinde olabileceği gibi, bir başka yer de olabilir. Her iki görevlendirmede de sigortalının işyerinden ayrıldığı andan, döndüğü ana kadar geçen zamanda ve geliş gidişi esnasında meydana gelecek olaylarda sigortalı zarara uğramış ise bu olay iş kazası sayılacaktır. Bir işverene bağlı olan sigortalının iş kapsamında gittiği, seyahat ettiği yerlerde başına gelen olaylarda kaza unsuru varsa iş kazası sayılacaktır. Kaza işyerinde cereyan etmemiş, işi gereği işyeri dışına çıkmış olması durumundaki kaza iş kazasıdır. 5510 sayılı Kanunun 13. Maddesinin (b) bendi sebebiyle, sigortalının işveren tarafından yürütülmekte olan iş kapsamında faaliyette bulunup bulunmadığı kontrol edilmelidir. Ancak nasıl işyerinde çıkan kazaların sebepleri üzerinde çok fazla durulmuyorsa, işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle işyerinin dışında bulunması hali doğan işçinin de  uğradığı kazanın iş kazası olarak değerlendirilmesi gerekir.

İŞE GİDİP GELİRKEN MEYDANA GELEN KAZALAR

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin  2012/21691 E.  ,  2013/24259 K göre, davalılardan işverene ait işyerinde çalışan sigortalıların, mesai bitiminde evlerine dönerken bindikleri minibüsün karıştığı trafik kazası sonucu bazıların öldüğü, davacı ve bir kısmının da yaralandığı anlaşılmaktadır. Davacı, aracın işveren tarafından temin edilen servis aracı olup, mesai sonrası evlerine dönerken meydana gelen olayın trafik-iş kazası olduğunu ve tespitini istemiş; davalılar ise, kazanın olduğu yöne ilişkin servis olmayıp, aynı yönde oturan çalışanların kendi aralarında anlaşarak ulaşım için ayarladıkları araçla giderken davaya konu kazanın olduğunu, işveren tarafından temin edilmiş bir servis bulunmadığını, bunun sonucu olarak da, olayın iş kazası olarak nitelendirilemeyeceğini belirtmişler; Mahkemece, olayın trafik-iş kazası olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

Yargıtay’ın benzer yönde birçok kararı vardır. Sigortalıların işverence sağlanan bir taşıtla, toplu olarak getirilip götürülme ibaresi 5510 sayılı Kanunun 13. Maddesinin birinci fıkrasının e bendinde, 506 sayılı Kanunun 11. Maddesinden farklı olarak yer almamıştır. Bu hükmün geniş anlamı kapsamında sürücü dışında sadece bir kişinin taşınması veya sigortalıya işveren tarafından tahsis edilen araçla işe geliş gidişi sırasındaki kazalar da iş kazası kabul edilecektir.

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 2024/9588 E.  ,  2024/11867 K. göre, meydana gelen kazanın işverence sağlanan araç ile işin yapıldığı yere gidildiği esnada yapıldığı sigortalının işveren tarafından görev ile başka bir yere gönderilmesi yüzünden asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda ve sigortalının, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere toplu olarak götürülüp getirilmesi sırasında kazanın meydana geldiğini ve meydana gelen bu kazanın sigortalıyı hemen bedence arızaya uğratması nedeni ile meydana gelen kazanın iş kazası olduğunun anlaşıldığını belirterek 14.11.2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasının iş kazası olmadığının tesbitine yönelik olarak açılan davanın reddine karar verilmiştir.

İŞVEREN TARAFINDAN GÖREVLENDİRİLEN İŞÇİNİN GEÇİRDİĞİ KAZALAR

Kanun hükmüne göre işveren tarafından görevlendirilen işçinin gerek işyerinde gerek işyeri dışında geçirdiği kazalar iş kazası kabul edilmektedir. Kaza işyerinde gerçekleşmemiş olsa dahi, örneğin işverenin işçiyi işyeri dışında bir yere göndermesi veya sigortalının işin gereği olarak işyeri dışında çıkması ve burada cereyan eden kaza unsurları dahilinde iş kazası sayılacaktır.

GEÇİCİ GÖREVLE BAŞKA YERE GÖNDERİLEN İŞÇİLERİN KAZA GEÇİRMESİ

İşveren tarafından görevlendirilen ve işveren hesabına hareket edildiği durumlarda işçinin geçirdiği kazalar ile geçici görevle işyeri dışına gönderilen işçilerin kaza geçirmesi de iş kazası kapsamındadır.  Yargıtay’ın bu konuda kararları mevcuttur. Bu durumlarda hayatın olağan akışı dikkate alınır. Örneğin sigortalının boş zamanında sinemaya, kafeye, restorana gitmesi normal yaşantı içinde değerlendirilmiştir.  Yargıtay’a göre görevli olarak başka bir yere giderken bindiği uçağın düşmesi ve sigortalının ölmesi de iş kazasıdır (9. Hukuk Dairesi, 29.12.1981, 11284/15904). Aynı doğrultuda başka bir örnek olmak üzere malzeme almak amacıyla işveren tarafından işyeri dışına gönderilen sigortalının işini tamamladıktan sonra yol üzerinde babasına ait dükkanda çay içerken silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirmesi de Yargıtay’ın Hukuk Genel Kurulunun 05.06.1996, 10-228/454 sayılı kararına göre iş kazasıdır ancak iş kazası sebebiyle tedavi edildikten sonra taburcu edilip evine gönderilen sigortalının yolda geçirdiği trafik kazası iş kazası sayılmayacaktır.

İŞ YERİNDE KALP KRİZİ VEYA BEYİN KANAMASI GEÇİRMEK İŞ KAZASI MIDIR?

İşyerinde kalp krizi veya beyin kanaması geçirmek de iş kazası sayılan durumlardan sayılmıştır. Örneğin Yargıtay  10. Hukuk Dairesinin 2024/2169 E.  ,  2024/3442 K kararında davacının çalıştığı işyerinin kamu kurumu olduğu dikkate alınmak sureti ile iddia konusu iş kazasının gerçekleştiği tarihte veya saat aralığında, resmi veya gayri resmi, sözlü veya yazılı bir şekilde izinli olmadığı, olayın meydana geldiği sırada Kurumda olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne, davacının 04.12.2014 tarihinde işyerinde bulunduğu sırada iş veren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle geçirdiği beyin kanamasının iş kazası olarak tespitine, karar verilmiştir.

EVDE ÇALIŞAN İŞÇİLERİN (UZAKTAN ÇALIŞMA) GEÇİRDİĞİ KAZALAR

Bu husus ‘’sigortalının işveren tarafından yürütülmekte olan iş sebebiyle, sigortalı kendi adına ve hesabına çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle kazaya uğraması’’ başlığına benzer cevaplanabilir. Zira günümüzde uzaktan çalışma, COVID-19 pandemisinin getirdiği süreçten sonra oldukça olağan bir hal almıştır. Kaza işyerinde cereyan etmemiş olsa da işverenin hesabına hareket ettiği hallerde kazanın iş kazası sayıldığını belirtmiştik.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 14. Maddesine eklenen tanıma göre uzaktan çalışma; işçinin, işveren tarafından oluşturulan iş organizasyonu kapsamında iş görme edimini evinde ya da teknolojik iletişim araçları ile işyeri dışında yerine getirmesi esasına dayalı ve yazılı olarak kurulan iş ilişkisidir. Buna göre iş organizasyonu işverenin, o işin yapılabilmesi için örgütlediği her yer olarak tanımlanabilir. Uzaktan Çalışma Yönetmeliğine 5. Maddeye göre uzaktan çalışmaya ilişkin iş sözleşmeleri yazılı şekilde yapılır. Sözleşmede; işin tanımı, yapılma şekli, işin süresi ve yeri, ücret ve ücretin ödenmesine ilişkin hususlar, işveren tarafından sağlanan iş araçları, ekipman ve bunların korunmasına ilişkin yükümlülükler, işverenin işçiyle iletişim kurması ile genel ve özel çalışma şartlarına ilişkin hükümler yer alır. Buna göre uzaktan çalışma denildiğinde işveren ile bir illiyet bağı halen devam etmektedir.

MESLEK HASTALIKLARI İŞ KAZASI KAPSAMINA GİRER Mİ?

5510 sayılı Kanunun 14. Maddesine göre meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik halleridir. Bir hastalığın meslek hastalığı olarak nitelendirilebilmesi için bu hastalık ile sigortalının yaptığı meslek arasındaki illiyet bağı önemlidir. Sosyal Güvenlik Kurumuna göre, sigortalının çalıştığı işten dolayı meslek hastalığına tutulduğunun; Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucuları tarafından usulüne uygun olarak düzenlenen sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi sonucu Kurum Sağlık Kurulu tarafından tespit edilmesi zorunludur. İş kazası ile meslek hastalıkları ayrı durumlar olsa da temelde işin yürütümü sebebiyle meydana geleceğinden meslek hastalıkları iş kazası kapsamına girebilir. Güç Kaybı Yönetmeliğinde sayılan durumlar meslek hastalığı kapsamındadır.

STAJYER VE ÇIRAKLARIN GEÇİRDİĞİ KAZALAR

3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununa göre stajyerlerin yaptığı staj, Yükseköğretim Kurulunca, yükseköğretim kurumlarında verilmekte olan her düzeydeki alana özgü olarak belirlenen teorik ve uygulamalı dersler dışında, öğrencilerin öğretim programlarıyla kazandırılması öngörülen mesleki bilgi, beceri, tutum ve davranışlarını geliştirmeleri, sektörü tanımaları, iş hayatına uyumları, gerçek üretim ve hizmet ortamında yetişmeleri amacıyla işletmede yaptıkları mesleki çalışmayı temsil eder. Çırak ise çıraklık sözleşmesi esaslarına göre bir meslek alanında mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve iş alışkanlıklarını iş içerisinde geliştirilen kişiyi temsil eder. 5510 sayılı Kanunun 5/b maddesine göre 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanununda belirtilen aday çırak, çırak ve işletmelerde meslekî eğitim gören öğrenciler hakkında iş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık sigortası; meslekî ve teknik ortaöğretim ile yükseköğrenimleri sırasında staja tabi tutulan öğrenciler, mesleki ve teknik ortaöğretim sırasında tamamlayıcı eğitim ya da alan eğitimi gören öğrenciler, kamu kurum ve kuruluşları tarafından desteklenen projelerde görevli bursiyerler ile 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 46. maddesine tabi olarak kısmi zamanlı çalıştırılan öğrencilerden aylık prime esas kazanç tutarı, 82. maddeye göre belirlenen günlük prime esas kazanç alt sınırının otuz katından fazla olmayanlar hakkında ise iş kazası ve meslek hastalığı sigortası uygulanır. Bu bentte sayılanlar, 4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar ve bunlardan bakmakla yükümlü olunan kişi durumunda olmayanlar hakkında ayrıca genel sağlık sigortası hükümleri uygulanır.

Buna göre stajyerler ve çıraklar da sigortalı sayıldıkları için iş kazası durumunda 5510 sayılı Kanunun 4. Maddesinde sayılanlar gibi işverenin sorumluluğu doğacaktır.

Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 2016/8571 E.  ,  2016/9086 K. kararına göre 3308 sayılı Kanun’un 25/2 maddesine göre aday çırak, çırak ve öğrencinin eğitimi sırasında işyerinin kusuru halinde meydana gelecek iş kazaları ve meslek hastalıklarından işveren sorumludur. 25/4 maddesine göre aday çırak, çırak ve işletmelerde meslek eğitimi gören öğrencilere sözleşmenin akdedilmesi ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun iş kazaları ve meslek hastalıkları ile hastalık sigortaları hükümleri uygulanır.

Öte yandan 4857 sayılı Yasa’nın 77/son maddesinde iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin tüzük ve yönetmeliklerde yer alan hükümlerin, işyerindeki çıraklara ve stajyerlere de uygulanacağı bildirilmiştir.

İŞ KAZASI TUTANAĞI NASIL HAZIRLANIR?

İş kazası tutanağı, işveren tarafından kaza gerçekleştikten sonra hazırlanması gereken tutanaktır. Bu tutanağın işveren tarafından hazırlanması zorunludur. İş kazası tutanağına binaen düzenlemeler 4857 Sayılı İş Kanunu, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda yer almaktadır.

İş kazası tutanağında olması gerekenler:

  1. Kaza geçiren çalışanın kimlik bilgileri
  2. Çalışanın görev yaptığı departman
  3. Çalışanın işe başlama tarihi
  4. Kaza saati ve kazanın gerçekleştiği yer adresi
  5. Uzuv kaybı (var ya da yok)
  6. Tıbbi müdahale (var ya da yok)
  7. Kazanın nasıl gerçekleştiğine dair açıklamalar
  8. Tanık ifadeleri ve kaza fotoğrafları

İŞ KAZASI BİLDİRİMİ NASIL VE NE ZAMAN YAPILMALIDIR?

5510 sayılı Kanunun 13. Maddesinin ikinci fıkrasına göre o işçinin geçirdiği iş kazasının işveren tarafından o yer yetkili kuvvetlerine derhal ve SGK’ya da en geç kazadan üç işgünü içinde haber vermesi gerekir. İş Kanunu 7. Maddesi kapsamında da geçici işçi çalıştıran işverenin işçinin iş kazasını özel istihdam bürosuna derhal, ilgili mercilere de 5510 sayılı Kanunun 13 ve 14. maddeleri kapsamında bildirmesi zorunluluğu mevcuttur. Ancak iş kazasının işverenin kontrolünde olmayan bir yerde gerçekleşmesi durumunda iş kazasının öğrenildiği tarihten itibaren süre işlemeye başlar. Yabancı ülkelerde meydana gelen iş kazasının üç işgünü içinde bildirilmesi zorunludur. 5510 sayılı Kanunun 4. Maddesinin (b) bendi kapsamında bulunanlar (Köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar) bir ay içinde rahatsızlığının bildirim yapmasına engel olmadığı andan itibaren üç işgünü içinde Kuruma bildirmelidir.

İŞ KAZASI SONRASI İŞVERENİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ NELERDİR?

5510 sayılı Kanun kapsamında işverenin iş kazasını Kuruma bildirme yükümlülüğü altına sokmuştur. Kanunun M. 13/2. Fıkrasında iş kazasının işveren tarafından o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma da en geç kazadan sonraki üç iş günü içinde bildirmesi yükümlülüğü getirilmiştir.

İŞ KAZASI HALİNDE HANGİ HAKLAR SAĞLANMAKTA?

İş kazası geçiren işçinin hem işvereninden tazminat talebinde bulunabilir hem de Kurumdan hak ve ödenekler alabilir. Bu hak ve ödenekler geçici iş göremezlik ödeneği, sürekli iş göremezlik ödeneği ve eğer işçi vefat etmişse hak sahiplerine ölüm geliri bağlanması olarak üçe ayrılır.  İş kazası kaynaklı maddi tazminat işçinin bedensel zarar görmesi ve vefat etmesi olarak ikiye ayrılır.  5510 sayılı Kanun, iş kazası ve meslek hastalığı kapsamında sigortalıya veya hak sahiplerine sadece parasal yardımların yapılmasını düzenlemiştir. İş kazası riski ile karşı karşıya gelen sigortalılara yapılacak sağlık yardımları ise aynı Kanun içinde yer alan ‘’Genel Sağlık Sigortası’’ kapsamında düzenlemiştir. Kanunun 16. Maddesine göre, iş kazası veya meslek hastalığı sigortasından sağlanan haklar şunlardır:

  1. Sigortalıya, geçici iş göremezlik süresince günlük geçici iş göremezlik ödeneği verilmesi.
  2. Sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanması.
  3. İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine, gelir bağlanması.
  4. Gelir bağlanmış olan kız çocuklarına evlenme ödeneği verilmesi.
  5. İş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölen sigortalı için cenaze ödeneği verilmesi.

İŞ KAZASI SAYILAN DURUMLARDA İŞÇİNİN TAZMİNAT HAKKI

İş kazası sonucu bedenen veya ruhen sorun yaşayan işçinin bu zararının giderilmesi amacıyla hem maddi hem manevi tazminat davası açma hakkı vardır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 53. Maddesine göre ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır:

  1. Cenaze giderleri.
  2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
  3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.

Kanunun 54. Maddesine göre bedensel zararlar özellikle şunlardır:

  1. Tedavi giderleri.
  2. Kazanç kaybı.
  3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
  4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.

İş kazası kaynaklı maddi tazminat talebinde hükmedilecek tazminat, eğer iş kazası yaşanmasaydı işçi hangi maddi durumu sağlayacaktıysa onun sağlanması amacını taşır.

konya avukat iletişim
konya avukat iletişim

SIKÇA SORULAN SORULAR

Hangi Haller İş Kazasından Sayılır?

Kanuna göre iş kazası sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle, bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda, sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olaydır.

Bir Olayın İş Kazası Sayılabilmesi İçin Gereken Şartlar Nelerdir?

Sosyal Güvenlik Kurumunca bir olayın iş kazası sayılabilmesi için gerekli bazı unsurlar vardır. Bunlar, iş kazası geçiren kişinin sigortalı olması, meydana gelen olay sebebiyle bedenen veya ruhen zarara uğraması, işyerinde veya işveren tarafından yürütülen iş sebebiyle meydana gelme ve ilgili illiyet bağının bulunmasıdır.

İş Yerinde Çay Dökülmesi İş Kazası mı?

5510 sayılı Kanuna göre iş yerinde çay dökülmesi iş kazası sayılmaktadır zira iş kazası, sigortalının işveren tarafından görev sebebiyle başka bir yere gönderilmesi suretiyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda başına gelen kazayı da işyerinde meydana gelen kazayı da kapsar. Bu sebeple eğer işyerinde veya iş sebebiyle gittiği yerde üzerine çay dökülmüşse ve örneğin yanık oluşmuşsa bu bir iş kazasıdır. Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 21. Hukuk Dairesi         2014/2094 E.  ,  2014/9450 K. göre, davacının sabah kahvaltısı için çay demlerken üzerine sıcak su dökülmesi sonucu iş kazası geçirdiği iddia edilerek kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma, bayram ve tatil ücreti ile iş kazası nedeniyle 300,00 TL maddi ve 1.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesinin talep edildiği, Mahkemece işçilik alacaklarına dair taleplerin tefrik edildiği, SGK Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın 16.02.2012 tarih ve 2012/31-BY sayılı raporunda davalı işyerinde iddia olunan kazaya ilişkin bir tespit yapılamadığından iş kazası niteliğinde olmadığının belirtildiği, 12.04.2013 harçlandırma tarihli ıslah dilekçesi ile HMK’nun 176 vd. maddeleri gereğince davanın ıslahına ve davacının işyerinde geçirmiş olduğu çaydanlık devrilmesi sonucu yanık eyleminin iş kazası niteliğinde bulunduğunun tespiti ile davanın Kuruma ihbar edilerek 1.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesinin talep edildiği… yönünde açıklaması mevcuttur.

İşe Giderken Düşme İş Kazası Mı?

İşe giderken düşme, belli şartlar altında iş kazası kabul edilebilmektedir. Kanuna göre sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle, bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında yaşanan kazalar iş kazası kabul edilmektedir. Bu durumda iş giderken ayağının kayıp düşmesi sonucu bel kemiğinin kırılması iş kazası sayılabilecektir.

İş Kazasında İşverene Ceza Verilir Mi?

İş kazasında işverene ceza verilmesi mümkündür. Türk Ceza Kanunun 85 ve 89. Maddelerine göre, taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fiil, birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmuş ise, kişi iki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Taksirle yaralama fiili, mağdurun;

  1. Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
  2. Vücudunda kemik kırılmasına,
  3. Konuşmasında sürekli zorluğa,
  4. Yüzünde sabit ize,
  5. Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
  6. Gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına,

Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, yarısı oranında artırılır. Taksirle yaralama fiili, mağdurun;

  1. İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
  2. Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
  3. Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
  4. Yüzünün sürekli değişikliğine,
  5. Gebe bir kadının çocuğunun düşmesine,

Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, bir kat artırılır. Fiilin birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması halinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Ancak, birinci fıkra kapsamına giren yaralama hariç, suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikâyet aranmaz.

Taksir, özen yükümlülüğüne aykırı davranmaktan doğar. Eğer işveren özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı için bir veya birden fazla işçisinin yaralanmasına veya vefat etmesine sebep olmuşsa Türk Ceza Kanunu hükümleri çerçevesinde cezalandırılabilir.

İşe Gitmek İçin Durakta Bekleyen İş Kazası Sayılır Mı?

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre, sigortalıların işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında meydana gelen kazalar iş kazası olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle işe gitmek için durakta beklerken başına gelen kaza< iş kazası sayılabilmektedir.  Örneğin Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 2024/1001 E.  ,  2024/2153 K.  göre,  servis beklendiği esnada patlama meydana geldiği ve … …’ın patlama sonucu hayatını kaybettiği, müteveffanın servis aracına binmek için her zaman beklediği kavşakta işyeri servisini beklediği esnada hayatını kaybetmiş olduğu, SGK müfettişi tarafından ve mahkememizce beyanları alınan … ile bu beyanları destekler mahiyette beyanda bulunan … müteveffanın ölümüne neden olan olayın 5510 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesi kapsamında iş kazası olduğu kanaatine varıldığı, her ne kadar tanık beyanları arasında davacının servis beklediği esnada mı yoksa servise binmek için yürüdüğü esnada mı patlamanın meydana geldiği hususunda farklılık olsa da; yukarıda yer verilen Yargıtay ilamları doğrultusunda; hem servis beklendiği esnada hem de servise binmek için yüründüğü esnada kaza meydana gelmesi halinde bu kazanın iş kazası olarak kabul edildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 17.08.2016 tarihinde …’ın ölümüne neden olan olayın iş kazası olduğunun tespitine karar verilmiştir.

İşyerinde Kalp Krizi İş Kazası Mı?

İşyerinde kalp krizi iş kazası sayılmaktadır. Yargıtay son zamanlarda içtihatlarında işyerinde geçirilen kalp krizini iş kazası saymaktadır. Örneğin işe başlanırken gerekli sağlık raporları alınmamış olması, işçilerin ağır ve uzun saatler çalıştırılması, sağlıksız öğünler sunulması gibi durumlar iş kazasını ve işçilerin sağlığını tetikleyecek durumlardır. Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/9043 E.  ,  2014/25593 K. göre taraflar arasında, sigortalının, kalp krizi geçirdiği tarihteki çalışmasının hizmet sözleşmesine dayalı olduğu, ölümle sonuçlanan olayın, kalp krizi sonrasında meydana geldiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Hukuk Genel Kurulunun 13.10.2004 tarih ve 2004/21-529 Esas, 2004/527 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; “… yasanın iş kazasını sigortalıyı zarara uğratan olay biçiminde nitelendirmiş olması illiyet (nedensellik) bağını iş kazasının bir unsuru olarak ele almayı gerektirmiştir. Ne var ki, burada aranan “uygun illiyet (nedensellik) bağı” olup, bu da yasanın aradığı hal ve durumlardan herhangi birinde gerçekleşme olgusu ile sonucun, birbiriyle örtüşmesi olarak anlaşılmalı, yasada olmadığı halde, başka kısıtlayıcı bir koşulun varlığı aranmamalıdır. Kısacası; anılan yasal düzenleme, sosyal güvenlik hukuku ilkeleri içinde değerlendirilmeli; maddede yer alan herhangi bir hale uygunluk varsa zararlandırıcı sigorta olayının kaynağının işçi olup olmaması ya da ortaya çıkmasındaki diğer etkenlerin değerlendirilmesinde, dar bir yoruma gidilmemelidir…”

Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında; Mahkemece, öncelikle davacı murisinin kalp krizi sonucu ölümü ile yaptığı iş arasında illiyet bağının kesilmediği gözetilmeli, olayın işyerinde gerçekleştiği de göz önünde tutularak davanın kabulüne karar verilmelidir.

İş Yerinde Beyin Kanaması İş Kazası Mıdır?

İş yerinde kalp krizi gibi beyin kanaması da iş kazası sayılmaktadır. Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/8443 E.  ,  2016/13752 K. göre davacıların murisin beyin kanaması sonucu ölümü olayının iş kazası olduğunun tespitine karar verildiği ve kararın bu kısmının Dairemizce onanarak kesinleştiği, iş bu temyize konu tazminat davasında ise, mahkemece; ölüm nedeniyle % 30 oranında işverenin kusurlu olduğunu, olayın gerçekleşmesinde % 70 oranında kaçınılmazlığın etkili olduğuna ilişkin 24.12.2015 günlü tek iş güvenliği uzmanı bilirkişiden alınan kusur raporu hükme esas alınmak suretiyle karar verildiği anlaşılmaktadır.
İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu olay tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanununun 77.maddesinin açık buyruğudur.

İş Kazasında Şikayetçi Olunursa Ne Olur?

İş kazasında sigortalının şikayetçi olması durumunda işveren hukuki ve cezai sorumlulukla karşı karşıya kalabilir. İş kazasını geçiren işçi, özen yükümlülüğüne uymadığı gerekçesiyle işverenden şikayetçi olabilir. İşçi, kazanın ardından sağlık raporu almalıdır. İşçi, tazminat talebinde bulunabilir. İş Güvenliği ve Sağlığı Kanununa göre hak iddiasında bulunabilir.

İş Yerinde Meydana Gelen Her Kaza İş Kazası Mıdır?

5510 sayılı Kanun hükmü bu konuda oldukça açıktır. İş kazası;

  1. Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
  2. İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
  3. Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
  4. Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
  5. Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olaydır.

İşyerinde meydana gelen her kaza iş kazası sayılmayacaktır ancak kriterleri yerine getirdiği haldeki kazalar iş kazası sayılacaktır. Örneğin hayatın olağan akışında işyerinde veya iş sebebiyle işyeri dışında bulunduğu durumda geçirdiği kazalar iş kazası sayılacaktır.

İş Kazası İle Meslek Hastalığı Arasındaki Farklar Nelerdir?

İş kazası beklenmedik ve aniden gerçekleşirken, meslek hastalığı sistematik ve düzenli olarak aynı mesleğin risklerine maruz kalmaktan dolayı oluşur. Mesleki etmenlere sürekli maruz kalınarak meslek hastalığı oluşmaktadır. Meslek hastalığının oluşması için belli bir süre zarfı gerekirken, iş kazası bir anda gerçekleşmektedir. İş kazası her zaman o iş ile ilgili olmayabilir ancak meslek hastalığı her zaman o meslekle ilgili bir riskten ortaya çıkar.

İşçinin Yemek Molasında Geçirdiği Kaza İş Kazası Olarak Kabul Edilir Mi?

İş kazası, işçinin iş yerinde bulunduğu sırada veya işverenin verdiği görevle ilgili olarak her yerde meydana gelen olayları kapsar. Bu sebepten ötürü işçinin yemek molasında geçirdiği kaza iş kazası kabul edilir. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 2024/4691 E.  ,  2024/5818 K. göre, davacı vekili, davalı işverene ait işyeri paketleme bölümünde 2009 yılında kule operatörü olarak işe başlayan davacının 07.07.2015 tarihinde işyerinde çalışırken iş kazası geçirdiğini, olay tarihinde yemek molasında yemeğe gitmek üzere çalıştığı paketleme bölümünün içinde soğuk makasın arkasından geçerken makinenin hava üflediğini, hava, toz, çapak bulutunun havalanarak yüzüne ve gözüne geldiğini, kaza nedeniyle son gözünde görme kaybı yaşadığını belirterek dava konusu olayın iş kazası olduğunun tespitini talep etmiştir.

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2012/3700 E.  ,  2012/20508 K göre, mahkemece davacının maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin de kısmen kabulüne karar verilmiştir
Davacının davalıya ait maden ocağında çalışırken verilen akşam yemeği molasında ocak içinde yemek yediği sırada sıçrayan bir parçanın gözüne batması sonunda yaralandığı anlaşılmaktadır.
İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanununun 77.maddesinin açık buyruğudur.

Servisle İşe Giderken Veya Dönerken Meydana Gelen Kazalar İş Kazası Mıdır?

Evet, kanun lafzı oldukça açıktır. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 13. maddesine göre, iş kazası; “sigortalının işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında” meydana gelen olaydır. Yargıtay  10. Hukuk Dairesinin  2012/21691 E.  ,  2013/24259 K. göre, davalılardan işverene ait işyerinde çalışan sigortalıların, mesai bitiminde evlerine dönerken bindikleri minibüsün karıştığı trafik kazası sonucu bazıların öldüğü, davacı ve bir kısmının da yaralandığı anlaşılmaktadır. Davacı, aracın işveren tarafından temin edilen servis aracı olup, mesai sonrası evlerine dönerken meydana gelen olayın trafik-iş kazası olduğunu ve tespitini istemiş; davalılar ise, kazanın olduğu yöne ilişkin servis olmayıp, aynı yönde oturan çalışanların kendi aralarında anlaşarak ulaşım için ayarladıkları araçla giderken davaya konu kazanın olduğunu, işveren tarafından temin edilmiş bir servis bulunmadığını, bunun sonucu olarak da, olayın iş kazası olarak nitelendirilemeyeceğini belirtmişler; Mahkemece, olayın trafik-iş kazası olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

Evden Çalışan İşçiler (Uzaktan Çalışma) İş Kazası Geçirdiğinde Bu Durum İş Kazası Sayılır Mı?

Eğer işveren tarafından yürütülmekte olan bir işi yaparken veya bu iş sebebiyle evde çalışan işçiler kaza geçirirse, bu durum iş kazası olarak nitelendirilmektedir. İşverenlerin uzaktan çalışan işçileri üzerinde hukuki sorumluluğu devam etmektedir. Uzaktan çalışan işçiler de tıpkı diğer işçiler gibi iş sağlığı ve güvenliği hususunda bilinçlendirilmelidir. Evde bir iş kazasının yaşanması durumunda derhal işverene ve Kuruma bilgi verilmelidir.

İş Kazası Geçiren İşçi SGK’ya Başvurmak Zorunda Mıdır?

Evet, iş kazası geçiren işçinin SGK’ya başvurması zorunludur. İster evde, ister ofiste, ister işverence görevlendirildiği işyeri dışında bir yerde iş kazası geçirilsin, Kuruma haber verilmesi gerekmektedir. İş kazası bildirimi, işverenin kazayı üç gün içinde SGK’ya bildirme yükümlülüğüne dahildir. Bu bildirim yapılmazsa, işveren idari para cezası ile karşı karşıya kalabilir.

İş Kazası SGK’ya Kaç Gün İçinde Bildirilmelidir?

5510 sayılı Kanuna göre;

  1. a) (a) bendi ile 5 inci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma da en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde,
  2. b) (b) bendi kapsamında bulunan sigortalı bakımından kendisi tarafından, bir ayı geçmemek şartıyla rahatsızlığının bildirim yapmaya engel olmadığı günden sonra üç işgünü içinde, iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile Kuruma bildirilmesi zorunludur. Bu fıkranın (a) bendinde belirtilen süre, iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde, iş kazasının öğrenildiği tarihten itibaren başlar.

Kuruma bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık iş müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabilir.

İş Kazasının İşveren Tarafından Bildirilmemesi Halinde Ne Olur?

Sosyal Güvenlik Kurumuna göre, 4/a sigortalılık statüsüne tabi sigortalıların iş kazası geçirmeleri hâlinde, belirtilen sürelerde işverence bildirim yapılmaması durumunda, bildirimin Kuruma yapıldığı tarihe kadar sigortalıya ödenecek geçici iş göremezlik ödeneği Kurumca işverenden tahsil edilir. Ayrıca bildirimi süresinde yerine getirmeyen işverenlere idari para cezası uygulanmaktadır. Söz konusu idari para cezaları, işyerinde çalışan sigortalı sayısı ve işyerinin az tehlikeli, tehlikeli, çok tehlikeli sınıfta yer alması durumuna göre farklılaştırılmış olup her takvim yılı başından geçerli olmak üzere yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanmaktadır.

4/b sigortalılık statüsüne tabii sigortalıların iş kazası geçirmeleri ve belirtilen sürelerde bildirim yapılmaması hâlinde ise, bildirim tarihine kadar geçen süre için yapılacak geçici iş göremezlik ödeneği ödenmez. Bildirim tarihinden sonraki sürelere ait geçici iş göremezlik ödeneği ödenir.

6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununa Göre 2025 Yılında Uygulanacak İdari Para Cezaları başlığı altında her sene güncellenmektedir. Örneğin, Çok Tehlikeli, 50 ve üzeri çalışanı olan işverene kesilecek ceza tutarı 106.228 TL iken, Az Tehlike, 10’dan az çalışanı olan işverene kesilecek ceza 35.416 TL’dir.

İş Kazasında İşçi Kusurluysa Tazminat Hakkı Kaybolur Mu?

Duruma göre iş kazasında işçinin kusuruna göre tazminat hakkı kaybolabilir. İşçinin iş güvenliği ve sağlığı yasasına uygun davranmaması sonucu iş kazasında kusurlu olması, iş sözleşmesinin 4857 sayılı Kanunun 25-/2-ı maddesi uyarınca işveren tarafından feshedilmesine neden olabilir. Bu durumda işçi, kıdem ve ihbar tazminatı alma hakkını da kaybeder. 5510 sayılı Kanunun 22. Maddesine göre, ceza sorumluluğu olmayanlar hariç, ağır kusuru yüzünden iş kazasına uğrayan, meslek hastalığına tutulan veya hastalanan sigortalının kusur derecesi esas alınarak üçte birine kadarı Kurum tarafından eksiltilir.

İşçi eğer sigortasız çalıştırılıyorsa şartlar aranmaksızın SGK yaptığı tüm masrafları doğrudan işverene rücu eder. Yargıtay’a göre bir işverene hem kusursuz sorumluluk uyarınca hem de  kusurlu sorumluluk uyarınca rücu etme imkanı var ise, kusursuz sorumluluk haline göre sorumlu tutulması gerektiği, kusurlu sorumluluk hali için öngörülen şartların incelenmesine gerek bile olmadığı kabul edilmiştir.

İş Kazası Sonrası İşçi İş Göremezlik Ödeneği Alabilir Mi?

İş kazasına uğrayan sigortalılara, Kurum tarafından yetkilendirilen sağlık hizmeti sağlayıcıları tarafından, sağlıklarına yeniden kavuşması için gerekli tüm tıbbi yardımlar sağlanır. Yapılan bu tedavi sonucu meslekte kazanma gücünü % 10 oranından az olmayacak şekilde yitirmiş olan sigortalıya bağlanacak gelire sürekli iş göremezlik geliri denilmektedir. İş kazası sonrası işçi iş göremezlik veya malullük ödeneği alabilir.       Sosyal Güvenlik Kurumuna göre, geçici iş göremezlik; sigortalının iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurulu raporlarında belirtilen istirahat süresince geçici olarak çalışamama halidir. Geçici iş göremezlik ödeneği; sosyal sigortacılık bakımından, iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık sigorta kollarından istirahatli bulunan sigortalıya işten kaldığı günler için Kurumca ödenen parasal yardımdır.

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2011/4552 E.  ,  2012/15495 K. göre, iş kazası ya da meslek hastalığı sonucu iş göremez duruma düşen sigortalıya sağlık yardımları dışında iş kazasının olduğu ya da meslek hastalığı nedeniyle tedavisinin başladığı tarihten, tedavisinin bitimine kadar, geçici iş göremez duruma düştüğü her gün için 506 sayılı Yasa’nın 89. maddesindeki yöntemle yatarak ya da ayakta tedavi görmesine göre, bir ödenek verilir. Sigortalının iş göremezlik durumunun ödeneğin belirlenmesinde etkisi yoktur. Ancak kusur durumu ve zararın oluşumuna veya artmasına sigortalının katkısına göre %50’ye kadar geçici iş göremezlik ödeneği azaltılabilir. Sürekli iş göremezlik hali ise, iş kazası yada meslek hastalığı sonucu, sigortalının yapılan tüm tedavi ve tıbbi uğraşlara rağmen eski sağlığına kavuşamaması, beden gücünün bir bölümünü ya da tamamını kaybetmesi durumunda ortaya çıkar. Sürekli iş göremezlik nedeniyle meslekte kazanma güç kayıp oranı %10 ve üzerinde ise, Kurum tarafından sigortalıya bir gelir bağlanır. Bu gelir sigortalının tam ya da kısmi iş göremezlik durumuna göre belirlenir. Sigortalının kusuru (geçici iş göremezlikten farklı olarak) sürekli iş göremezlik gelirinin belirlenmesinde dikkate alınmaz.

Ölümlü İş Kazalarında İşçinin Yakınlarının Hakları Nelerdir?

İş kazasında hayatını kaybeden işçinin ailesi, vefat eden işçinin çalıştığı süre boyunca hak kazandığı kıdem tazminatını talep edebilmektedir. Kıdem tazminatı, işçinin işyerindeki çalışma süresine ve aldığı maaşa göre hesaplanmaktadır. İşveren, ölen işçinin yakınlarına yani murislerine (eş, çocuklar, anne-baba) bu tazminatı ödemekle yükümlüdür. Kıdem tazminatının hesaplanmasında, işçinin son aldığı maaş, çalışma süresi ve yıllık tazminat oranı göz önünde bulundurulur. Örneğin, bir işçi 13 yıl çalıştıktan sonra iş kazasında hayatını kaybederse, işveren, işçinin 13 yıllık kıdemi üzerinden tazminat ödemek zorundadır. Bunun dışında yoksulluğa düşecek olan yakınları maddi ve ruhen duydukları ızdırap sebebiyle manevi tazminat talebinde bulunabilirler. Maddi tazminat ekonomik olarak vefat eden işçinin bakmakla yükümlü olduğu ve yardım nafakası bağlanmış olan yaşlı anne-babasına ödediği nafaka tutarını da içerir.

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi         2009/2791 E.  ,  2010/3861 K. göre, dava iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahibi olan davacıların maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacıların murisi … dava dışı mülk sahibi …’in Organize Sanayi Bölgesinde bulunan ve olay tarihinde davalı … Limited Şirketine kiraladığı fabrika binasının bahçe istinad duvarı inşaatında 23.6.2005 günü davalı … İnşaat Limited Şirketinden sipariş edilen betonun mikser kamyonuyla döküldüğü, davalılardan …’in mikser operatörü olarak çalıştığı, ölen …’in de beton döküm hortumunu tuttuğu sırada, hortumun … tellerine teması sonucunda akıma kapılarak öldüğü, S.G.K’ca olayın iş kazası olarak kabul edildiği… karar verilmiştir.

İş Kazası Tazminat Davalarında Zamanaşımı Süresi Ne Kadardır?

İş kazası sonucu ölüm meydana geldiğinde, ölen işçinin ailesinin SGK’ya başvuruda bulunması ve tazminat taleplerini iletmesi için belirli süreler vardır:

SGK Başvuru Süresi: SGK’ya başvuru için 5 yıl içinde başvuru yapılması gerekmektedir. Ölüm gelirine hak kazanmak için başvurunun 5 yıl içinde yapılması gerekmektedir. Aksi takdirde, SGK’daki tazminat hakları kaybolabilir. Bu zamanaşımı bir süredir. 5 yıl geçtikten sonra yapılan başvuru kabul edilmez.

İşverene Karşı Tazminat Davası: İşverenin sorumluluğu bulunduğunda, ölen işçinin ailesi maddi ve manevi tazminat talep edebilir. Bu başvurular için ise, 10 yıl içinde dava açılabilir. İşverenin kusurlu olduğu durumlarda, iş kazasına sebep olan koşulların belirlenmesi ve yasal hakların alınabilmesi için mahkemeye başvurulması mümkündür. Bu süre zamanaşımı süresidir. 10 yıllık süre sonrasında yapılan başvuru kabul edilmez.

Yargıtay’ın bir kararında davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar vermiştir. Bir diğer karara göre de Davacı … ve diğerleri vekili Avukat … tarafından, davalı … ve … aleyhine 14/09/2010 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 04/02/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

İş Kazası Sonrası İşveren İşçiyi İşten Çıkarabilir Mi?

İşveren işçisini doğrudan işten çıkaramaz. İş kazası geçiren işçi, iş akdini haklı nedenle feshederek kıdem tazminatı talep edebilir ve işten kendi rızası ile ayrılabilir. Ancak, iş akdinin feshedilebilmesi için raporun kesintisiz olarak 6 haftayı geçmesi gerekmektedir.  Ayrıca, işverenin iş kazası geçiren işçiyi işten çıkarması durumunda, usulüne uygun hareket etmemesi halinde işe iade davası açılabilir. Hakkaniyete ve nefasete uygun davranmayan işvereni işçi Kuruma şikayet edebilir ve aleyhine dava açabilir.

5510 sayılı yasa iş kazasına uğrayan sigortalıya Kurumca işe el konuncaya kadar sağlık durumunun gerektirdiği sağlık yardımlarını yapma dışında işverene bir yükümlülük getirmemiştir. Aksine iş kazasının oluşumundan itibaren her türlü sağlık yardımlarından Kurumun sorumlu olduğunu kabul etmiştir. İş göremeyecek durumdaki işçi işten çıkarılabilir kıdem tazminatının ödenmesi şartıyla. İşveren veya işçi, iş sözleşmesini feshedebilir. Bu durumda fesih bildiriminin haklı bir dayanağı olup olmamasına göre sonuçları değişmektedir. İşçinin sadece iş kazası geçirmesi, işverene sözleşmeyi bozma hakkı vermez. Çünkü işçi halen iş görebiliyor ve işe devam etme iradesini gösteriyor olabilir. Buna bağlı olarak, işçi kıdem ve ihbar tazminatıyla ilgili haklarını istemektedir.

İş Kazası Sonrası İşverenin Alması Gereken Önlemler Nelerdir?

İş kazası sonrası işverenin alması gereken önlemler şunlardır:

İlk Müdahale ve Sağlık Yardımı: İşçiye gerekli ilk yardım müdahalesini yapmak ve acil sağlık hizmetlerinden yararlanmasını sağlamak.

Kaza Bildirimi: İş kazasını en geç üç iş günü içinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) bildirmek.

Kaza Raporu ve İnceleme: Detaylı bir kaza inceleme raporu hazırlamak, kazanın nedenini ve kaza anında işçinin hangi koşullar altında çalıştığını belirlemek.

İş Sağlığı ve Güvenliği Tedbirlerini Gözden Geçirme: İş yerinde alınması gereken güvenlik önlemlerini gözden geçirmek ve gerekirse artırmak.

Çalışanlara Eğitim Verme: Çalışanlara iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri vermek ve bu eğitimlerin belgelenmesini sağlamak.

Bildirimin yapıldığı tarihe kadar geçen süre için sigortalıya ödenecek geçici iş göremezlik ödeneğinden işveren sorumludur. Bu sorumluluğun yanı sıra ölümlü iş kazaları da dahil olmak üzere herhangi bir olayla ilgili açılacak dava sonucunda mahkeme tarafından belirlenen tazminat işveren tarafından ödenir.

İş Kanununun 77.maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle işyerinin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken işçi sağlığı ve iş güvenliği tüzüğünün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin, işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelemedikleri anlaşılmaktadır. (Yargıtay)

İş Kazası Nedeniyle İşçi, İşverene Ceza Davası Açabilir Mi?

İş kazası sebebiyle işverenin cezai sorumluluğu doğabilir. Eğer taksirli veya kasten insan yaralama suçunun unsurları bulunuyorsa ceza davası açılabilmektedir. Örneğin işveren özen yükümlülüğüne aykırı davranmışsa, riskleri öngörebilecek haldeyken göz ardı etmişse cezai sorumluluğu doğar. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca işveren, iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin önlemlerin alınmasından asli olarak sorumlu olup işverenindir. İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmemesi sebebiyle iş kazası gerçekleşmesi ve iş kazası sonucunda işçinin ölmesi veya yaralanması halinde cezai sorumluluğu bulunmaktadır.

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2018/5194 E.  ,  2019/3812 K. göre, Asıl işveren … Park AVM’nin yapımında olan inşaat işyerinde mekanik işleri yapmak üzere alt işveren … Sağlık hizmetleri Ltd. ile imzalanan sözleşme kapsamında, alt işverenin işçisi olan ve şirkette kaynak işçisi olarak çalışan katılanın, iş yeri yetkilisinin talimatıyla vinç ile boru balyalarının taşınması sırasında balyaların vinçten inmesi işini yaparken, balyaların üst üste istiflenmesi sebebiyle boru balyalarının ayağına devrilmesi sonucu nitelikli şekilde yaralandığı olayda; dosya içeriği ve beyanlara göre, katılan dahil asıl işi kaynakçılık olan işçileri vinç ile boru balyalarının taşınması işinde, şirket ortağı olan temyize gelmeyen sanık …’un talimatı ile temyize gelmeyen sanık …’in görevlendirdiği, ayrıca taşıma sırasında işçiler tarafından kalaslardan çatlak sesi geldiği hususunda uyarılmasına rağmen sanık …’nin işçileri işe devam etmeye zorladığı, her ne kadar sanık … inşaat işleri ile ilgisinin olmadığını beyan etmiş ise de, dosya kapsamından sanığın olay tarihi itibariyle alt işveren şirketin münferiden atacağı imzası ile her alanda temsil ve ilzama yetkili şirket müdürü olduğunun anlaşıldığı, dosyada mevcut bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere…  beraatlerine karar verilmesi;
Kanuna aykırı olup,
katılan vekili ile mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA; 21.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

İş Kazası Tespit Davası Nedir? Ne Zaman Açılır?

İş kazası tespit tutanağı, olay yerine gelen kolluk kuvvetleri tarafından tutulabilir. İşveren de tutabilir. İşveren, iş kazası niteliği taşıyan olayları 3 iş günü içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na doğrudan veya taahhütlü posta yoluyla bildirmek durumundadır. Aksi takdirde işçiye Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödenecek olan geçici iş göremezlik ödeneğinin bildirim tarihine kadar işveren tarafından ödenmesi vb. çeşitli idari yaptırımlarla karşılaşılması söz konusu olabilmektedir. Söz konusu iş kazası, işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmişse, üç günlük bildirim süresi iş kazası olayının öğrenilmesi tarihinden başlayacaktır.

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/2558 E., 2015/5241 K. göre, .zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası niteliğinde olup olmadığı öncelikle Kurum tarafından tespit olunacak bir husustur. Kurumun bir olayı iş kazası kabul etmemesi durumunda ilgililer işverenin yanında Kurumu da hasım göstererek iş kazası tespit davası açabilirler. Bunun yanında aksine olarak Kurumun bir olayı iş kazası kabul etmesi halinde ise ilgililer Kurumu da hasım gösterecekleri bir dava ile yine olayın iş kazası olmadığının tespitini her zaman mahkemelerden isteyebilirler. Bir olayın iş kazası olup olmadığının açık bir şekilde ortaya konulmasının zararlandırıcı olaya dair yapılacak yargılamada mahkemelerin görevine ilişkin de neticelerinin bulunması nedeniyle önemli olup bu ihtilaf yani olayın iş kazası olup olmadığına dair ihtilaf öncelikle Kurumun yapacağı tahkikata sonrasında ise tarafların açacağı tespit davalarının neticesine bağlı bir ihtilaf olup açılan tazminat davalarında öncelikle çözümü gereken bir husustur.” ifadeleriyle, bir olayın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından iş kazası olarak kabul edilmemesi durumunda işçi tarafından iş kazası tespit davası açılabileceği hususu açıkça belirtilmiştir.

İş Kazası Nedeniyle SGK Tarafından Bağlanan Maaşlar Nelerdir?

  1. Geçici İş Göremezlik Ödeneği: İşçinin iş kazası sonucu geçici olarak çalışamadığı dönemde aldığı ödemedir.
  2. Sürekli İş Göremezlik Geliri: İşçinin iş kazası nedeniyle iş gücünü en az %10 oranında kaybetmesi durumunda bağlanan maaştır.
  3. Ölüm Halinde Hak Sahiplerine Gelir Bağlanması: İşçinin iş kazası sonucu hayatını kaybetmesi durumunda, hak sahiplerine bağlanan ölüm geliridir.

Bu haklardan yararlanabilmek için iş kazasının SGK’ya üç işgünü içinde bildirilmesi gerekmektedir.

5510 sayılı Kanunda iş kazası ve meslek hastalığı halinde sigortalıya veya ölümü halinde hak sahiplerine sağlanacak parasal yardımlar şöyle belirlenmiştir:

  1. a) Sigortalıya; geçici iş göremezlik süresince günlük geçici iş göremezlik ödeneği verilmesi,
  2. b) Sigortalıya, sürekli iş göremezlik geliri bağlanması,
  3. c) İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine, gelir bağlanması,
  4. d) Gelir bağlanmış olan kız çocuklarına, evlenme ödeneği verilmesi,
  5. e) İş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölen sigortalı için, cenaze ödeneği verilmesi

İş Kazası Nedeniyle Açılan Tazminat Davalarında Kusur Oranı Nasıl Belirlenir?

Bilirkişiler tarafından belirlenir.

Bilirkişi, aşağıdaki hususları inceleyerek kusur oranını saptar:

  • İşverenin, işyerinde alması gereken önlemleri alıp almadığı;
  • İşçinin, alınan tedbirlere uyup uymadığı;
  • Kazanın niteliğine göre, iş güvenliği uzmanı olan bilirkişilerin görüşleri.

Kusur oranı belirlendikten sonra, hakim bu orana göre tazminata hükmeder.

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/3970 E.  ,  2017/802 K göre, işverenin sorumluluğu için, zarara uğrayanın sigortalı olması, zararı meydana getiren olayın iş kazası veya meslek hastalığı niteliğinde bulunması, zararın meydana gelmesinde işverenin kastının veya sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketinin ve bu hareket ile meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığı arasında illiyet bağının bulunması gerekir. Buradan, işverenin, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliğine ilişkin mevzuatın kendisine yüklediği, objektif olarak mümkün olan tüm tedbirleri alma yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve bu nedenle iş kazası veya meslek hastalığı şeklinde sosyal sigorta riskinin gerçekleşmesi halinde, kusur esasına göre meydana gelen zararlardan …Kurumuna karşı rücuan sorumlu olduğu sonucu çıkarılmaktadır.
10.11.2010 tarihinde davalıya ait 25 katlı bina inşaatında asansör kılavuz raylarının montoj işinde çalışırken platformu taşıyan halatın kopması ile platforma birlikte düşerek davaya konu sigortalı ile birlikte 4 kişinin vefat ettiği, iş kazası nedeniyle vefat eden sigortalı Adem Aykaç’ın hak sahiplerine bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelirin tahsili için açılan işbu davada, hak sahiplerince Konya 3. İş Mahkemesinin 2011/377 Esas sayılı tazminat davasında alınan ve İşveren Seha A.Ş’nin %100 oranında kusurlu bulan kusur raporu hükme esas alınarak karar verildiği anlaşılmıştır.

İş Kazası Sonrası Yapılması Gereken İşlemler Nelerdir?

İş kazasından sonra yapılması gerekli ilk işlemlerden biri kaza geçiren çalışanın sağlık hizmetini almasıdır. Bu durum  Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu m.76’da belirtilmiştir.

MADDE 76- İşveren, iş kazasına uğrayan veya meslek hastalığına tutulan genel sağlık sigortalısına sağlık durumunun gerektirdiği sağlık hizmetlerini derhal sağlamakla yükümlüdür. Bu amaçla işveren tarafından yapılan ve belgelere dayanan sağlık hizmeti giderleri ve 65 inci madde hükümlerine göre yapılacak masraflar Kurum tarafından karşılanır.

Birinci fıkrada belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmesindeki ihmalinden veya gecikmesinden dolayı, genel sağlık sigortalısının tedavi süresinin uzamasına veya malûl kalmasına veya malûllük derecesinin artmasına sebep olan işveren, Kurumun bu nedenle yaptığı her türlü sağlık hizmeti giderini ödemekle yükümlüdür.

İşveren, iş kazasından takip eden 3 iş günü içerisinde içinde bu kazayı SGK’ya bildirmek zorundadır. (6331 s. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu m. 14). Bildirge e-sigorta üzerinden, doğrudan veya postayla ilgili bölüme gönderilmelidir. Bildirim süresi hesaplanırken resmi tatil günlerine denk gelen günler dikkate alınmaz.

MADDE 14 – (1) İşveren; a) Bütün iş kazalarının ve meslek hastalıklarının kaydını tutar, gerekli incelemeleri yaparak bunlar ile ilgili raporları düzenler. b) İşyerinde meydana gelen ancak yaralanma veya ölüme neden olmadığı halde işyeri ya da iş ekipmanının zarara uğramasına yol açan veya çalışan, işyeri ya da iş ekipmanını zarara uğratma potansiyeli olan olayları inceleyerek bunlar ile ilgili raporları düzenler. (2) İşveren, aşağıdaki hallerde belirtilen sürede Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirimde bulunur: a) İş kazalarını kazadan sonraki üç iş günü içinde. b) Sağlık hizmeti sunucuları veya işyeri hekimi tarafından kendisine bildirilen meslek hastalıklarını, öğrendiği tarihten itibaren üç iş günü içinde. (3) İşyeri hekimi veya sağlık hizmeti sunucuları; meslek hastalığı ön tanısı koydukları vakaları, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularına sevk eder. (4) Sağlık hizmeti sunucuları kendilerine intikal eden iş kazalarını, yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucuları ise meslek hastalığı tanısı koydukları vakaları en geç on gün içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirir.

İş Kazası Sonrası İşçinin İfadesi Önemli Midir?

İşçinin, kolluk kuvvetleri tarafından alınan ilk ifadesinde kazanın kendi kusuru olduğunu ve işvereninden şikayetçi olmadığını belirtmesi, ceza davasının açılmasını engelleyebilir.  Ayrıca, işçinin ifadesi, iş kazası tutanağının doğru ve eksiksiz hazırlanması için de gereklidir. Olayı yaşayan kişi olarak ilk ifadenin önemi yüksektir.

İş Kazasında Tanık Beyanları Dikkate Alınır Mı?

İş kazasında tanık beyanları dikkate alınır. İş kazası tutanağında en az iki tanık beyanı bulunması zorunludur.

Tanık beyanları, olayın iş kazası olup olmadığının tespitinde ve yargılama sürecinde önemli bir delil olarak kullanılır.

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi         2018/5437 E.  ,  2019/55 K. göre İlk Derece Mahkemesince davacının davalı şirkette görevini ifa ettiği sırada 13.08.2013 tarihinde bakır sepeti diye tabir edilen iş makinesinin yanından yüksekten düşerek kolunu makaraya çarptığı, dinlenen tanık beyanlarından da anlaşılacağı üzere meydana gelen kazanın davacının davalı şirkette çalışırken görevli olduğu zamanda meydana gelmesi nedeni ile de olayın 5510 sayılı kanun uyarınca meydana gelen bir iş kazası olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, davacının 13/08/2013 tarihinde geçirmiş olduğu kazanın iş kazası olduğunun tespitine, aksi yöndeki kurum işleminin iptaline karar verilmiştir.

İş Kazası Nedeniyle Yapılan Tedavi Masraflarını Kim Karşılar?

İş kazası nedeniyle yapılan tedavi masraflarını işveren karşılar.  İşveren, iş kazasına uğrayan işçinin hastaneye ulaşım ve tedavi masraflarını ödemekle yükümlüdür. Yargıtay 10. Hukuk Dairesi         2016/9982 E.  ,  2019/2806 K. göre, dava, iş kazasında yaralanan sigortalının tedavisi için davacı işveren tarafından yapılan tedavi giderlerinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. davacı işverenin işyerinde 05.02.2015 tarihinde, sigortalı … iş kazası sonucu sigortalının sağ el baş parmağı hariç diğer parmaklarının kopar derecede yaralandığı; tedavisi için davacı işverenlikçe önce 05.02.2015 tarihinde … Devlet Hastanesine götürüldüğü, buradan konusunda uzman ve donanımlı olduğu belirtilen Özel El ve Mikrocerrahi Ortopedi Travmatoloji Hastanesine sevkedildiği, burada yapılan tedavisinin tamamlanması ile 09.03.2015 tarihinde taburcu edildiği, ayrıca sigortalıya tedavi kapsamında 20.03.2015, 23.03.2015, 11.06.2015, 08.10.2015 ve 12.11.2015 tarihli fizyoterapi uygulamaları da yapıldığı, buna göre söz konusu sözleşmesiz sağlık kuruluşunda yapılan tedavi için düzenlenen toplam 72.263,82 TL fatura bedelinin davacı işveren tarafından ödendiği anlaşılmaktadır.
Davacı, iş kazası sonucu yapılan tedavi nedeniyle, özel sağlık kuruluşuna fatura mukabili ödediği, toplam 72.263,82 TL’nin davalıdan kuruma başvuru tarihi olan 01.04.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş, Mahkemece, davalı Kurumun davacı şirkete 03.07.2015 tarihinde yaptığı 10.042,17 TL ödemeyi düşerek bakiye 62.221,65 TL tutarının 01.04.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Dava sonuç itibariyle, sigortalının iş kazasından kaynaklanan rahatsızlığı nedeniyle, özel sağlık kuruluşunca yapılan tedavi ve iyileştirme giderlerinin Kurumdan tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağını teşkil eden 5510 sayılı Kanunun işverenin, genel sağlık sigortalısının ve üçüncü kişilerin sorumluluğunu düzenleyen 76. maddesinde; “İşveren, iş kazasına uğrayan veya meslek hastalığına tutulan genel sağlık sigortalısına sağlık durumunun gerektirdiği sağlık hizmetlerini derhal sağlamakla yükümlüdür. Bu amaçla işveren tarafından yapılan ve belgelere dayanan sağlık hizmeti giderleri ve 65 inci madde hükümlerine göre yapılacak masraflar Kurum tarafından karşılanır.

İş Kazası Geçiren İşçi Meslekte Kazanma Gücünü Kaybetmişse Ne Yapabilir?

İş kazası geçiren ve meslekte kazanma gücünü kaybetmiş olan bir işçi, aşağıdaki hakları kullanabilir:

  1. Sürekli İş Göremezlik Geliri: SGK tarafından bağlanan bu gelir, işçinin meslekte kazanma gücündeki kayıp oranına göre belirlenir.
  2. Tazminat Hakkı: İş kazasının meydana gelmesinde işverenin kusuru varsa, işçi maddi tazminat (kazanç kaybı, tedavi giderleri ve sakatlık durumu nedeniyle oluşan zararlar) ve manevi tazminat davası açabilir.
  3. Destekten Yoksun Kalma Tazminatı: İş kazası sonucu işçinin hayatını kaybetmesi durumunda, işçinin ailesi veya bakmakla yükümlü olduğu kişiler bu tazminatı işverenden talep edebilir.

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi         2016/722 E.  ,  2017/4221 K. göre davalı …’ün davacının işçisi olduğu, 07.02.1997 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeni ile davalı Kurum tarafından %55 maluliyet üzerinden iş kazası geliri bağlandığı ve davacıya rücu davası açıldığı, ancak davacı tarafından davalı işçinin maluliyetinin bulunmadığı ya da %40’ın altında olduğunun iddia edildiği, mahkemece dosyanın davalı Kurum Yüksek Sağlık Kurulu’na gönderildiği, Yüksek Sağlık Kurulu’nun 06.04.2012 tarihli raporunda; Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü çerçevesinde davacının maluliyetinin %55 olduğunun bildirildiği, Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu’nun 19.11.2014 tarihli raporunda da; 85/9529 sayılı Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği şoför olarak bildirilmekle grup 41 alınarak E cetveline göre %44 oranında davacının meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağının bildirildiği anlaşılmaktadır.

Okuduğunuz için teşekkür ederiz. Daha fazla bilgi için avukata sor hizmetinden faydalanabilirsiniz!

ÖYKÜ OĞUZ

PAYLAŞ
Zehra Özdipi
Zehra Özdipi
Makale: 175
WHATSAPP RANDEVU AL ARA