Adresimiz
Havzan, Yeni Meram Cd. Arı Sitesi No:55/2 F Blok, 42140 Meram/Konya
İletişim Bilgilerimiz
Adresimiz
Havzan, Yeni Meram Cd. Arı Sitesi No:55/2 F Blok, 42140 Meram/Konya
İletişim Bilgilerimiz

Boşanma dilekçesi boşanma sürecinin resmi ilk adımıdır. Dilekçede yer alan hususların doğru anlaşılır ve eksiksiz olması çok önemlidir. Evlilik sürecindeki olaylar çekişmeli boşanma dilekçesinde eksiksiz anlatılmalı anlaşmalı boşanmada ise talepler ve şartlar doğru bir şekilde yazılmalıdır.
Boşanma dilekçesi, boşanma davası açma sürecinin ilk ve en mühim adımıdır. Türk Medeni Kanunu’nun 161. maddesi ve devamındaki hükümler doğrultusunda boşanma talebiyle Aile Mahkemesine sunulan yazılı belgedir. Boşanma dilekçesi, eşlerin kimlik bilgilerini, boşanma sebeplerini, taleplerini ve delillerini içerir.
Boşanma dilekçesi, anlaşmalı veya çekişmeli olabilir. Anlaşmalı boşanma için evliliğin en az bir yıl sürmesi ve tarafların boşanma ile ilgili tüm konularda uzlaşması gerekir. Çekişmeli boşanma ise tarafların anlaşamaması durumunda tek taraflı olarak açılır ve dava süreci daha uzun sürebilir. Dilekçede yapılacak eksiklikler veya hatalar, dava sürecinin uzamasına veya hak kayıplarına yol açabilir.
Anlaşmalı boşanma dilekçesi yazılırken boşanmaya ilişkin tüm hususlar (mal paylaşımı, velayet gibi) detaylıca açıklanmalı ve tarafların bu konularda uzlaştığı açıkça belirtilmelidir. Ayrıca, anlaşmalı boşanmanın daha sonra çekişmeli boşanmaya dönüşebileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle, dilekçenin hukuka uygun şekilde hazırlanması, sürecin hızlı ve etkili bir şekilde ilerlemesi açısından hayati öneme sahiptir.
Boşanma dilekçesinin içeriğinin doğru ve eksiksiz olması, hukuki sürecin sağlıklı ilerlemesi açısından büyük önem taşır. Bu yüzden hukuki destek alınması tavsiye edilir.

Boşanma dilekçesi, boşanma sebebine göre temel olarak iki farklı şekilde hazırlanabilir: anlaşmalı boşanma dilekçesi ve çekişmeli boşanma dilekçesi. Dilekçe hazırlanırken nafaka, maddi ve manevi tazminat, velayet, mal paylaşımı gibi hususlara detaylı şekilde yer verilmelidir. Boşanma dilekçesi, boşanma sürecinin ilk aşaması olduğundan, taleplerin eksiksiz ve hukuka uygun şekilde belirtilmesi gerekir. Aksi takdirde hak kayıpları yaşanabilir.
|
Boşanma dilekçesi, boşanma sürecini başlatan belgedir. Dilekçenin doğru ve eksiksiz hazırlanması, sürecin sağlıklı ilerlemesi için büyük önem taşır. Boşanmada yargılama usulü Türk Medeni Kanunu’nun 184. Maddesinde açıklanmıştır.
Hâkim, boşanma veya ayrılık davasının dayandığı olguların varlığına vicdanen kanaat getirmedikçe bunları ispatlanmış sayamaz ve tarafların bu konudaki ikrarları hâkimi bağlamaz. Boşanmanın Fer’i sonuçlarına ilişkin anlaşmalar, hâkim tarafından onaylanmadıkça geçerli olmaz. Ayrıca, hâkim taraflardan birinin istemi üzerine duruşmanın gizli yapılmasına karar verebilir.
Boşanma dilekçesi yetkili ve görevli mahkemeye hitaben yazılmalıdır. Boşanma davalarında yetkili mahkeme, taraflardan birinin yerleşim yerindeki Aile Mahkemesi olup, eğer bulunulan yerde Aile Mahkemesi yoksa dava Asliye Hukuk Mahkemesinde açılabilir. Dilekçe “… Aile Mahkemesi Sayın Hakimliğine” şeklinde bir başlıkla başlamalıdır.
Dilekçede davacı ve davalının adı, soyadı, adresleri ve varsa avukatlarının bilgileri eksiksiz olarak belirtilmelidir. Ayrıca, davanın hangi sebeple açıldığı net bir şekilde ifade edilmelidir. Boşanma sebepleri Türk Medeni Kanunu’nun 161 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bunlar zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk ve akıl hastalığı gibi özel boşanma sebepleridir. Bunun yanı sıra evlilik birliğinin temelinden sarsılması yani şiddetli geçimsizlik, genel boşanma sebebi olarak sayılmaktadır.
Boşanma dilekçesinde nafaka, tazminat, velayet ve mal paylaşımı gibi boşanmanın hukuki sonuçlarına ilişkin talepler açıkça belirtilmelidir. Yoksulluk nafakası, boşanma sonrası ekonomik olarak zora girecek tarafın talep edebileceği bir haktır. İştirak nafakası ise çocuğun bakım ve eğitim giderlerini karşılamak amacıyla velayeti almayan ebeveynden talep edilebilir. Velayet konusunda çocuğun üstün yararı gözetilmeli ve velayet talebinin gerekçeleri dilekçede ayrıntılı olarak açıklanmalıdır. Tazminat talepleri de maddi ve manevi tazminat olarak ikiye ayrılmaktadır. Maddi tazminat, eşin diğer tarafa ekonomik zarar vermesi durumunda talep edilirken, manevi tazminat, kişilik haklarına saldırı veya ağır psikolojik etkiler doğuran boşanma sebepleri nedeniyle istenebilir.
Boşanma sebeplerinin ispatlanması için dilekçeye dayanak ve delillerin eklenmesi gerekir. Mahkemeye sunulabilecek deliller arasında mesaj ve e-posta kayıtları, tanık beyanları, ses ve görüntü kayıtları, sosyal medya paylaşımları, darp raporları ve banka hesap dökümleri yer almaktadır. Delillerin nasıl sunulacağı da önemlidir. Bu nedenle tüm deliller ek klasör halinde dilekçeye eklenmeli ve tanık listesi ayrıca belirtilmelidir.
Dilekçenin sonunda, davacının talepleri net ve açık bir şekilde özetlenmelidir. Örneğin, “Yukarıda açıklanan nedenlerle boşanmamıza, müşterek çocuğumuzun velayetinin tarafıma verilmesine, iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası bağlanmasına karar verilmesini talep ederim.” gibi bir talep cümlesine yer verilmelidir. Aynı şekilde, maddi ve manevi tazminat talepleri de açık bir şekilde ifade edilmelidir.
Boşanma dilekçesinin geçerli olması için dilekçenin sonunda davacının adı, soyadı, imzası ve tarihi bulunmalıdır. İmza eksikliği dilekçeyi geçersiz kılabileceğinden, bu hususa dikkat edilmelidir. Ayrıca, dilekçeye ek olarak nüfus kayıt örneği, evlilik cüzdanı fotokopisi, tanık listesi ve delil olarak sunulacak belgeler de eklenmelidir.
Boşanma dilekçesi hazırlanırken öncelikle tarafların kimlik bilgilerine yer verilmelidir. Davacı ve davalının ad-soyadı, T.C. kimlik numarası, adres ve iletişim bilgileri eksiksiz olarak belirtilmelidir. Bunun yanı sıra, yetkili mahkemenin doğru şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Boşanma davalarında yetkili mahkeme, taraflardan birinin yerleşim yerindeki Aile Mahkemesi olup, bulunulan yerde Aile Mahkemesi yoksa dava Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmalıdır. Yanlış mahkemeye başvurulması durumunda dava usulden reddedilebilir veya dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi zaman kaybına yol açabilir.
Dilekçede, boşanma sebebi açıkça belirtilmeli ve hukuki dayanaklarıyla birlikte açıklanmalıdır. Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen zina, terk, hayata kast, haysiyetsiz hayat sürme gibi özel boşanma sebepleri veya evlilik birliğinin temelden sarsılması gibi genel sebepler dilekçede açıkça belirtilmelidir. Boşanma sebebine ilişkin detaylar sunulurken, olayların zaman sırasına göre ve somut verilerle anlatılması önem arz eder.
Boşanma dilekçesine, davanın ispatlanmasına yardımcı olacak delillerin de eklenmesi gerekmektedir. Mesaj kayıtları, e-postalar, sosyal medya paylaşımları, tanık beyanları, ses ve görüntü kayıtları, darp raporları, banka hesap dökümleri gibi deliller dilekçeye eklenebilir. Delillerin mahkemeye nasıl sunulacağına dikkat edilmelidir; örneğin, fiziki deliller dilekçenin ekine konulmalı, tanık listesi ayrı bir dosyada belirtilmelidir.
Bunlara ek olarak, dilekçeye bazı resmî belgelerin de eklenmesi gerekmektedir. Kimlik fotokopisi, evlilik cüzdanı örneği, nüfus kayıt örneği ve varsa daha önce alınmış koruma kararları veya nafaka taleplerine ilişkin belgeler, dava sürecinde mahkeme tarafından talep edilebileceği için başvuru sırasında sunulmalıdır. Bu belgelerin eksik olması halinde mahkeme, tamamlanmasını isteyebilir veya dilekçenin işleme alınmasını geciktirebilir.
Ccevap dilekçesi, dava sürecinin seyrini doğrudan etkileyen bir dilekçedir. Davalı eş, bu dilekçede davacı eşin iddialarına yanıt vermeli, haksız veya gerçeğe aykırı olduğunu düşündüğü hususları çürütmeli ve kendi taleplerini net bir şekilde ortaya koymalıdır. Eğer gerekirse, karşı dava açarak kendi haklarını savunabilir. Bu nedenle, cevap dilekçesi en az dava dilekçesi kadar titizlikle hazırlanmalı ve hukuki dayanaklarıyla birlikte sunulmalıdır.
Cevap dilekçesinin süresi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre belirlenmiştir. Davalı eş, dava dilekçesinin kendisine tebliğ edilmesinden itibaren 2 hafta içinde cevap dilekçesini mahkemeye sunmalıdır. Bu süre içinde cevap verilmezse, davalı eş iddialara karşı savunma yapma hakkını kaybedebilir ve mahkeme, sadece davacı tarafın sunduğu deliller doğrultusunda karar verebilir. Ancak, bazı durumlarda haklı bir gerekçe sunularak ek süre talep edilebilir.
Cevap dilekçesinde yer alması gereken temel unsurlar şunlardır:
Öncelikle, davalının kimlik ve adres bilgileri dilekçede eksiksiz olarak belirtilmelidir. Ardından, mahkemeye hitaben “… Aile Mahkemesi Sayın Hakimliğine” şeklinde bir başlık atılmalı ve dosya numarası eklenmelidir. Daha sonra, dava dilekçesindeki iddialara yanıt verilmelidir. Eğer davacı eşin boşanma sebebi olarak gösterdiği olaylar gerçeği yansıtmıyorsa, delillerle birlikte bu iddialar çürütülmelidir. Örneğin, davacı zina iddiasında bulunuyorsa ancak bu iddiayı kanıtlayamıyorsa, davalı buna itiraz edebilir ve bu suçlamanın asılsız olduğunu mahkemeye sunabilir.
Cevap dilekçesinde delillerin sunulması büyük önem taşır. Davalı eş, iddialarını desteklemek amacıyla tanık beyanları, mesaj ve e-posta kayıtları, fotoğraflar, sosyal medya paylaşımları, banka hesap dökümleri ve varsa darp raporları gibi belgeleri mahkemeye sunmalıdır. Delillerin nasıl sunulacağı da belirtilmeli, ayrı bir ek dosya olarak düzenlenerek dilekçeye eklenmelidir.
Son olarak, dilekçenin sonuç ve talep bölümü yazılmalıdır. Örneğin, davalı eş boşanma talebine itiraz ediyorsa, “Huzurdaki davanın reddine karar verilmesini saygıyla arz ve talep ederim.” şeklinde bir ifade kullanılabilir. Eğer nafaka veya tazminat talebi varsa, “Maddi ve manevi tazminat taleplerimin kabulüne, lehime dosya süreci boyunca tedbir nafakasına hükmedilmesine ve boşanma davasının kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesini talep ederim.” gibi bir sonuç cümlesi eklenmelidir. Dilekçenin altına tarih yazılmalı ve davalı veya avukatı tarafından imzalanmalıdır.

Boşanma davalarında, her iki eş de birbirini kusurlu davranışlarla suçlayarak çeşitli iddialarda bulunabilir. Bu tür davalarda, bir eşin açtığı boşanma davasına karşılık olarak, diğer eş de “karşı dava” açma hakkına sahiptir. Karşı dava dilekçesi, boşanma davasına cevaben, davalı tarafın kendi boşanma taleplerini ve diğer hukuki isteklerini mahkemeye sunmak için yazılır. Bu dilekçe, davalı tarafın boşanmayı talep etmesi, nafaka, velayet veya tazminat gibi konularda taleplerde bulunması adına önem arz etmektedir. Karşı dava dilekçesi, boşanma sürecinin seyrini değiştirebileceği için dikkatlice hazırlanmalıdır. Karşı dava açabilmenin koşulları 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 132. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre karşı dava açılabilmesi için:
şarttır.
Belirtilen bu şartlar gerçekleşmeden karşı dava açılacak olursa, mahkeme, talep üzerine yahut resen, karşı davanın asıl davadan ayrılmasına; gerekiyorsa dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine karar verir.
Karşı davaya karşı, dava açılamaz.
Boşanma davalarında, eşlerden biri boşanma davası açtığında diğer eş de bu davaya karşılık olarak karşı dava açma hakkına sahiptir. Karşı dava dilekçesi, davalı tarafın yalnızca davacı eşin iddialarına cevap vermekle kalmayıp, aynı zamanda boşanmayı talep etmesi, nafaka, tazminat, velayet ve mal paylaşımı gibi konularda kendi haklarını ileri sürmesi açısından büyük önem taşır. Bu dilekçe, boşanma sürecinin seyrini değiştirebilecek nitelikte olup titizlikle hazırlanmalıdır.
Karşı dava açmanın bazı avantajları olduğu gibi dikkat edilmesi gereken dezavantajları da bulunmaktadır. Avantajlarından biri, davalı tarafın sadece savunma yapmakla kalmayıp, kendi taleplerini de mahkemeye sunma imkânı bulmasıdır. Ayrıca, eğer davacı tarafın kusurlu olduğu ispatlanabilirse, davalı nafaka veya tazminat ödemekten kaçınabilir ya da tam tersine kendisi nafaka ve tazminat talep edebilir. Bunun yanı sıra, boşanma davasında karşı tarafın iddialarını çürütmek suretiyle sürecin kendi lehine gelişmesini sağlayabilir.
Ancak, karşı dava açmanın bazı dezavantajları da bulunmaktadır. Öncelikle, karşı dava açılması boşanma sürecinin uzamasına neden olabilir. Mahkeme, her iki tarafın da ileri sürdüğü iddiaları ayrıntılı şekilde incelemek zorunda kalacağından, davanın sonuçlanma süresi uzayabilir. Ayrıca, karşı dava açan tarafın iddialarını güçlü delillerle desteklemesi gerekmektedir. Yeterli delil sunulmadığı takdirde, karşı davanın reddedilme riski ortaya çıkabilir. Bu nedenle, karşı dava açmadan önce hukuki sürecin dikkatle değerlendirilmesi oldukça önemli bir durumdur.
Karşı dava dilekçesi, standart bir dava dilekçesi formatında yazılmalı ve şu unsurları içermelidir:
Dilekçe, asıl davanın görüldüğü yetkili Aile Mahkemesi’ne hitaben yazılmalıdır. Örneğin, “… Aile Mahkemesi Sayın Hakimliğine” şeklinde bir başlık eklenmeli ve dosya numarası belirtilmelidir.
Davacı ve davalı eşin adı, soyadı, adresi, T.C. kimlik numarası gibi kimlik bilgileri açıkça yazılmalıdır.
Davalı taraf, neden boşanma davası açtığını ve karşı dava açma gerekçelerini detaylı bir şekilde açıklamalıdır. Eğer davacı eş haksız veya kusurlu bir boşanma gerekçesi ileri sürmüşse, davalı bunu delillerle çürütebilir. Aynı zamanda davalı, kendi boşanma sebeplerini öne sürerek, davacının kusurlu olduğunu mahkemeye sunabilir.
Karşı dava dilekçesinde, nafaka, maddi ve manevi tazminat ve velayet gibi talepler açıkça belirtilmelidir.
İddiaları destekleyen deliller karşı dava dilekçesine eklenmelidir. Mahkemeye sunulabilecek deliller şunlardır:
Dilekçenin sonunda, mahkemeden hangi kararların verilmesi talep edildiği net bir şekilde belirtilmelidir. Örneğin:
Son olarak, dilekçeye tarih yazılmalı ve davalı eş veya avukatı tarafından imzalanmalıdır.
Boşanma dilekçesi hazırlandıktan sonra, yetkili Aile Mahkemesi’ne başvurulması gerekmektedir. Bu başvuru adliyeye gidilerek, ön bürodan ıslak imzalı olarak yapılabilir. Eğer bir avukat ile çalışıyorsanız, dilekçenizi teslim etmek için adliyeye gitmenize gerek yoktur; avukatınız dilekçenizi kendi imzası ile yetkili Aile Mahkemesine teslim edecektir. Ayrıca, günümüzde dijital başvuru imkânı da bulunmaktadır. UYAP (Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi) üzerinden boşanma davası açılabilir ve işlemler online olarak yapılabilir. Boşanma davası açarken, başvuru harcı ve gider avansı gibi masraflar da ödenmelidir.
Eşler evlenmeden önce veya evlilik sırasında birçok mal edinirler. Boşanmayla birlikte bu malların nasıl paylaşılacağı da bir sorun haline gelir. Ayrıca Mal paylaşımı davası, boşanma davasından ayrı bir süreçtir ve boşanma kesinleştikten sonra 10 yıl içinde açılması gerekmektedir. Bu süre, Türk Medeni Kanunu’na göre oldukça önemlidir; aksi takdirde mal paylaşımı davası açma hakkınızı kaybedebilirsiniz. Bu nedenle, mal paylaşımı ile ilgili tüm haklarınızı koruyabilmek adına, boşanma davanız kesinleştikten sonra en kısa sürede mal paylaşımı davası açmak gerekmektedir. Kısacası mal paylaşımı davası boşanma davasından ayrı olarak görülmekte olup titizlikle çalışılması gereken bir davadır. Aksi takdirde geri dönülemez hak kayıplarına uğrayabilirsiniz.
Kural olarak eşler evlenirken “Edinilmiş Mallara Katılma Rejimine tabii olurlar. Bunun yanı sıra, mal paylaşımında farklı rejimlerin uygulanabileceği durumlar da vardır. Evlilik sırasında eşler arasında mal rejimi değişikliği yapılmışsa, örneğin mal rejimi sözleşmesi yapılmışsa, bu sözleşme geçerli olur ve farklı bir mal paylaşımına gidilebilir. Bu durumda, edinilmiş mallara katılma rejimi yerine, eşlerin üzerinde anlaşarak belirledikleri mal rejimi uygulanır. Dolayısıyla, mal paylaşımı davası açmadan önce, eşler arasında hangi mal rejiminin geçerli olduğu ve sözleşme olup olmadığı belirlenmeli, buna göre dava açılmalıdır.
Türk Medeni Kanunu’nun 219. maddesine göre edinilmiş mallar, eşlerin evlilik süresince elde ettikleri ve paylaşıma tabi olan malvarlıklarıdır. Edinilmiş mallar arasında şunlar bulunur:
Buna karşın, Türk Medeni Kanunu’nun 220. maddesinde kişisel malların neler olduğu belirtilmiştir ve bu mallar paylaşıma tabi değildir. Kişisel mallar şunlardır:
Bu düzenleme ile, edinilmiş malların eşit şekilde paylaştırılacağı, ancak kişisel malların paylaşıma dahil edilmeyeceği açıklığa kavuşturulmuştur.
Eşlerin müşterek çocukları varsa, boşanma dilekçesinde bu husus detaylı bir şekilde yer almalıdır. Çocuğun yaşı, cinsiyeti, eğitim durumu gibi bilgiler açıkça belirtilmeli ve velayet talebi net bir şekilde dile getirilmelidir. Ayrıca, velayet talebinin gerekçeleri ve bu talepleri destekleyecek deliller de sunulmalıdır. Hâkim, çocuğun üstün yararını gözeterek karar verecektir. Bu bağlamda, çocuğun mevcut yaşam düzeyi, okuldaki durumu, aile içindeki ilişkileri ve çevresi, bakım ihtiyaçları gibi unsurlar dilekçede detaylı bir şekilde açıklanmalıdır. Çocuğa karşı olumsuz bir tutum sergileyen eşin tutumu, varsa delilleriyle birlikte dilekçeye eklenmelidir. Eşlerin maddi durumları da önemli bir etken olmakla birlikte, velayet kararı verirken en belirleyici unsur değildir. Zira velayeti almayan taraf da çocuğun bakım giderlerine katılmak zorundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 182. Maddesi, velayeti almayan eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinin yanı sıra, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine de maddi katkı sağlamak zorunda olduğunu belirtmektedir. Velayet kararı, tüm bu unsurlar göz önünde bulundurularak hâkimin takdirine bırakılır. Hâkim, çocuğun en iyi şekilde korunması ve gelişmesi adına karar verirken bu hususları dikkate almak zorundadır. Bu yüzden velayet taleplerinde gerekçelerin açıkça ifade edilmesi ve delillerin doğru bir şekilde sunulması büyük önem taşır. Velayet konusunda profesyonel hukuki destek almak, sürecin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için faydalı olacaktır.
Ek olarak, 8 yaş ve üstü çocukların görüşlerinin mahkeme tarafından alınabileceği unutulmamalıdır. Ayrıca, gerekirse pedagojik raporlar veya psikolojik değerlendirmeler istenebilir; bu tür raporlar, çocuğun bakım ve velayet kararları üzerinde etkili olabilir.
Türk Medeni Kanunu’nun 175. Maddesine göre “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.” Nafaka talepleri boşanma dilekçesinde ilgili kanun maddelerine atıf yapılarak gerekçeli bir şekilde yazılmalıdır. Ayrıca hangi tür nafaka istendiği de belirtilmelidir. Bu nafaka tedbir nafakası yoksulluk nafakası, iştirak nafakası gibi farklı tür nafakalar olabilir. Nafaka talepleri belirtilirken gerekçeli ve detaylı açıklamalar yapılmalı varsa ilgili deliller sunulmalıdır. Örneğin çocuğun okul masrafları, eşlerin gelir durumlarını gösteren belgeler vs. gibi.
Nafaka türleri:
Nafaka miktarının hesaplanmasında, mahkemeler tarafların gelir durumu, yaşam standartları, nafaka ödeyecek kişinin mali gücü ve çocuğun ihtiyaçları gibi faktörleri göz önünde bulundururlar. Örneğin, taraflardan birinin gelirinin daha düşük olması, nafaka miktarının buna göre belirlenmesine yol açabilir. Nafaka miktarı, mahkemenin takdirine dayalıdır ve ödenebilirlik durumu, taleplerin kabul edilip edilmemesinde önemli bir etkendir.
Boşanma dilekçesinde tazminat talebinin yazılması, Türk Medeni Kanunu’nun 174. maddesinde belirtilen esaslara dayandırılmalıdır. Bu maddeye göre, “Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma nedeniyle zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir.” Maddi tazminat, boşanma süreci sırasında yaşanan ekonomik kayıpların telafi edilmesi amacıyla talep edilirken, manevi tazminat ise psikolojik zararların, üzüntülerin ve yaşanan ruhsal travmaların karşılanması için istenmektedir.
Boşanma davası dilekçesinde tazminat taleplerinin gerekçeli ve detaylı bir şekilde yazılması oldukça önemli bir konudur. Maddi tazminat talep edilirken, boşanmanın yol açtığı ekonomik zararlara somut örneklerle açıklık getirilmelidir. Örneğin, boşanma süreci nedeniyle bir eşin işini bırakmak zorunda kaldığı, iş ve gelir kaybı yaşadığı, bu sebeple ekonomik açıdan zor bir duruma düştüğü belirtilmelidir. Ayrıca, yapılan harcamaların, kaybedilen fırsatların ve yaşanan maddi kayıpların da tazminat talebine dayanak oluşturması gerektiği vurgulanmalıdır.
Manevi tazminat talebi ise, boşanma sürecindeki duygusal ve psikolojik zararlara odaklanır. Bu noktada, davalı eşin uyguladığı onur kırıcı, küçültücü, alaycı veya psikolojik baskı oluşturan davranışları somut bir şekilde anlatmak gereklidir. Örneğin, duygusal istismar, aşağılama, hakaret, aldatma, fiziksel şiddet veya sürekli psikolojik baskı gibi durumlar, manevi tazminat talebinin gerekçesini oluşturabilir. Bu tür davranışların, başvurulan tazminat miktarına nasıl etki ettiği de dilekçede net bir şekilde ifade edilmelidir.
Tazminat talebinin içeriği, somut olayla doğrudan bağlantılı olmalı ve taleplerin detaylıca açıklanması gerekmektedir. Bu bağlamda, her iki tür tazminat için de miktar, olayın niteliği ve tazminatın gerekçesi hakkında ayrıntılı bilgiler verilmelidir. Miktar belirlenirken de, talep edilen tazminatın gerçekçi ve somut verilere dayanması gerektiği unutulmamalıdır. Ayrıca, tazminat talebinin mahkeme tarafından kabul edilebilmesi için gerekli delillerin dilekçeye eklenmesi, sürecin daha sağlıklı ilerlemesine katkı sağlayacaktır.
Boşanma davası açarken dava dilekçesinin doğru görevli ve yetkili mahkemeye sunulması gerekir. Boşanma davası Türk Medeni Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca Aile Mahkemelerinde açılmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 184. Maddesi: “Boşanmada yargılama, aşağıdaki kurallar saklı kalmak üzere Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa tâbidir:
Denilerek boşanma yargılamasının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na tabii olduğu belirtilmiştir. Eğer yerleşim yerinizde Aile Mahkemeleri yoksa dilekçe Asliye Hukuk Mahkemesine sunulur ve Asliye Hukuk Mahkemesi Aile Mahkemesi sıfatıyla davanıza bakar. Yetkili Mahkeme ise Türk Medeni Kanunu’nun 168. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre boşanma davasının açılabileceği yerler aşağıdaki gibidir:
Teknik olarak avukatsız boşanma davası açmak mümkündür, ancak boşanma davaları genellikle mal paylaşımı, velayet, nafaka gibi karmaşık meseleleri de içerdiği için avukat desteği almak, sürecin düzgün işlemesi açısından oldukça faydalıdır. Avukatsız açılan bir boşanma davasında, dilekçede eksiklikler olabileceği, delillerin yanlış veya eksik sunulabileceği, usuli sürelerin kaçırılabileceği gibi riskler bulunmaktadır. Bu tür hatalar, hak kaybına yol açabilir. Bu nedenle, bir boşanma davası açmayı düşünenlerin dikkatli olmaları ve mümkünse hukuki danışmanlık almaları tavsiye edilir.
Avukatsız boşanma davası açacaklar için izlenmesi gereken temel adımlar şu şekildedir:
Boşanma dilekçesi hazırlanırken ilgili ekler mutlaka dilekçe ekine eklenmelidir. Bu ekler fotoğraf veya videolar, WhatsApp ekran görüntüleri, ses kayıtları, sağlık raporları, tanık anlatımları, tarafların ekonomik gelirini gösteren belgeler olabilir. Sunulan delillerin mahkeme tarafından kabul edilebilmesi için hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş olması şarttır. Örneğin, habersiz çekilen bir ses kaydı ya da özel hayatın gizliliğini ihlal eden görüntüler delil olarak kabul edilmeyebilir. Deliller dava dilekçesiyle birlikte Mahkemeye sunulmalıdır.

Boşanma dilekçesi hazırlarken hukuki bir dil kullanmak oldukça değerli bir adımdır. Hukuki bir dil kullanmanız Mahkeme tarafından daha kolay anlaşılmanızı ve ciddiye alınmanızı sağlayacaktır. Cümleleriniz net ve anlaşılır olmalıdır. Örneğin “eşim bana sürekli kötü davranıyor” yerine “eşim …. Tarihinde bana şiddet uyguladı. Bu konuda komşumuz Ayşe hanım tanıktır.” Gibi ifadelere yer vermeniz iddialarınızı somutlaştıracaktır. Yine bu anlatımlarınızı delillendirmeli ve kanuni dayanaklarına da dilekçenizde yer vermelisiniz. Örneğin “4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166/1 maddesi uyarınca ‘Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.’ Hükmünü haiz olup tarafımca boşanma talebimin kabulü gerekmektedir.” Gibi ifadelerle davanızın kanuni dayanaklarını dilekçenizde göstermelisiniz. Yine dilekçe yazarken üsluba dikkat edilmeli hakaret ve saygısızca kelimelerden kaçınılmalıdır. Dilekçe yazılırken imla kurallarına dikkat edilmeli, talepler açık ve net bir şekilde gerekçeli olarak belirtilmelidir. Eğer hukuki dil konusunda yeterli deneyime sahip değilseniz, dilekçenin hazırlanması sırasında bir avukattan yardım almanız faydalı olabilir. Avukat desteği, dilekçenin teknik ve hukuki yönden doğru şekilde hazırlanmasını sağlar ve sürecin doğru ve hızlı ilerlemesinde etkili olur.
Boşanma dilekçesinin mahkeme tarafından kabul edilmemesi genellikle usuli eksikliklerden veya hukuki hata ve yetersizliklerden kaynaklanır. Ancak bu durum davanızın tamamen reddedileceği veya bir daha başvuru yapamayacağınız anlamına gelmez. Dilekçede eksiklikler varsa, mahkeme bu eksikliklerin giderilmesi için genellikle 1-2 hafta süre verir. Süre içinde eksiklikler tamamlanmazsa, dava açılmamış sayılacaktır.
Boşanma dilekçesinin mahkeme tarafından reddedilmesi, genellikle dava dilekçesinin usulüne uygun olmaması durumunda gerçekleşir. Bu eksiklikler, davacı veya davalının kimlik ve adres bilgilerinin tamamlanmamış olması, taleplerin açık ve net bir şekilde belirtilmemiş olması gibi unsurlardan kaynaklanabilir. Mahkeme, dilekçedeki eksikliklerin tamamlanması için taraflara belirli bir süre tanıyacaktır. Ayrıca, davanın yanlış yer veya yetkili olmayan bir mahkemede açılması durumunda da dava dilekçesi kabul edilmez. Bu durumda, eksikliklerin giderilmesi için dilekçenin doğru mahkemeye yönlendirilmesi talep edilebilir ya da dava, yetkili mahkemede yeniden açılmak zorunda kalabilir. Eğer başvuru için gerekli olan harçlar veya gider avansları ödenmemişse, dava açılmamış sayılacaktır. Mahkeme tarafından verilen eksikliklerin giderilmesi için belirli bir süre zarfında bu eksikliklerin tamamlanmaması durumunda ise dava, açılmamış kabul edilecektir. Böyle bir durumda, hak kaybına uğramamak adına gerekli bilgi ve belgelerin dikkatlice toplanması, başvurunun usulüne uygun yapılması ve hukuki destek alınması büyük önem taşır. Bu süreçte profesyonel bir avukattan yardım alınması, hukuki sürecin doğru bir şekilde ilerlemesi açısından faydalı olacaktır.
2024-2025 yılı boşanma avukatı ücretleri, özellikle dava türüne ve mahkemeye bağlı olarak değişkenlik gösterebilmektedir. Türkiye’de boşanma davalarında avukatlık ücreti genellikle Barolar tarafından belirlenen asgari ücret tarifesine dayanmakla birlikte, her avukat kendi belirleyeceği ücret üzerinden hizmet verebilir. 2024-2025 yılı için boşanma avukatı ücreti asgari olarak 30.000,00 TL olup, bu ücrete %10 Katma Değer Vergisi (KDV) eklenerek toplam ücret 33.000,00 TL olarak belirlenmiştir.
Fakat, dava türüne bağlı olarak bu ücretler farklılık gösterebilir. Örneğin:
Bu ücretler, davanın karmaşıklığı, mahkeme süreci ve avukatın deneyimine göre değişkenlik gösterebilir. Piyasadaki avukatlık ücretleri genellikle bu aralıkta olsa da, belirli durumlar ve özel anlaşmalarla fiyatlar daha farklı olabilir.
Boşanma davası açılırken Harçlar Kanunu uyarınca başvuru harcı, dosya gider avansı, karar ve ilam harcı gibi harç ve masraflar peşin olarak ödenir. Dava devam ederken Mahkeme keşif, tanık veya bilirkişi ücreti gibi ücretleri taraflardan isteyebilir. Bu masraflar 2025 yılında ortalama 3.500,00-TL civarında
Boşanma davasında vazgeçme veya feragat dilekçesi, davayı sona erdiren belgelerdir ve usule uygun, açık ve net bir şekilde yazılmalıdır. Bu tür dilekçelerde, davanın sonlandırılması amacıyla mahkeme bilgileri, dosya numarası, gerekçeler ve talepler gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde belirtilmelidir. Ayrıca, her iki tarafın rızası ve feragat sonrası meydana gelecek hukuki sonuçlar da dilekçede yer almalıdır. Türk Medeni Kanunu’nun 166. Maddesi, boşanma davalarında feragat ve vazgeçmenin hukuki sonuçlarını düzenler. Feragat, davacının kendi talebinden feragat etmesi anlamına gelir ve bu durumda davanın sonuçlanmasını sağlar. Feragat sonrasında, aynı sebeple tekrar dava açılamaz.
Dilekçenin içeriği şu şekilde olmalıdır:
Mahkeme Bilgileri ve Dosya Numarası: Dilekçede başvurulan mahkemenin adı ve dava dosya numarası açıkça belirtilmelidir.
Vazgeçme veya Feragat Sebebi: Tarafların boşanma davasından neden vazgeçtikleri veya feragat ettikleri açıklanmalıdır.
Tarafların Rızası: Boşanma davasından vazgeçme veya feragat kararının her iki tarafın rızası ile alındığı belirtilmelidir.
Hukuki Sonuçlar: Feragat durumunda, aynı sebeplerle tekrar dava açmanın mümkün olmayacağı ve yeni bir boşanma davası açmak için yeni deliller veya olayların gerekeceği ifade edilmelidir.
Boşanma dilekçesi, davanın açılacağı mahkemeye hitaben, boşanma sebebi, istekler ve delillerle birlikte yazılmalıdır. Ayrıca, tarafların kimlik bilgileri, adres bilgileri ve gerekli talepler de dilekçede açıkça belirtilmelidir. Dilekçenin usulen doğru hazırlanması, boşanma sebeplerinin belirtilmesi, delillerin eklenmesi ve hukuki taleplerin net şekilde ifade edilmesi gerekmektedir.
Boşanma dilekçesi eşlerden birinin yerleşim yerindeki ve davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yerdeki aile mahkemesine; aile mahkemesi yoksa aile mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemesine verilir.
Boşanma dilekçesi örneklerini baroların resmi internet sitelerinden, adliyelerin danışma birimlerinden ya da çevrimiçi hukuk platformlarından temin edebilirsiniz. Ancak her boşanma davası, eşlerin özel durumlarına göre farklılık gösterdiğinden, dilekçenizi kişisel şartlarınıza uygun hale getirmek için bir avukattan yardım almak oldukça yararlı olacaktır.
Çekişmeli boşanma dilekçesi, tarafların boşanma, velayet, nafaka gibi konularda anlaşmazlık yaşadığı durumlarda hazırlanır ve ayrıntılı delil ve gerekçeler içerir. Anlaşmalı boşanma dilekçesi ise tarafların tüm hususlarda anlaşmaya vardığı ve hazırlanan protokolün dilekçeye eklenip mahkemeye sunulduğu daha hızlı ve basit bir boşanma yoludur.
Boşanma dilekçesinde, tarafların kimlik bilgileri, nüfus kayıt örneği, delil niteliğinde olan belgeler (mesajlar, fotoğraflar, tanık beyanları vb.), tarafların mali durumunu gösteren belgeler ve varsa darp raporu gibi destekleyici evraklar yer almalıdır.
Boşanma dilekçesinin reddedilmesi durumunda, eksiklikler giderilerek yeniden başvuru yapılabilir veya kararın üst mahkemeye taşınması sağlanabilir.
E-Devlet üzerinden boşanma dilekçesi gönderilemez. Dilekçenizi ıslak imza ile ilgili adliyeye teslim etmeniz gerekmektedir.
Boşanma dilekçesi için avukat tutmak zorunlu değildir, ancak özellikle çekişmeli boşanma davalarında veya karmaşık hukuki süreçlerde bir avukattan yardım almak faydalı olabilir.
Boşanma dilekçesini tek nüsha olarak hazırlayarak mahkemeye sunduktan sonra, mahkeme ilgili masrafları tahsil edip bir nüshasını alarak karşı tarafa tebliğ eder. Kendinizde bir nüsha bulundurmak isterseniz, fazladan bir nüsha alıp mahkemeye teslim ettiğinizin kaydını alabilirsiniz.
İlk olarak mahkeme, dilekçeyi inceleyerek davanın açılmasına karar verir. Ardından bir duruşma tarihi belirlenir ve taraflara tebligat yapılır. Duruşmada tarafların beyanları alınır, deliller sunulur ve mahkeme, gerektiğinde ara kararlar alarak uzman görüşüne başvurabilir. Nihayetinde, mahkeme tüm delilleri değerlendirip boşanma kararı verir.
Boşanma dilekçesi geri çekilebilir. Davacı, davasını geri çekmek istediğini mahkemeye bildirerek dilekçesini geri alabilir. Ancak, geri çekme işlemi mahkeme tarafından onaylanmadan önce yapılmalıdır. Eğer dava açıldıktan sonra davanın devam etmesi istenmezse, davacı, bu talebini mahkemeye ileterek davasından feragat edebilir.
Evet, boşanma dilekçesi avukatsız verilebilir. Ancak, boşanma süreci karmaşık hale gelebilir ve özellikle çekişmeli davalarda hukuki destek almak oldukça faydalıdır. Bir avukat, sürecin daha hızlı ve sorunsuz bir şekilde ilerlemesine yardımcı olabilir.
Adliyeler yalnızca fiziki başvuruları kabul etmektedir. Ancak bir avukata vekalet vererek, avukatınız dilekçenizi adliyeye teslim edebilir.