Adresimiz
Havzan, Yeni Meram Cd. Arı Sitesi No:55/2 F Blok, 42140 Meram/Konya
İletişim Bilgilerimiz
Adresimiz
Havzan, Yeni Meram Cd. Arı Sitesi No:55/2 F Blok, 42140 Meram/Konya
İletişim Bilgilerimiz

Haklı nedenle fesih kavramı iş hukuku alanında kurulan iş akdini, dürüstlük kuralları gereğince iş ilişkini sürdürmeye kendisinden beklenmeyecek işçi veya işverene yasal bildirim sürelerine uymaksızın derhal sona erdirebilme yetkisi tanıyan bir haktır. Böyle bir durumda sözleşmeyi fesheden taraf için tazminat sorumlulukları dahi ortadan kalkacaktır.
İş Kanunu haklı nedenle fesih için birtakım düzenlemeler getirmiştir. Şöyle ki hem işçi hem de işveren için kendi tarafları açısından iş sözleşmesinin feshinde nelerin haklı fesih sebebi olarak kabul edileceği yasa koyucu tarafından kategorize edilmiştir.
İşçinin haklı nedenle fesih sebepleri İş Kanunu’nun 24. maddesinde genel hatlarıyla;
Benzer şekilde işverenin haklı sebeplerle feshi İş Kanunu madde 25’te;
İşçi veya işverenin haklı nedenle fesih sebeplerinin yanı sıra derhal fesih hakkının kullanılabilmesi için birtakım şartların varlığı aranmaktadır. Örneğin feshin geçerli olabilmesi için fesih nedeninin yazılı olarak bildirilmesi zorunludur. Aksi takdirde sözleşmesinin feshedildiği fesheden tarafça ileri sürülemez. Ayrıca bazı fesih sebeplerinin ileri sürülmesi hak düşürücü sürelere bağlanmıştır.
Bu yazımızda İş Kanunu ve yargı içtihatları çerçevesinde ayrıntılı olarak haklı nedenle feshin ne anlama geldiğini ne tarz koşulların bir arada bulunması gerektiğini, fesih süreci ve sonrasında tazminat hususları üzerinden sıkça sorulan soruları yanıtlamaya çalışacağız. Makalemizi okuduktan sonra aklınıza takılan hususları giderebileceğiniz keyifli okumalar dileriz.
İş Kanunu’na göre belirsiz süreli iş sözleşmesinin sonlandırılabilmesi, belirli süreli iş sözleşmelerinde ise belirli süre dolmadan sonlandırılması için kanunda belirtilen fesih bildirim sürelerine uyulması zorunludur. Ancak bazen bildirim sürelerinin beklenilmesi, özellikle sözleşmeye aykırı hareket edilmesi gibi haklı nedenlerin varlığı halinde hak kayıplarına yol açabilecektir. İşte bu yüzden yasa koyucu, iş sözleşmesini feshetmek isteyen işçi veya işverene haklı bir sebeple derhal fesih hakkı tanımıştır.
Haklı nedenle fesih, iş sözleşmesinin kanunda belirtilen sebeplerle derhal feshedilmesidir. Bu hak hem işverene hem de işçiye tanınmıştır. Haklı nedenle fesih halinde tazminat ödeme yükümlülükleri her iki taraf için de sona erecektir. Ancak işçi lehine haklı nedenle fesih halinde de çalıştığı sürenin karşılığı olan kıdem tazminatına hak kazanabilecektir.

Haklı nedenle fesih sebepleri İş Kanunu madde 24 ve 25’te her iki taraf açısından da ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. İş sözleşmesi süresinin belirli veya belirsiz olmasına bakılmaksızın bu sebeplerle iş akdi derhal feshedilebilecektir. Her iki taraf için benzer veya aynı sebepler bulunmakla birlikte farklı sebepler de mevcuttur. Bu nedenle işçinin ve işverenin haklı fesih sebepleri ayrı ayrı açıklanacaktır.
İşçi Açısından Haklı Fesih Sebepleri
İşçi, İş Kanunu madde 24 uyarınca aşağıda sayılan sebeplerin varlığı halinde iş sözleşmesini derhal fesih hakkını kullanabilir.
Sağlık sebepleri:
Haklı neden oluşabilmesi için işçinin yaşamanı veya sağlığını etkileyecek bir tehlikenin olması ve bu tehlikenin işin niteliğinden kaynaklanması gerekir.
Burada dikkat edilmesi gereken husus, hastalığın bulaşıcı olmasının yanı sıra mevsimlik grip gibi bir hastalık değil de ciddi bir tehlike oluşturabilecek hastalıklardan olmalıdır. Verem gibi hastalıklar bu kapsamda örnek olarak verilebilir.
Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri:
Örneğin depo bölümünde çalışmak üzere kurulan iş sözleşmesinde işçinin basım bölümünde çalıştırılması halinde işin mahiyeti değiştiğinden iş sözleşmesi bu bent kapsamında derhal feshedilebilecektir.
İşveren tarafından işçiye uygulanan mobbing derecesinde psikolojik şiddetlerin de bu bent kapsamında yer aldığı Yargıtay içtihatları ışığında bilinmektedir.
Burada sataşma kelimesi ile kastedilen hakaret gibi sözel veya şiddet gibi fiziksel saldırıdır.
İşverenin ücret dışında prim, ikramiye, yol ücreti gibi ücret eklerini de ödemek zorunda olduğundan bunların ödenmemesi halinde de haklı fesih sebebi oluşacaktır.
Özellikle iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına uygun oluşturulmayan çalışma koşullarının varlığı halinde işçi haklı sebeple derhal fesih hakkını kullanabilecektir.
Zorlayıcı sebepler:
İşçi bir haftanın dolmasıyla iş sözleşmesini feshedebilir. Ancak fesih hakkını kullanmazsa zorlayıcı nedenin devam ettiği sürece işçinin bu hakkı saklıdır. Zorlayıcı nedenlere deprem, yangın, su baskını gibi doğal afetlerin yanı sıra söz konusu işin yapılabilmesi için hammadde gibi zorunlu unsurların ülkeye girişinin yasaklanması da örnek olarak gösterilebilir.
Haklı nedenle fesih sebeplerinin varlığı halinde iş sözleşmesi kendiliğinden sona ermemektedir. Haklı nedenle fesih şartları iş sözleşmesinin sona erdirilebilmesi için uyulması zorunlu usule ilişkin kurallardır. Yasa koyucu fesih şartlarını hem işçiyi hem de işvereni koruyucu bir biçimde düzenlemiştir. Ayrıca bu hak şartların bulunması halinde, işçi iş güvencesine tabi olsun veya olmasın tüm iş ilişkilerinde kullanılabilir. Haklı nedenle fesih hakkının kullanılabilinmesinin şartları şunlardır:
İş Kanunu’nunda iş sözleşmesinin sona erdirilmesi açısından birden fazla fesih sebebi düzenlenmiştir. Haklı nedenle fesih ve geçerli nedenle fesih halleri de iş akdinin sonlandırılması için kullanılan iki farklı fesih türüdür. Her ikisinde de hem işçi hem de işveren iş akdini feshedebilir. Ancak fesih kullanım sebepleri birbirlerinden değişiklik arz etmektedir.
Haklı nedenle fesih, işçi veya işveren tarafından kanunda belirtilen sebeplerle iş akdinin derhal sona erdirilmesidir. Haklı sebeplerin varlığı daha çok iş sözleşmesinin fesih açısından ciddi bir ihlalin olduğu hallerde ortaya çıkmaktadır. Örneğin işçinin işyerindeki araç gereçleri çalması.
Geçerli nedenle fesih ise taraflardan birinin iş sözleşmesini sonlandırabilmek için geçerli bir gerekçe ortaya koyduğu haklı nedenlere nazaran daha az ciddi durumların varlığı halinde söz konusu olacaktır. Geçerli nedenle fesih halleri genellikle işçinin yeterliliği veya davranışlarından yahut işin gereklerinden sebepleriyle ortaya çıkmaktadır. Örneğin işçinin yaşlılığı sebebiyle performans olarak yetersiz kalıyorsa işveren geçerli nedenle iş sözleşmesini sona erdirebilir.
Haklı Nedene Dayanan Fesih ve Geçerli Nedene Dayanan Fesih Farkları:
Sağlık sebepleriyle fesih, işçi veya işverenin sağlıksal sorunlar nedeniyle iş sözleşmesini haklı olarak derhal sona erdirme halidir. Böyle bir durum işin sağlık açısından tehlikeli olmasından kaynaklanabileceği gibi işçi veya işverenin bulaşıcı bir hastalığa yakalanması halinde de ortaya çıkabilir. İşçi ve işverenin sağlık sebebiyle haklı fesih hakkı farklı sebeplerden kaynaklanmaktadır.
İşçinin sağlık sebebiyle haklı feshi, işin işçinin sağlığına tehlike arz etmesi veya işveren yahut işyerinde çalışan başka bir işçinin bulaşıcı bir hastalığa yakalanması olmak üzere iki farklı şekilde söz konusu olabilir. Bahsedilen tehlikenin işin niteliğinden kaynakmış olması gerektiği gözden kaçmamalıdır. Nitekim işçinin kendisinin tutulduğu hastalıklar haklı sebeple feshe yol açmamaktadır. Bulaşıcı hastalıkların ise tek başına bulaşıcı olması yeterli olmayıp aynı zamanda ciddi bir hastalık olması da gerekmektedir.
İşverenin sağlık sebebiyle haklı feshi, işçi kendi düzensiz yaşayışı veya alkol bağımlılığı sebebiyle hastalığa ya da engelliliğe uğramış ve bu durumun sonucu olarak devamsızlığı art arda 3 iş günü yahut bir ayda 5 iş gününden fazla sürmüşse iş sözleşmesi işverence sonlandırılabilir. Bir diğer sağlık sebebi ise işçinin gebe olması veya tedavi edilmeyecek bir hastalığa tutulması halidir. İşçinin tedavi edilmeyecek bir hastalığa tutulmasının yanı sıra işçinin bu hastalık sebebiyle işyerinde çalışmasının sakıncalı olduğunu sağlık kurulunca saptanması gerekmektedir.
Ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırılık nedeniyle fesih, işveren veya işçinin bu kurallara aykırı davranması sonucunda İş Kanunu tarafından derhal fesih hakkı tanınan bir durumdur. İşveren ve işçi açısından bu başlık altında farklı düzenlemeler getirilmiştir.
İşçi Açısından Ahlak ve İyi Niyet Kurallarına Aykırılık Nedeniyle Fesih Halleri
İşveren Açısından Ahlak ve İyi Niyet Kurallarına Aykırılık Nedeniyle Fesih Halleri
Bu sebeplerle iş sözleşmesinin feshi için diğer haklı fesihlerden farklı olarak bildirimin yapılması hak düşürücü süreye bağlanmıştır. Şöyle ki taraflardan biri fesih sebebini ahlak ve iyi niyet kurallarından birine dayandırıyorsa bunu öğrendiği tarihten itibaren 6 iş günü ve her halde fiil tarihinden itibaren 1 yıl içinde yazılı olarak karşı tarafa bildirmelidir.
Zorlayıcı sebeplerle haklı fesih işçi veya işverenin, doğal afet gibi dış etkenler nedeniyle işyerinin devamının mümkün olmadığı hallerde iş akdinin derhal feshedilmesidir. Bu tür fesih halleri olağanüstü sebepler olarak nitelendirebileceğimiz dış faktörler nedeniyle söz konusu olmaktadır. Bu durumlar doğal afetler, savaş hali gibi sebeplerle olabileceği gibi işyerinin devamı için zorunluluk teşkil eden unsurlara hükümetin getirdiği yasaklar da örnek olarak gösterilebilir.
İşçinin emeğinin karşılığı olarak işverence ödenmesi gereken ücret iş sözleşmesinin zorunlu unsurlarındandır. Bunun sonucu olarak ücret ve ücret eklerinin ödenmemesinin yasa koyucu tarafından işçi lehine haklı fesih sebebi olarak düzenlenmesi doğaldır. Ücretin ödenmemesi İş Kanunu madde 24’te ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırılık başlığı altında düzenlenmiştir.
İşçi sadece temel ücretinin değil aynı zamanda prim, ikramiye, yakacak ücreti, yemek ücreti, yol ücreti gibi ücret eklerinin ödenmemesi halinde de iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebilir. Bu durum işverenin ücreti ödememesi, eksik ödemesi veya geç ödemesi şeklinde söz konusu olabilir. Keza İş Kanunu uyarınca ücret en geç ayda 1 ödenmek zorundadır. Yargıtay’ın bazı kararlarında, örneğin ayın ilk haftası olarak kararlaştırılan ücret ödeme tarihinin ay ortasında ödenmesini işçi lehine haklı fesih sebebi sayılmıştır. Ancak ücretin genel olarak zamanında ödendiği bir işyerinde, bir iki defaya mahsus geç yatan ücret, dürüstlük kuralları da gözetildiğinde işçi tarafından haklı fesih sebebi olarak kullanılamayacaktır.
Akort ücret yani ücretin parça başına belirlendiği durumlarda işveren tarafından işçiye yapabileceği sayıdan az verilmişse, aradaki ücret farkı saatlik ücret esasına göre ödenerek işçinin ücret eksikliği giderilmezse işçi, haklı nedenle fesih hakkını kullanabilecektir.
İşverenin ücret ödeme borcu kapsamında temel ücretin yanı sıra ücret ekleri de yer almaktadır. Ücret eki işçilerin temel ücretinin dışında prim, ikramiye alacakların ödenmesi olarak tanımlanabilir. Sigorta primleri ücret eki olarak kabul edilmemektedir. Zira sosyal güvenlik hukukunun vazgeçilmez bir unsuru olan sigorta primleri işveren tarafından yatırılması zorunlu ödemelerdir. Söz konusu yükümlülüğünü yerine getirmeyen işveren aleyhine iş sözleşmesi haklı nedenle feshedilebilir. Sigorta primlerinin hiç yatırılmaması gibi eksik yatırılması da Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında haklı fesih sebebi olarak kabul edilmektedir.
İş Kanunu’na göre işçinin emeğinin karşılığı olan ücretin banka üzerinden ödenmesi zorunludur. Nitekim elden para ödenmesi işçi haklarının güvenliği açısından sorun yarabilir. İşçi maaşları kanunen belirtildiği üzere bordro üzerinden ödenmelidir. Elden para ödenmesi yasal düzenlemelere aykırılık teşkil edeceğinden elbette ki işçi iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebilecektir.
Fazla mesai (fazla çalışma) İş Kanunu çerçevesinde belirlenen azami çalışma süresinin yani haftalık 45 saatin üzerinde yapılan çalışmalardır. Bu durumda işçiye saatlik ücretinin %50 zamlı ücret ödenmesi gerekir. Fazla mesai yapılarak hak kazanılan ücretin de temel ücret gibi ödenmesi zorunludur. Bu yükümlülük çerçevesinde işverence fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi veya eksik ödenmesi işçi açısından haklı sebeple fesih sebebi oluşturacaktır.
Mobbing, işçiye yöneltilmiş ve süreklilik arz eden psikolojik şiddet, hakaret, aşağılama, dışlanma vb. davranışlar olarak tanımlanmaktadır. Kişilik haklarını zedeleyen davranışlar da işçinin uğradığı mobbing kapsamında değerlendirilmektedir. Bu husus işçinin işyerindeki psikolojik sağlığını olumsuz etkileyebilir ve işçinin güvenliğini ciddi manada tehlikeye sokabilir. İş Kanunu uyarınca işyerinde işveren veya başka işçiler tarafından mobbinge uğrayan işçi, ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırılık gerekçesiyle iş akdini haklı olarak derhal feshedebilir.
İşyerinde işçi, başka işçiler tarafından mobbinge uğruyorsa bu durumda haklı fesih sebebinin oluşmaması için işverenin gerekli önlemleri alarak mobbingi engellemesi gerekmektedir. Aynı zamanda işçinin bu konuda uğradığı zararlarının giderilmesini sağlamak zorundadır. Aksi takdirde işçi derhal fesih hakkını kullanarak kıdem tazminatına ek olarak maddi ve manevi tazminat taleplerinde bulunabilecektir.
Çalışma koşullarının ağırlaşması, işçinin işe başlarken ki sürece kıyasen güncel süreçte daha zorlu şartlarla çalıştırılmasıdır. İşverenin, işçinin rızasını almaksızın çalışma koşullarında olumsuz anlamda değişiklik yapması işçi lehine derhal fesih hakkı doğurmaktadır. İşverenin çalışma koşullarını işçini onayı olmaksızın ağırlaştırması işçinin sağlığı açısından tehlikelere veya işçinin psikolojik olarak yıpranmasına yol açabilir. Bu durum sözleşmeye aykırılık teşkil etmekte olup aynı zamanda dürüstlük ilkesi ile de bağdaşmamaktadır. Bu sebeple çalışma koşullarının ağırlaşması halinde işçiyle haklı fesih sebebi tanınmaktadır. Çalışma koşullarının ağırlaşması sonucunda kullanılan derhal fesih hakkı ile işçi kıdem tazminat hakkını da talep edebilecektir.
İşverenin haklı fesih hakkı, işçinin birtakım sebeplerle iş ilişkisini işveren açısından çekilmez hale getirmesi halinde, işverene iş akdini derhal feshetme yetkisi tanımaktadır. Nitekim bu hak gerek Borçlar Kanunu gerek İş Kanunu uyarınca taraflara ayrı ayrı verilmiştir. Söz konusu hakkın kullanımı ile işveren kıdem tazminatı dahi tazminat alacaklarını ödeme yükümlülüğü ortadan kalkacaktır.
İşveren iş akdini belir veya belirsiz olmasına bakılmaksızın geniş anlatımla, sağlık, zorunlu sebepler veya ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırılık sebeplerini gerekçe göstererek derhal sona erdirebilecektir.
İşveren, İş Kanunu madde 25 gereğince aşağıda belirtilen sebeplerin söz konusu olması durumunda haklı nedenle fesih hakkını kullanabilecektir.
I- Sağlık sebepleri:
Kastı ile anlatılmak istenen işçinin hasta olacağını bilmesine rağmen bu durumu istemesidir. Aynı şekilde içinin gece hayatına düşkünlüğü veya uyuşturucu madde bağımlılığı gibi sebeplerle hastalanması da bu kapsamdadır. Ancak burada sözü edilen alkol kullanımının bağımlılık derecesinde olması gerektiği ve alışkanlığa yol açmayacak derece alkol tüketilmesinin haklı sebep sayılmayacağı gözden kaçmamalıdır.
Hamilelik veya doğum sebebiyle işveren lehine haklı fesih için kanunda öngörüldüğü şekilde bildirim süreleri dolduktan sonra bu hak doğacaktır.
II- Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri:
Taraflar culpa in contrahendo ilkesi gereği sözleşme kurulmadan henüz görüşme aşamasındayken dahi dürüstlük kurallarına uygun hareket ederek birbirlerini yanıltıcı davranışlardan kaçınmak zorundadır. Bu ilkenin bir sonucu olan vasıflarında yanıltıcı bilgi verdiği öğrenilen işçinin iş akdi haklı olarak sonlandırılabilir.
Burada sataşma kelimesi ile kastedilen işverenin hakaret gibi sözel veya şiddet gibi fiziksel saldırıdır.
Söz konusu devamsızlık hali kanunda iki şekilde düzenlenmiştir. Bunlardan ilki işçinin işe art arda 2 gün gelmemesidir. İkinci durum ise işçinin işe bir ay içerisinde 2 defa herhangi bir tatil gününden sonra gelmemesidir. Bu iki devamsızlık halinden birinin olması durumunda işverence iş akdi haklı nedenle derhal feshedilebilir.
İşçinin yapmakla zorunlu olduğu görevleri arasına, yasalardan, iş akdinden, toplu iş sözleşmesinden veya işyeri koşullarından doğan tüm yükümlülükler girer.
III- Zorlayıcı sebepler:
Bu durumda işçinin tutuklanması veya gözaltına alınması iş akdinin haklı nedenle feshi için yeterli değildir. Aynı zamanda İş Kanunu madde 17’de yer alan 2-8 haftalık bildirim sürelerinin devamsızlıkla dolması şarttır.
Kıdem tazminatı, belirli koşulların varlığı halinde işçinin işyerinde çalıştığı sürenin karşılığı olarak ödenen bir tazminat türüdür. İşçinin kıdem tazminatına hak kazanabilmesi için işyerinde en az 1 yıl çalışması ve iş sözleşmesinin belirli hallerde sona ermiş olması gerekir. Bu sona erme hallerinden biri de işçinin İş Kanunu madde 24 uyarınca tanınan derhal fesih hakkıdır. Fakat işveren lehine yapılan haklı fesihlerde işçi kıdem tazminatına hak kazanamayacaktır.

İhbar tazminatı, tarafların iş sözleşmesini feshederken zorunlu bildirim sürelerine uymaması sebebiyle talep edilmesi halinde karşı tarafa ödenmesi gereken tazminat türüdür. İhbar tazminatının bildirim sürelerine uyulmaması halinde ödendiği dikkatten kaçmamalıdır. Nitekim haklı nedenle fesih halinde bildirim sürelerine uyulmaksızın iş akdi derhal feshedilmektedir. Bunun sonucu olarak ihbar tazminatı haklı nedenle fesih sonucu istenebilecek bir tazminat türü değildir.
İşçi, iş sözleşmesinin işveren tarafından geçerli bir neden sebebiyle feshedilmesi üzerine işe geri iade edilmek amacıyla iş sözleşmesinin geçerli bir neden olmadan feshedildiğini ispatlamak üzere işe iade davası açabilir. İşe iade davasını yalnızca iş güvencesine tabi olan işçiler açabilmektedir. Ayrıca işe iade davası geçerli nedenle fesih hallerinde söz konusu olabileceğinden haklı nedenle fesih hallerinde işe iade davası açılamamaktadır.
İş hukuku kapsamında tazminat alacakları için arabuluculuk süreci, taraflar arasında çıkabilecek uyuşmazlıkları çözmek için getirilen alternatif bir çözüm yoludur. Arabuluculuk yoluna gidilmesi ihtiyari ve zorunlu olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
İhtiyari arabuluculuk halinde taraflar dava yoluna gitmeksizin üçüncü bir kişinin yardımıyla uyuşmazlıklarını çözmek için görüşmeler yapmaktadır. Dava ve yargılama sürecine kıyasen daha hızlı çözümlenmesi ve ekonomik olması sebebiyle taraflarca tercih edilmektedir. Zorunlu arabuluculukta ise iş kazası ve meslek hastalığından doğan alacaklar dışında işe iade davası, kıdem tazminatı ve geriye kalan tüm işçilik alacakları için dava açabilmek için getirilen bir dava şartıdır. Zorunlu arabuluculuk şartı yerine getirilmeden açılan söz konusu davalar dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilecektir.
Açıklandığı üzere tazminat alacakları için de zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulması dava şartıdır. Arabuluculuk süreci sırasıyla aşağıdaki gibi gerçekleşmektedir:
Arabuluculuk süreci iş hukuku kapsamında en geç 6 hafta içinde tamamlanmalıdır. Zorunlu hallerde ise bu süre en çok 4 hafta daha uzatılabilecektir.
İşçilik alacakları davası, işçi ile işveren arasındaki iş ilişkisinden kaynaklanan alacakların tahsil edilebilmesi için açılmaktadır. İşçi alacakları kapsamında kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücretleri ve her türlü ek ücret yer almaktadır.
İşçi, alacaklarını tahsil etmek amacıyla işverene karşı dava açabilmek için öncelikle dava şartı olan zorunlu arabuluculuk yolunu tüketmek zorundadır. Zorunlu arabuluculuk görüşmeleri sonucunda uyuşmazlık çözülmemişse arabuluculuk tutanağının hazırlanmasından itibaren 5 yıl içinde dava açılmazsa dava hakkı zamanaşımına uğramış olacaktır. Dava İş Mahkemesine hitaben yazılmış ve taleplerin belirtildiği bir dilekçeyle açılır.
İspat yükü genel ispat kuralı gereğince alacakları olduğunu iddia eden işçi üzerindedir. Şöyle ki işçi somut delillerle tazminat alacaklarının varlığını ispatlamak zorundadır. Bu konuda hukuk mahkemelerinde kullanılan her türlü yasal delil kullanılabilecektir.
Mahkeme tarafından yürütülen yargılama sonucunda bir kanaate ulaşılır ve hüküm kurulur. Hükme göre işçinin davası kabul edilirse tazminat alacakları işverene istinaf yolu açık olmak üzere ödenmesi amacıyla tebliğ edilir. İşveren tazminat alacağının olmadığını iddia ediyorsa ilk derece mahkemesinin kararını olağan kanun yolu olan istinaf merciine götürebilecektir. Aynı zaman işçi tazminat alacaklarını mahkeme kararına rağmen ödeme yapmayan işverene karşı cebri icra vasıtasıyla ilamlı takip başlatabilecektir.
Sonuç olarak işçilik alacakları davası ile mahkeme alacak kalemlerini belirleyerek davanın kabulüne veya reddine karar verecektir.
İşsizlik maaşı, sosyal devlet ilkesinin bir sonucu olarak işçinin kendi kusuru olmaksızın işten çıkarıldığı hallerde devlet tarafından belirli bir süreliğine sağlanan destek ödeneğidir. Haklı fesih durumlarında da işsizlik maaşı talep edebilecektir. Ancak tek başına haklı nedenle fesih işsizlik ödeneğinin alınması için yeterli değildir. İşsizlik maaşı alabilmek için bazı şartların varlığı bir arada aranmaktadır. Bu şartlar şunlardır:

Haklı nedenle fesih, işçi veya işveren tarafından aralarındaki iş akdini yasal düzenlemeler çerçevesinde haklı bir sebebe dayanarak derhal sona erdirme yetkisi tanıyan bir haktır.
İşçi, Kıdem tazminatına hak kazanabilmek için işyerinde belli bir süre çalışması gerekip ayrıca iş sözleşmesinin sona ermesine kendisinin isteği veya kusuru neden olmamalıdır. İşçi lehine haklı nedenle fesih halinde işçi diğer koşulları da taşıyorsa kıdem tazminatına hak kazanacaktır.
İhbar süresi geçerli nedenle fesih halinde verilmesi gerekmektedir. Haklı nedenle fesih hakkı derhal kullanılır. Bu sebeple haklı fesih halinde ihbar verilmesi gerekmemektedir.
İşçi kıdem tazminatını talep edebilmek için iş sözleşmesi kendi kusuru nedeniyle sonlandırılmaması gerektiğinden işverence kullanılan haklı fesih halinde işçi kıdem tazminatına hak kazanamaz.
Ücretin düzenli veya geç ödenmemesi işçi lehine haklı fesih nedendir. İşçinin ücret hakkı konusunda her türlü aykırılık haklı fesih nedeni teşkil edecektir.
İşveren tarafından işçiye hakkı olan ücretin eksik ödenmesi hali işçi açısından haklı nedenle fesih sebebi teşkil etmektedir.
İşçinin işyerinde sigortasız çalıştırılması her şeyden önce yasal değildir ve bunun sonucu olarak yaptırıma bağlanmıştır. Sigortasız işçi çalıştırılması halinde bu durumun tespiti akabinde işverenlere ceza yaptırımı uygulanır. Yasal dahi olmayan bu durumun yaşanması halinde doğaldır ki işçi haklı nedenle fesih hakkını kullanabilecektir.
İşçinin işyerinde uğradığı mobbing yani psikolojik taciz, işçiye karşı yapılan aşağılama, küçük düşürme, alay etme, dışlama vb. davranışları kapsamaktadır. İşçi doğaldır ki bu tarz davranışlar sonucu psikolojik travmalar yaşayabilir. İşçi, mobbing sebebiyle haklı fesih hakkını kullanabilir.
Fazla mesai ücreti, İş Kanunu uyarınca belirlenen en yüksek çalışma süresinin yani haftalık 45 saatin aşılması halinde normal ödenen ücrete göre zamlı olarak ödenen maaştır. Fazla mesai ücreti de işçinin temel ücreti gibi ödenmesi zorunlu unsurlardan olup ödenmemesi halinde işçi bu sebeple iş akdini haklı olarak feshedebilecektir.
İşçilere verilen yıllık izin hakkı anayasal bir haktır. Bu hakkının kullandırılmaması hukuka aykırı olduğu gibi işçi lehine haklı nedenle fesih sebebi olarak da değerlendirilecektir.
İşveren, işyeri güvenliğini sağlamak ve her türlü sağlık tedbirini almak gibi çalışma koşullarını yasal düzenlemeler çerçevesinde yerine getirmek zorundadır. İş Kanunu’na göre çalışma koşullarının uygulanmaması halinde işçi haklı nedenle fesih hakkını kullanabilecektir.
İşveren, işçiyi iş sözleşmesinin aykırı hareket edecek şekilde görevlerde çalıştırmaya zorlayamaz. Aksi takdirde bu durum işçi lehinde haklı fesih sebebi teşkil edecektir.
Sigorta primleri, sosyal güvenlik hukukunun bir sonucu olarak işçinin iş güvenliği açısından işveren tarafından ödenmesi zorunlu destek ödeneğidir. Yasal düzenlemeler ve Yargıtay içtihatları çerçevesinde ödenmesi zorunlu olan sigorta primlerinin yatırılmaması işçi açısından haklı fesih sebebi olarak kabul edilir.
Yıllık ücretli izin, işçinin kıdemine göre belirlenen gün sayısı boyunca izne çıktığı zamanlarda ücrete hak kazanmaya devam etmesi şeklinde tanımlanabilir. İşveren, aynı zamanda anayasal bir hak olan yıllık ücretli izin hakkına aykırı hareket ederek işçiyi ücretsiz izne zorlayamaz. Aksi takdirde bu durum işçi açısından haklı fesih sebebi sayılacaktır.
İşverenin işyerinde işçisine fiziksel veya psikolojik şiddet uygulayabilmesi mümkün değildir. Kaldı ki bu tür davranışlar TCK bağlamında suç teşkil etmektedir. İş Kanunu’na göre sataşma olarak tabir edilmiş olan fiziksel veya psikolojik şiddet halinde işçi haklı nedenle iş akdini sonlandırabilecektir.
İşçinin maaşının hiç ödenmemesi veya eksik ödenmesinin yanı sıra geç ödenmesi de haklı fesih sebebidir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken geç yapılan ödemelerin süreklilik arz etmesidir. Örneğin maaşın genellikle gününde ödendiği bir işyerinde bir defaya mahsus geç ödenmesi halinde işçinin iş akdini bu sebeple feshetmesi dürüstlük kuralıyla bağdaşmayacaktır.
İşçini işyerinde gerek kendisi tarafından gerekse başka işçiler tarafından her türlü cinsel taciz veya davranışa maruz kalması kanunda açıkça işçi lehine haklı fesih sebebi teşkil edeceği düzenlenmiştir.
İşçinin zorla yani üzerinde baskı kurularak veya tehdit edilerek istifa ettirilmesi Türk Hukuk Sistemine göre geçerli fesih yerine geçmeyecektir. Bu durum haksız fesih olarak kabul edileceğinden işçi işe iade davası veya tazminat davaları açabilir.
İşverenin işçiye kötü muamelelerde bulunması İş Kanunu açısından haklı nedenle fesih nedeni teşkil etmektedir. Bu sebeple işçi tazminat alacaklarına başvurabilir.
İşverence işçinin onayı alınmadan iş sözleşmesinde kararlaştırılan işin mahiyeti, çalışma süresi ve zamanı gibi esaslı noktaların değiştirilmesi haklı fesih nedenidir.
İşveren, işçinin rızasını almaksızın iş sözleşmesinde belirtilen işyerinden başka bir yerde ya da şehir dışında çalışmaya zorlayamaz. Aksi takdirde bu durum işçi açısından haklı fesih nedeni olarak kabul edilecektir.
İş Kanunu’na göre aksi sözleşmede belirtilmemişse işverenin yemek sağlama veya servis kullandırma gibi hizmetleri yerine getirme yükümlülüğü yoktur. Ancak bu tür hizmetler iş akdinde kararlaştırılıp da yerine getirilmezse bu durum işçi açısından haklı fesih nedeni sayılabilir.
İşveren, haklı fesih nedenlerine dayanarak iş sözleşmesini feshederse işçiye kıdem tazminatını ödeme yükümlülüğü ortadan kalkacaktır. Ancak işveren sırf tazminat sorumluluğunu engellemek amacıyla sözleşme sonlandırırsa bu durum haksız fesih teşkil edeceğinden bu yükümlülüğü devam edecektir.
İşçinin sosyal hakları, sosyal güvenliğinin yapılması, sigorta primlerinin yatırılması, ara dinlenme verilmesi ve yeni iş arama izni gibi pek çok hakkı içerisinde barındırır. İşverence bu tür hakların işçi tarafından kullanılmasını engellenmesi haklı fesih nedeni sayılmaktadır.
İş Kanunu ve diğer yasal mevzuatlar uyarınca işçinin emeği karşılığı olan ücret alacağı banka üzerinden ödenmesi zorunludur. Bu zorunluluğa aykırı hareket teşkil elden ödeme yapılması işçi açısından haklı fesih nedenidir.
İşçinin işyerinde çalışma şartlarının ağırlaştırılması, iş sözleşmesi kurulurken belirlenen şartlara kıyasen daha zor şartlarda çalışma koşullarının düzenlenmesidir. Bu durumda işçinin onayı alınmazsa işçi, iş akdini haklı olarak feshedebilir.
İşverence işçinin onayı alınmadan iş sözleşmesinin esaslı unsurlarından biri olan ücret miktarının değiştirilmesi, İş Kanunu uyarınca bir haklı fesih nedeni olarak kabul edilmiştir. O halde işçinin haberi olmadan maaşının düşürülmesi haklı fesih sebebidir.
Fazla mesai (fazla çalışma), yasal düzenlemeler çerçevesinde belirlenen maksimum çalışma süresi olan haftalık 45 saatin üzerinde yapılan çalışmalardır. Fazla mesai ancak işçinin rızası halinde yaptırılabilir. Bu sebeple işçi fazla mesai yapmaya zorlanamaz. Aksi halde haklı nedenle fesih hakkı ortaya çıkacaktır.
İşçinin tehlikeli işlerde çalıştırılması eğer iş sağlığı ve güvenliğini açısından tehlike arz ediyorsa bu durum işçi açısından haklı fesih nedeni teşkil edecektir.
İşveren, yasal düzenlemeler çerçevesinde işçi işe başlamadan önce işçinin sigorta girişini Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirmek zorundadır. İşverenin bildirim yükümlülüğünü yerine getirmemesi halinde işverene idari para cezası verilir. Ayrıca işçinin bu durumu öğrenmesi halinde iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebilecektir.
Kötü çalışma koşulları geniş bir anlatım olduğundan somut olaya göre haklı fesih sebebi teşkil edip etmeyeceği ona göre belirlenmelidir. Söz konusu kötü koşullar işçinin mobbinge uğraması veya iş sağlığı ve güvenliğini tehlikeye sokabilecek nitelikteyse işçi elbette ki haklı fesih hakkını kullanabilecektir.
İşsizlik maaşının talep edilebilmesi için birtakım koşulların bir arada bulunması gerekir. Her şeyden önce iş akdinin feshi, işçinin istifa etmesinden veya kendi kusurundan kaynaklanmamalıdır. Bu sebepler dışında iş sözleşmesi sona ermişse işçi, diğer şartları da taşıması halinde İŞKUR birimine başvuru yaparak işsizlik maaşı talebinde bulunabilir.
İş Kanunu uyarınca işçinin iş sözleşmesini sonlandırırken yazılı bildirimde bulunması yeterlidir. Bu nedenle işçinin noter kanalıyla iş sözleşmesini feshetmesi zorunlu değildir. Ancak noter aracılığıyla fesih yapılması olası uyuşmazlıklar sonucu dava açılması ihtimalinde ispat kolaylığı sağlamaktadır.
Haklı fesih durumlarında da işsizlik maaşı talep edebilecektir. Ancak tek başına haklı nedenle fesih işsizlik ödeneğinin alınması için yeterli değildir. İşsizlik maaşı için aranan diğer koşulların da mevcut olması gerekir.
Haklı fesih nedenine göre işçinin işvereni şikâyet edebileceği birden fazla alternatif kurum bulunmaktadır. Şöyle ki;